Bu içerikler Bekir Akkaya tarafından oluşturulmaktadır .İçeriklerin izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur.

4 Nisan 2008

SİGARA SAĞLIĞA ZARARLIDIR-Faruk ANA

SİGARA VE TÜTÜNÜN TARİHÇESİ
Bilindiği üzere sigara ve tütün İslam dininin geldiği ilk dönemlerde ve Müçtehit İmamların yaşadıkları zamanlarda bulunmamaktadır veya kullanılmamaktadır. Bu sebeple de bunlar hakkında ayet, hadis veya Müçtehit İmamlara ait bir söz bulunmamaktadır. Bu da sigara ve tütünün daha sonraki çağ ve dönemlerde kullanıldığı anlamına gelmektedir.Yapmış olduğumuz araştırma neticesinde tütünün tarihçesi hakkında farklı bilgilere ulaştık. Bazı kaynaklarda tütünün miladi 1070 yılında ilk olarak bir Fransız tarafından yetiştirilip üretildiği zikredilmektedir. Bazı kaynaklarda da tütünün ilk olarak Amerika'daki Antil takım adalarından birinde bulunmuştur. 1496 miladi yılında Kristof Kolomb (1451-1506) Antil adalarını gezisi sırasında yerlilerin bu bitkiyi yakarak içtiklerini görmüş,
gemicilerden biri Tobago adalarından bir örnek alıp Avrupa'da Petros Marden adında bir tüccara göndermiş. İspanyol gemicileri 1511 miladi yıllarında, bu keyif verici maddeyi İspanya ve Portekiz limanlarında iyice tanıtmışlar. Fransızların Lizbon elçisi olan Jean Nikot, tütünden elde edilen ve kendi adıyla anılan nikotin zehrini ilaç olarak kullanmak üzere tütünü Fransa'ya sokmuş, miladi 1560 yılından sonra artık tütün Almanya, İtalya, İngiltere ve sırasıyla diğer dünya ülkelerine yayılmıştır.Tütün İslam ülkelerine ise 15. asırdan sonra girmiş ve o zamandan beri de İslam Âlimleri tütün ve sigara içmenin hükmü üzerinde gerekli değerlendirmeleri yapmışlardır.

SİGARA İÇMEK HELALDİR
Sigara, İslam ülkelerine girince halkın bir kısmı sigara içmeye başlamış ve sigara içmenin İslam dinine göre hükmü nedir?, içilmesi helal midir yoksa haram mıdır? diye sorulmaya ve cevap aranmaya başlanmıştır. Yapmış olduğumuz araştırma sonucunda Sigara içmenin hükmü hususunda, İslam toplumunda ilk içilmeye başlandığı dönemlerden itibaren günümüze
kadar farklı farklı fetvalar verilmiş olduğunu gördük. Buna göre bazı Âlimler ilk dönemlerde sigara içmek helaldir diye hüküm vermişler. Bunlar, tütün hakkında zararının sabit ve kesin olmaması ve içilmesi hakkında Şari tarafından, yasak olduğuna dair bir nass ( ayet ve hadis ) varit olmaması delillerine dayanarak "Eşyada asıl olan ibaha ( mubah = helal olmak ) dır." genel kaidesine göre hüküm vermeyi uygun görmüşler ve haramlığını ve mekruhluğunu gösteren deliller olmadığı sürece bir şey helaldir , haram denemez şeklinde fetva vermişlerdir. Ayrıca sigara içmenin helal olduğunu savunanlar, kendileri için sigara içme hususunda bazı sigara içen büyük âlimlerin delil olduğunu, "Haram olsaydı böyle âlim ve salih bir kimsenin bunu içmeye devam etmesi lazım gelirdi" tezini öne sürmüşlerdir. Mesela; meşhur ve müceddid olarak bilinen Mevlana Halim Zu'l-Cenahay'in sigara içtiği bilindiği için, sigara içmenin helalliğine delil getirilmiştir. Dahası var, sigara içmek helal ve koca, eşinin helal rızkını temin etmek zorunda olduğuna göre; Zevce sigara tiryakisi ise nafakası kocasına vacip olduğu gibi sigara parası da o'na vaciptir diye hüküm veren bazı Şafii Âlimler olmuştur. Bu fetva dönem dönem kabul görmüştür. Ancak zamanla helal demek için ileri sürülen deliller isabetli bulunmamış ve helal olmadığını gösteren deliller ortaya çıkmıştır. Böylece helal fetvası geçerliliğini kaybetmiş ve yeni fetvalar verilmeye başlamıştır. Yeni fetvalar ise sigara içmenin dinen yasak olduğunu anlatan mekruh ve haram kavramları ile ifade edilmiştir. Bu fetvaları veren âlimler öncelikle sigara helaldir diye fetva veren âlimlerin delillerine bakmışlar ve kendi zamanlarında o delillerin geçerliliğini kaybettiğini savunmuşlardır. Bunların başında asrımızın yaşayan âlimlerinden biri olan Hayrettin Karaman gelmektedir. Hayrettin Karaman "Günlük Hayatımızda Helaller ve Haramlar" adlı eserinde sigaranın helal olduğunu savunanlara şöyle cevap vermektedir; Sigaranın zararsız olduğuna dair; Sigaranın bugün ilmen kesin olarak bilindiği için zararsız diyemeyiz. Şariin yasakladığını gösteren bir nass yoktur görüşüne dair de; Şariin men etmediğini söylemek de isabetli değildir. Çünkü Şarii her haramı ismen zikretmemiştir. Hüküm kaynakları yalnız sarih ve hususi naslar değildir. Naslarda geçenlerin haram kılınış sebeplerine ( illetlerine ) bakılarak yapılan kıyaslar ve diğer istidlal yolları vardır.

