Geçenlerde bilge bir insanla sohbet ederken konuşma esnasında tanınmış bir şahsiyet söz konusu oldu. İsmini saklı tuttuğum bu kişinin anormal duruş ve davranışları her yer ve mekânda son derece çirkinlik arz ediyordu. Eğitilirken bozulmuş bu kişi için ben : “ Bazı kurum ve kuruluşlar yurtlar ya da mekanlar insanın karakterine yansıyor ve insana olumsuz davranışlar kazandırıyor, bu durum hayat boyu kişide kalıcı oluyor. İşte bu ilgili kişi buraların ürünü” dedim.
Bilge insan bu cümleme
itiraz ederek “Hayır böyle değil. Bu durumlar etken olsa da, asıl durum insana
doğmadan önce Allah’ın verdiği özelliklerdir. Yaratılışta mayanız iyi ya da
kötü olsa da, eğitim bu özelliklerinize bir ölçüde etki edebiliyor.” Dedi.
Düşününce ben de böyle
olduğuna kanaat getirdim. Hepimiz biliriz ki , bir baba ve bir anneden doğma
iki kardeşten diğeri her türlü yönden birbirlerinden farklı olabiliyor. Biri
alim, biri zalim olabiliyor. Biri “terbiyeli”, diğeri fazlasıyla “terbiyesiz”
olabiliyor.
İnsanlara bu bilinçle yaklaşma ve insanlarda bulunan birçok sakarlıkların doğuştan olabileceğini düşünme sevilmeyecek
tiplere bile iyi niyetle yaklaşmaya kapı aralayabiliyor. Farkına varmadan yapılan hatalar ve sakarlıkların abartılması, insanların geçmişleri ile değerlendirilmesi ve hep kötü olabileceği kanaati son derece yanlış oluyor. Sülalelerle ya da diğer hısım akrabalarla insanları ödüllendirmek ya da cezalandırmak son derece ilkelliktir. Kimsenin kusuru da kimseye yüklenemez. Hele de geçmişte olup bitenler geleceğe fatura olarak gösterilemez. Kıskançlığımızdan veya nefsimize zor gelmesinden iyiye “iyi”, kötüye de “kötü” diyemiyorsak bu da bizim “kötü” olmamızdandır ki, bunun da tedavisi biraz zordur.Her birimizin “toptancı
yaklaşımları” vardır. Kendimizin dışındakileri ya “hep” olarak ya da “hiç”
olarak değerlendiririz. Bu yaklaşım tarzı yakınında olan tüm alanları tahrip eder. “Hata” ile “suç”u birbirinden ayırmama
durumumuz bizlere çok şey kaybettiriyor. İnsanların hata yapabileceğini, suç
olması için de bilinçli tekrar edilmesi gerektiğini bilmemiz gerekir. Suç,
tekrar edilen bilinçli davranışlardır.
Hata ise fark edildiğinde ya da uyarıldığında tekrar etmeme durumudur.
Bu iki kavramı birbirinden ayırt edip, yapılanlar suç bile olsa, insanı toptan
ret etme ve cezalandırma son derece yanlıştır.
Bu yazıları neden yazma
ihtiyacı duyduğumu da burada belirtmek isterim.
Bundan üç yıl önceydi.
Toplum içinde örnek olmaya talip biri benimle ilgili bir başkasına şu cümleyi
kullanmış. “Senin adamın bak kimlerle?”
Yakın bir zamanda yine
kendini ayrıcalıklı gören biri bir başkasına : “Senin adam bak kimlerle?”
Kazık kadar hem de
iddialı insanlar kendilerinin dışındakileri “senin adamın, banim adamım “
şeklinde tanımlaya biliyorlar.
Sapık bir kişilik ve
zihniyet bu. Hiç kendileri olamamış bu ezik büzükler hep başkalarının adamı
modundalar. Aileleri dahil tüm
hayatlarını kendilerinin dışında efendilerinin emrine vermiş kişilikler.
