Bu içerikler Bekir Akkaya tarafından oluşturulmaktadır .İçeriklerin izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur.

29 Aralık 2009

Yılmaz İmanlık’tan Yeni Bir Hikaye Kitabı : Solmayan Hayaller Ressamı

Sitemiz yazarlarından Fizmeli Eğitimci Yazar Yılmaz İmanlık’ın yeni kitabı Solmayan Hayaller Ressamı Okuyucularla buluştu.

Hayallerin, Gerçeğin Hamuruyla birleştirilmesi sonucu oluşturulan Hikaye kitabının yazarı Yılmaz İmanlık’ın İlk şiir kitabı “Bir Gül Diktim Yüreğime Senden’le 1998’de çıktı.
2002 yılında ise “İkindi Şarkılarını Sana Bıraktım” ismini verdiği ikinci şiir kitabı yayınlandı.

Yılmaz İmanlık’ın değişik dergilerde şiir, öykü ve denemeleri yayımlanmaktadır .Bunlar arasında Türk Dili, Bilim ve Aklın Aydınlığında Eğitim, Yeni dünya, Yediveren, Erguvan,Genç Adım,Gökçe,...önde gelen isimlerdir.


26 Aralık 2009

Ordu İmam Hatip Liseliler Grubu Üzerine /Bekir AKKAYA

1999 yılından bu yana internetle çok içli dışlı olmama rağmen FACEBOOK’ta Ordu İmam Hatip Lisesi Mezunlarının grubunu yeni keşfettim. Daha doğrusu facebook’u ben yeni keşfettim.
Baştan şunu belirtmekte fayda var. Facebook muhteşem bir şey. Önceleri bu konuda pek

20 Aralık 2009

Metin Pile : Okullara Yardım Kampanyası Başlattık

DEĞERLİ ZİYARETCİLERİMİZ

Ankara’da Mali Müşavir olarak görev yapan sitemiz yazarlarından ve www.fizmeli.com sitesinin editörü Metin Pile Fizme’de bulunan okullara yardım kampanyası açtıklarını ifade eden bir açıklama gönderdi. Açıklama

Sayın Bekir Akkaya,

Malümunuz üzere www.fizmeli.com adlı bir sitemiz var. Orada zaman zaman değişik aktiviteler düzenliyoruz. Şu andaki aktivitemiz fizme de bulunan yedi okulumuzun ihtiyaçlarını karşılamak için kampanya düzenlemek oldu. Bu amaçla okul müdürlerimizle irtibata geçtik ve ihtiyaç listelerini onlardan alarak sitemizde yayınladık. Bu amaçla ben ve Mustafa OMMA Ankarada, Zekai ALIR İstanbul da değişik kuruluş ve iş adamları ile görüştük,

Haddini aşmak /Prof.Dr. Abdullah ÖZBEK

Kendisini ilgilendirmeyen işlere karışan, olduğundan fazla görünme yoluna giden kişi ve kuruluşlar, hem kendilerinin hem de başkalarının başına dert açar.


Bu konuda şu hikâye pek meşhurdur…

Bir gün bir kurbağa, derede su içen bir inek görür. Bir kendisine, bir de ineğe bakar. “Ne kadar da heybetli… Ben de öyle olabilirim” diye düşünür.

Bu iş için bir yeteneği de vardır…

Kendisini şişirmek!

11 Aralık 2009

Celile Saygı'yı Tanıyalım /Ekrem SAYGI

CELİLE NİNE 101 YAŞINDA 10 ARALIK 2009 PERŞEMBE AKŞAMI SON YOLCULUĞUNA UĞURLANDI. KENDİSİNE YÜCE MEVLADAN RAHMET DİLİYORUM.
YAKLAŞIK DÖRT YIL ÖNCE İDİ CELİLE NİNE İLGİLİ BU SÖYLEŞİYİ YİNE BU SAYFA DA SİZLERLE PAYLAŞMIŞTIK. İŞTE CELİLE NİNE İLGİLİ 4 YIL ÖNCEKİ SÖYLEŞİMİZ.

