11 Ocak 2008

Ahmet Akad'a İlahiyat Dersi (Polemik)/ Bekir AKKAYA

Elinizde bulunan bu gazetenin bu köşesinde “Ölümden Sonrasına Yolculuk ve ruhsal alemle” ilgili sekiz bölümlük yazının en sonunda da cennet ve cehennem kavramı üzerinde durarak konuyu bitirmiştim. Çok sayıda olumlu tepkinin yanında birkaç kardeşim tarafından da sert eleştirilere maruz kaldım.
Eleştiri boyutundan da öte bu yazılarım nedeniyle yazılarım ve düşüncelerimden çok branşım ve eğitim düzeyim sorgulandı. Kısacası bu yazılarım benim uzmanlık alanım değilmiş. Eleştirenler daha çok ilahiyatçı meslek sahibi kardeşlerim oldu. Cennet ve cehennem noktasında farklı düşünsek de ben şahsen kendimi bir cennet sakini olarak görüyorum. Bizim bulunduğumuz yerde boş yerin çokluğunu da belirtmek isterim.
Ben yazılarımın özellikle kelime ve kavramlar noktasına
dikkat ederim. Kelime ve kavramların orijinal halini kullanmaya ve öyle düşünmeye gayret gösteririm. Uzmanlık alanım olmasa da beni eleştiren ve hatta küfre kadar götüren birkaç ilahiyatçı kardeşime “İlahiyat” kavramı üzerine görüşlerimi ifade etmek istiyorum.
Türk Dil Kurumu Sözlüğü’nde İlahiyat; Tanrı bilimi, Felsefe olarak açıklanmaktadır.
Hayat Büyük Türk Sözlüğünde ise : 1. Felsefenin uluhiyetten ve Tanrı’ya ait meselelerden bahseden kısmı 2. Dini ilimlerim bütünü Fr=teologie-teoloji( bu mana Türkçe’ye mahsustur): İlahiyat Fakültesi –Sayfa : 573
Din konusunda bize ağır ithamlarda
bulunan ve İslami konularda kendilerinin uzman olduğunu söyleyen kardeşlerimizin okudukları okulların en eskisi ve en köklü olanı Ankara İlahiyat Fakültesidir. (Benim bildiğim kadarıyla Ankara dışındaki tüm şimdiki ilahiyatlar Enstitü idi ve bir de Erzurum İslami İlimler Fakültesi vardı.) Ankara İlahiyat Fakültesi Internet Sitesinde hangi derslerin okutulduğuna baktım. Hiçte benim sözünü ettiğim uzmanlık bölümleri ve kardeşlerimizin sürekli sözünü ettikleri bir uzmanlık durumu söz konusu değil. http://www.divinity.ankara.edu.tr/tr/index.php# Internet sitesinin akademik bölümler bölümüne baktığınızda 1. Temel İslami Bilimler 2. Felsefe ve Din Bilimleri 3. İslam Tarihi ve Sanatları 4. İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği 5. Dünya Dinleri 6. Yaygın Din Öğretimi ve Uygulamaları olarak görülmektedir.
İlgili bölümlerden gördüğüm kadarıyla bir fakih ya da müfessir yetişmesi mümkün değil. Fakültenin de arkadaşların aksine böyle bir iddiası yok. Birinci madde olan Temel İslami Bilimleri bölümüne baktığımda şu açıklama mevcut “Temel İslam Bilimleri Bölümü, İslam düşünce tarihinde ortaya çıkan ve çok tanınan inceleme alanlarını, akademik düzeyde ele almayı ve öğretim konusu yapmayı amaçlayan bilim dallarından oluşmaktadır. İslam düşüncesinin çeşitli alanlarında sağlıklı dinî bilgi üretebilmek için akademik bakışı ilke edinen araştırmalara büyük ihtiyaç vardır. Bölümümüz, bu ihtiyacı karşılamak ve evrensel bilim ilkelerini de göz önünde bulunduracak başarılı çalışmalar ortaya koymak üzere Tefsir, Hadis, Kelam, İslam Hukuku, İslam Mezhepleri Tarihi, Tasavvuf ve Arap Dili ve Belagatı olmak üzere 7 anabilim dalından oluşmaktadır.” Açıklaması yer almaktadır.
Bu bilgileri verirken ben yorum yapmamaya gayret gösteriyorum. Geçen bir muhabbet esnasında söz konusu “boşanma” olunca, içimizden bir arkadaşımız “ bu konunun uzmanı benim ve bu konuda benden başkasının görüş ve düşüncesi yanlıştır.” Cümlesini kullanınca “teoloji” nedir? ya da Amerika’da da İlahiayat Fakültesi var mı? Demiştim.
Yukarıda iki sözlükten “ilahiyat” kelimensin Tanrı bilimi ve Felsefe anlamı taşıdığı ifade edilmektedir. Başka bir karşılığını bilen varsa onu da ben bilmiyorum. Tanrı ile bilimi bir arada tutmak ve savunmak Ahmet AKKAD’lara düşer. Uzmanlık dedikleri bu olsa da bundan İslami konuların ya da dini konuların uzmanlığı çıkmaz.
Sevgili Uzman Kardeşim Ahmet AKKAD,
Ekşi Sözlük (http://sozluk.sourtimes.org/) girdim ve “ilahiyat” yazdım. Belki buralardan bir şeyler kaparak uzmanlığını geliştirirsin. Bak neler çıktı, neler…
- En yüksek sözel puan !!
-Dinle ilgilenilen bilim dalı, tanrıbilim, teoloji,
-mistisizm
-Teoloji : Din bilimi, üzerinde tartışılan dini inanışları doğru varsayıp akla uygun biçime sokmaya ve savunmaya çalışır. Teolojiyi din felsefesinden de ayıran budur.
-Bilimin deneme yanılmayla bilgi edinme üzerine kurulu bir güzellik olmasından, tanrı kavramının da deneme yanılmayla işi olmamasından hareketle katıksız bir oksimoron= paradoks olduğunu düşündüğüm terim.
-Oksimoron =paradoks): iki birbiriyle çakışan özellik veya düşünceyi barındıran tamlama. Bundan dolayı bu tamlamalar imkansız diye nitelendirilir. İki zıt anlamlı kelimenin beraber kullanılması...(kör ressam, dilsiz vaiz, köşeli daire, özgür aşk, sessizliğin sesi, ateist imam, tanrı bilimi, dini meslek, meslek dersi vs.)
Bütün bu bilgilerden sonra bana tepki gösterenler kendi aldıkları eğitimle ve neyin uzmanı olduklarını bir düşünsünler. Biz yazılarımızda bilimsel bir düşünce sergilemedik. Ruhsal hayatın ve ölümün bilimle izah edilemez olduğunu, cennet ve cehennem kavramı ise bilimin konusu olmadığını ifade etmiştik.
İki zıttı bir arada tutmak ve onu gerçeğe dönüştürmek zor bir iş. Zaten kafa karışıklığı da burada ortaya çıkmaktadır ki, en azında bizim zihnimizde böyle bir yorgunluk yoktur. “UZMANLIK : Ahmet AKKAD: Maaşallah... Bekir AKKAYA her konunun uzmanı!. Müfessire! ihtiyaç yok.” Cümlesini yazmadan önce, şu uzmanlık alanını ve beyin hücrelerini masaya yatır.
Buluşmak ümidiyle…
Bekir AKKAYA/KUMRU HABER/KUMRU

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...