Bu içerikler Bekir Akkaya tarafından oluşturulmaktadır .İçeriklerin izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur.

7 Haziran 2008

BİZ HİÇ'İZ...İLHAN TİNCİ/http://www.habernews.com

Siz bu ülkede yaşadığınızın farkında mısınız?
Bu ülkede; başını kuma gönen hangi tür bir yaratık olduğumuzu hiç düşündük mü? Ben düşündüm ve yaratık sınıflarından hiç birisine dahil olmadığımı gördüm.

Bu güne kadar yazdıklarımın ise ne kadar isabetli ve ne kadar yerinde olduğunu gördüm. Ama bunlar benim mutlu olmamı hiç mi hiç sağlayamadı. Bu çerçeveden baktığımda hep söylediklerimin ve yazdıklarımın yanlış olması beni ve bu ülkeyi, yaşadığım şehri mutlu ve geleceğe umutlu bakan bir kriter olarak gösterebilirdi!

Hep şunu söyledim ve belki ömrümün sonuna kadar da yine aynı şeyi söyleyeceğim: Bu ülkeyi ne biz yönetiyoruz, ne de bizim değerlerimizin bir önemi var.

Hep birilerinin zırt deliği olduk.

Dün de böyleydi, bu gün de böyle, yarın da öyle olacak! Çünkü biz, ahmak, bön, münafık, aşağılık, birilerinin cebinde beş para görünce namusumuzu bile hiçe sayabilecek bir sürü haline getirilmişiz.

Hep bu sürünün içinde yer almamak için yıllardır gayret sarfettim. Gayri ne çare…

Yüz yıl önce kaptırdığımız yakamızda,
“benim inandığım tanrı para”dır rozetini atabilecek ne yazık ki hiçbir varlık sahibi yokmuş bu ülkede. Buna sağcısı-solcusu, partisi- pulcusu, yolcusu-yolsuzu, öğretmeni-memuru, din tacirleri ile milyonlarca insan tipi de dahildir.

Her köşe başı tutulmuş; biri ticaretini kaybetmemek adına sessiz, diğeri 657 zırhında, öteki makamını kaybetmemek için, beriki taraf.

Bir tarafta; CHP, DSP, Anayasa, Hukuk, Ordu, Asker, Mafya, Çete, Masonlar, Bankalar, Finans Kurumları, vs

Diğer tarafta, ben, biz, onlar….

Dünya’daki bütün bölücü ve bölgeci, yerel ve ulusal tüm illegal oluşumların ardında, kişisel karşıtlıkların uyum bulduğu bir antidüzen oluşumları yatmaktadır.

Kişi kendine en yakın oluşumun içinde yer alıyor. Kendini yetiştiremedi ise, yetiştiğine inandığı bir birey-fert, veya bu grup seçiyor ve düşmanımın düşmanı dostumdur zikri ile kendine yeni bir, inançları ile bağdaştırabildiği, kişiliği ile uyumsallaştırdığı, gelenekleri ile sentezlediği bir ucube yaratık ortaya koyuyor.

Bu tanım, bu ülkenin nerede ise yüzde 90’ına tekabul edecek!

Ben bu ülkede yaşamaktan utanmadan, bu şehirde bulunmaktan çekinmeden, yapılan tüm haksızlıklara, düzenbazlıkları dedikodulara karşı başımı da ortaya koyarak “başkaldırıyorum” demeden, ne benden, ne senden, ne de bizden bir nesne olur.

İşte bozuk düzenimiz…

Hani bağımsızlığımız, hani Kurtuluş Savaşımız!

Nerde, bir neferimizin bir dünyaya bedel olduğu efsane!?

Hani ardına çil-çil kubbeler serpen ordu?

Daha doğrusu biz; Anayasa’nın, Ordu’nun, İslam’ın, ABD’nin, İsrail’in, Masonların, Hukuk’un, Partilerin, Sermayenin,Türkiye’nin, onun-bunun neresindeyiz?

Eğer çoğunluğun sesi “hiç” ise, devasa gibi görünen ama kortukları zaman başını kuma gömen (!) yaratıklardan olmamak için, “hiç”lerin bir başkaldırısı olmak ne güne duruyor ki…



Bu bozuk düzene, bu hukuka, bu ülkenin yönetim şekline, sermaye yönetimine, ağalara-paşalara, münafıklara, İslam olmayan ama dürüst geçindiğini ima eden riyakarlara;

Gerek fikren, gerek zikren Başkaldırıyorum….

Bu ülkeden giderim ama bu deveyi gütmem…
kaynak: http://www.habernews.com/yazar.asp?yazarid=16&yaziid=926
www.kumru.tv

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...