14 Aralık 2007

--- BU ŞEHİRİN SESİ VAR---İsmet KAYMAK'TAN

Bu şehrin sesi var demişsem varsa vardır.Bu şehirde ne insanlar doğdu ve gelip gitti.Hepsinin sesi çıkıyordu.Ta doğarken bile dünyaya insanlar sesli geldiler.Şehirde insanlar varsa,şehrinde sesi vardır.
Aslında tüm canlıların sesi vardır.İnsanlar,Kuşlar ,böcekler,hayvanlar,ağaçlar ve bitkiler,ama onları duyacak kişi ve kişiler önemlidir.Bütün bunlar başka yerde olduğu gibi bu şehirde de vardır ve yaşıyordur.Yaşıyorsa da sesi de vardır.
Bu şehirde kimi mal sahibi kimi mülk sahibidir.Bu şehirde kimi oynuyor kimisi oyalanıyor.Kimi paralı kimi vefalıdır.Bu şehre kimileri çamurlu yollardan yaya geliyor.Çamurlarını da elbisesinden bu şehre bırakıp gidiyor.Alın başınıza çalın dercesine…Bana ne senin arabandan , bakkalından ,dükkanından ve Bilgisayarından deyip alıp başını gidiyor bu şehirden.Bu şehrin çok okumuşlarının ayrı bir havası,az okumuşlarının çok bilmişlikleri ve çok konuşup az iş yapmaları inan insanları kahrediyor.

13 Aralık 2007

DELİ midir? VELİ midir?-İsmet KAYMAK-YENİ

Bazı köşelerde yazılan yazıları gördüğümüzde heyecanla okuruz .Bazen de okuduklarımızdan çok etkilenirken,çok da güzel yazmış diye övgü ile,o yazarı göklere çıkarırız.
Memleketimizde her şeyin çok olduğunu düşünürsek,bunlardan başta insanlar,hayvanlar,böcekler,bitkiler ve diğerleri diye gruplandırmak mümkündür.Bu gruplardan da kendi aralarında kısımlara ayrılanlar vardır.İnsanlar kendi aralarında zenginler ,fakirleri de vardır.Herkes kendi üzerine düşen vazifeleri yapmaya çalışırlar.Bunların arasından birileri çıkar ki onlara zamanla tahammül edemezsiniz.Kim bunlar ? diyecek olursanız:Çok akıllılar,Az akıllı olanlar ve yarım akıllı olanlar.Bunlar arasından faydalı olanlar ile zararlı olanları ayırmak gerekir mi? Bilemiyorum.Bazen düşünürüm de Hem akıllı hem yalancı,hem de yalakadır.Laf getirip götürürler.Yağcıdırlar.Bunları hem seversiniz,hem de nefret edesiniz gelir.Az akıllı olanlar ise etliye sütlüye pek karışmazlar.Bilmiyorum,görmedim,duymadım.Felsefesinden yola çıkarak yaşamlarını sürdürürler.Memlekette terör varmış yokmuş,haksızlık ve hukuksuzluk oluyormuş umurlarında bile olmaz.Birde

ABDULKADİR BELLİCİ 6. YAŞ GÜNÜNÜ ANA OKULUNDA KUTLADI

Ken-Pa Ticaretin sahibi Kenan Bellici'nin oğlu Abdulkadir 6.Yaş Gününü Mehmet Akif Ersoy İlköğretim Okulu Ana Sınıfında kutladı
Annesi Penbe Bellici ve Babasi Kenan Bellici ve ablasi Nidagül, arkadaslari ve Ana Sinifi Ögretmeni birlikte yas günü pastasini kesen Abdulkadir Bellici kendisine verilen hediyeleri kabul ettikten sonra herkese pasta ikram etti.
Baba Kenan Bellici ise bu günleri görmekten dolayi Allah'a sükür ettigini belirterek, "Allah nasip ederse ikinci Ken-Pa'yi abdulkadir Bellici'nin kuracagini belirtti. Bellici, Allah'in izniyle seneye Abdulkadir Bellici'ye dillere destan bir sünnet merasimi düzenleyeceklerini ifade ederek, davetlilerin simdiden hazirlikli olmalarini istirham! etti. Bu arada Abdulkadir için bir dünür aradigini da belirten Kenan Bellici, taliplilerin kisa özgeçmisi ile birlikte Ken-Pa'ya basvurmalarini aile içi seçici kurulun karar vermesinden sonra seçim yapilacagini da sözlerine ekledi AYRINTI VE GÜNCEL HABER : www.kumru.tv

12 Aralık 2007

Nihat'tan Bekir AKKAYA'ya Şiir / Haşmet Uzar


Gitti Bekir geldi Nihat
Ne belam varmış heyhat
Daha kolay bu yoldan sırat
Zannetmeyin geçilmez Fırat
Bir geçen bulunur a dostlar