Zihinleri yok bunların. Bırakın zihinlerini kendileri de yok ortada. Robottan
da öte bir aksesuar bunlar. Sahiplerince tepe tepe kullanılmayı yaşama
dönüştüren cücecikler bunlar.
Fetö dahil aklınıza
hangi örgüt ya da aykırı oluşum gelirse gelsin, bu aykırı oluşumlar bu “kiralık
ve onun bunun adamlılığına soyunmuşları” kullanabiliyor ve kullandılar. Normal
bir insan aklını başkalarına kiralandırmaz ve kesinlikle “onun bunun adamı” da
asla olmaz. Onun bunun adamlığına soyunmuşlarda normal insanları “ocu bucu,
onun adamı bunun adamı” diye asla değerlendirmez.
Yaşını başını almış
benim gibi insanlar bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da eskisi gibi
hayatlarına devam edecek ve asla uşaklığa heveslenmeyecektir. En ufaktan en
büyüğüne yaptığımız tercihler kendimizin tercihi olacak, insan ilişkileri dahil,
eşimizi ve dostumuzu kendi iradelerimizle belirleyeceğiz.
İnsan yaşadığı sürece
bir vesile ile hangi yaşta olursa olsun
güzel ve onurlu insanlara ulaşıyor ve tanışıyor. Her gün olmasa da zaman zaman
güzel ve samimi dostlarımızın arasına birkaç tane daha eklemin keyfini de
yakalıyoruz. Vefat edip aramızdan ayrılan Savcı Zülkarney Kısık, Şıh Mehmet
Gülmüş, Ahmet Namık Kısık, Ahmet Bilgü, Yunus Çaya, Adil Balta, Mehmet Fatsa
gibi güzel dostlarımız da oluyor. İsimlerini
zikretmek asla istemediğim ve hatta Facebook arkadaşlığından bile engellediğim,
yaşadıkları halde benim indimde ölmüş kabul ettiğim canlı cesetler, yaşayan
ölüler yok değil. Zaman zaman kendime “keşke bunu da
tanımasaydım” dediklerim olduğu gibi, “keşke daha önce tanısaydım” dediklerim de
olmuyor değil.
İşte ben sizlere şimdi
Kumru’da yaşadığım halde üç beş yıl önce yakinen tanıdığım bir kişiden söz
etmek istiyorum. Biliyorum ki sizler bunu zaten tanıyorsunuz. Ama ben özellikle
“Senin Adamın” cümlesini her vesile ulu orta kullanan beyin özürlülerine bu
vesile ile seslenmek istiyorum.
Ne ben kimsenin adamıyım, ne de benim dost ve
arkadaşlarım benim adamım. Cidden biz birbirimizi ilkelerimizden,
düşüncelerimizden, fikirlerimizden daha da önemlisi birbirimizi insanı olarak
geliştirdiğimizden önemsiyoruz. Öyle sizlerin düşündüğünüz gibi maddi yönden
hiçbir derdimiz ve paylaşımımız yoktur. Mevkiler, makamlar, altın ve dolarlar
sizin olsun! Kendi şahsıma benim asla böyle bir derdim de düşüncemde yoktur ve
olmayacaktır. Gönlünüz, fikriniz ve paylaşmak istediğiniz bir şeyler varsa
benim dostlarım ve arkadaşlarım ve ben emrinizdeyiz.
Bilenler bilir zaten, aksini söyleyenler yalan
olduğunu kendileri de bilir . Bulunduğum her yer ve mekânda sohbetin keyfini
çıkartırım. Işık aldıysam susmam konuşur ve dinlerim. Şimdilerde sigarayı
bıraktıysam da çayımı yudumlarım. Dert dinler ve derdimi de anlatırım.
Tilkiliklerin dolu olduğu beyinler duman, fitne fesat yolcuları öyle ya da
böyle olur. Dert biriktirenler ve mutlu olmayanlar anlayamaz bu ortamı.
Başkalarının huzur ve mutluluğu sizi sıkıyorsa lütfen bir doktora ya da bir
dergâha gidin. Ama asla ne “onun bunun adamı” ne de “onun bunun uşağı” olun.
