Bu içerikler Bekir Akkaya tarafından oluşturulmaktadır .İçeriklerin izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur.

3 Mart 2012

TAŞRADA ÂLİM OLMAKAbdi Hoca [Abdurrahman Hilmi BİLİCİ] Örneği- /Ahmet Çapku


Abdi Hoca ismiyle anılan Abdurrahman Hilmi Bilici[1] hoca Ordu / Kumru civarında ilmi, şahsiyeti ve hizmetleriyle tebarüz etmiş, ahlakî duruşu ve dinî bilginin yetişen nesle kesintisiz bir şekilde aktarılması itibariyle mühim bir görev icra etmiştir. İncevelioğulları olarak bilinen ve içinde pek çok âlimin bulunduğu bir aileden gelen Abdi Hoca’nın babası Hasan efendi ve her biri âlim olan dedeleri -silsile halinde- Abdurrahman, Hasan ve Mustafa efendiler, saygın kişilerdir. Dört çocuklu bir ailenin çocuğu olan Abdi Hoca’nın nüfus kağıdındaki bilgiler şöyledir:

T.C. Nüfus kimlik no: 51. Seri no: 078458. Aile ismi, yani lâkap ve şöhreti: İncevelioğlu. Adı: Abdurrahman. Babasının adı: Hasan. Anasının adı: Hanife. Doğum yeri: Fizme-i Süflâ [Aşağı Fizme]. Doğum tarihi: 1279[2]/[1862-63]. Dini: İslâm. Mezhebi: Hanefi. Meslek ve içtimai vaziyeti. [boş, herhangi bir bilgi yok]. Medeni hali [*]: Evli. Boy: Orta. Göz: Ela. Renk: Buğday. Vücutça sakatlığı veya noksanlığı: Tam. Nüfus Kütüğüne Yazılı Olduğu Yeri. Vilayeti: Ordu. Kazası: Fatsa. Nahiyesi: Kumru. Mahalle veya köyü: Fizme-i Süflâ. Sokağı: [boş]. Hane no: 96. Cilt no: 32. Sahife no: 136. Ne suretle verildiği: Zayiden verildi. Bu nüfus cüzdanında adı ve hüviyeti yazılı olan Abdurrahman, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak nüfus kütüğünde kayıtlıdır. Bu cüzdan Fatsa nüfus idaresinden verilmiştir. 27. 9. [1]935. Mühür. İmza.

İlim Hayatı:      

Bir insanın ilme olan merakı doğuştan mıdır yoksa sonradan mı kazanılır tartışmasını bir yana bırakırsak ilim sevgisinin daha küçük yaşta Abdi Hoca’nın benliğinde yer ettiği görülür. Fakir bir ailenin çocuğu olarak tarlaya çift sürmeye gittiklerinde koltuğunun altında elif-bâ cüzü, elham cüzü eksik olmamıştır. Bir yerlere giderken ve mahalle içinde dolaşırken yakınları onu hep kitapla haşır neşir halde görmüştür. İlk tahsiline Findekse müftüsü Mustafa efendide başlayan Abdi Hoca,

KUMRU’DA İSRAİL’İ PROTESTO MİTİNGİ


10 Ocak Cumartesi Günü Kumru İlçesinde, İsrail’in Filistinlilere yönelik soykırımını protesto için bir araya gelen bir grup, İsrail aleyhinde slogan atıp tekbir getirdi
Kumru ilçesinde, WWW.KUMRU.TV, Kumru Girişim Grubu, bazı siyasi parti temsilcilerinin de bir araya geldiği mitingde, İsrail’in Müslüman topraklar üzerinde nasıl ve kimler tarafından kurulduğu anlatıldı.
Mitingi düzenleyen gezeteci İlhan Tinci, İsrail’in, Filistinlilere ve dolaylı olarak ta dünyadaki Müsülamanlara yönelik saldırılarının sebebini anlattı.
Daha sonra, mitinge katılan emekli imam

26 Ocak 2012

Selam Olsun/Ekrem Saygı

Bir yanımız yetim kaldı. Yoksul hayatımızı onaramadı hanımeli. Dualar edildi, şiirler okundu, türküler söylendi ve sonunda! Sistemin insafına terk edilmiş yazgılar gibi oldu. Öyle bir an geldi ki! Şiirlerle, türkülerle ve dualarla bilenmiş duygularımız köreldi. Sevgi dolu karşılıksız, anonim bakışlara ödünç verdiğimiz gözlerimizi bir daha geri alamadık. Kendi düşlerimizi başkalarının hayatın da görünce bildik hayatın acımasızlığını.