Sus demeye dilin varmaz
Dost dilidir adam yormaz
Avcı olmayan ceylan vurmaz
Dil kemiksiz karar olmaz
Bir konuşan olur a dostlar

Bekir’in uslanmaz dili

11 Aralık 2007

İMAM’IN YARDIMINA ÜSTEĞMEN YETİŞTİ, HATİPLİ İMAMI MEHMET AĞIRBAŞLI ÖLÜMDEN DÖNDÜ

Geçirdiği rahatsızlık nedeniyle yolda baygınlık geçiren Hatipli Camii İmamı Mehmet Ağırbaşlı, karakoldaki askerlerin farketmesi sonucu hastaneye kaldırıldı.
Olay Samur Mahallesinde İlçe Jandarma Karakolu’nun hemen bitişiğinde bulunan Hatipli Camiinde maydana geldi.
Alınan bilgilere göre, namaz çıkışı evine gitmek isteyen Mehmet Ağırbaşlı birden fenalaşarak halsizleşti.. Bunun üzerine Ağırbaşlı’nın halsizleşme durumunu Jandarma Karakolunda nöbetçi askerim farketmesi üzerine hemen üst’üne haber verildi.
Daha sonra İlçe Jandarma Komutanı Üsteğmen Murat Ayyarkın ve Nöbetçi Astsubay Nizamettin Ustacı baygın olan imama ilk müdahaleyi yaptı. durmunu Karakol Komutanı hızır acil servisi de arayarak Ambulansın gelmesini sağladı.

İLK MÜDAHALE ÖNEMLİ

Ambulansla Kumru Devlet Hastanesine kaldırılan Mehmet Ağırbaşlı burada yapılan ilk tedavisinden sonra Fatsa Devlet Hastanesi Noroloji Servisine sevkedildi. Burada bir süre müşahade altında tutulan Ağırbaşlı daha sonra taburcu edildi.
Hastane yetkilileri, Ağırbaşlı’ya yapılan ilk müdahalenin olumlu etkisi olduğunu belirtti.Şu anda İmam Ağırbaşlının sağlık durumu son derce iyi.

Fatsa'da Erçallar Otopark Yapacak


Fatsa Belediyesi'nin aylık 13.5 milyar YTL'ye ihaleye açtığı Otopark ihalesini ERÇAL AŞ 38 milyara aldı.Erçal AŞ'nin karşısında ihaleye giren Fatsa Grubu ise verilen fiyat karşısında geri çekildi.
Fatsa'nın en gözde yeri olan Orta Camii Mevkiindeki otopark 2008 yılına kadar hizmete girecek.

10 Aralık 2007

Sizler Ben ve Onlar /Han ZEMHERİ


Sizler, bizler ve ötekiler…

Herkesin ne çok öyküleri vardır. Her öykünün de alıp götürdüğü yıllar. Ama her birimiz kendi iç dünyasındaki “ben”lerle birlikte gider olduk o güzelim yıllarla…

Ardımızdan sövenlerin yine ardımızdan sesleri çınladı; “ya bir türlü çözemedik şu adamı” cümlelerinin altında, yüz yüze gelememenin ezikliğinin yattığını sadece “anlayabilenler” görebilecek.

Bu yazıları öldük de ardımızdan böyle söyleniyor teorileri olarak değil de, yitip giden ve hiçbir artı koyamadığımız kayıp zamanlar üzerine söyledim



Birileri dışında, birileri; birilerini şöyle karşısına alıp

A BEYLER!!!(ŞİİR)-Nihat SEBASTİYAN

Gaipten sesler duyarsınız.
Soyadınızla uzadıkaça uzarsınız.
Durmadan haşhaş yer kusarsınız.
Hasat mevsimi gitti gidiyor beyler.
Nihat size ne söylerse az söyler.


Alaylı uslup deyip takılmışsınız
Tuzla unu birbirine karıştırmışsınız.
İnşaatçı olup harca girmişsiniz.
Bu yaşta inşaatcı olunmaz beyler
Nihat size ne söyler se az söyler.


Özünün sırlarına akıl ermeyen
Giriş çıkışları yanlış belleyen
Hoş geldini işin gereği söyleyen
Sizin ortak noktanız bulunmaz mı beyler.
Nihat size ne söylerse az söyler.


Biriniz isim verip ortağız demiş
Biriniz yalan dolan iftira demiş
Anladım ki otaklık birbirini yemekmiş
Yiğin birbirinizi yamyamca beyler.
Nihat size ne söylerse az söyler.


Çabanoğlu soluttukça soluttu.
Haşmet çok uzadı ismini unuttu
Yahu bunları böyle kimler kudurttu.
Sizi birbirinize sarak mı beyler
Nihat size ne söylerse az söyler.