3 Aralık 2009

Aynaya bakmak /Prof. Dr. Abdullah ÖZBEK

Geçtiğimiz günlerde Avrupa’nın ortasında, medenî olarak bilinen İsviçre’de bir referandum yapıldı.
İçlerindeki Müslüman azınlığın ortak ibadet mahalli olan camilerin yanına minare görmek istemiyorlardı.
Gerekçelerini de açıkça söylüyorlardı…
Onlara göre minare, bir hâkimiyet, fetih ve şeriat sembolüydü… Bu iddia, toplumu korkutmaları için yeterliydi.
Zaten içlerinde yeteri kadar korku üretilmişti. En başta İkinci Viyana Kuşatması, şuur altlarında hep devinip durmaktaydı.

7 Kasım 2009

Aklın yatması şart /Prof. Dr. Abdullah ÖZBEK

Bir gün bir filozof, küçük oğlu ile birlikte çamurlu bir yolda yürüyormuş. Bu durumu gören bir arkadaşı, çocuğu bir an önce çamurlu sudan çıkarmasını, yoksa üşüteceğini söyler.
Filozofun cevabı ise şudur…
-Bunu ben de biliyorum… Yalnız onu buradan çıkarmanın bir faydası yok. Ona, bu çamurlu sudan çıkmayı arzu ettirebilmek için ne yapmam gerektiğini düşünüyorum.
Burada anlatılmak istenen şu olsa gerek…
Hatasını, hastalığını ve problemini kabul etmeyen kişiye hiçbir zaman kalıcı yardım yapılamaz…
Bu konuda şu atazözleri de oldukça anlamlıdır…

21 Ekim 2009

Derya Yıldırım'ın Mesajı Yankı Buldu-İşte O Mesajlar/ Bekir AKKAYA

İŞTE HACI EMİN PAYATIN ADI KUMRUDA BİR SOKAK ADI OLSUN HABERİNE GELEN İLK YORUMLAR

Değerli Büyüğümüz Hacı Emin Payat’ın vefatı ile ilgili yaptığımız haber üzerine yüzlerce mesaj aldık. Bu mesajlardan Derya Yıldırım’ın mesajı bizimde dikkatimizi çekti. Ve ilgili mesajda Derya Yıldırım kısaca “HACI EMİN PAYATIN ADI KUMRUDA BİR SOKAK ADI OLSUN” diyordu.
Bizde bu mesajı sitemiz Kumru Haber’de manşete taşıdık. İşte birkaç saat içersinde okuyucularımızdan gelen mesajlar. Kısaca haberi okuyan tüm Kumrulu ve Hacı Emin Payat’ı tanıyanlar” HACI EMİN PAYAT İSMİNİN KUMRU’DA BİR SOKAK ADININ OLMASININ ÇOK YERİNDE BİR DURUM OLACAĞI”

Hacı Emin Payat Adı Yaşatılsın/ Bekir AKKAYA

Kumru için, Ordu için bu kadar fedakarlık yapmış kendinden çok Kumruyu düşünmüş bir insan olan Hacı Emin Payatın umarım Kumrunun bir sokağına değerli büyüğümüzün adını vermeyi çok görmezler. Sadece sözde değil bazı şeyler birazd

-------------------------------------------------------------------------
Vefat eden Kumrumuzun çok değerli insanı Hacı Emin Payat’la ilgili sitemize gelen yüzlerce mesajın içersinde Derya Yıldırım okuyucumuzun gönderdiği şu mesaj bizim açımızdan da çok önemliydi. Derya Yıldırım “ Hacı Emin Payat’ın isminin Kumru’da bir sokağa verilmesini talep ediyordu. Ben de aynı düşüncedeyim.

Bilinçli olmaya var mısınız? /Prof. Dr. Abdullah ÖZBEK

Toplumda bir şeylerin ters gittiğinden söz edenler, bunun düzeltilmesi için “halkın bilinçlenmesi” gerektiğini söylüyor… Ama bunun nasıl olacağı konusunda pek kafa yoran yok…
Diyelim ki, yolsuzluğun ve uyuşturucunun önlenmesi konusunda insanlar bilinçlendirilecek… Nasıl olacak bu iş?
Burada öncelikle, insanın iki temel gücü olan “fayda ve zarar” duygusu harekete geçirilmelidir. Çünkü insan yaratılış itibariyle, faydalı gördüğü şeye yönelir; zararlı gördüğünden de kaçınır.
Şimdi soralım…
Yolsuzluktan kim zarar görür?