Bütün bu cümlelerden
sonra “beni kendisinin adamı olarak gördüğünüz” Caner Gürgezoğlu’ndan ve Gürgezoğulları’ndan söz
etmek istiyorum.
Bir başka zaman da
başka bir eziğin beni “senin adamın diye” gösterdiği kişiyi enine boyuna
yazmayı düşündüğümü duyurmak istiyorum.
İşte sizlere kendi
açımdan Caner Gürgezoğlu ve Kısaca Gürgezoğlu Ailesi
Caner Gürgezoğlu
15.01.1970 tarihinde Kumru’da doğmuş
olup ve köyü de eski ismi ile
Küşnefak ve şimdi Akçadere Mahallesi’dir.
Çocukluğumdan bu
yana babam ve annemin sayesinde Kumru
ve çevresinde ve hatta daha başka yerlerde bir çok aileyi tanıma imkanımız
oldu.
Benim annem ve babam
bilge bir insandı. Ailece birlikte yemek yediğimiz sofra bizler için aynı
zamanda sohbet ortamı olurdu. Bu aile geleneğimizde bir de eşimle tanışınca bu
durum artılarla birlikte bugüne kadar geldi. Kayınpederim Hacı Yusuf Sansı ve kayınbiraderlerimin
Ankara’da olması nedeniyle Ankara’da
bulunan Gürgezoğlulları ile de tanışma fırsatım oldu. Bu vesile ile vefat eden
büyüklerimize Allah’tan rahmet, hayatta olanlara uzun ömürler diliyorum.
Gürgezoğlu ailesi’ni
ben şahsen ta çocukluk yıllarımda tanıma imkanım olan biriyim. Babamın hoca
olarak mektep okutması ve yıllarca kitap satmasından kaynaklı da çok insanla
irtibatımız olurdu. Babam KELEZLÜ denilen yerde olduğu gibi KÜŞNEFAK denilen
köyde de uzun yıllar mektep okuttu.
Görevim nedeniyle
Kumru’ya gelince ve devamında Kumru Öğretmenevinde uzun bir süre görev yapıp
aynı günlerde yazarlık ve gazetecilik bir çok değerli insanla görüşme ve bilgi
alma imkânı oluşturdu. Bu nedenlerden olsa gerek Kumru’da tüm kesimlerin
önemsediği ve saygı duyduğu Azmi Gürgezoğlu ve Fahri Kavasoğlu gibi insanlar
beni yanlarına hatta evlerine davet ederek sohbet imkânı verdiler. Bana “Görgü,
tahsili bozar” sözünü söyleyerek üç köşe yazısı yazmama neden olan Rahmetli Azmi
Gürgezoğlu, bana “ Bekir Ağa” derken, Evinde
beni ağırlayarak saatlerce not aldığım Rahmetli Fahri Kavasoğlu da “ Müdür”
diye hitap ederdi. Allah rahmet eylesin. Mekanları cennet olsun. (Amin)
Ezik ve büzükler
tarafından adamı olarak görüldüğüm Caner Gürgezoğlu, Kumru’da tanınan ve Kumru
kurulduğundan bu yana her kesimin önemsediği Gürgezoğlu sülalesinden, döneminde siyasette ve ticarette Kumru’da
önemli görevler yapan Rahmetli Azmi Gürgezoğlu’nun sekiz evladından biridir.
Gürgezoğulları’ nın her
bireyini çalışkan ve başladıkları işleri hakkı ile götüren insanlar diye
tanımlamak mümkündür. Kendi kendilerine yetmek için çaba sarf eden, özellikle de Azmi Gürgezoğlu’nun oğullarının
tamamına yakını Kumru’da ikamet ederek işlerini yürüttüğü biliniyor.