Abdullah Ulvan da eserinde, geçmişte mubah ya da mekruhtur diyenler hakkında şöyle demektedir; "Bu konuda onları mazur görebiliriz, çünkü o yıllarda tıbbi araştırmalar henüz sigaranın zararlarını yeterince tespit edememiştir. Fukaha bu görüş ve hükmünü, "Eşyada asıl olan ibahadır" kaidesine dayıyordu. Ama tıp bunun bedene olan zararlarını keşfedip ortaya koyduktan sonra artık aynı hükmü verenleri mazur göremeyiz. Uzmanların yaptığı ciddi araştırmalarla sigaranın doruğa yükselen zararlarının ferdi ve toplumu olumsuz yönde tesir altına aldığı ortaya çıkınca artık sigaranın haram yada mubah olduğu hakkında bir tereddüde gerek ve yer kalmamıştır. Sigara içmenin haram olduğu bugün açıkça ortaya çıkmıştır, onu itiyad edinmenin günah olduğu tahakkuk etmiştir. Allah (c.c.) daha iyisini bilir."
Gönenç, Halil. Fetvalar, sayfa: 241
Karaman, Hayrettin. Helaller ve Haramlar, sayfa: 56

SİGARA İÇMEK MEKRUHTUR
İslam Âlimlerinden bazıları sigara içmenin mekruh olduğunu söylemişlerdir. Âlimler bu hükmü verirlerken birinci olarak, Hanefi mezhebine ait şu kaideye bağlı kalmışlardır; "Kur'an ve Sünnette haramlığı açıkça belirtilmeyen ve haramlığına Kıyas (içtihat) yoluyla kanaat getirilen hükümler Mekruh diye adlandırılır." Yani Hanefi mezhebine mensup Âlimler haramlığı kıyasla sabit bir hükme doğrudan Haram demeye çekinmişler ve bu şekilde kıyas yoluyla haram olan işlerin yasak olduğunu mekruh terimiyle ifade etmişlerdir. İkinci olarak, sigaranın zararları hakkında kesin bilgi sahibi olmamaları sebebiyle mekruhtur demişlerdir. Yine bu şekilde hüküm verenler Üçüncü olarak, sigara ve tütün bidat'tir, sonradan ortaya çıkmıştır ve içene zarar vermemektedir diyerek sigara içmenin mekruh olduğunu savunmuşlardır. İslam hukukunda mekruh denilince tahrimen mekruh kastedilir. Yani bir şeye mekruh denilmişse, o işi yapmanın hükmü, harama yakın mekruh manasına kullanılan tahrimen mekruhtur.
Karaman, Hayrettin. Helaller ve Haramlar, sayfa: 56