Bin dokuz yüz doksan – İki bin on bir. Bu süre içersinde kendimize bir yol çizdik. Arkadaşlıklar, dostluklar kurduk. İnciteni incitmemeye çalışarak, geri adım attık. İnsanlar birbirlerine şüphe içersinde bakarken, biz orta da durmayı yeğledik. İnsanlar soy, sülale, övgüleri söylemleri arasında boğuşurken, biz sessizce izledik olan biteni. “Nokta virgül çatışması” dedik. Ne anlamı olabilirdi ki bütün bunların… Aykırı düşüncelerin yanında olduk. Yirmi bir yıl aynı şehir, aynı cadde üzerinde aynı kaldırım taşlarına basarak tan yerinin ağarmasını bekledik beraberce. Sevdik, saydık, şiirler okuduk,

KUMRU DEVLET HASATNESİ VE KUMRU/FOTOĞRAF: BEKİR AKKAYA


26 Kasım 2011

Gazeteler ve Dergiler Arasında /Bekir AKKAYA

HER SÖZÜN BİR YERİ, HER ORMANIN BİR ÇAKALI VARDIR
“Likülli Mekanın Mekal, Veli külli Ormanin Çakal”

Okuduğumuz her kitap ve dergide gördüğümüz anlamlı cümlelerin altını özellikle çizer ve not alırdık. Yukarıdaki söz öğretmenimiz Hamdi İnan tarafından sık sık sınıfta kullanılırdı. Hocamız Hamdi İnan’la ilgili biz öğrenciler arasında öyle ilginç konular anlatılırdı ki, gülmekten kırılırdık.

“Girmeden tefrika bu millete düşman Giremez. Toplu vurdukça

22 Kasım 2011

FİZMELİ ŞAİRİN YENİ KİTABI "BİR YÜREK DOLUSU ŞİİR ADADIM GÖZLERİNE"

Fizmeli şair-yazar Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni Yılmaz İMANLIK’ın yeni şiir kitabı BİR YÜREK DOLUSU ŞİİR ADADIM GÖZLERİNE Sokak Kitapları Yayıncılıktan çıktı.
30. İstanbul TÜYAP kitap fuarında okuyucularıyla imza gününde buluşan Yılmaz İMANLIK ‘ın yeni kitabı, yayınevi tarafından tanıtıldı.
Türkiye’nin her tarafından ve internet sitelerinden kitaba ulaşmak mümkün.
Kitabı aşağıdaki internet sitelerinden ve kitapçılardan alabilirsiniz.
www.ilknokta.com
www.hepsiburada.com
www.idefix.com

15 Kasım 2011

Kumru'nun Tarihi /Bekir AKKAYA

Kumru tarihinin Fatsa ve Ünye ile çok yakın ilgisi vardır. Fatsa’nın bilinen tarihi M.Ö. on bin yılına kadar indiği çeşitli araştırmalarla tespit edilmiştir. Fatsa ve Ünye’de deniz sahiline iniş M.Ö. üç bin yılında gerçekleşmiştir. Sahildeki insanların sıtma hastalığına yakalanması, insanların yüksek kesimlerde (yayla) yerleşmeye yol açmıştır. M.Ö. 1270 Yıllarında Ünye bir sömürgedir. M.S. 395’te Doğu Roma İmparat

29 Eylül 2011

Ordu İmam Hatiplilerin Buluşması Üzerine / Bekir Akkaya

Kısa adı ORİMDER olan Ordu İmam Hatip Lisesi Mezunları ve Mensupları Derneği’nin düzenlemiş olduğu Pilav Günü programı nedeniyle 3 Temmuz 2011 Pazar günü Ordu’da idim.


Havalar çok güzeldi.

Ordu Eskipazar Köyü Camii Avlusunda gerçekleşen proğrama 500’ün üzerinde davetli iştirak etmişti. Bilindiği gibi

8 Eylül 2011

ASLANLARLA ÖKÜZLER-Harun MUSLU

Dostumuz dediğimiz insana veya insanlara ne kadar yakınız ya da ne kadar uzak? Kaç günde bir dertleşip hatırını soruyor veya hatırımız soruluyor? Acı söyleyebiliyor muyuz? Söyleyince bize dönüşü nasıl olmakta? Dost dostu incitebilir mi? İncitmenin ölçüsü ne kadar? Dostun mu, düşmanın mı yaptığı daha çok yaralar insanı?
Sevmediklerimize neden tavır koymayız ki? Neden hiçbir şey yokmuş gibi davranır insan? Acaba yüce yaratıcı bu özelliğimizden dolayı mı yüzümüzü iki tane yarattı? İki yüzlülüğü çabuk yapma becerisine adapte olalım diye mi? Niye birbirimizi sırtından bıçaklarız da sonra o bıçağın acıtıp acıtmadığını sormayız? Neden? Neden? Neden?
Neden yahu! Konuşmamız gerekirken konuşmayız da sonra ortalıktan el ayak çekilince ağır ağabey tavırlarına girip,akıllı adamış görüntüsünü veririz? Neden