Haklı olduğunuz bir konuda çok
kez meramınızı birilerine anlatmazsınız. Anlasa da ya anlamazdan gelir ya da
sizin bilmediğiniz gizli bir ilişki mevcuttur.
Eğer
gerçekten anlamıyorsa bu durumu anlayışla karşılamak karşınızdakine de fazla
ısrarlı olmanın gereği yoktur. Ama anladığı halde anlamazdan gelme ya da yüzde
yüz haksız olduğu bilinen birini savunma pozisyonuna girme kabul edilir bir
durum değildir.
Siz
konuşmasanız da birileri sizi bir mıntıkaya çekmeye çalışır. Ayrıntılı bir
şekilde bildiği bir konuyu size sorar ve cevap bekler. Cevap verince de size
karşı üçüncü şahsın konuma girer ve taraf olur. Bu durumda siz adamın beklediği
alana girmiş olursunuz. Asıl suçlu orada zaten yoktur ama karşınızdaki aniden onun
rolünü çoktan üstlenmiştir bile.
Benim
sık sık “Bilge” olarak tanımladığım biri bana birini sordu. Ben de tek cümle
“Allah Belasını Versin” dediğimde aldığım cevap “Lanet Okuma” olarak karşılık buldu. Ben de buna karşılık
daha da şiddetli lanet okumaya başladım. Daha sonra da kendi kendime
“ “acaba “bilge” doğru mu söylüyor “ diye
düşündüm.
“Bilge”min
ikazlarını zaman zaman her kesimden sık sık duyarım. Her ikazın karşılığında da
lanetin dozunu artırırım.
Benim
nefretimi ve lanetimi durduramayacaklarını anlayan bu “akiller” bu kez de
başkalarına benim gibileri başka türlü tanımla gayreti gösterirler.
Bilerek
benim gibileri yıpratmak ve söylemek istediklerimi hafife düşürerek güya bana
acıyormuş tavrı da sergileyerek alaverelerinin açığa çıkmasını önlemek için
bilerek bazı cümlelerini sıralarlar. Haktan yanaymış gibi sıvışmanın yolunu
tercih ederler. Deşeledikçe -sorguladıkça kendilerinin çukurda boğulacaklarının
farkındadırlar. İtibarsızlaşacaklarını anladıkları an kendi foyalarının ortaya
çıkmasından korktuklarından aşağıdaki cümlelere başvurarak asıl konuyu
geçiştirmeye çalışırlar.
“Delidir
ne yapsa yeridir.”
“Şu
şu sıkıntıları var ondan öyledir.”
“Ona
da çok görmemek lazım.”
“Sen
iyi değilsin, bu konuyu sonra konuşalım.” Oysa konuyu açan kendisidir.
Zaman
zaman bunda başarılı olsalar
da uzun süreçte benim durduğum yere gelerek benden
de fazla lanet okumaya başlarlar. Köprüyü geçtikten sonra da tekrar genlerinde
var olan karakterlerine geri dönerler.
Bu
süreç hep böyle devam eder.
Ben
şunu bilirim : “Kan eden kandan gider.”
Masumsanız,
sustuğunuzdan,
Görüyorsanız,
görmemeği tercih ettiğinizden.
Duyuyorsanız,
duymamayı yeğlediğinizden.
Bana
ne dediğinizden,
Haksızlığa
dur diyemediğinizden.
“Bana
dokunmayan yılan bin yıl yaşasınız “ ifadeniz ve inancınızdan,
Bir
gün mutlaka ve mutlaka ilahi adalet tarafından cezalandırılacaksınız. Hep
öyledir ve hep öyle devam edecek. Kâinatın işletim sistemi, siz kusur
işlemeseniz dahi intikamını en acı bir şekilde sizlerden alacaktır. Yeri ve
zamanı geldiği halde söylemediğiniz her söz ve cümle ,fiil ve davranış sizin
önünüze çıkacaktır. Olumlu ise olumlu, olumsuz ise olumsuz olarak. İstemeseniz
de.
Bu
girişten sonra “Bela Okuma ya da Okumama”nın mantığını anlamaya çalışalım.