Birinizin akı birinizin yakı var
İkinizin boynun da gümüş takı var.
Ne şairler geldi neler buldular
Meydan size kaldı atışın beyler.
Nihat size ne söylerse az söyler


BEKİR'E CEVAP!/HAŞMET UZAR


Sen bu sesi bir yerden tanırsın

Olmayanı gerçek sanırsın

Uzar soyadı yeni değil Bekir

“(Haş)a takıldım” demişsin”haşmet”

Asıl sen Bekirdeki (kir) e dikkat et



Alaylı olmuş üslubun demişsin

Nokta nokta koyup küfretmişsin

Tuzu kimin yediği belli olmuş böylece

Anlaşılan sen halt etmişsin

9 Aralık 2007

DOKTOR CEMALETTİN YAKTI RESMEN BAŞHEKİM


Kumru Sağlık Grup Başkanı Dr.Cemalettin Yaktı, Kumru Devlet Hastanesi Başhekimliği’ne atandı.
Uzun süredir Kumru Sağlık Gurup Başkanlığı görevini yürüten Dr.Cemalettin Yaktı’nın Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan atamasına ilişkin yazı önceki gün Ordu Valiliği tarafından Kumru Devlet Hastanesine gönderildi

8 Aralık 2007

TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK ÖZEL HABER AJANSI (İHA)HALKA AÇILDI


Türkiye'nin en büyük özel Haber Ajansı olan (İHA) İhlas Haber Ajansı halka açıldı. Anlık haberleri ile internet sitesindeki haberlerdeki şifreyi kaldıran Ajans, görüntülü ve işlenebilir fotoğraf hizmetini ise abonelerine sunmaya devam ediyor
Türkiye'nin En Büyük Özel Haber Ajansı İHA, artık okuyuculara açıldı. Türkiye ve Dünya'nın tüm yazılı ve görüntülü basın yayın organlarında her gün ve her saat İHA logosuyla Türkiye'nin gururu olan Ajans, sonraki yıllarda bir çok özel haber ajanslarına da örnek teşkil etti.
Basın dünyasına yüzlerce eleman kazandıran ve Türkiye'nin tüm ilçe ve beldelerinde muhabir bulunduran ve Yurtdışında tüm merkezleri kontrol altında tutan İHA, habercilik dalında da sayısız ödüller alan bir kuruluş
Bünyesinde barındırdığı onlarca canlı yayın aracı ve binlerce çalışanı ile "Ulaşılamayan Yerlere" ulaşabilen, Dünya tarihine yön veren olaylarda "tek" olma özelliği ile Irak'ın işgalini ve Saddam heykelinin yıkılışını tüm dünyaya canlı aktaran İHA'nın artık okuyuculara yönelik hizmeti çok tartışılacağa benziyor.
Habercilik alanında öncü olma özelliğini son Okuyucu'ya açılma hamlesi ile bir kez daha kanıtlayan İHA, gerek alt yapısı gerekse kazandığı Kurumsal Kimlik'le önümüzdeki günlerde yeni projelere de imza atacağa benziyor.
HABER : İsmail Ballı/İstanbul

ORDU'NUN EN BÜYÜK İHALESİNİ ERÇAL AŞ KAZANDI


Fatsa Belediyesi'nin aylık 13.5 milyar YTL'ye ihaleye açtığı Otopark ihalesini ERÇAL AŞ 38 milyara aldı.Erçal AŞ'nin karşısında ihaleye giren Fatsa Grubu ise verilen fiyat karşısında geri çekildi.
Fatsa'nın en gözde yeri olan Orta Camii Mevkiindeki otopark 2008 yılına kadar hizmete girecek.

Ben Adamın Gözünden Tanırım!/ARŞİV

Süreklilik arz eden ilişkileri kendim kurmaya çalışırım. Biriyle dost ya da arkadaş olmayı ya da tanışmayı arzu edersem kendim ölçüp biçerim. Bu noktada çok fazla seçiciyimdir. Acele ile yapılan ilişkiler birçok nedenden dolayı başarıya ulaştırmıyor. Sonuçta ya hayal kırıklığıyla ya da mahcubiyetle noktalanıyor. Bu konuda çok fazla ne hayal kırıklığı ne de mahcubiyet yaşadım.

