14 Ağustos 2008

AYRILIKLAR ADAM EDER ADAMI/Cemalettin YAKTI/KUMRU TV


Sen alay et…; akan zamana sızan acılarımızla alay et. Ayrılık sancılarımızla alay et. Senin dudaklarında sevda şarkısı izini göremedik hiç. Nefret etmeyi iyi bilirsin değil mi? Belki de doğuştan geliyordur, nefretin tanrının suçudur.

Biz çok ayrılıklar gördük. Şairler “ayrılıklar adam eder adamı” deseler de adam olamadık, kahrolduk… Çünkü insan ayrıldığı yerden yaşanmamış yanlarını götürür, yaşadıklarını ise iliştirerek binlerce duyguya bırakıverir oracıkta.


Duran bir saat bile günde iki kez doğru saati gösterir demişlerdi öyle değil mi? Eğer herkes bunu söylüyorsa doğru zamanda bakmak önemli değil mi?

Sen alay et …; alay et. Garip resimcikler bul internetten ve ekle yazdıklarımızın her yerine. Ağladıkça yutkundurur yutkundukça ağlatır ayrılıklar. Ne fayda! Yüreği maya tutmamışlara.

“İpi kopmuş boncuklar gibi tozlu yollara döktüğü gözlerini birer birer damla damla toplaması içine, ardında ışıl ışıl dünyalar dururken camların duvarlara bakıp dalıp gitmek…”

Sen alay et…; sen alay et! Bu yazdıklarımıza da şaklaban fotolar ekle internetten. Ama yine de evladı kucağında babayı bir düşün istersen.
O zaman; zamana kurşun gibi sıktığı acılarını bir düşün istersen.

Sen en son ne zaman ağladın …?

Gözyaşı ıslaklığını hissettin mi hiç? Ya da tadını.

Türküsünü söyleyeceğin kimsen olmadı mı hiç.

Hiç âşık olmadın mı mesela. Ayrılmadın mı?

O kadar yabancı mı bu duygular sana.

Aslında senle ben ve de bütün benler ayrı dünyaların insanlarıyız.

Onun için içimi dökemem sana. İşte şimdi anla; insanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık.

Şubat yağmurları gibi yüreğimi eritirken acılar, bir şiirin kanadından düşen tüycüğe yapışıp kalmışsam ve ağlamışsam ve sımsıcak bakışları yıldızların suç ortağımsa uzun zamandan beridir vurgun yemişliğimiz. Çok beklemişiz karanlıkta güneşi. Bir ceza gibi. Bir de biraz yaralıysanız, biraz yakılmışsa canınız, bir de uzaktaki kentlerde yalnız kalmışsanız.


Sen bunu okuduktan sonra inkârcı olacaksın bunu da biliyorum. İki yüzünü de kullanacaksın. Belki de alınacaksın.

Önemli olan zoru ve tüm psikolojik çökümlere rağmen güçlü olmayı başarmaktır.

Söyle dostum söyle, kaç karpuz ketsinde yiyen olmadı.

Halin nedir diyen olmadı.

Seni hiç gece yarısı astılar mı?

Hiç boynunda yaftan oldu mu “ geldiği şehri terk eden adam” diye

“Sen hiç hamamda gözlerin sabunluyken ağladın mı?”

Hiç üzüldün mü? Eli yüzü kanlar içinde ki yaşlı kadının ağıtsı çığlıkları tüm ozanların yaptıklarının özeti değil mi? Böyle, alay edebildiğine göre başkalarının çektiği acılarla hiç üzülmemiş olmalısın.

Sen zeki muharrir biz ise sazan

Hayırlısı … her şeyin hayırlısı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...