29 Eylül 2009

AŞK-I MUHABBET VE VEFA / METİN PİLE

Hani bir söz vardır. Gönül, ne kahve ister, ne kahvehane, gönül sohbet ister kahve bahane.Aşk-ı muhabbet, etmek dostlarla, yarenlik yapmak, anayla babayla, sevgili ile. Sevgiliye muştular sunmak. Uzaklardan sımsıcak aşk-ı muhabbetle. Dertleşmek, uzakları yakın etmek. Ucu yanık nameler düzmek yare. Bunlar için eskiden mektup yazılırmış, hasret kokan, özlem dolu, mektuplar. Gönül nameleri yazıya dökülürmüş, siyah zümrüt gibi mürekkep taneleri ile. Şimdi ders kitaplarında kaldı, bu edebi mektuplar. Ankesörlü telefon, cep telefonu derken interneti tanıdık. Gönlümüz dostlarla muhabbet istiyor. Mektup ta, telefon da internet de

Akılsız başın cezası / Prof. Dr. Abdullah ÖZBEK

Sağ bacağı kökünden kesilmiş. Parmaklarının çoğunun yerinde yeller esiyor. Yatağa mahkûm…
Kalkıp oturmasına, ihtiyaçlarını görmesi için lavabo, tuvalet ve banyoya gitmesine, akülü arabasına binmesine kim yardımcı oluyor, dersiniz?
Kim olacak?
Genelde hanımı…
Bir dokun, bin ah işit!
Derdi dağlardan ağır. Evin bütün yükü onun sırtında… Öyle ya, onca çocukları doğur, büyüt; bağı bahçeyi ekip dik… Sadece dişi kuş değil, erkek kuş da ol… Kışta kıyamette sırtında odun taşı… Sırf ocağını tüttürmek için…
Ya kocası?

8 Eylül 2009

MERHABA/LALE TÜRKOĞLU

Üç aydır yazılarıma ara verdim.

Her yıl haziran ayında çıktığım tatil çok uzun görünse de yine çarçabuk geçti.

Atalarımız “Tebdil-i mekanda ferahlık vardır” demişler. Biraz tatil sarhoşu olsam da iyi oldu benim için. Aslında eşe dosta da kapımız açıktı.

Yirmi yıldır gittiğim Mersin - Erdemli Limonlu’ da bulunan sıradan bir deniz evi bizimki. Hem Limonlu’ nun denizi başka yerlere benzemiyor. Temiz, düzgün, sıcak. En az yılda beş
– altı ay mevsimi oluyor, Akdeniz’in. Kışın yorgunluğunu ilk günlerde üzerimden atmaya çalıştım. Uzun yıllar aynı yere gittiğim için eş, dost çok.

7 Eylül 2009

Hem vali hem adam olunur mu?Prof. Dr. Abdullah ÖZBEK

Binlerce yıl içersinde oluşmuş önemli değerlerimiz vardır. Bunlar ayni zamanda, bizim eğitim felsefemizin, yani insan yetiştirme amacımızın temelini oluşturur.
İşte bir tanesi…
Adam olmak!
Adam olmak, “önce insan olmak” demektir…
Bunun halk arasında dolaşan şöyle bir hikâyesi de vardır:
Bir zamanlar bir baba oğluna, bazı hareketlerinden dolayı, “Bu gidişle sen adam olamazsın” dermiş.
Bu söz oğlunun içine öyle işlemiş ki… Ne yapıp yapıp babasını utandırmak için geceli gündüzlü çalışarak bir beldeye, halkın bildiği cinsten bir vali olmuş…

31 Ağustos 2009

Kumru'nun Gözdesi Erçallar /Bekir AKKAYA

Doğduğumuz yer olmasına rağmen, 1986 yılından bu nedeniyle geldiğimiz ilçem Kumru doyduğumuz yerde oldu görevim yana. Bizim meslekte çevre araştırması bir zorunluluktur. Nerede görev yapıyorsanız oranın tüm yönlerini araştırarak dosyanıza koyma zorunluluğu da vardır. Bundan 20 yıl önce Başlangıçta bu nedenle İlçemiz Kumru'yu her yönüyle ve geniş bir şekilde araştırma niyetimiz zaman zaman Kumru ile ilgili araştırma yazılarını da ortaya çıkardı. Bugün de aynı çalışmaları dünden bugüne yapmaktan hala işin doğrusu büyük bir keyif alıyorum.Erçalları özellikle de İsmet Erçal'ı tanımam yirmi yıl öncesine dayanır. Ya Ya da Düz Oba'nın çayırıdır Kuş Kayası Tepesi "Derviş dervişi tekkede" misali, İsmet Erçal'la buluşmalarımız ve ilk tanışmamız. Ismet Erçalla ilgili 1987 yılında Ordu Haber Gazetesi'nde "Televizyoncuları Peşinden Koşturan Bir

