Bu içerikler Bekir Akkaya tarafından oluşturulmaktadır .İçeriklerin izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur.

14 Aralık 2024

YAYINIMIZ SES GETİRDİ KUMRU;NUN TARİHİ MÖ. 4500 YILINA KADAR GİDİYOR

Değerli iş adamımız İsmet ERÇAL, elinizdeki bu gazetenin Mart-1998 tarihli 8. sayısında ;KUMRU;NUN BİR MEDENİYETLER VE HAZİNELER ŞEHRİ OLDUĞUNU, KUMRU;DA YERLEŞMENİN ÇOK ESKİLERE GİTTİĞİNİ; iddia ediyordu. Bu konuda araştırma yapmak için yetkililerden yardım talep ediyordu. Daha sonra aynı iddiaları başka yayın organlarında da sürdürdü.

Bu iddialar daha sonra Kültür Bakanlığı;nca dikkate alındı. 1999 yılında Ordu Müze Müdürü Sayın M. Yücel KUMANDAŞ Kumru;ya gelerek İsmet ERÇAL;la görüşme yaptıktan sonra, Dr Cemalettin YAKTI, Öğretmen Bekir AKKAYA ve Kumru Kütüphane Müdür Vekili Osman Kasımoğlu ile birlikte bir ekip oluşturarak Kumru;nun Akçadere (Küşnefak), Ayvalı (Kömerik), Divani Kayabaşısı, Tekke ve Karaağaç gibi yerleşim birimlerini iki gün gezerek önemli bulgular tespit ederek ilgililere iletilmek üzere bir rapor hazırlandı.
Nihayet geçtiğimiz ay, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Eskiçağ Tarihi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Özsait başkanlığında bir bilim

KUMRU;DAN TEŞEKKÜRLER!

Son zamanlarda Kumrulu olmaktan ve Kumru;da yaşamaktan son derece keyif almaya başladım. ;Bir musibet bin nasihattan iyidir; derler. Zaman zaman bazı uyarılarımızla dalga geçenler, veya bizimle alay edenler, yaşadıkları olumsuz olaylar karşısında neredeyse bizleri evliya ilan edecekler. Hani meşhur bir söz var ; ZARARLARINDAN EMİN OLDUKLARI İÇİN DOSTLARINI UZAK TUTTULAR, KENDİLERİNE BAĞLAMAK İÇİN VE YAKINLAŞMAK İÇİN DÜŞMANLARINI YAKINLAŞTIRDILAR, YAKIN OLDUKLARI DÜŞMANLARI DOST OLMADI, UZAKLAŞAN DOSTLAR DÜŞMAN OLDU, HERKES DÜŞMAN SAFINDA BİRLEŞİNCE.....................; Bu cümleler Vicdanül Kumru, Cüzdanül Kumru ve Zoraki Kumrulu olarak düşünülürse denilmek istenilen çok daha iyi anlaşılır inancındayım.........Beni sıkıntıya sokan bari Kumrulu olsa.....

Zaman zaman insanın kendi kendini sigaya çekmesi gerekir. Bireysel olarak her birimiz bunu sık sık yaparız. Ancak insan ilişkileri açısından bu son derece zor. Toplumda yeriniz nedir? Ne kadar insanlara güven veriyorsunuz? Ne kadar dostunuz veya seveniniz var? Bulunduğunuz mevki ve makamları elinizden

İYİ ÖĞRETMEN - KÖTÜ ÖĞRETMEN TANIMLAMASI DOĞRU MU?

Geçenlerde bir öğretmen arkadaşım aynen şöyle dedi. "Bizi ucuza satmışlar. Ben okula gittiğimde kolumdan tuttular en yakın bir okula ve hiç tanımadığım bir öğretmene teslim ettiler. " Bu cümleleri söylerken bayağı kızgın bir hali vardı. Bunun üzerine ben "Hayrola hocam neden böyle söylüyorsun? Dediğimde bana " Ben branş öğretmeniyim. Sınıf öğretmeni arkadaşları dikkatle takip ediyorum. Sürekli küçük çocuklarla beraber olduklarından olsa gerek, bütün davranışlarını bir çocuk gibi yapmaya başlıyorlar. Küçük meseleleri büyütüyorlar. Olmadık şeyleri ciddileştiriyorlar. Tabi ki bu sözlerim tüm sınıf öğretmenlerine yönelik değil. " dedi.


İlgili öğretmen arkadaşın söylediklerinin doğru olduğunu söyleyen bir başka öğretmen arkadaş : " On beş yıldır Kumru'da öğretmenlik yapmaktayım. Şimdi emekli olan bir sınıf öğretmeni arkadaş yaz tatilinde birinci sınıf öğrencilerinden iyi diye nitelendirdiği ailelerin çocuklarını toplar ve ders yılı başladığında seçtiği öğrencileri kendisinin okutacağını söyler, öğrencileri bazen ayaklarına, bazen ana ve babasına göre tespit eder, köyden gelen çocukları sınıfına dahi yaklaştırmazdı. Sonra da yıl boyu öğrencileri ile öğünür, başarısından dem vururdu.

