8 Aralık 2007

Ben Adamın Gözünden Tanırım!/ARŞİV

Süreklilik arz eden ilişkileri kendim kurmaya çalışırım. Biriyle dost ya da arkadaş olmayı ya da tanışmayı arzu edersem kendim ölçüp biçerim. Bu noktada çok fazla seçiciyimdir. Acele ile yapılan ilişkiler birçok nedenden dolayı başarıya ulaştırmıyor. Sonuçta ya hayal kırıklığıyla ya da mahcubiyetle noktalanıyor. Bu konuda çok fazla ne hayal kırıklığı ne de mahcubiyet yaşadım.

Birileri gelerek “ şu adam şöyledir, bu adam böyledir” gibi sözlerle kendi hayal kırıklıklarını ya da kuyruk acısı sonucu oluşan ön yargılarını size dayatmaya çalışsalar da ben bu tür kişilere hiç yüz vermem. Çünkü bu tür insanların ortak özelliği “hiçbir ilişkilerinin sağlam olmadığı” yönünde, bende bir kanaat çoktan oluşmuştur. Bu kanaate ulaşmak ise ya bilgelikten ya da tecrübe denilen kazıklardan oluşmadır…

“Oturduğum yerden kalkmam ve kalktığım yere oturmam” sözünü prensip edinen birinin zaman zaman şok davranışlarla karşılaşması yine dostlarımız sayesinde oluşur. Bazı birliktelikler bazı olumsuz durumları da beraberinde getirir. Bu satırların yazarı bunun bilincindedir ve olabilecek duruma hazırdır. “Hoş geldiniz”i de biliriz ağırlamayı da…Neyin nerede
yapılacağını da biliriz horlamayı da…Birliktelikte bir dostumuz varsa boynumuz kıldan incedir, bize kabalık yakışmaz. Mahcup etmedik ki, mahcupluk yaşayalım…

Karadeniz Haber Postası bildiğim kadarıyla Öz madenlerin öz malıdır. Dolayısıyla burada oluşum Mehmetlerden, Muratlardan ve de Kürşatlardandır. Ve bu birliktelik sağlamdır ve düzeylidir. Bu tür ilişkilerde çok zor kurulan ve az bulunan ilişkilerdir. Günlük yaşantılar sonucu oluşan ya da bir menfaate binaen kurulan beraberliklerle bizim işimiz olmaz. Kimse kimseye yol çizmeye ya da kul yapmaya kalkışmasın… Bu halimizle yelpazemiz çok geniş, kimse de gölge etmeye soyunmasın… Bizler dar mekânların ve kalıplaşmış cümlelerin sözcüsü değiliz… Dolayısıyla günü kurtarmak gibi bir düşüncemizde yoktur…

Merhabalar ve selamlaşmalar dost ve arkadaşlık göstergeleri değildir. Alışıla gelmiş bu sözlerden yola çıkılarak sağlam ilişkilerde oluşmaz. Tanıdık simalar için kullanılan bu sözcükler, tanımadık mıntıkalarda hiç kullanılmaz. Aynı sokakta da olsanız bazı tanıdıklar için bile bu sözlere hiç gerek duyulmaz. Eğer bir birliktelikten süreklilik ve sağlam ilişki düşünülüyorsa sabırla beklemek gerekir. Hele de yönlendirmeler sonucu oluşan olumlu veya olumsuz şartlanmışlıkları ortadan kalkmasını beklemek gerekir. Güven vermeyen kişilerde sağlam ilişki kurmakta mümkün değildir. Bu noktada da boş yere enerji tüketmekte anlamsız ve bi o kadar da tehlikelidir. Tehlike nedeni ilişkinizin sağlam olduğunu düşündüğünüz an, en uygunsuz davranış ve en beklenmedik sözün size aynı kişiden söylenmiş olmasından ve en ihtiyaç bulunduğu anda aynı kişinin ortadan kaybolmasındandır. Şok olur, çaresizleşir büyük bir sarsıntı geçirirsiniz.

Aslında karşılaştığınız bu durumun tek nedeni sizsinizdir. Genelde suçlanan karşı olsa da bunun bu şekle ya da bu duruma gelme nedeni siz ve suçlu aranacaksa da asıl suçlu kendinizdir. Nedeni ise çok basit…

İnsan ilişkilerinin bir başlangıcı mevcuttur. Hangi tür ilişki olursa olsun başlangıç ya da ilk göz göze geliş gelecekte olabilecek durumlarla ilgili çok net ip uçları verir. Bunun için illa da kazık yemek ya da hayal kırıklığına uğramak gerekmez.

Konuşuyormuş gibi söylemlerin yanında umursamaz davranışlar bir emare oluşturmuyorsa çok yakında kazık yemeniz kaçınılmazdır. Mevcut durumda yerinizin sağlamlığına binaen yapılan iltifatlar, diğer insancık diye düşünülenlere gösterilmiyorsa gelecekte o zavallıcıkların konumuna düşmeniz ya da o şekilde muamele görmeniz kesin bir durumdur.

Bazı insanlar buz gibidir ve yanına yaklaşanı güneşin yaktığı yerde üşütürler. Uzak durmak gerekir… Bazı insanlar derya gibidir, yüzseniz de sahilinde dursanız da rahatlarsınız. Yaklaşmak gerekir... Bazı insanlar sımsıcak yatak ya da liman gibidir, en fırtınalı anlarda onlara sığınır korunursunuz. Sığınmak gerekir…Bazı insanlar verimsiz toprak ya da meyvesiz ağaç gibidir, verdiğiniz emeği de alıp götürür…Uzaklaşmak gerekir….Bazı insanlar odun gibi, bazıları da bidon gibidir…Bazı insanlar cin gibi, bazıları şeytan gibidir…Bazı insanlar dağ gibi, bazıları çukur gibidir…Bazı insanlar tilki gibi, bazıları koyun gibidir. Fark, fark edilemiyorsa fatura da ağır olacaktır. Tercih bizlere aitse sonuçtan kendimiz sorumluyuz. Bu durumda kimse de suçlu değildir…06.05.2006

Buluşmak ümidiyle… Bekir AKKAYA

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...