Birileri gelerek “ şu adam şöyledir, bu adam böyledir” gibi sözlerle kendi hayal kırıklıklarını ya da kuyruk acısı sonucu oluşan ön yargılarını size dayatmaya çalışsalar da ben bu tür kişilere hiç yüz vermem. Çünkü bu tür insanların ortak özelliği “hiçbir ilişkilerinin sağlam olmadığı” yönünde, bende bir kanaat çoktan oluşmuştur. Bu kanaate ulaşmak ise ya bilgelikten ya da tecrübe denilen kazıklardan oluşmadır…

“Oturduğum yerden kalkmam ve kalktığım yere oturmam” sözünü prensip edinen birinin zaman zaman şok davranışlarla karşılaşması yine dostlarımız sayesinde oluşur. Bazı birliktelikler bazı olumsuz durumları da beraberinde getirir. Bu satırların yazarı bunun bilincindedir ve olabilecek duruma hazırdır. “Hoş geldiniz”i de biliriz ağırlamayı da…Neyin nerede

KUMRULULAR EĞİTİM KÜLTÜR VE YARDIMLAŞMA DERNEĞİNİN 5. OLAĞAN KONGRESİ/ARŞİV

KUMRULULAR EĞİTİM KÜLTÜR VE YARDIMLAŞMA DERNEĞİNİN 5. OLAĞAN KONGRESİ 23
NİSAN 2006 PAZAR GÜNÜ BAĞCILAR'DAKİ DERNEK MERKEZİNDE PROTOKOL DAVETLİLERİ
VE ÜYELERİN KATILIMIYLA GERÇEKLEŞTİRİLMİŞTİR.

DİVAN BAŞKANLIĞINI SITKI DİNLEYİCİ'NİN YAPTIĞI KONGREDE DERNEK BAŞKANLIĞINA
CELALETTİN DERVİŞOĞLU SEÇİLİRKEN, 1. BAŞKAN YRD.LIĞINA ASIM ZOLAN, 2. BAŞKAN
YRD.LIĞINA ŞEREF ÇEK, DERNEK SEKRETERLİĞİNE H. İBRAHİM TOPALCI, MUHASİP
OLARAK MUHAMMED ALİ PERU, MUSTAFA ÇAYA, KEMALETTİN KUMRU, ÖZCAN ÖCEK,
A.KADİR ŞENGÖR, MAHMUT ŞENTÜRK VE NAFIZ SUNAR YÖNETİM KURULU ÜYELİĞİNE
GETİRİLMİŞTİR.

DERNEK BAŞKANLIĞINA SEÇİLEN CELALETTİN DERVİŞOĞLU DERNEĞİN KURULUŞUNDA BU

İST.KUMRULULAR PİKNİKDE BULUŞUYOR/ARŞİV

Hocam iyi akşamlar istanbul kumrulular derneğinin piknik tarihini ve yerini veriyorum kumru org sitesinde duyuru olarak yayınlarsanız seviniriz.
28-05-2006 tarihinde istanbul maltepe başıbüyük mah.kuyular düzü mevki aile piknik yeri olarak girerseniz iyi olur.
ulaşım şeklini yazıyorum E5 den gelenler için; Maltepe Köprüsü üzerinden SSK Süreyyapaşa Hastanesi - Başıbüyük yolundan Kavşak noktalarında bulunan yönlendirme marmara eğitim köyü tabelalarımızı izleyerek ulaşa bilirsiniz.
TEM den gelenler için; Kartal - Samandıra Kavşağından girilerek gişelerden sonra Samandıra istikametine sapılır. Kavşak noktalarında bulunan marmara eğitim köyü

Doktor Bize Bir Çare/Bekir AKKAYA


Bu hafta Mavi Türk Haber grubundan gelen tıp ilminin pek ilgilenmediği hastalıklarımız yazısını sizlerle paylaşmak istiyorum. Biz “kırk bir kere maşallah” denilmesi için kırk birini yazdık. İsterseniz hastalıklarımızın sayısını siz daha da çoğaltabilirsiniz…

1-Kardan adama tekme atma veya bozmaya çalışma hastalığı,
2-Yeni atılmış bir betona basma ve isim yazma hastalığı,
3-Gazete ve dergilerdeki resimlere sakal, bıyık ve gözlük yapma hastalığı,
4-En iyi arabayı ben kullanıyorum zannetme hastalığı,
5-Kar topunun içine buz koyma hastalığı,

6-Cep telefonu kullanımının yasak olduğu ortamlarda ille de görüşme yapma hastalığı,
7-Belediyenin duraklara koyduğu saatlerin yelkovan ve akrebini sökme hastalığı,
8-Kumsalda deve güresi yapma hastalığı,
9-Şahin marka arabayı, Doğan görünümlü yapma hastalığı,
10-Ağaçlara ve parktaki banklara kalp ve isim bas harfi kazıma hastalığı,
11-Derslerini çalışıp sınıfını geçenleri inek sanma hastalığı,
12-Mesleğimizdeki unvanımızı İngilizce olarak söyleme hastalığı,
13-Tik olan insanların

ŞEHİT ADEM ÖĞLÜ/RESİM/ARŞİV



sehidinize allahtan rahmet dilerim.
DELİ KÜRŞAT
kimden kursat deli ayrıntıları gizle 15.04.2006
kime kumruhaber@gmail.com
tarih 15.Nis.2006 01:57
konu sehidinize allahtan rahmet dilerim
gönderen alan hotmail.com

sehidinize allahtan rahmet dilerim.

