Bir zamanlar bir pehlivan
seyretmiştim… Maçta rakibini önce ani bir hareketle altına aldı. Sonra
tutup kaldırdı. Herkes heyecanla bakıyordu. Ha tuş yaptı, yapacak!
Bir de baktık ki,
kendi üstüne attı ve altında kaldı.
Sonuç belli… Tuş!
Ne demişler?
Ava giden
avlanır…
Haltercilerde de
zaman zaman, kaldırama
yacağı ağırlığın altına girip de altında kalanlar ve bir
tarafı sakatlananlar olur.
Ne var ki her
meselede altında kalınan ağırlıklar bu kadar net görünmez.
Bu konuda
atasözlerimizde pek çok uyarı vardır…
İşte bir kaçı…
-Almadığın
hayvanı kuyruğundan tutma.
-Büyük lokma
ye (de) büyük söyleme.
-Yarım ağızla
bütün somun umma…
-Veresiye (borca)
şarap içen, iki kez (kere) sarhoş olur.
-Yalnız öküz,
çifte (boyunduruğa) koşulmaz…
-Ayağını
yorganına göre uzat…
-Yılana
yumuşak diye el sunma.
-Yumuşak huylu
atın çiftesi pek olur.
-Her kuşun eti
yenmez!
-Harman dövmek
keçinin işi değil.
-Hamama giren
terler.
-Her çiçek
koklanmaz.
-Aklına geleni
işleme…
-Her deliğe
(taşın altına) elini sokma, ya yılan çıkar ya çıyan!
-Ekmekle
oynayanın ekmeğiyle oynanır.
-Baba malı tez tükenir, evlat gerek kazana!
-Topal eşekle
menzile varılmaz!
Elbette ki bunları duymak
ve bilmek yetmez. Önemli olan, eğitim
sistemi içinde bunları kavratmak ve davranış haline getirmektir.
Maalesef, ne
aileler, ne de okullar bunları hesaba katıyor. Böyle olduğu içindir ki,
insanların pek çoğu, altından kalkamayacağı işlerin altına giriyor…
Şehirlerin
nüfusları bu yüzden arttı… Savaşlarda
bu yüzden mağlubiyet yaşandı… Çevre bu yüzden bozuldu ve kirlendi… Pek çok
insan ve kurum birbirine olan güveni bu yüzden kaybetti… Şiddet aldı başını
yürüdü… Güvenlikçi sayısı yine bu yüzden arttı…
Bu altta kalan
kişilerin meydana getirdiği bir problem de şu…
Giriştikleri işin
hakkını veremeyenler, bulundukları yeri terk etmeye kolay kolay yanaşmıyor. Alttan girip üstten çıkıp tutunmanın yolarını
arıyor. Hatta bu uğurda hiçbir mücadeleden çekinmiyor.
Hâlbuki yapabileceklere
yol açsalar, kendileri de kurtulacak, başkaları da…
Ne var ki hırslar,
tamahlar, açgözlülükler, vurdumduymazlıklar, egoistlikler ve haddini bilmeme
yüzünden o kadar çok yorganlar yakılıyor ki… Çoğu da bir pire yüzünden!
Bütün bunlar,
kesinlikle bir cesaret kırma ve moral bozma şeklinde yorumlanmamalıdır.
İsteğimiz çok açık
ve net…
Cahil cesareti
değil, akıllı cesareti!..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...