16 Temmuz 2012

Gözleri hırs bürüyünce… Prof. Dr. Abdullah ÖZBEK


Hırs denildiğinde daha çok, istekler, sonu gelmeyen arzular ve aşırı tutkular akla gelir.
Hırs, mal ve makam sevgisinde aşırı gitmeyi, kızgınlıkları kontrol edememeyi de çağrıştırmaktadır.
Bir kere gözleri hırs bürüdü mü, insan kendine hâkim olamaz.
O zaman ne hatır tanır, ne de gönül…
Peki, neden böyle?
Bir kere hırs insanın tabiatında var. Eğer bu duygu terbiye edilmezse, pek çok kötülüklere yol açar. O zaman ortaya, gözü doymayan tipler çıkar.
Şu hikâye tam da bu konuyu anlatmaktadır…
Bir zamanlar, mala mülke aşırı zaafı olan birisine şöyle denir:
-Akşama geri dönmek şartıyla, yürüyerek gidebildiğin yere kadar git. Hepsi senin olacak…
Bunu duyunca gözleri fal taşı gibi açılır. Büyük bir hırsla yola çıkar. Biraz daha, biraz daha derken, o kadar uzaklara gider ki…
Dönüşü kolay olmaz. Yetişmek için olanca gücünü harcar. Tam başlangıç çizgisine varacağı sırada yığılıp kalır. Bir tek laf edemeden oracıkta son nefesini verir.
Gözünü toprak doyursun, sözü her halde bu gibiler için söylense gerek…
Ne diyorlar?
Deveyi yardan atan bir tutam ottur…
Yine, az tamahın çok ziyan getirdiği de bilinmektedir.
Bazen bu hırslar, insanı insanlıktan çıkaran noktalara varabiliyor…
Meselâ insan sağlığı...
Çünkü sağlık, varlık yokluk meselesidir. Hayatta ondan ötesi yoktur. Onun için insan, bu yolda varını yoğunu vermekten çekinmez.
Öyle ya, insan can olmayınca canânı neylesin!
Bu gerçeği fırsat bilen kişi ve kuruluşlar, insanı soymak için akla hayale gelmeyen tuzaklar kuruyor.
İşte medyaya da intikal eden bir kaçı:
Önce korku, sonra hastalık, daha sonra da ilaçlar pazarlanıyor. Vatandaş hasta olmadığı halde kendisini ilaç almaya mecbur hissediyor. Bunun arkasında dünya çapında bir mafya ve çetenin olduğu açık.
Normal doğum yapacak kadınlar, sezaryen doğum yapmaya yönlendiriliyor. Sırf birkaç kuruş daha fazla kazanmak için…
Yine bazı sağlık kuruluşları, vatandaşı ya da çalıştığı kurumu sömürmek için, çeşitli hilelere başvuruyor. Sahte evraklar, şişirilmiş faturalar ve gereksiz şekilde hastanede yatırmalar…
Bu tip bekletişler, bebekler düzeyinde, ölümle bile neticelenebiliyor.
Siyasî hırslar da bir başka vahim durum!
Bunu anlamak için, seçim arifeleri eşi benzeri bulunmaz bir laboratuardır… Orada hilenin her türlüsünü görmek mümkün.
Bu uğurda pek çok samimî dostlar, hiç çekinmeden acımasızca birbirlerinin kuyusunu kazıyor.
Kısaca hayatın her alanında hırsına kurban giden insanlarla karşılaşmak mümkün…
Şüphesiz bunlar korkutuyor.
Şayet bundan kurtulmak isteniyorsa, kalplere Allah korkusunu yerleştirmek şart…
Başka bir tedbiri olan varsa, çekinmeden söylesin!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...