Kadavrada Ölümü Aramak!/Bekir AKKAYA


Geçenlerde, Can Dündar'a ait olan slayt eşliğinde bir yazı okudum. Yazı ölmeden önce ölmeyi ve öldükten sonra olabilecekleri konu almış. Aynı yazının bir başka türünü ben "Zafer Dergisin'de çok önceleri "Kabus" başlığı altında okumuştum. O yazı ile bu yazı arasında pek bir fark yok. Her ikisi de öldüğünüzü düşünerek kabre girene dek ve kabirde olabilecek ihtimalleri, yaşamanızı bir an için düşünmeye sevk eden bir yazı. Tasavvufta da "rabıta" denilen eylemin bir bölümü "öldüğünü farz etme" eylemi üzerine kuruludur. Yani bizim dilde " ölmeden önce ölme" denilen eylem…

Bu günlerde ben Mary Roach'ın "Kadavra" adlı kitabını okumaya çalışıyorum. Kitap kadavraların yaşantılarını anlatıyor. Bizim dildeki kadavranın karşılığı ölmüş insan bedenleri. Kadavralar doktorların okuduğu okullarda hayatlarını sürdürüyor. Neticede bir ameliyatı öğrenme canlı bedende olamayacağına göre, ölmüş bedenlerde bu kesip biçme işini yapmak tıpta da gelişmeyi sağlıyor.

Ne Can Dündar'ın yeni yazısı ne de Zafer Dergisindeki ilgili yazı öldükten sonra bir insanın kadavra olabileceğini ve kadavra olarak bir tıp öğrencisinin elinde kesilip biçilme durmunu işlememiş. Sadece kadavra olma ihtimali değil, insan nerede ve nasıl öleceğini bilemediğinden cesedinde çürüyene kadar ne gibi bir durumla karşı karşıya kalacağını

Kız Öğrencilerden Sema Gösterisi/ARŞİV




Kumru İmam Hatip Lisesi Müdürlüğü Mesleki Tatbikat Kulübü öğretmen ve öğrencileri tarafından hazırlanan "Kutlu Doğum Haftası Etkinlikleri" çerçevesinde hazırlamış olduğu proğram Kumruluları büyüledi. Çok zengin bir içeriği olan proğram Kumru Erçallar Kültür Sarayında çoğunluğunun Kumrulu bayanların olduğu yüzlerce Kumruluyu üç saat boyu unutulmayacakları bir gece yaşattı. Yüzlerce davetlinin yer kalmadığından dolayı ayakta izlediği proğram saygı duruşu ve İstiklal Marşımızın okunmasından sonra Kur'an-ı Kerim okunması ile başladı. İmam Hatip Lisesi Müdürü İbrahim Tatlıgül'ün açış konuşması ardından bir öğrenci "Kırk Yaşındasın" adındaki şiirle salonu hüzne boğdu. Slayt gösterisi ile Peygamberimizin Şemaili gösterilmesinin ardından "Bizim Aile" adında mini bir tiyatro sergilendi. Ardından Kutsal Emanetler slayt ve müzik eşliğinde gösterilmesinin ardından kızlardan oluşan Okul ilahi korusu birbirinden güzel ilahiler sundu.

Kumru'da ilk kez kız öğrenciler tarafından "sema gösterisi" sunuldu. Yüzlerce insanın bir sürpriz olarak izlediği sema gösterisi büyük takdir topladı,salondakiler gösteriyi ayakta alkışladı. Orotoryo'nun ardından Davetlilere yönelik peygamberimizle ilgili bilgi yarışması gerçekleştirilerek, bol bol hediye ve kitap dağıtıldı. En büyük ödül olan altın ve kitap'ı ise iki bayanın alması bütün salonu mutlu etti. Öğrenciler arasında düzenlenen hadis ezberleme yarışmasında 60 ve üstünde hadislerin meal ve metnini ezberleyerek dereceye giren öğrencilere ödüller verilerek öğrencilerin seçme hadisler sunmaları salonda büyük hoşnutluk yaşattı. İki kız öğrencinin "Veda Hutbesi"ni okumaları ile proğram son buldu.12.04.2006 ***Bekir AKKAYA

Aptallığın İlacı Yok-2/ Bekir AKKAYA


Geçen haftaki yazımda Yeni Şafak'ta Ali Bayramoğlu'nun aptallar konusundaki görüşlerini sizlerle paylaşmış ve aynı yazıda Carlo M. Cipolla'nın "Aptallığın Temel Yasaları" adlı makalesinde belirttiği Aptallığın Altı Temel Yasasından üç tanesini sizlerle paylaşmaya çalışmıştım.