SİGARA İÇMEK TENZİHEN MEKRUHTUR
Bazı İslam Âlimleri de sigara içmenin tenzihen mekruh olduğunu söylemişlerdir. Bu Âlimler, sigara içmeyi soğan ve sarımsağa kıyas etmişler ve rahatsız edici özelliğinden dolayı sigara içmenin hükmünün helale yakın mekruh manasında kullandıkları tenzihen mekruh olduğunu söylemişlerdir.Bu bilgileri verdikten sonra şu izahın yapılmasının uygun olacağı kanaatindeyim. Hanefi mezhebine göre sigara içmenin hükmüne mekruh = tahrimen mekruh diyebiliriz. Çünkü Hanefi usulüne göre Kur'an'da ve Sünnet'te açıktan haramlığı belirtilmeyen hükümler mekruh kavramıyla ifade edilmektedir. Ancak bu şekilde ifade edilmesi şu yanlış anlamaya sebebiyet vermemelidir. İnsanların çoğu mekruh kavramını duyunca sanki helal kavramını duymuş gibi davranmaktadırlar, halbuki Hanefi mezhebinde mekruh denilince akla helal gelmez, tam tersine haram gelir. Çünkü mekruh'un mutlak olarak zikredilmesiyle akla, harama yakın mekruh diye bilinen tahrimen mekruh gelir ki, o da helal'le ilişkisi olmayan bir yasaklama tabiridir. Yani bu mezhebe göre mekruh, yapılması yasak olan, haram olan bir iştir. Istılahta; "Şariin yapılmamasını kesin ve bağlayıcı tarzda istediği fiil olmakla beraber, bu talep zanni bir delil ile sabit olmuştur." Doğrudan haram denmemesinin sebebi, o işin yapılmasının yasaklanması naslarda açıkça zikredilmeyişi ve haramlığına kıyas yoluyla kanaat getirilmesidir. Halbuki diğer mezheplerde bu kavramın yerini haram kavramı almaktadır. Bir mezhebin mekruh, diğer bir mezhebin haram demesi arasında sadece söz farkı vardır. Esasen verdileri fetva aynıdır. Yani bütün mezhepler İslam dinine göre sigara içmenin yasak olduğunu söylüyorlar, bu yasağı birisi haram kavramıyla ifade ederken diğeri mekruh kavramıyla ifade etmektedir. Hanefi mezhebine göre mekruh'la haram'ın tek farkı vardır, o da hükmü ile alakalıdır ki, haram olan bir işin haram olduğunu kabul etmemek yani haramlığını inkâr etmek o kişiyi dinden çıkarırken, mekruh olan bir işin haramlığını kabul etmemek yani haramlığını inkâr etmek o kişiyi dinden çıkarmaz. Dikkat edilirse fark inkârla alakalıdır, halbuki o işi yapma noktasında fark yoktur, haram ve mekruh bir işin yapılmasının yasak olduğunu belirtmektedir. Bu diğer mezheplerde haram kavramıyla ifade edilir ve haram kavramı haram li-aynihi ve haram li-ğayrihi diye ikiye ayrılır. Hanefi mezhebindeki mekruh'la diğer mezheplerdeki haram li-ğayrihi aynı hükümdedir, haram li-aynihi ile de haram aynı hükümdedir. Halk sanki mekruh kavramını duyunca şöyle düşünüyor; nasıl olsa mekruh, günahı da yok sevabı da, yak bir dal daha. Halbuki düşüncesi yanlıştır, mekruh bir işi yapan kişi günah işler, sevap kazanmaz, kabirde ve ahiret'te azabı hak eder, kınanır. Müslüman güzel ve hoş olmayan işleri yapmamalıdır, inanç sahibi insana güzel işleri yapmak yakışır. Bütün bu açıklamalardan sonra bugün halkımızın net olarak anlayacağı şekilde sigara içmenin hükmü konusuna geçmek istiyorum. Bugünün Âlimleri sigara içmek haramdır demektedirler. Bunların delilleri kuvvetlidir ve isabetlidir. Hem kavram açısından da anlaşılırdır. Çünkü haram denilince haram anlaşılıyor, fakat mekruh denilince haram anlaşılmıyor, tam tersine helal anlaşılıyor. Bu işin anlaşılması gerekli hükmü ise haram olmaktır.
Zekiyuddin Şa'ban (Tercüme Eden: İbrahim Kâfi Dönmez), İslam Hukuk İlminin Esasları (Usulü'l-Fıkh), Sayfa: 219; Bak. Diğer usul kitapları

SİGARA İÇMEK HARAMDIR
İslam Âlimleri sigara içmenin haram olduğunu söylemektedirler. Bunlar sigarayı harama götüren sebepleri ve illetleri de teker teker anlatmışlardır. Şimdi sigaranın haram olmasına neden olan illetleri ve delilleri maddeler halinde zikretmek istiyorum.1- Zarar; Sigara, İçene Bedeni, Mali, Ruhi ( Psikolojik ) Ve Sosyal Zararlar Vermenin Yanında, İçenin Çevresine Ve Çevresindeki Canlılara Zarar Vermektedir. a-Bedene verdiği zararlar: Sigara içmenin insan bedenine olan zararı hem tıbben, hem de hukuken sabittir. Birçok insanın ölümüne sebep olan tütün, açılan davalar sonucu sigara firmalarının yüklü tazminatlar ödemesini sağlamıştır. Bunun zararlı olduğunu ve ölüme sebep verdiğini tıp ve hukuk mahkemeleri kabul etmiştir. Bu sebeple sigara firmaları sigara paketlerine "Yasal uyarı: Sağlığa zararlıdır" diye yazmışlardır. Niçin? "Ben zararlı olduğunu bilmiyordum, içtim, bana zarar verdi" diye hiç kimsenin mahkemeye vermemesi ve hak talep etmemesi için yazdılar. Ne yazık ki böyle olmasına rağmen insanlarımız hala sigara içmeme konusunda gayret göstermiyorlar, tersine sigara içmeyenleri kınıyorlar ve içmeyenleri alıştırmaya gayret ediyorlar. Sigaranın kişiliklerini güçlendirdiklerini sanıyorlar ve küçük yaştaki birçok kişi onları örnek almaya çalışıyor.Sigara ile ilgili tıbbın ve tecrübenin (hayatın) belirttiği zararlar nelerdir şimdi onlardan bahsetmek istiyorum. Sigaranın ansiklopedi maddelerinde özetlenen zararlarını şöyle sıralamak mümkündür.Sigaranın zararlı maddesi nikotindir. Nikotin çok zehirli bir alkoloiddir.

