Cinayet
ve kazalar oranında para hırslarımız ve dünyalık meşgalelerimiz de o derece
arttı. Ölen için çok anlamsızca “ölmüş” ifadesi kullanılırken, kendimizle
hiçbir bağlantı kurulamaz oldu. Ölüm ve ölenler için ne bir destan ne bir ağıt
ne de bir şiir yazma zamanımız var.
Teknoloji,
ulaşım ve haberleşme sınırları ortadan kaldırdı. Bizim köy ya da bizim şehir
ifadeleri anlam yetirdi. Ani ve anlamsız ölüm hadiseleri yas tutmaları
gerekenleri bile kahkahaya boğma gibi bir durum oluşturdu.
Eskiden
ölüm düşeyinde olan için “Kur’an” okunur, son sözünün “Lailahe İllallah” demesi
için telkin yapılırdı. Şimdi ise “ölüm
düşeği” çok zor. “Hızlı yaşa, genç öl, cesedin yakışıklı olsun!” türünden.
Parçalanmak ya da yanmak “yaşamın hızı oranında” yüksek. Keşke ceset tanına
bilse…
Kim
tarafından geldiğini bilmediğim “İşte Ölmeden Önce Söylenen Son Sözler” başlığında
bir mesaj aldım. Moralimin bozuk olduğu bugünlerde beni hayli güldüren bu
yazıyı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Buyurun birlikte gülüp ağlayalım!
-
Lan olum Rus ruleti öyle mi oynanır dur da göstereyim.
- Teker teker gelin layn...
-
Sevgilim, abin bizi böyle görse ne yapardı?
-
Korkma, bu tünelden yıllardır tren geçmiyor...
-
Abi çevremizde fazla polis yok, teslim olmayalım, kaçalım abi...
-
Geeel, geeel, sağ yap gel.
-
Abi çok seri bi araba bu yaaa...
-
Demek piranha dedikleri şey bu.
-Hiho,
bak Hulusi abi bıyıkları ile oynuyom bi şey olmuyo.
- O irmikleri neden aldın Nurhan, helva mı
yapıcan? Niye?
-
Burası Fener tribünü değil mi?
-
Bah bah bah hala uzunlarla geliyo...
-
Müjdemi isterim Turhan abi bi kızın daha oldu.
-
Kim bekler lan yeşilin yanmasını?!
-
Bekle Cemşit abi ben bi dalıp çıkıcam.
-
Hala karlı gösteriyor mu hanım?
-
Elektrikçiye ne gerek var canım, ben hallederim.
-
Gel abi burası boyu geçmiyo.
-
Vakkas abi. Senin için öyle böyle diyorlar, doğru mu?
-
Hihoha... Bak gelen şey köpekbalığına ne kadar da benziyor.
-
Rasim abi, kafesin kapısı kapalı değil mi?
-
Baba... Ben hamileyim.
-
Yapma Satılmış abi, şeytan doldurur.
-
Bu külüstür essahtan 200 yapıyor mu?
-
Semra'cığım bak arabanın ibresi 200'ü gösteriyor.
-
Ben öldükten sonra tablolarım çok para edecek Ayşegül..
-
Boğaza gelip temiz hava almayı iyi akıl ettik...
-Çocuğum
oynama şu arabanın el freniyle...
-
Doktora neyin gerek yok. Beni üfürükçü Sabit hocaya götürün.
-
Ohooo doktorun her dediğini yapsak açlıktan ölürüz birader. Hadi yeyin yeyin
afiyet olsun...
-
Ulan, biz bugüne kadar kaç bomba imha ettik be! İşimi bana mi öğretiyon, lavuk!
Kes şu mavi teli!
-
Sayın seyirciler! Simdi en büyük numaraya geldik. Aslanın ağzını açıp, başımı
içine sokuyorum.
-
Burası eskiden mayın tarlasıymış ama artık bi tane bile kalma...
-
Havlayarak üzerimize geliyor, çünkü bu cinsler çok insan canlısıdır.
-
Paraşütü en aşağıda ben açacağım.
-
Komutanım, pimini çektikten sonra kaça kadar sayıcaktık?
-
Olum bu mantarlar zehirli değil, bak ben nasıl yiyorum.
-
Amma keskin virajmış yav!!
-
Dikkat kaptanınız konuşuyor: Eşhedü en la ilahe illallah ... (Pilot Temel)
-
Önüne baksana lan! Ne çarpıyon omzuma?
-
Bu kadar korkma canım! Bu yılanların hepsinin zehirleri alınmış.
-
Uçağın pervanesini görüyon mu? O kadar hızlı dönüyo ki sankim dönmüyomuş gibi. - Kaplanlar da aynı kedi yavruları gibidir.
Bak böyle gıdışından sevicen bak iyi bak...
Buluşmak Ümidiyle…
Bekir AKKAYA/ 19.08.2006/
Karadeniz Haber Postası Gazetesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...