Özetle "Akılsız yaratıkların insan ilişkilerinde kendilerine ve ilişki içersinde bulundukları insanlara zarar verdiği halde yaptıkları işlerin neden yaptığını hiç kimse bilmez, anlamaz ya da açıklayamaz. Bu böyledir ve izahı da mümkün değildir. Yapanlar ise aptal insanlardır deyip insan özelliklerini Carlo M. Cipolla'nın ifadeleri ile aşağıdaki gibi açıklamaya çalışmıştık.

"İnsanlar dört temel gruba ayrılırlar: Saflar, zekiler, haydutlar ve aptallar. İnsanların büyük bir bölümü tutarlı davranmaz. Bazı durumlarda bir insan

Kumru Şehidine Ağladı!/ARŞİV




Şırnak İli Gabar Dağı,Küpeli mevkiinde teröristlerle girdiği çatışmada şehit düşen Jandarma komando er Adem Öğlü memleketi kumru da törenle toprağa verildi.Şırnaktan Uçakla Çarşamba havaalanına getirilen cenaze saat 10 da alınarak memleketi olan Kumru'nun Yukarıdamlalı Beldesi Fatih Mahallesinde bulunan aile mezarlığına getirildi.Aile mezarlığında yapılan Törene Ordu Vali Vekili İ.Hakkı Çınarsoy,AKP Grupbaşkanvekili Eyüp Fatsa,Giresun Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Hüseyin Güney,Ordu Jandarma Bölük Komutanı,J.K Albay Nevzat Yıldız,AKP Ordu İl Başkanı Fatihan Ünal,Kumru Belediye Başkanı Ticabi Civelek,Korgan Belediye Başkanı M.Ali Akkiraz,mülki erkan ve Kumru halkı katıldı.Törende bir konuşma yapan Ordu Vali Vekili İ.Hakkı Çınarsoy; " Tarih boyunca üzerimize oyunlar oynandı.20 yıla yakındır bu mücadeleyi veriyoruz.Mehmetçik gerek işbirlikçilere,gerekse dış mihraklara ödün vermeyecektir.Acımız büyük,şehitlerimizin ruhları şad olsun" dedi. Giresun Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Hüseyin Güney ,Ayakta durmakta zorlanan anne ve babaya; " bu sizin kadar bizimde şehidimiz,lütfen sabırlı olun diyerek teskin etmeye çalıştı".Kumru Müftüsü Abdullah Pamuklunun kıldırdığı cenaze namazından sonra Şehit Jandarma komando er Adem Öğlü son yolculuğuna kalabalık bir cemaat tarafından uğurlandı.06.04.2006*BEKİR AKKAYA

Kumru Şehidine Ağladı!/ARŞİV

Şırnak İli Gabar Dağı,Küpeli mevkiinde teröristlerle girdiği çatışmada şehit düşen Jandarma komando er Adem Öğlü memleketi kumru da törenle toprağa verildi.Şırnaktan Uçakla Çarşamba havaalanına getirilen cenaze saat 10 da alınarak memleketi olan Kumru'nun Yukarıdamlalı Beldesi Fatih Mahallesinde bulunan aile mezarlığına getirildi.Aile mezarlığında yapılan Törene Ordu Vali Vekili İ.Hakkı Çınarsoy,AKP Grupbaşkanvekili Eyüp Fatsa,Giresun Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Hüseyin Güney,Ordu Jandarma Bölük Komutanı,J.K Albay Nevzat Yıldız,AKP Ordu İl Başkanı Fatihan Ünal,Kumru Belediye Başkanı Ticabi Civelek,Korgan Belediye Başkanı M.Ali Akkiraz,mülki erkan ve Kumru halkı katıldı.Törende bir konuşma yapan Ordu Vali Vekili İ.Hakkı Çınarsoy; " Tarih boyunca üzerimize oyunlar oynandı.20 yıla yakındır bu mücadeleyi veriyoruz.Mehmetçik gerek işbirlikçilere,gerekse dış mihraklara ödün vermeyecektir.Acımız büyük,şehitlerimizin ruhları şad olsun" dedi. Giresun Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Hüseyin Güney ,Ayakta durmakta zorlanan anne ve babaya; " bu sizin kadar bizimde şehidimiz,lütfen sabırlı olun diyerek teskin etmeye çalıştı".Kumru Müftüsü Abdullah Pamuklunun kıldırdığı cenaze namazından sonra Şehit Jandarma komando er Adem Öğlü son yolculuğuna kalabalık bir cemaat tarafından uğurlandı.06.04.2006*BEKİR AKKAYA