30 Ağustos 2009

Erikçeli'de Sıla-i Rahim Günleri Üzerine /Bekir AKKAYA

25 Temmuz 2009 Cumartesi günü birkaç yıldır yapılan Kumru-Erikçeli Mahallesi “Sıla-i Rahim Günleri” adı altında düzenlenen proğrama bende davetli idim. Birkaç yıldır hiçbir davete katılmadığım halde bu proğrama özellikle katıldım. Önceki yıllarda da gittiğim bu bu proğramla ilgili kısaca bilgi vermek istiyorum.
Yurdun değişik yerlerinde bulunan ve özellikle de İstanbul’da yaşayan birkaç Erikçeli Köylüleri yılda bir kez de olsa köylerinde bir araya gelerek hem eski çocukluk günlerini yaşamak, köylerinde bulunanlarla bir araya gelmek ve görüşmedikleriyle hasret gidermek amacıyla bir proğram yapmayı düşünerek uygulamaya koymuşlar. Bunu son birkaç yıldır uyguluyorlar. İşte 25 Temmuz Cumartesi günü de bu amaçla tüm köylüler Erikçeli İlköğretim Okulu’nun hemen yanında bulunan Erikçeli Merkez Caminin yanında bir araya geldiler.

KUL MUSUNUZ? EFENDİ Mİ? / BEKİR AKKAYA


Bilinç altında kendi ile ilgili bir yer edinmişlik vardır insanlarda. Ya efendidir ya da köle. Bu ikisinin arasındakilerin varlığı ile yokluğu pek önemli değildir.
Bu konumun yan besleyicileri vardır. Bir hedef belirlemiş, birilerini örnek olarak almışsınızdır. Efendi ya da köle olmak için öncesinden yaşanmış hayatlarda size büyük ölçüde yardımcı olur. Çevredekiler yanlış ya da doğru sizi efendi ya da köle olmaya zorlar. Ya da ikisi arasında bulunmaya.
Belli yaşlardan sonra yaşantının doğruluğuna ya da yanlışlığına bakılmaksızın o sizin hayatınız, sizin karakteriniz olur. Sizden doğanlarda nesiller boyu sizi taklit ederek ölene kadar ya köle ya da efendi olarak kalırlar.

RAMAZAN AYI/ YILMAZ ALIR


Efendimiz [s.a v.] min üç aylar yaklaştığında,

^^Allah’ım, bize Recep ve Şaban-ı mübarek kıl ve bizi Ramazana ulaştır ^^ diye dua ettiği,

Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu da Cehennem’den kurtuluş olan Ramazan ayına girmiş bulunuyoruz.

Ramazan-ı şerif ayı, Peygamber [s.a.v] efendimizin bildirdiğine göre,

MODERN VE MÜSLÜMANIM / BEKİR AKKAYA

Tam olarak ifade edemediysem de zaman zaman ilimlerine ve takvalarına güvendiklerimle bir yolunu bulup aşağıdaki düşüncelerimi az da olsa paylaşmışımdır. Karşımdakilerin böyle bir kafa karışıklığı ya da rahatsızlıkları olmasa da ben cidden kendi yaşantımdan hep rahatsız olmuşumdur. Net olarak ne kafa karışıklığımı ne de sorduğum sorunun cevabını tahmin edebilmekteyim. Bu yazıdaki olumsuzluklar belki de benle ilgili olup, benim dışımdakiler açısından hiçbir geçerliliği de yoktur. Bu nedenle de yazımın asıl muhatabı yine kendim olup, bir noktada bu yazı kafa karışıklığımı sizinle bu yazı vasıtası ile paylaşmak olacaktır. Hepsi bu kadar.

