Bu içerikler Bekir Akkaya tarafından oluşturulmaktadır .İçeriklerin izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur.

9 Mayıs 2022

FIRINÖNÜ YAYLASI MESELESİ /Mehmet ARŞIN Yazısı

Fırınönü Yaylasını sanırım Fizmeliler, Kumrulular, Korganlılar, Niksarlılar bilirler.

1968-1969-1970 lerde Fırınönü Yaylasında, yayla sınırları yüzünden o günkü adıyla Sele, günümüzde ise Niksar ilçemizin Akgüney Köyü ile Fizmeliler arasında büyük olaylar yaşanmıştır.

Bu olaylara değinmeden önce Fizmelilerin Fırınönü Yaylasını nasıl sahiplendiklerine, buranın nasıl Fizmelilerin

Yaylası olduğuna bakalım.

Yaklaşık 150-200 sene önce Doğubeyazıttan bazı kalabalık aileler Fatsa, Korgan, Kumru istikametine göç ederler.

Bu ailelerden biri Efendioğulları biride Kahyaoğullarıdır. Maalesef diğer ailelerin isimlerini öğrenemedim.

Efendi oğulları kalabalık ve zengindirler. Binlerce küçük ve büyükbaş hayvanları vardır. Kahyaoğullarıyla birlikte Fizme Karapınar’a yerleşirler. Kahyaoğulları bir süre sonra Avluyanı ve Hemitli diye bilinen bölgelere yerleşir.

Efendioğulları devamlı artan hayvanlarını beslemek için geniş ve boş araziler arayışındadırlar. Bu amaçla yüzlerce hayvan ve çok sayıda çobanla yükseklere doğru yol alırlar. Birkaç çoban hayvanları otlatmak için, o zaman Niksarın Hosaf Köyüne ait olan Fırınönü Yaylasına kadar gelip, hayvanları yaymaya başlarlar. Birkaç Hosaflı ve çobanlar arasında çıkan tartışmada, çobanlardan biri öldürülür.

Olay duyulunca Halilefendioğullarından kalabalık bir gurup gelir.

Olayın zaptiyeye aksettirilmeden tatlıya bağlanması için Köyün ileri gelenleri, yayla topraklarının kan bedeli karşılığı olarak Halilefendioğullarına verilmesini teklif ederler. Anlaşma sağlanır, yaylanın artık yeni sahipleri vardır.

Halilefendiler zamanla komşularınında yaylaya çıkıp, küçük bir yayla evi yapmalarına, ekip dikmek için yer çevirmelerine ses çıkarmazlar. Komşular, komşunun komşuları, akrabalar,… derken Fırınönü Yaylası artık Fizmelilerin Yaylası olmuştur.

Ve yayla mevsiminde Karapınardan, Afulludan, Keşlikten, Çakıllıdan, Ezetliden, Avluyanından,… gidenlerle yaylada yaklaşık 200 hane oluşmuştur.

Fırınönü Yaylası Niksarın Akgüney (Sele) Köyüyle komşudur. Sınırı bazen bir dere, bazen bir tepe belirler.

Uzun süre huzurlu yayla mevsimleri yaşanır.

Taaki 1968 veya 1969 lara kadar.

Seleli komşular kendilerine ait olduğunu söyledikleri bazı bölgelere yulaf ekmeye başlarlar. Bazı fizmelilerde bu ekilen yerleri özel olarak çiğnemeye giderler. Gerginlik her geçen gün artmaktadır.

Bir gün Seleliler tarafından korkutma amaçlı silahlı saldırı yapılır. Tabii bunu duyan Fizmeliler durur mu?

Yapılan silah atışına karşılık yüzlerce mermi atılır. Selelilerin iddiaya göre Fizmelilerin topraklarına yaptıkları 11-12 ev içindeki eşyalarla birlikte yakılır, yıkılır. Tarlalar düz edilir.

Fizmede olayı duyan, tüfeğini, tabancasını, baltasını kapan Yaylaya akın etmiştir. Olay resmi makamlara iletilmiştir.

Ordu ve Tokat illeri Vali yardımcıları, Kumru ve Niksar Kaymakamları ve yetkili ilçe mülki amirleriyle köy Muhtarları bu yayla husumetini ortadan kaldırmak için Fırınönü Yaylasında buluşurlar.

Askeri haritaya göre Fırınönü Niksar sınırları içindedir. Fakat Fizmelilerin iddiası, o toprakların kan bedeli karşılığı Fizmelilere çok uzun yıllar önce bırakıldığıdır.

Seleliler başka köylerdende yaşlı ve toplum önderi kişileride şahitlik yapmaları için getirmiştir.

Kim olduğunu hatırlayamadım şimdi, ama Niksar civarının sayılı kişilerinden biride seleliler adına şahitlik yapmaktadır.

Fizmelilere verilen toprağın sınırının Keltepede bittiğini söyler.

O zaman Fizme muhtarı merhum Kazım Başlık’tır.

Yaylanın çevresinde tepe çoktur. Keltepe, Kargatepesi,…gibi.

Muhtar Kazım söz ister, derki “ bu Seleliler adına konuşan kişi yalan söylüyor, hiç bi şey bilmiyor. Mademki sınır Keltepeymiş, bize Keltepeyi göstersin. Böyle bir atak beklemeyen şahit donup kalmıştır.

Tabii Mülki amirler kendi aralarında durumu tatlıya bağlayıp, bir daha taşkınlıklar yapılmaması, ilk belirlenen sınırlara saygı duyulması konusunda halkı uyarmışlardır.

Tabii hepsini anlatmadığımız veya tam olarak öğrenemediğimiz bir çok yayla meselesinde muhtar Kazım Başlık başroldedir.

Mayıs 1970 te muhtar Kazım maalesef bir cinayet sonucu vefat eder. Bunu duyan seleliler, yaylayı ellerinden alan adam diye gördükleri Kazım Başlık’ın vefatına sevinmişlerdir. Ve bir süre sonra ufak tefek sürtüşmeler tekrar başlar.

1970 in yaz aylarından biriydi. Bende Halam Hatice Kahyaoğlu ile yaylaya gitmiştim. Yine Niksar ve Kumru heyetleri toplanacakmış yaylada.

Fizmede kimse kalmamıştı sanki her yer insanlarla doluydu. Sanki Türk-Yunan, Osmanlı-Rus Savaşına gider gibi gelmişti herkes.

Bu gerginliğin hiçte iyi olmadığını, ciddi olayların çıkabileceğini hesap eden yetkililer. Bu durumu muhtarlara köylerin ileri gelenlerine öncelikle anlatmışlardır.

Çok şükür, maddi hasarlar haricinde yürek yakan bir olay olmadan, yayla meselesi eskimiştir.

İşin güzel olan tarafı, o zamanlar birbirlerini düşman gibi gören insanlar, eğitim seviyesin artmasıyla bugün aynı ortamlarda buluşup, sohbet ediyor, eğleniyorlar.

Bu Memleket hepimizin, uğrunda dedelerimizin can verdiği topraklar için, birbirimizi üzmek bile ayıptır, günahtır.

Bu konu hakkında bilgilerini aktaran kişilere çok teşekkür ediyorum.

Mehmet Arşın /10.05.2022/ https://www.facebook.com/Fizme-com-287118448162331/ALMANYA

.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...