16 Ekim 2007

Güneş Balçıkla Sıvanmaz! Ya da Geçmiş Olsun! /Bekir Akkaya

Bizim yaşıtlarımız bir dönemin birikimleridir. Kibir ve gurur yapmadan ifade edeyim ki, 70’le 80’li yıllar arasında öğrenim görmüş ve o dönemi yaşkumruış kim olursa olsun birikimlidir ve düzeylidir. Çevremizde olup bitenlere baktığımızda o dönemin farkını bugün görmemiz mümkündür. Şahsen ben siyaset ve ticaretle hiç barışık olmadım. İnsanın en mükemmel oluşuna binaen insanlara ve özellikle insan kalanlara hep öncelik verdim. Üç bin öğrencili bir okulun mezunu olmamdan bugün bile gurur duyuyorum. Bundan 30 yıl önce, her cuma akşamları bir dernek ya da teşkilatta konferans ve etkinliklere koşuşturmaktan, sayısız kitapları hatmetmekten ders çalışmaya bile fırsatımız olmazdı. Solculuğu da sağcılığı da o günlerde öğrendik. Bugünkü ilke ve duruşu da…O günün ne solcusuna ne sağcısına ne de İslamcısına bugün bir şey öğretmeye kalkışmak boşuna bir uğraştır. Çoklarının hayal bile edemediği
bugünkü koşuşturmalar ya da birikimler o günün ürünleridir. Tuttuğumuz notlar bugün yazılsa üç beş ciltlik kitap olur. O günlerde boş vermişlerimiz, ya da bugünün cep telefonlu sarhoşları dolmuşa binmenin dışında bir varlık gösteremez. Paramız yoktu ama birbirimizle kaynaşmış on yıl kadar uzun sürelerle aynı yurt ve pansiyonları paylaşarak farkında olmadan dostluğun ve vefanın temellerini atmıştık. O günlerde vatan ve millet sevgisi her yer ve mekânda iliklerimize kadar işlemişti. Vatan topraklarına bir çakıl koymanın ya da bir taş döşemenin faziletini ve yüceliğini yeni değil ta o günlerde öğrendik. Yanlışta olsa, solcusu da sağcısı da birbirleri ile kavga etseler de tek arzuları vatana hizmet etmek olarak biliniyordu.
Herkes kendi dönemini önemser. Ama seksen öncesi dönemlere bir göz atılırsa, farkın farkı ortaya çıkacaktır. Ayrım yapılmaksızın o günlerde şehit olanların niyetlerinin iyi niyet olduğuna yürekten inanıyorum. Ölenler aramızda değiller. Sağ olanlar bulundukları yerlerde ülke ve ülke insanları için gece gündüz durmak bilmiyorlar. İnsan denen varlık tezde yetişmiyor. Yapılanları ya da niyetleri görmek duyarlı insanların en önemli sorumluluklarıdır. Eğer bir konuda illa da laf olsun diye karşı olmak, olumlu ya da olumsuz iş ve eylemlere tepki göstermek doğru bir duruş değildir. Asıl olan yapılanları ve niyetleri doğru görüp doğru okumak, yapıcı ve faydalı eksiklikleri gözler önüne sererek ülke ve ülke insanına yarar sağlamak olmalıdır. Bizim dönemimizde yetişenlerin bir yerde olmaları tesadüf değildir. Ta lise yıllarında kendilerini ispatlamış ve gelecekte gerek siyaset ve gerekse ticarette başarılı olacaklarını o günlerde ortaya koymuş bir çok değer bugün iş başındadır. Liderlik vasıflarını ve topluma hizmet edeceklerinin sinyalini o günlerde vermişlerdir. Siyaset ya da bulundukları yerlerde hizmeti ibadet olarak gören ve gerçekten kalıcı hizmetlere imza atan dostlarımızın, önemli hizmet makamlarında bulunmaları bizlere gurur verirken, haksızlık yapılması ya da haksız yere rencide edilmeleri huzur ortamına zarar verir endişesi ile duyarlı insanlar kadar bizleri de endişelendirmektedir. Bu tür yaklaşımlar gerçek manada olmasa da insanların çalışma şevkini de bir ölçüde aza indirgemektedir. Kim kime ceza verecek, kim kimi cezalandırılacak? Her birey kendi cezasını verecekse kurum ve kuruluşlar ne iş yapacak? Askerimiz bizim, vekilimiz de bizimdir. Ortada bir sorun olsa da kanunlar çerçevesinde demokratik yollarla çözüme ulaşmak varken şiddet kullanmak kime ne kazandır? Bir üretici olarak fındığa düşük fiyat verildiğini bilenlerdenim. Dün olduğu gibi bugünde durumun fındık üreticisi lehine düzeleceğine inanıyorum. Gürgentepe’de Ordu Millet Vekili Sayın Eyüp Fatsa’ya karşı yapılan saldırının çok yanlış bir durum olduğuna inanıyorum. Millet Vekili Sayın Eyüp Fatsa bu saldırıyı kesinlikle hak etmemiştir. Kendi doğup büyüdüğü ilçeden daha çok, bütün gücünü kullanarak diğer ilçelere hizmet verme çabası içersinde olan biri, kim olursa olsun böyle bir olayla karşı karşıya kalmamalıydı. Üstelik fındık fiyatı kararını bir milletvekilinin tek başına alması da mümkün değildir. Perde arkasında olup bitenler gün yüzüne çıktığında, saldırı yapanların da üzüntü duyacakları kesindir. Eyüp Fatsa’nın fındık konusunda üretici yararına düşündüğüne kesinlikle inanıyorum. Neticede Karadeniz Bölgesinde ve Ordu’da kendisi ile birlikte çok sayıda milletvekili de mevcuttur. Ne var ki, milletvekili de olunsa bakanda bir hükümet kararıdır ki, tek başına kimse sorumlu tutulamaz. Sorumlu tutulsa dahi, yasaların suç saydığı bir eylemin haklılık payı olamaz. Bir Kumrulu ve 30 yıllık geçmişe dayanan bir dostum olarak Eyüp Fatsa’ya Geçmiş olsun diyor, hizmete yönelik hayallerini gerçekleştirme çabasında başarılar diliyorum. Buluşmak ümidiyle…
BEKİR AKKAYA.. Bu Yazı KARADENİZ HABER POSTASI GAZETESİNDE Yayınlanmıştır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...