Herkes belli aşamalara gelince Kumru dışına çıkarken Gürgezoğulları
sıkı sıkıya Kumru’da kalmayı yeğliyorlar. Ben şahsen bunu ciddi manada
önemsiyor ve takdir ediyorum. Kumru’ya,
köylerine ve yaylalarına her yönden önem verip işini ve aşını Kumru’da sürdüren
Gürgezoğullarının tamamı Kumru’da çok
önemli bir değer olarak karşımıza çıkıyor. İlla da “Kumru Sevdalılığı”ndan söz
edilecekse fiili olarak Kumru ve köylerine yönelik katkı yapan bu aileyi ve bu
türden aileleri en başlara koymak
gerekir. Üç kuruşu bulduktan sonra köyünü, kentini ve hatta anasını ve babasını
terk edenlere bu tür aileler örnek gösterilmelidir.
Kumru’da bazı aileler
güçlerini birleştirerek şirketleşmiş ve bu yolla işlerini daha profesyonel hale
getirmişlerdir. Bir aile şirketi olarak gördüğüm bu aileler gerek Kumru’da ve
gerekse ülke çapında ekonomiye büyük katkı yapmışlar ve bir çok kişiye de ekmek
kapısı olmuşlardır. Gürgezoğulları ne hikmetse böyle bir durumu tercih
etmemişler ve her biri kendi işlerine yoğunlaşmışlardır. Böyle olmasına rağmen
dışarıdan birlikte çalışılıyor gibi görülüyor.
Ancak yakından bakınca da her biri bağımsız ve kendi ürettikleri ile
büyümeye çalışıyorlar. Her biri Kendi
işlerinde de cidden başarılıdırlar.
Genel manada kısaca
Gürgezoğulları ile ilgili benim kısaca tespitlerimdir. Ben şahsen her zaman
Kumru’da kurulan aile şirketlerini ve birbirlerine bağlı aileleri çok önemseyen
biriyim. Daha da önemlisi kendi memleketinde yaşamak, mekan kurabilmek, geçine
bilmek ve memleketinde ölebilmeyi nimet olarak görüyorum. Bu tür aileler benim
indimde değerlidir ve örnektirler.
Şimdi ise Gürgezoğullarının bir ferdi MHP
Kumru İlçe Başkanı Caner Gürgezoğlu’nu yakinen tanıyalım.
Uzun zamandır başarılı
bir şekilde Kumru’da MHP ilçe başkanlığı yapan Caner Gürgezoğlu ilk ve
ortaokulu Kumru’da, Liseyi ise Fatsa’da okumuş.
Gürgezoğlu ailesinin
tamamına yakını siyasetle yakından ilişkililer. Bu siyasi birikim ve gelenek
babaları Azmi amcadan oğullarına geçmiş. Gördüğüm kadarıyla Caner Gürgezoğlu
babası gibi cidden siyaset yapmaktan büyük keyif alıyor ve cidden başarılı da. Hırslı
ve azimli.
Caner Gürgezoğlu aktif
siyasete 1999 yılında başlamış, 2011-2017
yılları arasında Milliyetçi Hareket Partisi yönetim kurulunda yer almıştır. Şu anda başkan olarak görevine
devam eden Caner Gürgezoğlu iki dönemdir 2016 yılından bu yana MHP İlçe başkanı
olarak görevini sürdürmektedir.
2014 yılında yapılan genel seçimlerde MHP’den Ordu Milletvekili
Aday Adayı olmuştur. 2019 yılında ise
Cumhur İttifakı öncesinde yerel seçimlerde aday olmak için MHP ilçe
başkanlığından ayrılarak Kumru Belediye Başkanlığı için MHP’den Kumru
Belediye Başkanı Aday Adayı olmuştur.
Yasa gereği 2019
yılında Cumhur İttifakı öncesi birkaç ay
MHP İlçe Başkanlığından ayrılan Caner Gürgezoğlu Kumru’da Cumhur
İttifakının Belediye Başkan Adayı Ak Parti tarafından belirlenince MHP Genel
Merkez tarafından tekrar Kumru MHP İlçe Başkanı olarak atanmıştır. MHP İlçe
Başkanı Caner Gürgezoğlu döneminde genel seçimlerde Milliyetçi Hareket
Partisi Kumru ilçesinde tarihin en
yüksek oyunu almıştır.
