Ah keşke herkes kendi işini kendi görebilse ya da görevli
kurum ve kuruluşlar hakkı ile üzerlerine düşen vazifelerin ehli olsa da adil
bir şekilde görevlerini yapsa ya da yapabilse.
İyi
niyetinden zerre kadar kuşku duymadığım bir güzel insan başıma örülen bazı
ibnelikleri duymuşta beni aramıştı. “Yardıma hazır olduğunu ve benim karşı
karşıya kaldığım ibneliğe dur diyeceğini” söylemişti. Yine devamla bir
bürokratın beni arayacağını ve bana her türlü yardım yapacağını ifade etmişti. Denildiği gibi ilgili büyük adam telefonla beni
aradı ve benden bilgi aldıktan sonra durumu halledeceğini söyledi. Çok ta ciddi bir lisan kullandı. Kumrumuzdan
böyle diplomatik birilerinin çıkması beni epey gururlandırdı.
Benim derdimi dert edinen o güzel
insan ben talep etmediğim halde benimle ilgili talepte bulunduğu insanın bana
iyilik ya da kötülük mü yaptığını şu anda bilmiyor. Ben de kendilerine
öncesinden olduğu gibi hiç bilgi vermedim.
Beni üç beş kez telefonda arayan
Kumrumuzun bu büyük bürokratı(!) Kumru’ya
gelince beni görünce yol değiştirdi. Telefondan uzaktan aldığı talimatı yerine
getirmek için epey kibar bir o kadar rol yapan üstadımız hazretlerinin(!) ara
sokakta karşısına çıkarak büyük harflerle bir “HOŞ GELDİNİZ” dedim. Afalladı
afallamasına da “HER HALDE BENİ TANIMADINIZ, BÜYÜK YERLERDEN GELİNCE İNSANIN
BOYU BAYAĞI MİNARE KADAR FİLAN OLUYOR, YUKARIDAN DA ADAM GÖZÜKMÜYOR.” Deyince
biraz dalgın olduğunu ifade etti. Simsiyah bir yüzü olmasına rağmen “yüzü ateş
gibi kıpkırmızı” oldu.
Aslından kocaman bir bürokrat illa
da birilerine yaranmak için yapmak istediği iyilik ya da kötülükle ilgili
bilgileri yalancılardan, kırk ayaklardan, kişiliksizlerden almamalı ya da
gücünün yetmediği, kapasitesinin ulaşamadığı hususlara burnunu sokmamalı idi.
Ama soktu. Bu sokulma hali başlangıçtaki derinlik imajı bende tam dibe vurdu.
Görülmüştür ki, “Klavuzu karga
olanın burnu boktan çıkmaz.” İnşallah ben yanılırım.
Benim işlerimi soruyorsanız gayet
tıkırında. Nasipsizlere ve çapsızlara bugüne kadar hiçbir ihtiyacım olmadı,
Allah’ım bundan sonra oldurmasın.
Size bir öneri; Sakın tiyatro
izlemeyi ihmal etmeyin. Sahnede olup biten her hadisenin arkasında bir "bit
yeniğinin" ötesinden bir "bok yeniği" var.
Bu hafta iki film birden izledim.
Biri buğday diğeri de Ayla…
Tiyatroda “İbneler Geçidini Sakın
Kaçırmayın” Benim gibi bir adama bile
ibnelik yapan bu çakallar öbür dünyada bana da sorulacak. Şimdiden ilan ediyorum
ki, hak ve hukukun ötesinde Allah kumpasçıların belasını versin. Allah
nesillerini kurutsun. Allah çoluçocularını mahvuperişan etsin. Yarabbim bunlar cok
kalleş ve sahtekar bunları helak et. (Amin)
Bekir AKKAYA/ 07.01.2018/KUMRU
*******
©© Bekir Akkaya Blogspot Copyright 2000 ©©
Sitemizde yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. Kaynak göstererek kullanmaya özen gösteriniz. Tüm metin, resim ve içeriğin hakları https://bekirakkaya.blogspot.com.tr/ye aittir. 5846 Sayılı Kanuna rağmen çalınan her türlü içeriğin hukuki ve cezai sorumluluğu çalanın kendilerine aittir. ©
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...