Konumu
ister âlim, ister cahil, ister bilge ister avam olsun “Bela Okuma, Lanet Etme”
ifadesini kullananların tamamının bilerek ya da bilmeyerek referans aldıkları
düşünce “Başına senin de gelebilir” cümlesinde saklı. Anladığım kadarıyla bu da
dini bir yoruma dayanıyor.
Yıllar
önce “Gıybet et, Cennete git” diye bir yazı kaleme almıştım.
“Lanet
okuma” konusunda da aynı düşüncedeyim. Gıybet cennete götürürken, lanet etme de
“lanet ettiğinizi cehenneme gönderme yöntemidir.
İşte
araştırdığımız kaynaklardan işin özü:
Peygamberimiz;
Lanet olsun demek, Allah’ın rahmetinden
uzak olsun demektir. Lanet etmek, beddua etmek iyi değildir. Çünkü hadis-i
şerifte, (Bir kimse lanet edince, lanet edilen buna müstahak değilse, kendine
döner) buyrulmuştur.
Sevgili Peygamberimiz
(s.a.v) bir Müslüman’ın Müslüman kardeşine, kişinin kendi yakınlarına beddua
etmeyi yasaklamış ve söyle buyurmuştur:
"Kendi aleyhinize, evlatlarınızın ve mallarınızın aleyhine sakin beddua etmeyiniz.
Ederseniz, duaların kabul olacağı bir saate rastlarsınız da bedduanız kabul olmuş olur."
"Kendi aleyhinize, evlatlarınızın ve mallarınızın aleyhine sakin beddua etmeyiniz.
Ederseniz, duaların kabul olacağı bir saate rastlarsınız da bedduanız kabul olmuş olur."
Başka
bir konuda bir hadis “ Biri birine “kafir” derse doğru söylemiş olur. Eğer o
kişi “kafir” ise doğrudur, eğer değil
ise kendisi “ kafir” olur. Yani “kafir” dememek lazım. Elde kesin bir bilgi
yoksa.
Aynen
bunu gibi.
Biri
birine lanet ya da bela okursa kötülük ya da olumsuzluk net ve açık olmalıdır.
Aksi takdir de bela edenin üzerine gelir. Yani “ilenç” iki kişiden birini
vurur. Bu durumda lanet eden yüzde yüz haklı, mağdur, zulme uğrayan biri
olmalıdır ki, okuduğu bela karşıya 12’den isabet etsin. Aksi takdir de karşı
taraf masumsa kendi okuduğun bela 12’den seni vurur.
Örnek
olsun diye peygamberimiz kimlere lanet etmiştir kısaca bakalım.
Peygamber efendimiz, genel bir beddua, lanet etmedi.
Ancak lanete müstahak olan bazı gruplara lanet etmiştir. Hadis-i şeriflerde
(Allah lanet etsin!) denilen zümrelerden bazıları şunlardır:
(Kadın elbisesi giyen erkeğe, erkek elbisesi giyen kadına lanet olsun!) [Hakim]
(Kadın gibi davranan erkeğe, erkek gibi davranan kadına lanet olsun!) [Buhari]
(Rüşvet alıp verenlere Allah lanet etsin!) [İbni.Mace]
(Eshabıma sövenlere Allah lanet etsin!) [Hakim]
(Zekat vermeyenlere Allah lanet etsin!) [Nesai]
(Ana-babasına lanet edene Allah lanet etsin!) [Müslim]
(Lutilere Allah lanet etsin!) [Beyheki]
(Zalim âmirlere, fasıklara, sünnetimi yıkan bid'atçilere Allah lanet etsin!.) [Deylemi]
(Altın ve gümüşün kuluna paraya tapana lanet olsun!) [Tirmizi]
(Halkın işlerini üstlenip de onlara güçlük çıkarana lanet olsun!) [Ebu Avane]
(Hanımını anasından üstün tutana lanet olsun!) [Şir’a]
(Sadaka vermeye engel olana lanet olsun.) [İsfehani]