Ağız yoluyla alınacak 1-2 gram nikotin insanı ölüme kadar götürebilir.,içilmeye başlanan bir sigaranın nikotini önce dumana geçmez, çünkü tamamen yanar, sigara içilmeye devam edilirse yavaş yavaş bazı maddeler nikotini serbest hale geçirir. Böylece ağza damıtılan nikotin tükürük ile vücuda geçer. Dumanın akciğere çekilmesiyle kana karışan nikotin nispeti %25 artar.Devamlı tütün zehirlenmesi ağız, boğaz ve üst solunum yollarında iltihaplara yol açar. Kalp çarpıntısı, kalp bölgesinde ağrılar, baygınlıklar, bazen astma (astım) belirtileri, solunum bozuklukları görülebilir. Bu arada en çok damarlar fonksiyonel ve organik bozukluklar sonucu daralır, tansiyon yükselir. İncelemelere göre tütünün bir iki ay gibi kısa, fakat aşırı derecede fazla kullanılması bile kalbin adaptasyon kabiliyetini azaltır.Çok sigara içenlerin göz sinirlerinde de bozukluklar görülür. Mesela; kısmi renk körlüğü, görme alanında boşluklar olur,merkezi sinir sisteminde meydana gelen düzensizlikler, baş ağrıları, uykusuzluk, el titremesi, sinirlilik, nevralji , mizaç değişmeleri şeklinde kendisini gösterir.Sindirim sisteminde; mide ekşiliğinin artması, yada azalması, tükürük salgısının artması, ishal, kabız v.s.gibi belirtiler olur.Sigaranın kanserle olan ilgisi yıllardan beri tartışma ve araştırma konusudur. Tütünün kanseri artırdığı bir gerçektir. Sigara içenlerdeki kanser nispeti içmeyenlerden yüksektir. Sigara akciğerin fonksiyonunu bozup hastalandırır, ciğer kanseri meydana getirir, hafızayı zayıflatır, şehveti azaltır, iktidarsızlığa ve cinsel soğukluğa sebebiyet verir, yüzü ve dişleri sarartır, nefes alıp vermeyi zorlaştırır, sinirleri bozar, bedende gerilime sebep olur, ahlakı değiştirir, iradeyi çözüntüye uğratır, tembellik ve rehavete alıştırır.Almanya'da neşredilen Shübikel adlı dergide Amerikalı on kadar uzman doktor Mariland'da yaptıkları bilimsel toplantıda sigaranın içen kimse üzerindeki olumsuz tesirlerini aşağıda belirtilen şekilde tespit etmişlerdir;a- Ölüm oranı sigara içmeyenlere göre içenlerde %68'i bulmaktadır. Bu istatistik sadece sigara içen erkeklere göre yapılmıştır.b- Aşağıda sıralanan hastalıklara yakalanıp ölenlerin sayısı, sigara içenlerde içmeyenlere oranla fazla görüldüğü tespit edilmiştir. Ciğer kanseri 10.8; ciğer ve ilgili nahiyelerdeki iltihaplanma, nefes borusunun iltihaplanıp şişmesi 6.1; boğaz hançeresi kanseri 5.4; ağız kanseri 3.4; mide hastalıkları 2.4; diğer hastalıklar 2.6; kalp damarının tıkanmasıyla ortaya çıkan rahatsızlıklar 1.7 kattır. c- Sözü edilen iltihabi hastalıklar ve kalp rahatsızlıkları ihtimali, bir çok şehir ve ülkelerde çoğu zaman ölümle neticelenmekte ve bu oranın %70'i içmeyenlere nispetle sigara içenlerde görülmektedir. Gırtlak iltihaplanması, nefes borusu iltihabı ve şişmesi ise %100 sigara tiryakilerinde meydana gelen arazlardır. Akciğer kanseri de belirtilen oranda tespit edilmiştir. Ayrıca sigaranın gazetelerde ve dergilerde belirtilen bedeni zararları arasında bağımlılık yapması, öksürük, aksırık ve bunların yaptığı tahribattan da söz edilmektedir.Yukarıda belirttiğimiz zararlar sigaranın bedene verdiği zararlardır. Sigaranın bedene verdiği zararları yanında mali ve ekonomik zararları da söz konusudur. Sabit gelirli olan kimse her gün kazancının belirli bir miktarını sigaraya harcamaktadır. Bu da savurganlıktır, malı faydasız ve zararlı bir yere harcamaktır. Bunu tecrübeli insanlarımız şöylece ifade etmişlerdir: "sigaranın zehrini kişi, dumanını yel, parasını da el alır". Sigara, dünyada en çok satılan, durmadan içenlerin parasını götüren, fiyat artışında lider bir konumda olan, özellikle de fakir zengin ayırımı yapmayan bir baş belasıdır. Geçim sıkıntısının yüksek olduğu şu zamanımızda bir çok kişi çoluk çocuğunun ve kendisinin rızkını yani geçimliğini bu anlamsız ve faydasız dumana veriyor, parası olmayan da hırsızlık, sigara dilenciliği v.s. yollarla bu baş belasını buluyor. Sigaranın bir başka zarar alanı da çevre ve çevrede bulunan insanların sağlıklarıdır. Sigara çevrede özellikle de kapalı alanlarda aşırı hava kirliliğine sebep olmaktadır. Bu kirli havayı paylaşan diğer insanlar da vardır. İçen açısından bakarsak başta eşi , çocukları yani ailesi , iş çevresi v.s.gelmektedir. Bunlar, sigara içen kişinin oluşturduğu nahoş ortamdan memnun değillerdir, rahatsız olmaktadırlar. Böylece sevgi ve dostluklar zedelenir. İsteksiz katlanmalar söz konusu haline gelir. Böyle bir durumda sevenlere haksızlık yapılmış olur. Saygı duyulmamış demektir. Bir düşünüldüğünde meydana gelen zehirli duman, içene zevk ve keyif verirken (gerçekte zarar verirken ) , çevrede bulunan diğer canlılara ise zarar ve eziyet vermektedir. İnsanların toplu bulundukları otobüs, dolmuş, salon, çay ocağı, kahvehane, ev, büro, v.s. kapalı yerlerde bu zarar daha da etkin ve çekilmez hale gelmektedir. Bu sebepten olacak ki artık Türkiye'de ve dünyadaki diğer bazı devletlerde insanların toplu bulundukları alanlarda sigara içmek yasaklanmıştır ve belirtilen alanlarda sigara içenlere para cezası verilmesi uygun görülmüştür. Sigara içen kişinin özellikle ağzının, elbiselerinin ve bedeninin pis ve kötü kokusu ile bir yastığa baş koyduğu eşini devamlı rahatsız etmesi ahlak kurallarına uymadığı gibi hukuk ve aile saadetini de tehdit eder, çünkü ailede mutluluğun yolu karşılıklı sevgidir. Bu sevgi fedakarlık ister. Fedakarlık tek taraflı yanlışlara katlanma şeklinde değil de hayatta dışardan gelen zorluklara karşı yapılan mücadelede sırt sırta verme şeklinde olmalıdır. Halbuki bir çok insan kendi keyfi için bir çok insanın huzurunu kaçırıyor ve bu sahada en çok mağdur olanlar da ailedeki kadınlardır. Seven kişi, sevdiğine hoş gelmeyen ve özellikle de zararlı ve eziyet verici bir şeyi yapmamalıdır. Doğru olmayan ve yanlış bir iş yapılarak mutluluk aranmamalı ve şahsi rahatlamalar için dostların huzuru kaçırılmamalıdır. İnsan bir iş yaparken gözünü kapatmamalı ve mutlaka çevresini gözetmelidir. Ben bu işi yaparken zevk alıyorum fakat çevremdeki insanları acaba rahatsız ediyor muyum? diye kendisini sorgulamalıdır. Aile içerisinde yaşam saygı sevgi ekseninde yürümektedir. Saygı, sevilen insanlara eziyet ve zarar verilerek gösterilmeyeceği gibi, sevgi de bu şekilde gösterilmez. Samimi sevgi ve saygıda lafa bakılmaz, kişinin davranışlarına bakılır. Böyle bir sevgi ve saygının göstergesi ise güzel ve gönlü hoş eden davranışlardır. Kişi sevdiklerine zarar ve eziyet vererek sevgi ve saygı gösterdiğini söylüyorsa bu olsa olsa lafla olan, menfaatsel ve aldatmaca bir sevgi ve saygıdır. Çünkü sevgi ve saygının göstergesi ve karşılığı eziyet ve işkence olamaz.

