araf Gazetesinin 13 Mart 2012 tarihli sayısında Ahmet Altan “Benim Cici Öğretmenlerim” başlığında bir yazı kaleme aldı.
Ahmet
Altan yazısında kendi meslektaşlarının kendisine “gazetecilik dersi”
verdiklerini ifade ederek onlarla kendi arasındaki farkı çok belirgin
bir şekilde ifade etmiş.
Ahmet
Altan yazının bir bölümünde : “ Benim bu yeni öğretmenlerimin çoğunu
tanırım, severim de, aralarından kalem sahibi, edebiyata yatkın olan
biri “benim ağırlığımı kaybettiğimi” yazmış, ona küçük bir anekdot
anlatayım; bir gün Necip Fazıl babama,
“Çetinciğim” demiş, “ben düşmem, niye biliyor musun çünkü ben yerde oturuyorum”.
“Çetinciğim” demiş, “ben düşmem, niye biliyor musun çünkü ben yerde oturuyorum”.
Ben
ağırlığımı kaybetmem çünkü bir ağırlığım yoktur, hiç olmadı, hiç
olmayacak, ağırlığı olan adamlardan da pek hoşlanmam, ben hafifliği
severim.
Bana
akıl öğretenlerin bir ağırlığı olduğunu görüyorum, uzaktan
bakıldığında, boyunlarına asılmış bir zincirin ağırlığını taşıyorlar, o
ağırlıktan dolayı başları öne eğiliyormuş gibi görünüyorlar”.
*************
Bugün 15 Mart 2012 Perşembe.
Bir
grup “Benim de Cici Öğretmenlerim” bizlere ders vermeye gelmiş. Sakın
eğitim öğretim noktasında çocuklara yönelik bir ders olduğunu
düşünmeyin. Bu cici öğretmenlerimiz sendikal bazda sayıların önemine
vurgu yaparak güçlü olmanın faydalarını izah etmek için yollara
koyulmuş. Sağ olsunlar hayli de istifade ettik!!!
Her
iki cümlenin arasına sıkıştırdığı mağduriyet edebiyatının arasına
“benim kardeşim filanın danışmanıdır” ya da “filan üyelerimizi şöyle
makamlara getirdik” derin analizlerini, bilgi ve tecrübelerini (!) bize aktaran cici öğretmenlerimize bir sendikasız olarak sordum.
1997 yılında (28 Şubat) sayınız kaçtı?
Cevap : Ben o zaman öğrenciydim.
Sordum: “ Mevcut iktidar olmasa durumunuz ne olur?
Cevap : “ Ak Parti bizden sonra kuruldu. Ve bu partiyle hiçbir bağımız yoktur “
Sordum: Siyaset ve Ticaret Durumu Ne halde?
Cevap : Bal tutan parmağını yalar. Biz topluca “Evet” dedik.
Sordum: Neden 2002’den sonra üyenizin sayısı arttı?
Cevap:
Bir makama yükselmek ya da bir yerden bir yere tayin olmak isteyenler
mutlaka bize üye olmak için gelirler. Biz de gelene git demeyiz. Ve üye
sayımız her gün artıyor.
Sordum : Akif İnan’dan ne haber?
Cevap : Biz onu tanımak. O geçmişte kaldı. Şartlar değişti.
İşte dedim “Siz ne zaman Akif İnan’ı okursunuz, ben o zaman sendika üyesi olurum belki” dedim.
Bize ders vermeye gelen cici öğretmenimin son cümlesi şöyle oldu “İnşallah Başına Bir Şey Gelmez.”
“Beni tehdit mi ediyorsun” cümleme karşılık,
Mihmandar Cici öğretmen açıklık getirdi. “Senin sendikayı eleştirmen ya sürgün edilmene ya da sana soruşturma açılmasına neden olur demek istedi” açıklamasından sonra “VALLAHİ DE BİLLAHİ DE TEHDİT ETMEDİ” dedi ve güle güle yollandılar…
Cici
öğretmenlerimin derin analizlerine ve açıklamalarına bayıldım
doğrusu!!! Ankara havasında şişirilmiş siyaset ve ticaret havası bu kış
ayında bana baya iyi geldi.
Değerli mihmandar birikimli sendikacı yıllar önce aldığım kararın doğru olduğunu gösterdi.
İYİ Kİ SENDİKA ÜYESİ DEĞİLİM.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...