Cennetin Kestirme Yolu : Gıybat / Bekir AKKAYA

Bundan 36 yıl önce yazdığım notlar elime geçti. O yıllar okuduğum kursta 150 arkadaşla birlikte aynı kovuşu paylaşıyorduk. O yıllarda beraber olduğum arkadaşlarla ilgili kısa kısa notlar tutmuşum. Akıllı, zeki, abdal, kalleş, saf ve ispiyoncu gibi.
Bu yakıştırmalardan ben hangisiyim diye kendime hiç sormamışım. Yine on yıl aradan sonra yatılı okuduğum okulun son sınıfında bulunan üç sınıftaki arkadaşlarla ilgili de aynı notları karalamışım. Hem de fotoğrafları bulunan albümün üzerinde. Bu benim değerlendirmelerimin hiç birinden benim arkadaşlarımın haberi yoktu. O günlerde bunu neden yapmışım bilmiyorum.

El ağzına bakmak../Prof. Dr. Abdullah ÖZBEK

Nasreddin Hoca bir gün ev yaptırmaya karar verir. Hemen uygun bir yere temel eştirir.
Yalnız bu arada, gelip geçenlerin her biri kendince bir şeyler söyler…
-Yahu Hoca! Kapısını şuradan aç… Pencerelerin eni boyu şu kadar olsun… Bacaları oralara koy… Mutfağı şuraya yerleştir… Banyo ve tuvalet şuraya uygun düşer…
Bu “görüş bildirme” işi günlerce devam eder…
Hoca bu yüzden, bir türlü eve başlayamaz. Ama canı iyice sıkılır.
Bu işin yazı var kışı var, ustası var hastası var… Ne olacaksa, bir an önce olmalı…
Bir gün ilân vererek bütün konu komşuyu toplar ve şöyle bir açıklama yapar:
-Komşular! Haberiniz olsun, eve başlıyorum. Şimdi kim ne diyecekse desin!
Hoca burada ne yapıyor?
Aslında bir iş yaparken plânı ve projesi var. Başkalarını dikkate de alıyor. Biliyor ki, akıl akıldan üstündür…
Fakat bu yöntemi uygularken,

27 Ağustos 2009

RAMAZAN AYI/ YILMAZ ALIR

Efendimiz [s.a v.] min üç aylar yaklaştığında,

^^Allah’ım, bize Recep ve Şaban-ı mübarek kıl ve bizi Ramazana ulaştır ^^ diye dua ettiği,

Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu da Cehennem’den kurtuluş olan Ramazan ayına girmiş bulunuyoruz.

Ramazan-ı şerif ayı, Peygamber [s.a.v] efendimizin bildirdiğine göre,

BİR DOSTA DAİR/YILMAZ ALIR

Kendisiyle internet vasıtasıyla tanıştım..

Tanışmamıza FİZME.COM sitesi vesile oldu

Benim KUMRU HABER sitesinde yazmamı da kendileri istedi.

İzine gelmesiyle yüz yüze görüşme fırsatı bulduk…

İnsanlar elbisesiyle karşılanır, sohbetiyle uğurlanırmış ya, sohbeti çok hoştu…

BERAT GECESİ/ YILMAZ ALIR

Şaban ayının on beşinci gecesi Berat gecesidir..

Berat sözlükte, bir zorluktan kurtulmak, bağışlanmak ve beri olmak anlamına gelmektedir…

Bu gece, değişik adlarla da anılmaktadır;

Bu geceye, bereketli ve feyizli bir gece olması sebebiyle 'Mübârek';

Kulların günahlarının affolunması ve temize çıkmaları sebebiyle 'Berâet';

FİZME SEVGİSİ/YILMAZ ALIR


Her ülkenin iftihar edeceği,gurur duyacağı bir ili…

Her ilin bir ilçesi..

Her ilçenin de bir beldesi vardır bu manada..

Hiç şüphesiz ki, Fizme Beldesinin de ayrı bir yeri vardır Kumru için..

Bizler için de öyle değil mi..?

Nasıl olmasın ki..

YARGI/YILMAZ ALIR

Açıkça konuşmak gerekirse yargı, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından yıpratılıyor.

Yargı kendi ayagına kurşun sıkmış durumda..

Bin beş yüz yargıçla savcının atamalarını belirleyecek olan, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, atamaları tıkadı..

