Bugünlerde Prof. Dr. Abdullah Özbek’in “Bir Eğitimci Olarak
Nasrettin Hoca” adlı kitabını okumaya çalışıyorum. Kitap, Esra Yayınları’ndan
olup, Nasrettin Hoca’yı ve fıkralarını tüm boyutları ile
yorumlamaktadır. 526 sayfa olan kitap için 530 dip not kullanılmış. Kitap çok
geniş bir bakış açısı ile Hocanın fıkra ve mizahlarla neyi söylemek
istediğini ele almakta olup, Hocanın gözü ile günümüz insan ilişkileri gözler
önüne serilmiş. Son derece akıcı bir üslupla kaleme alınan kitap’ta
“Doğruları gizlemek” başlığı ile ele alınan fıkralar o kadar hoş ve güncel
ki, şaşırmamak mümkün değil. Gelin kitaptaki ilgili bölüme birlikte göz
atalım.
Kitabın “Doğruları gizlemek” bölümünde, doğruluğun tınımı yapıldıktan sonra,
“doğruluğun zıddı yalancılıktır. Yalancılık, hangi yolla olursa olsun ,
gerçeklerin saptırılarak söylenmesidir. Doğruluk olmayınca , diğer
faziletlerin adını bile saymaya gerek yoktur…Doğruluk, beşeri ilişkilerin
temelini oluşturur. Doğru ve güvenilir olmayanlarla bir çete bile
oluşturulamaz.” Açıklaması yapılmış. Kitabın ilerleyen bölümünde “
Çıkarları zedelenen kişiler doğru kişileri kesinlikle sevmezler…Ve doğru
kişiler onuncu köyde yaşamayı göze almalı ama “Doğrunun yardımcısı Allah’tır”
denilmektedir…Zaman zaman yalan söyleyenler çevrelerindekileri inandırmak
için yemin ettiklerine dikkat çeken Prof.Dr.Abdullah Özbek kitabında“
İnsanların yeminlerine değil, yaptıklarına bakmak gerekir.” Diyerek “lafla
peynir gemisi yürümez.” Sözünü hatırlatmış.
Yalanın en tehlikelisinin “insanların gözlerini doğrulara çevirerek yanlış ve
yalanları gizlemek” olarak belirten Prof. Dr. Abdullah Özbek, Nasrettin
Hoca’nın “Fıçısı İki Kese Akça!” fıkrasını örnek olarak göstermiş. İlgili fıkrayı
birlikte okuyalım:
Hoca bir aralık su satma işine heves eder. Bunun için iki kese akçe verip,
bir boş fıçı satın alır. Sonra bunun içersine çeşme suyu koyarak , bardağını
bir akçaya satmaya başlar. Bu sudan içenlerden bir kısmı :
-Hoca Efendi! Bu su çeşme suyuna benziyor. Sakın bunda bir yanlışlık
olmasın?..dedikleri zaman, Hoca da :
-Vallahi fıçısını iki kese akçaya aldım. Hiçbir yanlışlık yok!..Cevabın
verir.
-----Prof. Dr. Abdullah Özbek, Bir Eğitimci Olarak Nasrettin Hoca adlı
kitabında “Fıçısı İki Kese Akça” adlı fıkrayı şu şekilde yorumlanmış.
Hocanın boş fıçıyı iki kese akçaya aldığı doğrudur. Fakat bu “doğru”, bir
yalanı gizlemek için kullanılmaktadır. Yani doğruluk, yalanı yutturmak için
kullanılmaktadır. Nedir yalan olan?
Hoca, kalitesi iyi olan su satması gerekirken, herkesin ulaşabileceği çeşme
suyunu satmaktadır. Bundan şüphelenenlere de, asıl gerçeği söylemez. Doğru
olan bir şeyi (su fıçısını alış fiyatını) söyleyerek dikkatleri başka yöne
çeker.
Bu yol, insanları adatmada kullanılan hilelerin en tehlikelisidir. Böyle
durumlarda doğrular, ağlarda kullanılan yemlere benzer. Yemlerin kaliteli
olması, bunlarla ulaşılmak istenen hedefi , hiçbir zaman meşru yapmaz…”Dünyada
en çirkin şey, çirkinlikleri ayakta tutan güzelliklerdir.” Hz. Ali Bu durumu
“ Hak bir sözün, batıla(gerçek dışı bir şeye) alet edilmemesi.” Şeklinde dile
getirmiştir. Yukarıdaki sözlerin büyük bir kısmı ilgili kitaptan aynen
alınmıştır.
Yıllar önce “ çalarken, kimseyi umursama” diye bir yazı okumuştum. O günden
bu yana aynı düşünce içersindeyim. Neticede Modern Sosyolojide Ken Keys’i de,
İslam Tasavvufu’ndaki insan manzaralarını da inceleme fırsatı bulduk. Ve
insanların hangi basamaklarda neyi algılayacaklarını da… Bir çok yerde akılla
- zeka arasındaki farkın izahı yapılmaktadır. Zekanın karaya vurması,
aklın noksanlığından, ferasetin yokluğundan meydana geldiğini canlı
yayınlarda her gün izliyoruz. Yalanı doğrularla yutturarak hedefe
ulaşmak, zeka ile birlikte aklın ve ferasetin de olmasına bağlıdır.
Çıplak bir zeka ile ne keramet ne de istidraç mümkündür.
Tarihe mal olmuş tüm filozofların ortak görüşü şu : Ne olursanız olun, ama
dosdoğru ve ilkeli olun…Başkalarına göre yanlış dahi olsa inandıklarınıza
sadık kalın. İlkenin iyisi kötüsü kişiye göre değişse de size göre doğru
olan, en doğru olandır. İlla da bir söylemi olan, kendi doğrularını da,
ilkelerini de ortaya koymak zorundadır. Şartlar ve davranışlarda bir değişiklik
yoksa bir konu bir gün önce doğru, bir gün sonra da yanlış olamaz. Başkalarını
bir şeye inandırmaya çalışanlar, önce o şeye kendilerinin inanıp inanmadığını
sorgulamalıdır.
Nasrettin Hoca en büyük filozoflarımızdan birisidir. Söyledikleri ve
esprileri numara yapanların ve göz boyayanların ipliklerini pazara çıkarmak
üzerinedir. Hocayı anlamak için sadece zeka değil, akılda gereklidir. Hocanın
asıl amacı güldürmek değil, düşündürmektir. “Bir Eğitimci Olarak Nasrettin
Hoca” adlı kitap bu amaçla kaleme alınmıştır. (**)
Buluşmak ümidiyle. Bu Yazı Karadeniz Haber Postası Gazetesi'nde 28 Şubat 2005 Tarihinde Bekir Akkaya adıyla yayınlanmıştır.
(**) MERAKLISINA NOT : “Bir Eğitimci Olarak
Nasrettin Hoca adlı Prof. Dr. Abdullah Özbek’in kitabının temin edileceği
adres : Esra Basım Yayın Organizasyon –Kürkçü Mah. Başaralı Sok. No : 8/A
–KONYA --- Telefon : 0 332 350 48 45 –351 03 40
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...