(Allah’tan ümit kestirip dinden nefret ettirenlere lanet olsun!) [Şir’a]
(Bid'atler çıkınca âlim ilmini açıklasın! İlmini açıklamayana lanet olsun!) [Deylemi]
(Vücuduna dövme yapana, yaptırana, faiz alıp verene lanet olsun.) [Buhari]
(Ana ile evladın, kardeşle kardeşin arasını açana lanet olsun.) [İ.Mace]
(Kızını fasıkla evlendirene lanet olsun.) [Şir’a]
(Ölü için ağlayana lanet olsun.) [Ebu Davud]
Kur’an-ı kerimde, Ebu Leheb için, (Onun eli kurusun) buyuruldu. Ebu Leheb’in oğlu Uteybe, (Tebbet) suresi gelince, Resulullah efendimize hakaret etti. Üzülen Peygamber efendimiz, (Ya Rabbi, buna bir canavar musallat eyle!) dedi. Ebu Leheb’in oğlu Uteybe Şam’a giderken, bir gece arkadaşlarının arasında yatarken, bir aslan gelip arkadaşlarını koklayıp bıraktı. Sıra Uteybe’ye gelince onu parçaladı. Sol eliyle yemek yiyen birine de, (Sağ elin ile ye) buyurdu. (Sağ kolum hareket etmiyor) diye yalan söyledi. Bir Peygamber ile alay eden bu kimse için Resulullah, (Sağ elin artık hareket etmesin) buyurdu.
(Kadın elbisesi giyen erkeğe, erkek elbisesi giyen kadına lanet olsun!) [Hakim]
(Kadın gibi davranan erkeğe, erkek gibi davranan kadına lanet olsun!) [Buhari]
(Rüşvet alıp verenlere Allah lanet etsin!) [İbni.Mace]
(Eshabıma sövenlere Allah lanet etsin!) [Hakim]
(Zekat vermeyenlere Allah lanet etsin!) [Nesai]
(Ana-babasına lanet edene Allah lanet etsin!) [Müslim]
(Lutilere Allah lanet etsin!) [Beyheki]
(Zalim âmirlere, fasıklara, sünnetimi yıkan bid'atçilere Allah lanet etsin!.) [Deylemi]
(Altın ve gümüşün kuluna paraya tapana lanet olsun!) [Tirmizi]
(Halkın işlerini üstlenip de onlara güçlük çıkarana lanet olsun!) [Ebu Avane]
(Hanımını anasından üstün tutana lanet olsun!) [Şir’a]
(Sadaka vermeye engel olana lanet olsun.) [İsfehani]
(Allah’tan ümit kestirip dinden nefret ettirenlere lanet olsun!) [Şir’a]
(Bid'atler çıkınca âlim ilmini açıklasın! İlmini açıklamayana lanet olsun!) [Deylemi]
(Vücuduna dövme yapana, yaptırana, faiz alıp verene lanet olsun.) [Buhari]
(Ana ile evladın, kardeşle kardeşin arasını açana lanet olsun.) [İ.Mace]
(Kızını fasıkla evlendirene lanet olsun.) [Şir’a]
(Ölü için ağlayana lanet olsun.) [Ebu Davud]
Kur’an-ı kerimde, Ebu Leheb için, (Onun eli kurusun) buyuruldu. Ebu Leheb’in oğlu Uteybe, (Tebbet) suresi gelince, Resulullah efendimize hakaret etti. Üzülen Peygamber efendimiz, (Ya Rabbi, buna bir canavar musallat eyle!) dedi. Ebu Leheb’in oğlu Uteybe Şam’a giderken, bir gece arkadaşlarının arasında yatarken, bir aslan gelip arkadaşlarını koklayıp bıraktı. Sıra Uteybe’ye gelince onu parçaladı. Sol eliyle yemek yiyen birine de, (Sağ elin ile ye) buyurdu. (Sağ kolum hareket etmiyor) diye yalan söyledi. Bir Peygamber ile alay eden bu kimse için Resulullah, (Sağ elin artık hareket etmesin) buyurdu.
Peygamber efendimizin buna benzer bedduaları vardır.