Aptallığın İlacı Yok-1/Bekir AKKAYA

Konumumuz nedeniyle siyaset ve ticaret gibi yazılar yazma lüksümüz yok. Bizde bu nedenle daha çok insan ve insan ilişkileri üzerine yazmaya çalışıyoruz. Dolayısıyla bizde Beydeba’nın Kelile ve Dimne’si gibi hayvanlar üzerinden anlayanlara ya da anlamak isteyenlerle düşüncelerimizi paylaşmaya çalışıyoruz. Apdallar haricinde her söz ya da cümleden herkes yaşadığı hayat için olumlu ya da olumsuz mesajlar alacak, ya takdir edecek ya da eleştirecektir. Her iki durumda da insan kendisi için bir mesaj çıkaracaktır.

Yeni Şafak Gazetesinde Ali Bayramoğlu Kurban Bayramının ikinci gününde “Abdallığın Temel Altı Yasası” başlıklı siyasetten uzak ve bayramlık bir yazı kaleme aldı. Esas yazının muhatapları bundan da bir şey anlamayacağını bildiğim halde bu yazının bazı bölümlerini sizlerle paylaşmanın güzel olacağını düşünüyorum.

“Hayat dediğimiz şey aslında bir yanıyla etrafınızdaki insanlardan, insan ilişkilerinden oluşur. Kimi insan münzevi karakterlidir. İnsanlarla ilişki

Bağımsız Haberciler Derneği Başkanlığına/İSTANBUL

Bağımsız Haberciler Derneği Başkanlığına

İSTANBUL



Yeni kurulmuş olmasına rağmen çalışmalarınızı takdirle karşılıyorum. Çok arzu etmeme rağmen aranızda bulunamadığımdan dolayı son derece üzgünüm. Başta İlhan Tinci ve Cemal Bilge olmak üzere tüm Dernekte görev alanlara başarılar diliyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum…

Bekir AKKAYA

Kumru Öğretmenevi Müdürü

www.kumru.org Editörü

Karadeniz Haber Postası Gazetesi Köşe Yazarı

28.03.2006

İsmet Erçal'ın Zaman Tüneli Kitabı Takdim Yazısı / Bekir AKKAYA


TAKDİM

"C. Sandburg :- "Şiir, karada yaşayan ve havada uçmak isteyen bir deniz hayvanının günlüğüdür."derken. İlhan Berk ise "Ustalık kazanılır; ama çocuk olmak yitirilirse, şiirin büyük damarlarından biri yok olur." İfadesini kullanır.
İnsan gerçekle hayal arasında gidip gelir. Gerçek gönülden, hayal gönülsüzlükten oluşur. Gönüle yaklaşıldıkça özede yakınlık başlar. Öz ise bakidir.
Herkese ölüm kaçınılmazdır. Özde ise ölüm yoktur. Gerçeğin öz olduğunu kabul edenler ölseler de öze dönüşün başı ve yeni bir doğuş olduğunu bilirler. Özde zaten dünyaya doğmakla var olmamıştır. Öz vardır ve ölümsüzdür.
İlerinin ilerisi olduğu gibi, gerinin de gerisi vardır. Bu iki arada en çok dolaşanlar ise şairler ve şair ruhlulardır.
Öze yaklaşıldıkça sözcükler

İsimsiz Müfessire Son Cevap!/ Bekir AKKAYA

Geçen hafta , uzun bir mesajla ilgili görüşlerimi belirtmiştim. “Hayırdır İnşallah” yazısı üzerine bir müfessir efendi “haset” kelimesine takılmış ve hasetle ilgili ne kadar ayet varsa bir bir sıralamış desteksiz bir şekilde ayetleri tefsire kalkışmıştı. Önceki yazımda ben bu müfessir efendiye göndermelerde bulunmuş, kendilerine yararlı olur düşüncesi ile bazı çelişkililerini ve açık hatalarını belirtmeye çalışmıştım. İlk yazıdaki çelişkileri bu hafta bitirmeye çalışacağımı da yazımın sonunda ifade etmiştim. Yine eynı mantık ve büyük ihtimal resmi bir ip numarası ile müfessir efendi on sayfalık bir yazıyı bir kitaptan aynen alarak, kes-kopyala-yapıştır yöntemiyle göndermeyi sürdürmüştür. Öncekinden farklı bu kez kulağını çeken prof’un adını kaynak olarak belirtmiş, güya ikazımızı yerine getirmiştir. Müfessir Efendi hala uykudan uyanmamış olsa da, bu tür yazıların binlercesinin bir “tık”kadar internet ortamında herkese yakın olduğunun hala farkında değildir. Kim bilir belki de ilerde bana araklayarak gönderdiği yazıları “ben eser yazdım” diyerek

Hayırdır İnşallah!/ Bekir AKKAYA


Gıpta ettiklerinin geçtiği çemberden kendide geçmiş olmasına rağmen bir türlü istediği sonuca ulaşamadığını düşündü. Zaman zaman çevresinde hem de yüzüne karşı içinden geçenleri yüzüne söyleyenler olsa da onların yanlış düşünce içersinde bulunduğunu, kendinin mükemmelinde ötesinde dört dörtlük bir yapı içersinde bulunduğunu düşünerek koltuğa emin bir şekilde oturdu.

