
Amiral geminin kaptanı bugünkü yazısına “411 el kaosa kalktı" manşetine itiraz eden arkadaşlara sesleniyorum. Şimdi anladınız mı o eller neye kalkmış?” diye başlamış.
Öncelikle şunu belirtmekte fayda var. Bu cümledeki zevk, keyif haklı çıkmanın keyfinden ziyade; demokratik bir hakkı engellemenin, statükonun devamını başarmış olmanın keyfidir… Nihayetinde demokratikleşme ve sivilleşme süreçleri büyük bir darbe almış durumda…
Öte yandan kaosun öncü aktörü olup, süreci şekillendirip sonrasında haklı çıkmanın zevkini yaşamak, kaosa öncülük etmenin ahlaki yoksunluğunu daha da derinleştirmektedir…
Fakat en temel ahlaki sorunlar şunlar:
-Temel insan haklarının ihlalinin devamının değil; bu ihlalin kaldırılmasına yönelik çabaların kaos olarak değerlendirilmesi,
-Toplumun %85’inin oyunu almış 411 vekilin (AKP+MHP+DTP) aldığı kararın 9 atanmış mahkeme üyesi tarafından engellenmesi,
***
Şimdi burada 411’i 9’a böldüğümüzde ulaştığımız 45 sayısı bize iktidarın yoğunluğunu gösteriyor. Yani 1 atanmış bürokrat 45 seçilmiş vekile bedel… Boşuna dememişler, “El elden üstündür” diye…
Bu da devletin vatandaştan ne kadar yukarda ve uzak olduğunu, aynı ölçüde vatandaştan ne kadar korktuğunu gösteriyor.
Dünkü “Burası TBMM. Burada siyaset YASAK!” başlıklı analizimizde kısaca şunu vurguladık: Meclis’e siyaset yapmak yasak, oranın görevi resmi ideoloji tarafından çizilmiş sınırlar dahilinde oyun oynamak.
İşte meclis siyaset yapmaya kalktığı anda ya da BÜYÜK İKTİDAR’ın kararlarının dışında karar alırsa böyle ipotek altına alınıyor.
Ayrıca bitirirken belirtmekte fayda var, son dönem çağdaş demokrasi teorileri demokrasinin çoğulculuk, yani aslında kaos olduğunu söylüyorlar. İşte toplumu kışla gibi görmek isteyen militarist zihniyet bu nedenle demokrasiye karşı ve kaos diyerek demokrasiyi ve demokratikleşme çabalarını gayri-meşru kılmaya çalışıyor...
www.iyibilgi.com analiz İlhan Döğüş
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...