2019 seçimlerinde
Cumhur İttifakı Adayına MHP olarak gece gündüz çalışılarak Ak Parti ile
birlikte çalışma yapılmış ve Kumru’da Ak Parti belediye Başkanı Türkiye’de en
çok oy alan ilçeler arasında yer almıştır. Bu başarıda her seçimde çok yüksek
oy alan Ak Parti’nin oyları olsa da MHP
seçmeninin oyları ve MHP İlçe Başkanı
Caner Gürgezoğlu’nun ve MHP seçmenin de etkisi olmuştur. Seçim aşamasında
ilginç olayların yaşandığı o günlerde bırak Kumru’yu Türkiye’de MHP gelecekte tarihin
yazacağı ilklere imza atmış ve hala atmaya devam etmektedir. Başta Bilge Lider
Dr. Devlet Bahçeli olmak üzere MHP Cumhur İttifakın bir parçası olarak Kumru ve
bütün Türkiye’de tarihi görevini yapmaya devam etmektedir.
MHP’nin En kritik
sürecinde Kumru’da ilçe başkanlığı yapması daha sonraları bazı MHP’lilerin
başka partilere geçişleri ve daha da önemlisi il başkanları ile ilçe
başkanlarının büyük bir kısmının görevden alınmaları hep Caner Gürgezoğulu’nun
zamanında gerçekleşmiştir. Bu süreçte başarılı bir sınav veren Caner
Gürgezoğlu, Ordu’nun diğer ilçelerinin siyasetçileri tarafından da takip edilen
ve danışılan bir kişilik olarak görevini sürdürmektedir.
Caner
Gürgezoğlu örnek kişiliğinin yanında örnek bir milliyetçidir de. MHP Genel Başkanı Bilge Lider Devlet
Bahçeli’ye hayranlığını her fırsatta dile getirir. Dr. Devlet Bahçeli ile
ilgili tüm yazı, yorum ve kitapları okur ve çevresine aktarır.
MHP’nin
tüm seminerlerine ve eğitim faaliyetlerine katılır ve istifade etmeleri için
partili partisiz herkesi davet ederek katılmalarını teşvik eder. Milli ve
manevi değerlere bağlı, dini vazifelerini eksiksiz yerine getirme gayreti
gerçekten takdire şayandır. Haç ibadetini de yerine getiren Caner Gürgezoğlu
siyaset üstü bir kişiliktir.
MHP İlçe başkanı Caner
Gürgezoğlu siyasetin yanında Kumru’da eğitimle de ilgileniyor. Okullarda
velilerin ve okul idarecilerinin arzuları doğrultusunda okul aile birliği
başkanlıklarında ve üyeliklerinde görev
alarak, okullara katkı yapmaya gayret gösteriyor. Hatta 1990 yılından 1994
yılına kadar dört yıl Kumru’da birlikte öğretmenlikte yaptık. Beş yıl görev
yaptığım Fizme Ağlayanı okulunda da benden sonra Caner Gürgezoğlu birkaç yıl
öğretmenlik yapmıştı.
Kumru’da bulunun resmi
kurum ve kuruluşlar ile muhteşem bir diyaloğu vardır. Herkes tarafından güven
duyulan bir güler yüzü ve yumuşak sakin görünümü vardır. Ama kızma ve kızdırma
durumunda Gürgezoğlu ailesinin en zor
sakinleştirilen kişisi olduğunu düşünüyorum. İnanıp ta yapamayacağı ve isteyip
te alamayacağı hiçbir şey söz konusu değildir.
