Genelde
alıcı hep zarara uğrayan taraf olur. Yani size sözleşme teklifi getiren taraf
hangi durum olursa olsun bilmeniz gereken en önemli husus teklifi getiren kişi
kazançlı çıkacaktır.
Bu bilgiden yola çıkarak ilerde zarar ya da dolandırılma durumu söz konusu olması halinde haklarımıza karşı da duyarlı ve bilgilenme en uygun yoldur. Zaten ilgili taraf sizden önce hedefe koyduklarını belirleyerek
yanınızdadır. Bu durumda sizinde hangi durumda bulunursanız bulunun kurtulmanız biraz zordur. Tek yapacağınız şey “git kardeşim başımdan” deme cesareti göstermeniz olacaktır. Bütün
bunları bildiğiniz halde ilgili metne imza atarak aranızda bir alış-veriş
gerçekleştiyse bu eşler arasında bir nikâha dönüşmüş olur. “Ben bilmiyordum” ya
da “ben yanlış yapmıştım” sözü bir anlam ifade etmez. Boşanacaksanız ya da
imzaladığınız metni yırtacaksanız yine kanuni yollarla hak arama yoluna
gideceksinizdir. Ancak hakim bilgi ve belgelere göre karar vereceğinden sizin
imzaladığınız kağıdın arakasına da bakarak karar verir. Dolayısıyla eşinizle
boşansanız dahi malınızdan ve kıymetli eşyalarınızdan da epey kayba uğramak
artık kaçınılmaz olur. Ya da bilinçsizce aldığınız kapıya gelen o eşyadan epey
zarara uğrayarak sonuca gidersiniz.
İki
kişinin kendi istekleri ile oluşturduğu bir durumdan üçüncü kişilerin sorumlu
tutulması mümkün değildir. Başlangıçta alan ve veren memnun ise ve yapılan
işlemler kanunlara uygun ise sonuçtan başkalarını suçlamak son derece
yanlıştır.
Hayatımda
iki konuya hep uzak kaldım. Biri futbol, diğeri para piyasası…Borsanın ne
olduğunu bilmediğim gibi, altılı ganyanda hiç oynamadım. Üç beş kilo fındıktan
başkalarından duyduğuma göre ben de zarar etmişim. Ama bundan kime ne ya da
kimin zarar ettiğinden bana ne! Neticede her yıl olduğu gibi bu yılda fındığımı
bir dostun deposuna bıraktım. Aramızdaki sözleşme ikimizin arasında bir durum.
Özel ilişkilerimi de sizlerle paylaşmak doğru olmaz. Neticede “aramızdaki
sözleşmeyi” güle oynaya yaparken siz yoktunuz ki. Şimdi ben tutup ta “ben zarar
etmişim devlet nerede” ya da “hükümet nerede” diye amcamı dayımı mı çağırayım.
Hatta amcamla dayım hatırlar gibi oluyorum beni uyarmıştı bile…
Kimse
benim elimden fındığı zorla almadı ki… Böyle bir durum olsa idi bizde
haklarımızı bir şekilde yasal yollardan arardık.
Ben
üretici ya da tüketici olarak kanuni düzenlemelerin istismarcıların ortadan
kaldırılmaların yönünde yapılmalarını arzu ediyorum. Bilinçlenmek ve
haklarımızı da bilmek üreticinin de tüketicinin de birinci derecede kendi
yararına. Kanunlara uygun iki taraf arasında yapılan alış veriş kime yarar veya
zarar verirse versin üçüncü şahıslara sorumluluk vermez. İlla da bir haksızlık
varsa gidilecek yer yine imza atılan sözleşme metnine uygun bağımsız
mahkemelerdir.
Benden borç alarak dükkan açan birine günü gelen
borcunu ödemediği takdirde o dükkanı kanuni yollarla sattırır parasını alırım
düşünüyorum. Gerçek manada iflas ise “zengin olması için dua ederim.” Fisko Birliğe bir de bu yönden bakmak
gerekmez mi?
Buluşmak
ümidiyle…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...