Okullar açılalı iki hafta gibi bir süre geçti. Ama Kumru'da öğretmenler ve veliler arasındaki sohbetlerde bu konular konuşuluyor... İyi öğretmen ve

BU YAŞAMA ÖYLE Mİ? / Bekir Akkaya

Hayranım efendim sizlere emin olun hayranım! Sizdeki bu muhteşemlik herkese nasip olmaz..Kıvırma muhteşem, duruş muhteşem...Daha ne olsun...Sizinle herkes gurur duyuyor...


Dün alabildiğine yakınıyordunuz? Ya bugün ne oldu. Dünkü yakındığınız fiillerin içersindesiniz...

Bey Efendi, hani yakınıyordun...Elinde dosyalar ve faks çekmeler...Ve şikayetler, ama bugün maşallah şimdi bir başkası aynı yöntemleri uyguluyor. Dün ne oldu bugün ne oldu. Maşallah maşallah, aman ayağına bir taş değmez inşallah....

Evetefendim,muhteşemsinizmuhteşem...Dostluklarımız muhteşemdi. Ama son zamanlarda gözükmüyorsunuz. Mutlaka bugünde bir başkasını bulmuşsundur... Sende bu endam oldukça sen adamsız kalmazsın...sEN MUHTEŞEM BİR YARATILIŞA SAHİPSİNDİR...Ben bilirim...

Benim dostlarım, nereye kadar istifade ve yararlandığıma kadar....İlişkilerimde öyle...Zenginse severim. Boş ver ilkeyi milkeyi de sen paradan haber ver bana.. O kadar dostum var ki gökteki yıldızlar kadar...Birini boşar diğerini alırım. Memlekette enayiden bol bir şey mi var...Bugün seni çarparım yarın onu...Bazen de çarpılmak bizim kaderde de var....

Ne muhteşem çelişki....Güçlü gördüğüne eğil ve ezil, mazlum gördüğüne aslan kesil ve ez...Haram helal demeden Yararlandığına methiyeler düz,

FİZMELİLER BU FOTOĞRAFA DİKKAT

Bu fotoğraf karesine dikkatle bakın. Bu fotoğraf karesi büyük bir ihtimal Fizmenin kaderini değiştirecek insanlardan oluşuyor. Bu kare gönüllü olarak Fizme için bir araya gelen Fizmelilerden sadece yedi kişi. Bu yedi kişinin arkasında yedi yüzden fazla Fizmeli bulunmakta. Her biri Fizmenin bir mahallesini temsil eden bu yedi kişi şu anda Fizme Derneğinin kurucuları. Fizme Derneği ise yakında hizmete girecek....Büyük bir özveri ile çalışan bu yedi kişinin aslında isimleri de pek önemli değil. Ama bu yedi kişi Fizme için yola çıkarak Fizmede numara yapanlara karşı bir duruş sergilemektedirler. Lütfen bu fotoğraf karesine dikkat edin ve bu karedekileri dikkatle takip edin....3 kişinin bir araya gelmesi mümkün olmayan günümüzde bu yedi kişi tam yedi yüz kişi olarak gelmektedir. Bu yediliyi izleyip gelişmeleri Fizmelilere aynen yorumsuz aktarmayı sürdüreceğiz...10.03.2003
.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

ORDU MİLLET VEKİLİ EYÜP FATSA’NIN ORDU HABER GAZETESİNE YAPTIĞI ÖZEL SÖYLEŞİ


    NOT : Bu röportaj Ordu Haber Gazetsinde Rıza Razı imzası ile yayınlanmıştır.

 

    Rıza RAZI : Fatsa Kurultayı ile ilgili görüşlerinizi alabilir miyim. Bu kurultay katılan  yedi ilçeye ne getirebilir veya iler ki yıllarda bu kurultaya katılan ilçeler, Fatsa tarafından mağdur duruma düşebilir mi. Bu konuda görüşleriniz nelerdir?

 

              Eyüp FATSA  :  Demokratik toplamlarda kurultaylar çok önemlidir. Kendi yöremiz hakkında konuşacak olursak mesela, Mesudiye kurultayları vardı. Genelde de çok fazla ciddiyete alınmazdı. İşte Mesudiyeliler bir araya            toplanmışlar konuşuyorlar, birbirleriyle hasret gideriyorlar gibi, yani sahilde böyle algılanıyordu. Bu  sene Mesudiye kurultayının onuncusu yapıldı. Ben ancak bu kurultaya katılabildim. Diğer dokuz  kurultaya katılamadım. Yakinen takip ediyordum, çok da ciddiye alıyordum. Kurultaylarda şu oluyor;  insanlar geliyor gidiyor ilçelerinin, beldelerinin, köylerinin problemlerini konuşuyorlar

BUNUN SONU EŞŞEK CENNETİ OLMASIN?