Caner Gürgezoğlu ile en
çok tartıştığımız konular :“anlamsızlık, kişiliksizlik, ilkesizlik, derinliksizlik,
eziklik, büzüklük ve derinliği olmayan hal ve durumlardır. “Boş” ve “dolu” konusunda aynı düşüncede olsak ta insan
hallerinden kaynaklı “hal durumlarında” farklılıklarımız olabiliyor. Ben az ile
mutlu olmaz ve kalbim yumuşamazken Caner Gürgezoğlu azdan bile mutlu
olabiliyor. Ben şahsen “Kin tutmam ama , kinimi de asla
unutmam”, Caner Gürgezoğlu’nun bu yönüne
henüz ulaşamadım. Tabi ki bu sözlerin bir kısmı latife ve şaka. Anlayacağınız
muhabbetlerimiz bir bardak çay ve içersek sigara…
Caner Gürgezoğlu Karacalı
Muhtarı ile birlikte Kumru Karacalı Camii’nin yapımında büyük gayretleri olmuş, Karacalı Camii
Yaptırma ve Yaşatma Derneği yönetiminde yer alarak caminin yapımında önemli
görevler üstlenmiş ve başarılı bir şekilde görevini tamamlamıştır. Ve hala
derneğin gönüllü üyesidir.
Her türden faydalı
faaliyetlerin davetlerine katılma gayreti gösteren Caner Gürgezoğlu ayrım
yapmaksızın tüm düğün ve davetlere de katılarak Kumru halkı tarafından takdirle
izlenilmektedir.
Başarılı bir şekilde MHP ilçe başkanı olarak
görev yapan Caner Gürgezoğlu insani ilişkilerde partiler üstü bir kişilik
olarak gözüküyor. Özel iş ve
işlemlerinden tutun yardım yapacağı kişiler arasında ayrım yapmıyor. Her türden fikre insani
yönden bakıyor. Siyasi faaliyetlerde seçmenler arasında hiçbir ayrıma
yanaşmıyor. Ayrım yapmaksızın tüm Kumru’nun yerleşim birimlerine ve insanlarına
yardım etmeye gayret gösteriyor. Çevresinde yardımsever biri olarak gözüküyor
ve hatta bir çok insan ondan yardım talep ediyor.
1994 yılında İşletme
Fakültesi 2.sınıfına devam ederken askere giden Caner Gürgezoğlu, İsparta’da askerliğini tamamlamış.
Daha önceden de ifade
ettiğim gibi tüm Gürgezoğlu ailesinin kendilerine ait iş yerleri mevcuttur.
Caner Gürgezoğlu da 2000 yılında kendi alış veriş merkezini kurarak 21 yıldan
bu yana başarılı bir şekilde işini yürütmektedir. Bir süre Esnaf ve Sanatkarlar Odası yönetim kurulunda da
görev almıştır.
Sporu da çok seven
Caner Gürgezoğlu takım olarak Fenerbahçe’yi tutuyor. Ayrıca Kumru’da Kızılay
tarafından yapılan kan bağışı
kampanyalarına noksansız katılarak örnek davranışını bu konuda da göstermeye
devam etmektedir.
Kumru’da yaşamayıp hep
Kumru sevdalılığından söz eden Çakma Kumru Sevdalılarına inat Gürgezoğulları
gerçek bir Kumru sevdalıları. Bunu fiili olarak hep gösteriyorlar.
Caner Gürgezoğlu’nun
köyü var ve köyde evi var. Bağı var bahçesi var. Elması ve armudu var, fındığı
ve fıstığı var. Yaylada mağazası, mısır
ve fasulye için bahçesi var. Kumru’da yaşıyor ve bir çoklarının edebiyatını
yaptığı hayatı günlük ve anlık yaşıyor. İnanın ki; her akşam taze elma ve
armutları ısırıyoruz. Kestane ve cevizleri iç ediyor sizlerin para ile aldıklarınızı
biz her an yiyoruz. Bize takılanlara da elbette ikram ediyoruz.
Caner Gürgezoğlu örnek
bir aile olarak biliniyor. Üniversiteyi bu yıl bitiren Oğlu Seyithan artık
benim arkadaşım ve konuşuyoruz ve tartışıyoruz aramızda. Caner Başkanın oğlu
ama benim de arkadaşım Seyithan muhteşem bir beyin.
Kumru ilçesinde ikamet eden Caner Gürgezoğlu
evli , 2 kız ve 1 erkek çocuk babasıdır.
Bekir
AKKAYA /31.10.2021 /İYAD/KUMRU HABER/KUMRU
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...