Anlatılan şeyler abartılı değildir. Çünkü akıl sahibi insan düşündüğü zaman bu karara varmaktadır. Dişleri, bıyıkları, dudakları, parmakları, burnu dumandan sapsarı sararmış ve leş gibi kokan erkekler veya pis kokan kadınlar bu halleriyle eşlerini nasıl sevdiklerini söylüyorlar? Bir yatakta nasıl yatıyorlar? Bunlar birbirlerinden nefret edip tiksinmiyorlar mı? Yoksa bu durum onların mutluluk ve huzurunu mu artırıyor? Bitmez öksürükler samimi sevginin ve saygının bir göstergesi mi? Bu konuda katlanmak zorunda kalan kadınlar, yanlış ve hoş olmayan bu işi tek taraflı yapsalar erkekler onlara ne kadar katlanır? Böyle bir durumda samimiyetin neresinde oluruz? Dünyaya sigara içmeye, bedene, cebe, çevreye, saygı ve sevgiye zarar vermeye mi gelindi? Evet ben bunları düşünüyorum. Yoksa bunları, böyle yaşayanlar düşünmüyorlar mı? Düşündüklerinde keyifleri mi kaçıyor?

Halbuki onların keyfi için bir çok kişinin keyfi kaçıyorsa ne olacak? Dul ve yetim kalanların hesabını kim verecek? Kişi kazancını istediği gibi yanlış ve doğru olmayan işlerde de harcadığında hesap vermeyeceğini mi sanmaktadır? Doğru iş yapma kararı vermek için ölüm hastalığına mı tutulmak gerekli? Yoksa ölümden sonra mı yanlışlar terk edilmelidir? Bütün bunlar bir hakikat değil mi? Bu durumda sigara içenleri çoğaltmalı mıyız? Gençleri teşvik etmeli miyiz? Sigara zararsızdır, herkes devam etsin mi diyeceğiz? Yoksa bu zararlı bir iştir zararın neresinden dönersek kar edeceğiz mi diyeceğiz? Elindeki sigaraları da iç de sonra bırakırsın mı, yoksa hemen bırak mı diyeceğiz?Sigara içen kişi yukarıda bahsettiğimiz zararlarını düşünmelidir.