BEKİR AKKAYA                                                                     akkayabekir@hotmail.com


Ne hayallerimiz var. Her birimizin yapmak istediklerini normal şartlarda yapmaya kalkışsak kaç yüz yıl alır dersiniz? Ama işin gerçek yönü hiçte öyle değil. 50 -60 derken 100;e kadar yaklaşanımız yüz kişide ya bir ya da hiç yok...
Bana en fazla sorulan şey emeklilik ne zaman? Yaş elliyi geçince de hayatın pek fazla tadı olur mu? Çevremdeki yaşayanlara baktığımda hiçte iç açıcı bir durum yok ortada. Hastaneden çıkmayanlar, yolda yürüyemeyenler, emekli kuyruğunda düşüp bayılanlar...Hepsi bunların gerçek. İnadına da hatırlamak istemiyor, gerçekle yüz yüze gelmek istemiyoruz...Sanki gözlerimizi yumunca hakikat yok oluyor...
Kendimizin yaşayamadığı hayatları geleceğe havale etmek, çoluk ve çocuklarımıza bırakmak ne derece gerçekçi. Kızlarımıza çeyiz, oğlumuza yeni bir araba parası biriktirmek için katlandığımız sıkıntı. Yaş ilerleyip oğul ve kızlarımız büyünce de kapı dışarı edilmek, ya da bir bakım evine kapatılmak içten bile değil. Bunları düşünmek her birimizi korkutuyor. Gerçekle karşı karşıya gelince de çoktan iş işten geçmiş oluyor.
İşin en doğrusu bana göre kişinin bulunduğu anı en iyi bir şekilde

Bunları Biliyor musunuz? / 2003

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?

 

Kumru Kaymakamının adı Ali Çalgan olduğunu,

************************************************************************************************

Kumru Belediye Başkanının adı Adil Karaoğlanoğlu olduğunu, partisinin CHP olduğunu bundan önceki Belediye başkanının partisinin Refah Partisi olduğunu,

***********************************************************************************************

Kumru Vaizinin isminin Faruk Ana olduğunu ve Fizmenin Karapınar Mahllesinden olduğunu...

*************************************************************************************************

Yukarıdamlalı Belde Belediye Başkanı Hüseyin Yanar, partisinin MHP, Fizme Belde Belediye Başkanı Ahmet Ağrbaşlı, partisinin AK parti ve iki başkanın seçildikleri partinin Fazilet partisi olduğunu,
************************************************************************************************


1998 yılında tam teşekküllü olarak açılan Kumru Devlet Hastanesinde hiç uzman dokturun olmadığını, bu sebeple vatandaşların uzak ilçelere giderek mağdur olduklarını
************************************************************************************************


Kumru'da görev yapan iki avukatın Fizmeli olduklarını, adlarının Mehmet Bilu ve Ali Arguç olduğunu
**************************************************************************************************


Kumru dışında 45 bin Kumrulu yaşadığını, bunun 15 bininin İstanbul'da olduğunu...
*************************************************************************************************


İstanbul Avcılarda bulunan Kumrulular Derneği Başkanının Harun Topalcı Olduğunu ve bu derneğin hizmetleri ile İstanbulda örnek dernek seçildiğni,
**************************************************************************************************


Ak Parti Ordu Millet Vekili Eyüp Fatsa'nın

İşin Reconu Bu ! / Bekir Akkaya

Ben ayrıntılı bir şekilde Kuran ve İncil'de okudum. Ademin yaratılması ile Şeytan devreye girmiş ikisi de Cennetten sürgün edilerek dünyaya gönderilmişlerdir. Suçlu kim? Hangi yönden düşünürseniz düşünün burada şeytan, Adem ve Havva aynı oranda suçludur. Bunu takdir eden Cenabı Allah'ın sebebi hikmeti ayrıntılı bir şekilde ciltler dolusu tüm semavi din bilimcilerce izah edilmiştir.
     Dünyada hayatın başlaması ile Habil ve Kabil olayı ve cinayetin başlamasının ardından insanlar gerek kendileri ile ve gerekse Şeytanla mücadele günümüze kadar sürmüştür. Sayısız Peygamberler - Ebu Cehiller her dönemde mücadeleleri hiç bitmemiş ve hala da devam etmektedir.
     Herkes konumu ve durumuna göre bir şekilde nefsi duygularını, kişisel çıkar ve hırslarını her zaman uygulamaya çalışmaktadır. Hak haklının değil, hak hep güçlünün olmuş, dünden bugüne mağdur olduklarında bağırıp çağıranlar güçlü olduklarında dünkü durumlarını da unutarak beğenmedikleri tutum ve davranışlar içersine gire gelmişlerdir.
         Bu günlerde hayal ve ümitleri her yönden