Bu içerikler Bekir Akkaya tarafından oluşturulmaktadır .İçeriklerin izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur.

30 Nisan 2006

DEĞİŞMEYEN MANZARA /EKREM SAYGI


Dalkavukluğun sahtekar bir arkadaş olduğunu anlamak için dört yol vardır. Kötü hareket ettiğiniz zaman sizi tasdik eder. İyi hareket ettiğinizde sizi tasdik eder. Sizi yüzünüze karşı metheder, arkanızdan çekiştirir.
                                                                                                      Sigoluade  Sutta
           Bu sözden yola çıkarak dalkavuklukla ilgili  alıntı yaptığım bir meseli aktararak devam edelim.
           Eskiden konaklarda dalkavuk bulundurmak adetmiş. Konağın birinde bir

7 Nisan 2006

Cevahir Kumru Sitemizi Beğenmiyormuş

Noktasına ve virgülüne dahi dokunmadan bana yönelik gelen mesajı http://www.kenthaber.com/Arsiv/Haberler/2006/Nisan/25/Haber_134500.aspx internet adresinden alarak aynen yayınlıyorum.
cevahir kumru IP: 88.240.56.xxx Tarih : 02.05.2006 17:51:16 “kumruya bu kadar saçma bir site yakışmıyor. kim ne yaparsa yapsın ama saçmalıklarına kumru ismini kullanmasın. bu böyle giderse mahkemeye dahi vereceğiz bilmiş olun. ayrıca bu isim bizim soy ismimiz. ilçe de adını bizden almıştır. bunun delilleri de vardır. kumruyu kumru yapan kumru lar ne tez unutuldu. kumruda sadece erçallar,fizme,üçbeş imam mı var. yakışmıyor. yakışmıyor. kumru ismine böyle bir site yakışmıyor.”

16 Mart 2006

Yine Fatsa Devlet Hastanesi/Bekir Akkaya

Geçen hafta Fatsa Devlet Hastanesi ile ilgili tekzip metninde adımı görmemiş olsam bu yazı yine kaleme alınmayacaktı. Fatsa Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Alaattin Arıkan imzalı tekzipte “yine gazetenizin 15 Mayıs 2006 ve 22 Mayıs 2006 tarihli yazar arkadaşınız Bekir Akkaya’nın köşköşe yazılarını okusaydınız, sanırım bu yazıyı kaleme almazdınız. Gördüğünüz gibi sizi uzağı, diğer gazetelerdeki haberlerin örneğini değil elinizin altındaki yazılardan örnek verdim.” cümlesi bu yazıyı kaleme almama neden oldu.

11 Mart 2006

Mehmet Arşin'den, Cevahir Kumru'ya Cevaptır

Bir iki sözde benden

Dogrusu Cevahir Kumru Beyin yorumunu anlayabilmek icin 6-7 defa okudum.Ben onun anlatmak istediklerini, söyle anladim ve anlamak istiyorum.. Kumru bizim dogup büyüdügümüz,yasadigimiz ve yasayacagimiz, bizler icin cok güzel bir yerdir.Bu güzel ilceyede cok güzel bir site gerekir. Ayrica Kumrunun Fizmeden baskada bir cok köyü vardir.Kumru Türkiye geneline göre sayilari bayagi fazla olan,yetistirdigi imamlariyla degil, Türkiye capinda cok önemli görev ve mertebelere gelmis,diger degerli insaniylada adindan bahsettiren bir ilcedir.Ayrica Kumruya ilk yerlesen, Kumrunun gercek sahipleri olan degerli ailelerden bu sitede hic bahsedilmemektedir.Bu sebeple bu siteyi cok sacma buluyor, hatta Kumru adimiza zarar verdigi icin mahkemeye vermeyi düsünüyoruz.

