Amerikan
Başkanlarından Abraham Lincoln eğitim ve eğitimciye çok önem veren, zamanında
radikal birçok reform yapmış, insanların iyi bir eğitimle etkilenebileceğini
düşünürdü. Oğlunun öğretmenine yazdığı mektup bütün dünyada elden ele dolaşır.
Kendi düşünce yapısına göre kaleme aldığı mektup tamamen ahlaksal niteliktedir.
İnsanın üstün yaratılmış olmasına binaen gerçekte nasıl bir insan olması
gerektiğini özellikle mektupta vurguluyor. Ne gariptir ki, bütün önlemlere
rağmen Abraham Lincoln’un dört oğlundan Edward dört yaşında, William on iki
yaşında ve söz konusu ünlü mektubun muhatabı olan oğlu Thomas ise on sekiz
yaşında tüberkülozdan ölüyor. Thomas çok haşarı, disiplinsiz ve başarısız bir
çocuk olup, yoğun gayretlere, baskılara, telkin ve öğretilere rağmen, on iki
yaşında bile yazı yazmayı beceremiyor. Ne başkan olan babası, ne mektup, ne
öğretmenler ne de psikologlar kendisini etkileyememiş ve başarısızlığını
engelleyememişlerdir. Ünlü ve güçlü insanların her türlü destek, imkân ve
çabalarına karşın başarısız çocukları ile kimsesiz ve yoksul çocukların
başarıları, mutlak iradenin bir sonucudur. Daha doğrusu hayat hikayemizle dünya
tarihi denilen doğum ve ölüm dahil algıladıklarımız, korku, keder, sevinç ve
mutluluklarımız aynı el ve aynı kalem tarafından yazılmıştır.
Bu
uzun girişten sonra Abraham Lincoln'un oğlunun öğretmenine yazdığı ünlü mektuba
birlikte göz atalım.
"Öğrenmesi gerekli
biliyorum; tüm insanların dürüst ve adil olmadığını, fakat şunu da öğret ona: Her
alçağa karşı bir kahraman, her bencil politikacıya kendini adamış bir lider
vardır.Her düşmana karşı bir dost olduğunu da öğret ona.
Zaman
alacak biliyorum, fakat eğer öğretebilirsen, kazanılan bir doların, bulunan beş
dolardan daha değerli olduğunu öğret. Kaybetmeyi öğrenmesini öğret ona ve
kazanmaktan neşe duymayı. Kıskançlıktan uzaklara yönelt onu. Eğer yapabilirsen,
sessiz kahkahaların gizemini öğret ona.
Bırak erken öğrensin,
zorbaların görünüşte galip olduklarını... Eğer yapabilirsen; ona
kitapların mucizelerini öğret. Fakat ona; gökyüzündeki kuşların, güneşin yüzü
önündeki arıların ve yemyeşil yamaçtaki çiçeklerin ebedi gizemini düşünebileceği
zamanlar da tanı...
Okulda hata yapmanın, hile
yapmaktan çok daha onurlu olduğunu öğret ona.
Ona kendi fikirlerine
inanmasını öğret, herkes ona yanlış olduğunu söylediğinde dahi...Nazik
insanlara karşı nazik, sert insanlara karşı sert olmasını öğret ona.
Herkes birbirine takılmış bir
yönde giderken, kitleleri izlemeyecek gücü vermeye çalış oğluma.Tüm insanları
dinlemesini ve sadece iyi olanları almasını da öğret...
Eğer yapabilirsen üzüldüğünde
bile nasıl gülümseyebileceğini öğret ona. Gözyaşlarında hiçbir utanç olmadığını
öğret.
Herkesin
sadece kendi iyiliği için çalıştığına inananlara dudak bükmesini öğret ona ve
aşırı ilgiye dikkat etmesini...
Ona, kuvvetini ve beynini en yüksek fiyata
satmasını, fakat hiçbir zaman kalbine ve ruhuna fiyat etiketi koymamasını
öğret.
Uluyan bir
insan kalabalığına kulaklarını tıkamasını öğret.
Ona nazik
davran ama onu kucaklama. Çünkü, ancak ateş çeliği saflaştırır.
Bırak
sabırsız olacak kadar cesaretine sahip olsun, bırak cesur olacak kadar sabrı
olsun.
Ona her
zaman kendisine karşı derin bir inanç taşımasını öğret.
Böylece
insanlığa karşı da derin bir inanç taşıyacaktır... Bu, büyük bir taleptir, ne
kadarını yapabilirsen bir bakalım...
O ne kadar
iyi, küçük bir insan, oğlum..."
Buluşmak
ümidiyle…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...