Bunun yanında İslam dininin kişinin kendisine ve çevresine zarar vermesini yasakladığını da bilmelidir. Abdullah b. Abbas (r.a.) ?dan rivayet edildiğine göre; Peygamberimiz (s.a.v.) : "Zarar vermek ve zarara karşı intikam almak yoktur" buyurmuştur. Başka bir hadiste de Rasulullah (s.a.v.)'ın "Sarhoşluk veren ( akla zarar veren ) ve uyuşukluk veren ( bedene zarar veren ) her şeyi yasakladığı" rivayet edilmiştir. Kur'an-ı Kerim'de Allah şöyle buyurmaktadır: "Mallarınızı Allah yolunda harcayın. (Allah'ın istemediği şekillerde harcayıp) Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayınız. Harcama işini doğru ve güzel yapınız. Çünkü Allah bu işi doğru ve güzel yapanları sever". "Kendi kendinizi ( haram yemek, içmek suretiyle ) öldürmeyin". Bu naslar yani ayet ve hadisler kişinin kendisine ve çevresine zarar vermesini yasaklamaktadır. Bu durumda zarar vermek haramdır. Zarar vermemek ise Allah'ın bir emri olarak farzdır. Bu hükümlere itaat etmemek de dinen günahtır. Bu yasaklardan kaçınarak yaşamak da sevaptır.2- Sigara Temiz (Tayyiben) Ve Helal Değildir. Kur'an-ı Kerim'de Peygamber (s.a.v.) 'den "O Peygamber ki, kendilerine meşru şeyleri emreder, kötülükleri yasaklar. Kendilerine güzel ve hoş şeyleri helal, habisleri de haram kılar" diye bahsedilmektedir. Sigaranın habis = pis olduğu, tayyibattan olmadığı kesinleşmiştir. Nikotin başlı başına zehirdir. Zehirler pistir ve bedene alınması haramdır. Allah Teala Kur'an'da şöyle buyurmaktadır: "Ey insanlar! Yeryüzünde bulunanların helal, temiz ve hoş olanlarından yiyin (için), şeytanın peşine düşmeyin"" "Ey iman edenler! Allah'ın size helal kıldığı iyi ve temiz şeyleri (siz kendinize) haram kılmayın ve sınırı aşmayın. Çünkü Allah sınırı aşanları sevmez. Allah'ın size helal ve temiz olarak verdiği rızıklardan yiyin (için) ve kendisine iman etmiş olduğunuz Allah'a karşı sorumluluklarınızı hakkıyla yerine getirin" Bu ve benzer diğer ayetler zehirli sigaranın içilmesinin haram olduğunu belirtmektedir. Çünkü sigara pis, kötü, faydasız, tiksindirici ve zararlıdır. Ne yazık ki, böyle olmasına rağmen toplumda sevilen, güzel, temiz ve helal bir dost gibi telakki edilmektedir. Halbuki Kur'an'da Allah şöyle buyurmaktadır: "(Ey Muhammed! İnsanlara) de ki: "Pis ve kötü ile temiz ve iyi eşit değildir. Pis ve kötünün çokluğu hoşuna gitse (zevk alsan, iştahını kabartsa, gönlünü çelse) de (bu böyledir, eşit olamazlar). Öyleyse ey akıl sahipleri! Allah'a karşı sorumluluklarınızı hakkıyla yerine getirin ki, kurtuluşa (huzur ve mutluluğa) eresiniz"." 3-Sigara Bir İhtiyaç Değil, İsraf Ve Savurganlıktır. Sigaranın bedene bir yararı olmadığı gibi zararı da açıktır, aynı zamanda aile bütçesine de aşırı derecede zarar vermektedir. Sigara, bütçeyi saçıp savurmayı ve uygun olmayan şekilde harcamayı sağlamakta ve teşvik etmektedir. İslam dini ise bunları yasaklamaktadır. Kur'an'da Allah şöyle buyurmaktadır: "Yiyiniz, içiniz, fakat israf etmeyiniz. Çünkü Allah israf edenleri sevmez." "Yakınlara (akrabaya), yoksula, yolcuya hakkını ver. Gereksiz yere saçıp savurma. Zira böyle saçıp savuranlar şeytanların dostlarıdır. Şeytan ise Rabbine karşı çok nankördür." Bu ayetler ve "Peygamber (s.a.v.) malın boşa harcanmasını yasakladı". hadisi israfı, savurganlığı, lüzumsuz yere harcamayı haram kılmaktadır.4- Sigara, Nafaka Sorumluluğunu İhmal Ettirmektedir. İslam'a göre; Kocalar, babalar ve yakın akrabalarında