Karadeniz Flaş Haber Gazetesi'nde İlk Yazım (Şubat -2001)
Sözün önemi hakkında herkesin bir kanaati vardır. “Söz gümüşse sukut altındır” diyen atalarımız sözün önemini, özellikle de faydası olmayan sözden susmanın daha önemli olduğunu vurgulamışlardır. Publis Syrus “ Konuştuğuma çok kere pişman oldum, fakat sustuğuma asla!” diyerek sözün ve susmanın önemini belirtmiştir. Konuşmada yapılan hata “affedersiniz” veya “ağzımdan kaçtı” kelimeleri ile düzeltile bilir. Bir noktada hatayı düzeltme imkanınız mevcuttur. En azından geleceğe yönelik olarak bir belge bırakmaz, yine sözle hatayı düzeltme fırsatınız her zaman mevcuttur.
İş yazı ile ifade etmeye gelince bu daha da önem kazanır. Zaman zaman insan yazdıklarına da pişman olabilir. Çoğu kez bu pişmanlık, konuşmadan duyulan pişmanlıktan bedeli daha ağırdır. “Ağzımdan kaçtı” denile bilir de “kalemimden
kaçtı” denilemez. Her ne kadar “tekzip” durumu söz konusu olsa da, atılan bir iftiranın kolay kolay bugün ve gelecekte telafisi çok zordur. Söz ve yazı , susmak veya yazmamak. Her ikisi de insanlar üzerinde etkileri çok olan, yazı ise geleceğe ışık tuta bilecek bir kayıt veya belge. Tarihe not düşmek için kalemin yeri sözden çok fazla ve çok önemli. Nasıl tarih yazı ile başlıyor ise, bugünü de geleceğe yazı ile taşımak mümkündür. Ve yazılan her satırı çok yönlü olarak düşünüp, bugün için önemsiz gibi görünen her satır, belkide gelecek için çok önem arz ede bilir. Yazanların buna dikkat etmeleri çok önemli bir husustur.
Schumann “ Çalarken seni kimin dinlediğini umursama” diyor. Söz doğru ve gerçekse ve faydası kesinse söylemek gerekir. Aynı şey yazı içinde geçerlidir. Hak ve hakikati açık olarak beyan etmek her vicdan sahibinin insanlık görevidir. “Haksızlığın karşısında susan dilsiz şeytandır” diyen Hazreti Muhammet, bunu en güzel bir şekilde ifade etmektedir. Susmak ya da yazmamak, elde olduğu halde tarihe ışık tutmamak bugün için vebalse gelecek için daha da büyük bir vebaldir.
Valery: “ Her şey bir duraklama ile başlar” diyor. Her sessizliğin arkasında büyük gürültüler olur. Sakinlik büyük olayların olacağına işaret eder. Güneşin doğmasına yakın sahte ve zifiri bir karanlık oluşur. Çok geçmeden güneş doğar ve her taraf aydınlığa kavuşur. Gecenin üçünde herkes yataklarında uyurken ve sokaklar insanı ürpertecek kadar sakinken bir yer sarsıntısı olabilir. Ve herkes alışa geldiği yolsuzluk ve sahtekarlıkları büyük bir gönül rahatlığı ile yaparken bir anda adaletin eline düşer. O sessizliktir sahtekarlıkları açığa çıkaran.
Bulunduğumuz bölge sessiz ve sakin bir bölge. Bir sessizlik hakim her yerde ve her insanda. Yolların yapılmaması veya yapılmamasına itiraz etmeyen vatandaşlar. Telefonlar köylerde olmamasına rağmen kimse de bir ses selek yok. Samsun ilinden sonra sadece yollara baksanız Karadeniz’e geldiğinizi anlaya biliyorsunuz. Ama ala bildiğine bir sessizlik var. Bütün bölgede herkes her şeye razı. Valery :” HER ŞEY BİR DURAKLAMA İLE BAŞLAR” diyor. Belki de bu sessizlik hayırlı şeylerin başlayacağına işaret.
Bölgemizde bir çok eksiklik var. Bir anda bunların telafisi de mümkün değil. Bölgede var olan sessizliğe bakarak çok yakında eksikliklerin giderileceğine ben inanıyorum. Çünkü diğer bölgelerde var olan imkanlar bu bölgede neden olmasın? Eğer bölgeler arasında olmaması gereken farklı bir yatırım ve hizmet söz konusu ise bunu aklı selim bu ülkenin insanları mutlaka telafi edeceklerdir. Ancak bu noktada bu bölge insanları olarak, bölgemiz için ne yapıyoruz? En fazla irdelenmesi gereken konu bu. Hepimiz biliyoruz ki, bizim bölgenin de var politikacıları, parti temsilcileri, millet vekilleri, bürokratları, yazarları, gazetecileri ve yetişmiş insanları. Burada mahalli gazetecilere büyük iş düşmektedir.
Yeni Asır, Ege Bölgesinin önemli bir gazetesidir. Diğer bölgelerde böyle bir bölge gazetesi olup olmadığını ben bilmiyorum. Ancak Karadeniz Bölgesi’nde ciddi bir bölge gazetesi mevcut değil. Var olanlar ise hakkı ile bölgenin sorunlarına ve halkın problemlerine eğilemiyorlar. Bir çok ilçenin kendi gazetesi bile yok. Oysa gazete halkın gözü kulağıdır.
Sorunlarımız çok fazla. Sorunlarımızı iletecek, sıkıntılarımıza tercüman olacak, haklının yanında yer alabilecek bir gazeteye ihtiyaç var. Eğilmeden, bükülmeden, kimseye yaranma düşüncesi olmadan bir gazeteye büyük ihtiyaç var. Sadece bölge ve bölge insanına tercüman olacak, onların ihtiyaçlarını ve sıkıntılarını önce halkına sonra yetkililere iletecek bir gazete.
Elinizdeki bu gazete bu amaçla yayın hayatına başlamıştır. Bir bölge insanı olarak “ duraksamaları” az da olsa hararete dönüştüreceğine inandığımız bu gazete tüm bölgeye hayırlara vesile olmasını temenni eder, bu düşünce ile yola çıkan gazeteci arkadaşlara başarılar dileriz.
Bekir Akkaya / Karadeniz FLAŞ HABER Gazetesi / Şubat 2001
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...