Eğitimse eğitim, kariyerse kariyer, deneyimse deneyim, tecrübeyse tecrübe. Kendinde neler yoktu ki.

Birden kendini rahatsız eden simalar gözünün önünden geçti. Oysa onlardan çok fazlalıkları olmasına rağmen, kendinden söz edilmemesine bayağı içerlendi. Üstelik uzmanlık bir alanı bile mevcuttu. Buna rağmen kendinin dikkate alınmaması çok zoruna gidiyordu.

Kendi kendine " çekemiyorlar beni" dedi.

Kredisiz Bir Hayat Tercihimdir!/ARŞİV


Kredi kartı ile alış verişin tarihi çok yakınlara dayanır. Büyüklerimiz bu kart meselesine zaten kanuni bir çözüm getirecekler. Benim gibiler açısından ne bir sıkıntı ne de bir çözüm gerekli. Selamın bile ücretsiz verilmediği bugünlerde, bunun hala farkında olmayanlara hangi kanuni düzenleme yapılırsa yapılsın bir yararı olacağına ben inanmıyorum. Günlük ve anlık keyfin peşinde olup yarını hiç hesap etmeyenler ya da bir adım öncesini kestiremeyenlere ne yapılabilir ki?
Daha önceden bu kart işi olmasa da kredi kullanma olayı mevcuttu zaten. Ama yerinde ve zamanında kullanılmayan krediler insanlara yarardan çok hep zarar getirmiştir.
Ben kredi kartını zorunlu olmayınca hiç kullanmam. Benim bu alışkanlığım ta çocukluğuma kadar gider. Zorunlu olmadıktan sonra hiçbir kredimi harcamadım şükrolsun. Ve belki de benim en büyük sermayem kullanmadığım kredilerdir.
Kart işi basit iştir. Yasal bir mevzuat koyulur ortaya, belirli kredisi olmayanlara da verilmez ilgili bedava alış-veriş kartı, ne kimse intihar eder,

Acilde, Beş Gün Beş Gece!/ARŞİV

Bir çok kitapta kıyamet sahneleri anlatılırken "Mahşer anında hiç bir kimse, hiç bir kimseye yardım edemeyecek ve her kes kendi başının çaresine bakacak" ifadeleri sık sık tekrarlanır. Bu cümleyi yüzlerce kez okuduğum halde gözlerimi yumar fakat bir türlü canlandıramaz ve yaşadıklarımla ilişkilendirir ne anlama geldiğini anladığımı zannederdim. Ve anlamadığı Samsun Tıp Fakültesi Acil bölümünde beş gün beş gece kaldığımda farkına vardım. Büyük ihtimal büyük hastanelerin bu bölümleri 24 saat aralıksız bu şekildedir. Allah kimseyi düşürmesin ama ölümlü insan için son çare olarak sevenleri tarafından ulaştırılan bir yer hastanelerin acil bölümleri.
Siz bulunduğunuz yerlerde sağlık ve sıhhatiniz olduğu sürece gerek olumlu veya olumsuz durumlardayken buralarda emin olun aralıksız bir can pazarı yaşanıyor. Hastalar sedyelerde taşınırken hasta yakınları bütün yıkılmışlıkları

Görmemişin Bir Oğlu Olmuş!/ARŞİV

Her dönem ve her çağda insan manzaraları aynı. Uzay çağı ya da bilmem ne çağı diye geçmiş yılları tasnife kalkışsak ta kendini aşamamışlık ya da bilinçlenememe her dönem insanları için geçerli bir durum. Mesela 15'inci yüzyıl sonlarında yaşayan Kazak Abdal bugün aramızda yaşasaydı "Ormanda Büyüyen Adam Azgını" şiirini acaba nasıl kaleme alırdı?

Benim tahminim Türk Dil Kurumu Sözlüğüne bakar bazı kelimeleri değiştirse de, Avrupa uyum yasalarını göz önünde bulundurarak düşünce özgürlüğünü de sonuna kadar zorlayarak daha da sert bir üslup kullanırdı. 450 yıl önce yazılan bu şiiri siz çevrelerinize uyarlarsanız enteresan sonuç