muhtaç kimseleri olan erkekler, mahiyeti altında bulunan kimselerin nafakalarını yani onların yaşadıkları sürece ihtiyaç duydukları yiyecek, içecek, giyecek, barınak, tedavi v.b. zorunlu masraflarını temin etmek ve karşılamak zorundadırlar. Hiçbir kimse mahiyeti altındaki kimseleri ihmal etmek suretiyle sigara içmemelidir. Onların haklarını sigaraya vermek İslam'a göre yasaktır. Böyle davranan bir kişi haram işlemiş olur.5- Sigara İçen Çevresindeki Canlılara Eziyet Verir, Zulmeder, Onlara Haksız Muamelede Bulunur. İslam dini zulmü, eziyet vermeyi, insanların haklarını ihlal etmeyi yasaklamıştır. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Müslüman, diğer Müslümanların kendisinin elinden ve dilinden (yapıp ettiklerinden) eziyet görmediği, zulüm ve haksızlığa uğramadığı, böylece de kendisine güvendikleri kişidir." Müslüman, Müslümanın kardeşidir. O'na zulmetmez, haksızlık yapmaz." Bütün bu delillerden sonra sigara helaldir hükmünü vermek kolay değildir. Sigara için verilebilecek en hafif hüküm tahrimen mekruh hükmüdür ki, bu hüküm haram diye kesin hüküm verilemediğinde ve içene zarar vermediğinde ortaya çıkar. Burada şu gözden kaçırılmamalıdır. Bir şey birisine zarar vermiyorsa o şey helal olur, zarar veriyorsa haram olur diye bir şey yoktur. Zararlı olan şeyin bizzat kendisi yasaklanmıştır. Mesela; sarhoşluk veren şey haramdır. Mutlaka sarhoş olmayan vardır. Yani herkes içsin, bir denesin sonra sarhoş olanlar bunu içmeyi bıraksınlar, fakat sarhoş olmayanlar içmeye devam etsinler, çünkü sarhoş olanlara haram, sarhoş olmayanlara helal olur gibi komik bir hüküm verilemez . Esasen belirli olan şudur; sarhoşluk veren şey haramdır. Müslümanlar haram olan işleri yapmamalı, yapanlar varsa kısa zamanda o haramı terk etmelidir. İşte bunun gibi sigara da zararlıdır ve içilmemelidir ve içiliyorsa bir an önce içilmesine son verilmelidir.Netice olarak sigara içmek; zararlı olması, israf sayılması, pis ve kötü oluşu, nafaka mükellefiyetini ve kul haklarını ihmal ve ihlal etmeye sebebiyet vermesi gibi nedenlerle haramdır. Bu sebeplerden birisinin gerçekleştiği yer, zaman ve durumda sigara içmek haram olur. Bu durumlar gerçekleşmezse de mekruh olur. Her iki durumda da sigaranın içilmemesi, terk edilmesi İslam dinine göre gereklidir. Bu gereklilik farz veya vacip derecesindedir. Bu gerekliliğe uymayanlar haram veya mekruh bir işi yaptıklarından dolayı günah işlemiş sayılmaktadırlar.
Karaman, Hayrettin. Helaller ve Haramlar, sayfa: 57
Ulvan, Abdullah. Aile Eğitimi, cilt: I, sayfa: 242; Uysal, Asım. Evlilik ve Cinsel Hayat, sayfa: 60-61
İbn-i Mace. Ahkam, 17; Ahmed: 5 / 327; Muvatta", Akdiye, 31
Ebu Davud, Eşribe, 5 ; Ahmed: 6 / 309
2 el- Bakara: 195
4 en-Nisa: 29
7 el-A?raf: 157
2 el- Bakara: 168
5 el-Maide: 87-88
5 el- Maide: 100
7 el-A?raf: 31
17 el- İsra: 27-28
Buhari, Zekat, 18; Müslim, Akdiye, 14
Tirmizi, İman, 12
Müslim, Birr, 32; Ebu Davud, Edeb, 47.
Geniş bilgi için bakınız. Karaman, Hayrettin, Helaller Ve Haramlar, Sayfa: 56-58; Ulvan, Abdullah, Aile Eğitimi, Cilt: I, Sayfa: 243-244; Gönenç, Halil, Günümüz Meselelerine Fetvalar, Cilt: II, Sayfa: 241; Karaman, Hayrettin, İslam Işığında Günümüz Meseleleri, Cilt: II, Sayfa: 754 Ayrıca birçok sigara ile ilgili internet sitesinde çeşitli kategorilerdeki zararlarını bulabilirsiniz.
FARUK ANA
KAYNAK : http://www.kumrudingordernegi.org/index.php?link=29&numara=15