Hayırdır İnşallah! /Bekir Akkaya

Gıpta ettiklerinin geçtiği çemberden kendide geçmiş olmasına rağmen bir türlü istediği sonuca ulaşamadığını düşündü. Zaman zaman çevresinde hem de yüzüne karşı içinden geçenleri yüzüne söyleyenler olsa da onların yanlış düşünce içersinde bulunduğunu, kendinin mükemmelinde ötesinde dört dörtlük bir yapı içersinde bulunduğunu düşünerek koltuğa emin bir şekilde oturdu.
Eğitimse eğitim, kariyerse kariyer, deneyimse deneyim, tecrübeyse tecrübe. Kendinde neler yoktu ki.
Birden kendini rahatsız eden simalar gözünün önünden geçti. Oysa onlardan çok fazlalıkları olmasına rağmen, kendinden söz edilmemesine bayağı içerlendi. Üstelik uzmanlık bir alanı bile mevcuttu. Buna rağmen kendinin dikkate alınmaması çok zoruna gidiyordu.

7 Mart 2006

Düşünme Problemi?/Prof.Dr.Abdullah Özbek

Düşünme deyince, aklıma hep şu şiir gelir…
Düşün, yollara düşün…
Düşün, yolları düşün…
Yollarda görülen düşün,
Tabiri neye yarar?

Düşünme problemi… Yani, olaylar ve nesneler arasında ilişki kurmak?
Pek çok düşünme yolları vardır. Havanın durumuna bakarak, yağmur yağıp yağmayacağını söylemek bir düşünmedir. Sabah kalktığımızda, baktık ki yerler ıslak. Havalar da güneşli. Ama biz, ıslaklık üzerinden hareketle gece yağmış olabileceğini söyleyebiliriz.
Yalnız bu ikinci yol, birincisinden daha riskli bir düşünme şeklidir. Çünkü birisi yerleri ıslatmış olabilir.
Bir meteoroloji memuru bu konuda şöyle bir hatırasını anlatmıştı:

27 Şubat 2006

Bıçak Parası Üzerine/Bekir Akkaya

İki hafta önce yazdığımız “Yine Fatsa Devlet Hastanesi” yazımızla ilgili Fatsa Devlet Hastanesi Baştabipliği tarafından B1041SM4523801/2/5618 sayı ile adıma “gizli” ibareli bir yazı geldi. Karadeniz Haber Postası Gazetesinin internet sitesinde yazımla ilgili soruşturma başlatıldığını öğrenince, bilgilenmem amacıyla bana gelen yazının gizliliğinin kalmadığını düşünerek gelen yazıyı sizlerle paylaşmanın faydalı olacağını düşünüyorum.

14 Şubat 2006

Dr. Mehmet Ümit Necef'ten

Bekir Akkaya,

Sizi bir soru icin rahatsiz edecegim. Kelime listenizdeki ”pasa” (devamli) kelimesinin kaynagi nedir? Tahminim bu kelimenin Turkce olmayan bir dilden, ya Lazca ya da Rumcadan, kaynaklandigi yonundedir.

Kolay gelsin,
Dr. Ümit Necef
Mehmet Ümit Necef (necef@hist.sdu.dk)

7 Şubat 2006

Bitkisel İlaçlar Üzerine /Bekir Akkaya

Geçen hafta Kumru Kınalılar Aile Çay Bahçesi’nde birkaç arkadaşla sohbet ederken “bitkisel ilaçlarla tedavi” özerine epey sohbet yaptık. Hepimizin “Koca Karı İlaçları” diye bildiğimiz tedavi uygulamalarını gizli veya açık bizim yaşıtlarımızdan uygulamayan büyük ihtimal yoktur. Birkaç yıl önce Kumru ve köylerinde bu tür tedavi yöntemlerini ve uygulamalarını araştıran biri olarak ilçemizde halkın birçok hastalık için bu yöntemleri uyguladığını yakinen biliyorum. Bizim bölgemizde birçok ot ve bitki türü orijinal ismi ile farklı olarak bilinse de baharatçılarda aradığınız her türlü malzemeyi bulma imkânımız vardır. Kendi üzerimde bile uygulayıp sonuç aldığım “okuma” ve “otların karışımı” ile yapılan ilaçlar bizim gibi tahsillileri bile hayrete düşürmüştür. Bizden de öte birçok kitapta bitkisel ilaç kullanımının Avrupa’da yasak olmadığını okuduğumda “Bizde neden yasak?” sorusu ister istemez aklımdan geçer.