Bu içerikler Bekir Akkaya tarafından oluşturulmaktadır .İçeriklerin izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur.

27 Ağustos 2009

BİR DOSTA DAİR/YILMAZ ALIR

Kendisiyle internet vasıtasıyla tanıştım..

Tanışmamıza FİZME.COM sitesi vesile oldu

Benim KUMRU HABER sitesinde yazmamı da kendileri istedi.

İzine gelmesiyle yüz yüze görüşme fırsatı bulduk…

İnsanlar elbisesiyle karşılanır, sohbetiyle uğurlanırmış ya, sohbeti çok hoştu…


Yüreği sevgi doluydu…

İnsan vardır, gelişiyle sevindirir. İnsan da vardır, gidişiyle sevindirir..

Diyarı gurbetten izine gelmesiyle, şen adamın güneşe benzemesi gibi, gittiği yeri de, geldiği yeri de aydınlatıyordu..

Bu manada gelmesi bizleri sevindirmişti ama, gitmesi bizleri üzdü..

Bulunduğu her ortam da,

Gerek sohbetiyle, gerekse sıcak bir gülüşüyle, sanki koskoca buz dağını eritiyordu...

Şiirlerinde ve yazılarında, içindeki bizden olma duygusunu hiç kaybetmemiş.

Kökünü beğenmeyen dal,
ve dalını beğenmeyen meyve olma niyetinde değildi..

Sahte paraların yaptığı sahte adam olma niyetinde hiç değildi şüphesiz..

Sofrada mısır ekmeği olsun, yanında turşu, ama muhabbeti olsun yeter diyordu..

Hani bizim bir atasözümüz vardır ya,

^^Aptal ata binmiş, bey oldum sanmış^^tiplerden değil di..

Bu insanlık neler gördü, paranın değiştirdiği nice insanlara şahit oldu..

Beni en çok etkileyen sözü,

Biz kargo uçağında tabutun içinde geliriz sözü oldu. Böyle söylemesine rağmen, dönüşü olmayan gurbeti kendine vatan edinmemişti..

Adeta özüyle bağdaş, batıyla çağdaş gibiydi..

İlk aşkına koşan yiğit gibi, kendisinde Fizme aşkı başkaydı..

Bu sevdanın bağrında ölmek güzeldi diyordu..Hayat şartları tesbih taneleri gibi koparmıştı insanları birbirlerinden..

İçinde ki Türkiye sevgisini, Fizme aşkını, ne yıllar eskitebilmiş, nede uzaklık.

Türkiye sevgisi de, Fizme aşkı da içinde ateş parçası olmuş sanki..

Uğradığı tüm limanları yakıyor, fırtınanın şiddeti gibi bu aşkı, bu sevgiyi körüklüyor du..

Belki de bu, ayrılık rüzgarının yangınların alevini güçlendirmesi gibi bir şey di…

Bizlere, sevgi denizinde ki dostluk feneri gibi, tebessümünü yansıttı.

Sıla-i Rahim-e, yani, akraba ve yakınlarını ziyaret etmeye, hallerini ve hatırlarını sormaya, gönüllerini almaya ayrı bir önem verdiğine şahit oldum..

Bu dinimizin üzerinde durduğu vazifelerden biri.. !

Halit b. Zeyd [r.a] ın rivayet ettiğine göre bir adam Hz Peygamber’e gelerek,

Ya Rasülallah, beni Cennete sokacak bir ibadet söylermisin..?dedi..

Rasulüllah şu cevabı verdi.

^^Allah’a ibadet eder ve O na hiç bir şeyi ortak koşmasın, namaz kılar, zekat verir ve sıla-i rahm edersin^^buyurdu..[1]

Dostumuz bizlere, giderken suya gölgelerini veren su çiçekleri gibi dostluğunu bıraktı..

Dostluğun, iki yürek arasında akan nehir gibi, gittiği yeri de, geldiği yeri de temizlemesi dileğiyle…

1- Buhari. Zekat -1-

Editör : Yılmaz ALIR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...