1 yorum:

  1. Alıntıdır....
    EBA MUHAMMEDİ demiş ki:
    hımmm.
    bak bacım şöyle ele alalım isterseniz.
    önce haram diyenler,
    1--israf olarak ele alırlar.
    İsrafın tanımı ise;haram olduğu kesinlikle ispatlanmış bir eşyaya ve fiile yatırım yapmaktır.
    sigara hakkında kesin bir görüş mevcut değildir.
    2-vücüda zarar olarak ele alanlar
    bugün vücuda zarar veren şey haramdır diye bir şerri hüküm istinbate den bir alim hakkında var olan bütün delilelri toplar ve zaani olanları bırakarak ya subuti veya delaleti kati olanalrı ele alır.
    dolaysıyla şu an aklıma gelen bir örnek verecek olursak cep telefonundaki radyasyonda veya patlıcandaki nikotinde vücuda zarar verir.televizyona fazla bakmak veya ışıklı bir ortamda fazla oturmakta göze zarar verir.veya çok uyumak ve çok yemekte vücuda zarar verir ama bunalrın hepsi haram değilidr.
    3-ölüme sebebiyet konusuna gelince;
    ölümün bir tek sebebi avrdır oda eceldir.
    geriye kalanlar ise;damdan düşmek,kaza yapmak,silahla ölmek,suda boğulmak bunalrın hepsi ölümün şeklidir. sebebdi değildir.
    çünkü sebeb konusu farklı bir konudur.
    mesela;bir arkadaşınız size bir haber getirdi ve size ahmet diye bir arkadaşınızın öldüğünü söyledi.
    siz burda arkadaşınıza 2 soru sorabilirsiniz.
    1-nasıl öldü?
    cevap;arabayla kaza yaptı ve öldü.
    2-neden öldü
    cevap;yine aynı yani kaza yaptı.
    peki burda bir sorun yokmu
    aslında var
    neden sorusu sebeble ilgilidir.
    nasıl sorusu ise şekille ilgilidir.
    eğer neden sorusuna verilen cevap kaza yaptı cevabı ise o zaman her kaza yapanın ölmesi gerekir.
    çünkü sebebin tanımı;kendisi olmadığı zzaman filinin gerçekleşmeyeceği esas manasına gelir.
    yani her şeyin bir tek sebebi vardır
    hiç bir şeyin iki sebebi olmaz.bu varlık nizamına aykırıdır.

    ve bütün bunalrdan sonra
    ben sigara helaldir demiyorum.sadece haram diyenlerin genel olarak delilerini ele almak istedim.
    hata ve eksik varsa lütfen düzeltin.
    selametle fiemanillah.
    http://www.gulyolu.com/forum/viewtopic.php?p=43208

    buna ne demeli peki..Hayrettin karamanın yorumları çok yetersiz kalıyor..aklıma bir sürü soru geliyor.o zaman katı yağ da haram olsun madem vücuda zarar meselesi var.. o zaman setri avretten fazla giyinmek de haram olsun madem israf meselesi var...israf ve zarar meselelerini islami açıdan yorumlamıyor kendileri..

    YanıtlaSil

Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...