Aslında paylaşmak güzel bir şey. Bende yazılarımın okunmasından ve eleştirilmesinden büyük keyif alıyorum. Bundan önce yazdığım “BEN MISIR TANESİYİM” yazısı üzerine çok sayıda olumlu veya olumsuz mektup aldım. Bu mektuplardan bazılarını sizlerle paylaşmak ve ilgili yazının bazı bölümlerine bu sayede açıklık getirmek istiyorum.
Okuyucularımdan bir tanesi benim doktur olup olmadığımı, bu ruhi durumların başka türlü bilinemeyeceğini söylüyor. Ben de bu kardeşime derim ki; bazı şeylerin bilinmesi için illa da doktur olmak gerekmediğini, hele günümüzde her konuda herkesin kendi alanı dışında ahkam kestiğini bu sebeple de bunda yadırganacak bir şeyin olmadığını söylemek isterim. Okuyucum ilçesini belirtmemiş, ancak Kumruda yaşamadığı kesin. Eğer bu okuyucum Kumruda yaşamış olsa idi böyle bir soru dahi sorma ihtiyacı hissetmezdi. Çünkü bizim ilçemizde durum çok farklıdır.
Gerekirse bir görevli memur sandalyede yer göstermedi diye hesaba çekile bilir. Bu sebepten hesaba çekilen bir memurun ise mısır tanesi ile ilgili bir bilgisi olduğuna ben kesinlikle inanmıyorum. Yine de bu konularda fikir beyan etmek biz gariban kullara kalıyor. Mektubunda bir başka okuyucum ise, kendisinin mısır tanesi olmadığını ancak dışardan mısır tanesi olarak görenlerin çok olduğunu bu durumda yapması gerekenin ne olduğunu soruyor. Aslında bu okuyucumuza diyeceğimiz pek bir şey yok. Seni madem öyle görüyorlar sen de gereğini onlara yapman gerekir deriz. Yinede biraz dikkat etmesini çünkü herkes öyle veya böyle kendini mısır tanesi olarak gördüğünü, bir şey yapayım derken yapılabilirlik fiilinin kendisinde de gerçekleşe bileceğini vurgulamak isteriz. Bilimsel bir gerçeklik olan “eden bulur, su testisi su yolunda kırılır veya kan eden kandan gider” sözlerini de bu vesile ile hatırlatmak isteriz.
İsminin açıklanmasını istemeyen bir okuyucumuz ise, ilgili yazınızda büyük bir kopukluk olduğunu, farklı şeylere vurgu yapıldığını, yazının başı ile sonunun birbirlerinden tamamen kopuk olduğunu, bu sebeple de pek bir şey anlamadığını ifade ediyor. Ben bu okuyucuma sadece aferin derim. Aslında yazıda böyle bir durumun bilerek yapıldığını zaten yazının sonunda da masaldan söz edildiğini ifade etmek isterim.
Ayrıca bu okuyucum mükemmel bir bakış açısına sahip biri. Daha doğrusu sağlıklı ve o kadar da bir psikolojik sorunu olmayan bir şahsiyet. Eğer bu okuyucumuz bizlerle kendini tanıştırırsa bundan çok memnun oluruz. Çünkü bu çarpık bakışlardan ve davranışlardan kendini kurtarmak herkesin karı değil. Bu zamanda sözü ile davranışları uyum içinde pek insan yok. Ve ister istemez bu yaşam tarzı, ta bizim yazılarımıza bile yansıya biliyor. Eğer bu okuyucum sürekli beraber olduğum insan tiplerini yakından tanısa benim ne demek istediğimi daha iyi anlayacağından eminim.
Mükremin adında bir okuyucum internet adresime Patagonya ile ilgili bilgi verir misin? Demiş. B u okuyucuya pek fazla bilgi veremeyeceğim için üzgünüm. Ancak bazı bilgileri olsun onunla paylaşmak isterim. Padagonya, Atlas Okyanusunda, B ermuda üçken şeytanın yakınlarında bir adacıkmış. Nüfusu on beş – yirmi bin arası bir devletçikmiş. Ülke genelde garip uygulamaları ile dünyada tanınıyormuş. İnternetten aldığım bilgilere göre bu ülkedeki vatandaşlar, devletin görevlileri tarafından yetkileri dışında işlemlere tabi tutuluyormuş. Sevgili Mükreminciğim, internette verilen bazı garip uygulamalar aylık olarak bütün dünyaya sunuluyor. İlgili sahife de geçen ayın garip olaylarından bazılarını size faydalı olsun diye aynen yazıyorum.
Patagonyada bütün kurumlar normal çalışıyormuş. Bizim ülkemizde olduğu gibi eğitim, sağlık, adalet ve maliye gibi kurumlar onlarda da varmış. Zaten garip uygulamalarda buralarda yapılıyormuş. Mesela önemli bir devlet görevlisi, ülkenin yasalarından çok kendi kişisel uygulamalarını ve hırslarını ön plana çıkararak en ufak bir davranışı cezalandırabiliyormuş. İstediği zaman iki zaptiye görevlisine emir vererek istediğini ifadeye çekiyor, istediğini nezarete ata biliyormuş. Yine bir başka görevli adamı zorla makamına getirterek istediği hakareti yapabiliyormuş. Aslında garip olayları sahife de okurken gülmemek mümkün değil. Patagonya hakikaten çok garip ülke. Patagonya eğitmenleri yönetmelik ne derse desin, istediği öğrenciye takdir veriyor, istediğine vermeye biliyorlarmış. Çocuk psikolojisi sadece üst bürokratlar diye bilinen çevrelerin çocuklarına uygulanıyormuş. Mesela bir eğitmen 4,90 alan bir öğrenciye takdir vermezken, 3 alan bir öğrenciyi yine takdirle ödüllendire biliyormuş. Sevgili Mükreminciğim, sayende ben de öğrendim patagonyayı, hem anyayı hem konyayı. Daha geniş bilgi için www.patagonya.com adresine müracat edebilirler.
Aslında bir çok mektup ve eleştiri var elimde. Yerimizin darlığı sebebiyle bu kadarına yer verebildim. Benimle paylaşmak isterseniz internet adresim; bekirakkaya@yahoo.com dur. Bir başka sefere buluşmak ümidiyle. Hoşça kalın efendim.
Bekir AKKAYA/KUMRU. OCAK-2001/ORDU HABER GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...