Diğer insanların ibret almaları ve hidayete kavuşmaları için böyle mucizeler
vaki olmuştur.
Allahü teâlâ da lanet etmiştir. İşte âyet-i kerimeler:
(Allah’ın laneti inkâr edenlerine üzerine olsun.) [Bekara 89]
(Biz kitapta açıkça belirttikten sonra indirdiğimiz açık delilleri ve hidayeti gizleyenler var ya, işte onlara hem Allah lanet eder, hem de bütün lanet ediciler lanet eder.) [Bekara159]
(Âyetlerimizi inkar edip kâfir olarak ölenler var ya, işte Allah’ın, meleklerin, insanların hepsinin laneti onlaradır.) [Bekara 161]
(Allah inkârları yüzünden onlara [yahudilere] lanet etmiştir.) [Nisa 48]
(Bir mümini kasten öldürenin cezası, içinde ebediyen kalacağı Cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu lanetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.) [Nisa 93]
(Sözlerini bozmaları sebebiyle onları lanetledik.) [Maide 13]
(Yahudiler, Allah’ın eli sıkı dedikleri için lanet onlara.) [Maide 93]
(Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!) [Araf 44]
(Allah, ikiyüzlü erkek ve kadınlara ve inkârcılara, ebedi kalacakları Cehennem ateşini hazırlamıştır. Allah lanet etsin! Onlara devamlı azap vardır.) [Tevbe 68]
(Bozgunculara lanet olsun.) [Rad 25]
(Allah ve Resulünü incitenlere Allah, dünyada ve ahirette lanet etmiştir.) [Ahzab 57]
Allahü teâlâ da lanet etmiştir. İşte âyet-i kerimeler:
(Allah’ın laneti inkâr edenlerine üzerine olsun.) [Bekara 89]
(Biz kitapta açıkça belirttikten sonra indirdiğimiz açık delilleri ve hidayeti gizleyenler var ya, işte onlara hem Allah lanet eder, hem de bütün lanet ediciler lanet eder.) [Bekara159]
(Âyetlerimizi inkar edip kâfir olarak ölenler var ya, işte Allah’ın, meleklerin, insanların hepsinin laneti onlaradır.) [Bekara 161]
(Allah inkârları yüzünden onlara [yahudilere] lanet etmiştir.) [Nisa 48]
(Bir mümini kasten öldürenin cezası, içinde ebediyen kalacağı Cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu lanetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.) [Nisa 93]
(Sözlerini bozmaları sebebiyle onları lanetledik.) [Maide 13]
(Yahudiler, Allah’ın eli sıkı dedikleri için lanet onlara.) [Maide 93]
(Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!) [Araf 44]
(Allah, ikiyüzlü erkek ve kadınlara ve inkârcılara, ebedi kalacakları Cehennem ateşini hazırlamıştır. Allah lanet etsin! Onlara devamlı azap vardır.) [Tevbe 68]
(Bozgunculara lanet olsun.) [Rad 25]
(Allah ve Resulünü incitenlere Allah, dünyada ve ahirette lanet etmiştir.) [Ahzab 57]
Bilerek ya
da bilmeyerek her kesimde bulunan garibanların tek sermayesidir aslında “Lanet
etme”
Buna da hiç
kimse sınır getiremez.
Peygamberimiz
sınırı belirlemiştir.
Zalim ve yardakçıları
maksadın dışında bizi korkutsalar da Lanet “Sünnetullaha uygun “ her yer ve
zamanda mazlumlar lanetlerini sürdürmelidir.
Zalim sesli düşünmeye fırsat vermese
de mazlum kalbiyle “Lanetini” elbette sürdürecektir.
Şahsen
gücümün yetmediği ve hakkımı alamadığım her yerde ben lanet etmeyi
sürdüreceğim.
Haksız yere
etmediğim lanet bana ya da size neden geri dönsün ki…
En İçten
Dileklerimle Beni mağdur edenlere, bana bilerek haksızlık edenlere Allah Lanet
etsin.
“ALLAH
BELALARINI VERSİN (AMİN)
Bekir
AKKAYA/ 20 Mayıs 2013/Kumru
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...