17 Kasım 2010

Çocuktum; O zamanlar…/Ekrem Saygı

Çocuktum; O zamanlar…


Oğlum derdi babam; Eğer olur da geceye kalırsan dizgini kısa tut. At’ının boyun altına gir, dua et, türkü söyle, ıslık çal, geceyi böl, yoluna devam et… Sen, sen ol sakın korkma… 


Biz hep kendi atımızın dizginlerini tuttuk… Kendi atımıza bindik… Emanetçi olmadık hiç, 


Üstümde kelimelerin bıkkınlığı var…. Sizinle ilgili yazmak arıma gidiyor, fakat ne çare ki, sizinle ilgili kibrim ön plana çıkıyor. Kibir şeytandandır biliyorum, siz de bir şeytan(iblis) olduğunuza
göre, bize de iblisle savaşmak düşüyor…


Şeytan oyununu açık oynamıştır (Ben ateşten yaratıldım… Topraktan yarattığın mahluka’ta secde etmem) diyerek netliğini, mertliğini ortaya koymuş açık bir şekilde ifade etmiştir.


Şimdi siz; Şeytanın çocuğu… !!! Dersinizi; Şeytandan almadığınız belli. Şunu bil ki, bu dünyada ömrüm olduğu süre içersinde, bir sizinle uzlaşmaya yanaşmayacağım… Çünkü; sizde bilmem ama, bizde iki şey çok önemlidir. Bir; Namus… !!! İki; Ekmek… !!! Bu iki kelimenin bizde dokunulmazlığı vardır. Biri çıkıp da, bu iki kelimenin kavramlarını değiştirerek, bu iki kelime üzerinde oyun oynamaya kalkışırsa… Dairenin dışına çıkmış olur. 


Neyim kudurttu sizi ki… !!! Yoksa size karşı gösterdiğim merhamet mi…? İki yıl önce benim dükkan da, kalp kırızi geçirmek üzereyken yediğin portakal ve limonları unuttun mu…? Ve o gecenin sonun da hırsını alamayıp da, saat gecenin üçünde beni ve çocuklarımı öldürmekle tehdit ettiğini unuttun mu…? Bütün bunlara rağmen yine, seni bu olayın basit olduğunu varsayarak. Sana yardımcı olmak için elimizden gelen her şeyi ortaya koyduğumuzu unuttun mu…?


Herkes bizim kadar merhametli değildir... Başkalarını suçladığın zaman, suçladığın kişilerin ayaklarının altını öptüğünü unuttun mu…? Bütün bunları hangi yerine sığdırıyorsun… Şeytan aşağılanmamak için secde etmedi… Sen şeytan bile olamazsın, seni tarif edecek kelime bulamıyorum… Ve seni yazarken havsalam yorgun düşüyor… Şeytanım bile güceniyor bana. Vakit harcama, değmez diye…Parmaklarım sıkı, sıkı avuçlarımın içinde, geceler boyu seninle oynaştığımı biliyormusun… !!! Seni her gece, ellerimle geberttiğimi biliyor mu sun…? Bilemezsin… Ama bil ki; Ben seni, her gece rüyalarım da öldürüyorum. ( Namus ve Ekmek) unut ma …!!! 


Kuruma geldiğin günden beri, bir şeylere sahip olmak adına gösterdiğin alavere, dalavereleri unuttun mu…!!! Geçtiğimiz yıl, ücretli öğretmen atamalarındaki yaptığın üç kağıtları unuttun mu…,!!! Benim bu listeyi iptal ettirip, yeniden düzenlediğini unuttun mu….!!!! Bir önceki yıl, iki öğretmenin hakkını gasp edip, hiçbir becerin olmadığı halde, alın teri gözetmeksizin, beleşten, isimleri değiştirerek, hakkın olmayan ödülü, hakmış gibi sayıp kendine aldığını unuttun mu…!!! Hakkın olmadığı halde alavere, dalavereyle kurumun başına geçtiğini unuttun mu…!!! Ben unutmadım, kimse de unutmuyor bunu böyle bilesin. Bunların hepsi bir gün karşına çıkacak…!!!


Yahu ben senin neyini yazayım… Dedim ya!!! Şeytanım bile yazmam da bana karşı çıkıyor. Havsalam yorgun düşüyor seni yazmaktan…


Ben hep kendi atıma bindim, sahip olduğum dizginleri tutmaya çalıştım…


Sen karanlıkların çocuğu; hangi gece, hangi gerdekten çıktın…!!! El atına binmiş hiç durmadan kamçılıyorsun… Sen;.. Namus, ekmek, edep, terbiye nedir bilmez misin…!!!. Senin, çay içtiğin bardağa bile saygın yok, boşalttığın anda fırlatıp atarsın… Üstüne oturduğu sandalye’ye bile saygın yok… Kıçının yarısını boşta bırakıp gösteri yaparsın. Kısacası sen EDEP VE TERBİYE’ den yoksun bir insansın. 


Şunu bil ki…!!! Etrafım da, göz yaşı varken, çevrem de kırık gönüller varken, benim gönlüm hiç susmayacak. Hep senin pis kamburunu törpüleyeceğim…!!! Şunu bilesin ki; Gergin davul derisi gibiyim….!!! Bir tireyişte param parça olabilir…!!!!!!!!!!!!!!!!!

Rabbim bana, iyi düşünce ve sabır versin. 

Ekrem Saygı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...