Haziran sonunda çıkması gereken karar hala çıkmadı..

DOGU TÜRKİSTAN / YILMAZ ALIR

Acının ve gözyaşının eksik olmadıgı, Dogu Türkistan Uygur Türkleri’nin tarihine bir göz atacak olursak..

M.Ö. 8. inci asra kadar uzanan tarihiyle…

İskitlere, Hunlara, Göktürklere, Karluk ve Karahan İmparatorluguna beşiklik yapmıştır..,

1 Milyon 824 bin 418 kilometrekarelik yüzölçümüyle..

12 Temmuz 2009

VE TESELLİ...(ŞİİR) Mustafa KARAOĞLANOĞLU (BABA MUSTAFA)

Olmadık bir şey yok dünyada.
Elbet erer herkes murada
Ben askerde sen sılada
Yeter ki gönüller bir olsun

*****
Belli değilmiydi kararın
Bilirisn seni çok severim
Anandan babandan sorarım
Yeter ki gönüller bir olsun
*****
Üzülmeye gelmez bu şeyler
Dur başa neler gelir daha neler
Belki de yok bizde şans kader
Yeter ki gönüller bir olsun.
*******
Bugün olmazsa yarın olur
Belki mahşere bile kalır
Bekleyelim sonu iyi olur
Yeter ki gönüller bir olsun.
*******
İstermiydim hiç böyle olsun
Göz yaşlı boyun bükük kalsın
Hep ümitler yarıda kalsın
Yeter ki gönüller bir olsun.
******
Belki de böyledir kaderim
Böyleyse ben neylerim
Belki elbette Allah kerim
Yeter ki gönüller bir olsun...
Mustafa KARAOĞLANOĞLU (BABA MUSTAFA)

24 Haziran 2009

Muhtaç Öğrencilere Yuva : Kumru Hoşgörü Merkezi (Foto Tanıtım)

Kumru’da uzun yıllar öğretmenlik yapan Emekli Öğretmenlerimizden Necdet Sunma emekli olmadan önce uzun bir süreyi eğitime muhtaç öğrencilere yönelik yapmış ve birkaç yıl öncede emekliye ayrılmıştı. Emekliye ayrıldıktan sonrada birikimlerini ve çalışmalarını Fatsa’da Özel Eğitime Muhtaç Öğrencilere yönelik bir kurumda sürdürmüştü. Aldığımız bilgiye göre Fatsa’da Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi olarak üç kurum bulunmakta ve Fatsa’da bulunan bu eğitim kurumlarına Kumru’dan 70 özürlü öğrenci gitmektedir. Bu 70 öğrencinin Fatsa’ya gidiş ve gelişi gerek çocuklar açısından ve gerekse çocukların aileleri açısından hayli zor bir durumdur. Ya Kumru merkez ve köylerinde özürlü olup ta kaderine terk edilmiş çocuklarımızın sayıları şu anda pek bilinmemektedir. Şöyle denilebilir. “Biz Kumrulular olarak doğru dürüst özürlü olmayan çocuklarımızın eğitimlerine bile pek önem veremiyoruz. Özürlü çocuklarımızın eğitimleri pek de önemli değildir.” Aslında bu cümleyi kurmadan önce özürlü çocuğu olan bir anne babaya bakmak gerekir ki, böyle düşünmenin ne kadar yanlış olduğu ancak o zaman anlaşılır. Şahsen bana göre eğitim ve tüm hayatımızın geçtiği alanlar özürlüler hesap edilerek ele alınmalı, erkek çocuklardan daha çok kız çocuklarımızın eğitimlerine önem verilmelidir. Tüm özürlülerimiz de bir şekilde mutlu edilmelidir. Dikkat edilirse savaşlarda korumasızlar, özürlüler, kadınlar ve çocuklar her kesimce koruma altındadır. Ve devlet olmanın en büyük özelliklerinden birisi ise yetimlerin, kimsesizlerin, kadınların, özürlülerin, daha doğrusu masumların haklarını koruma altına almak olarak bilinir. Bütün dinlerde ve her türlü devlet anlayışında bu yapılanma kaçınılmazdır. Yine dikkat ederseniz son zamanlarda Devletimiz olması gerekenleri adım adım gerçekleştirmekte ve özürlülere ve yoksullara eğitim ve sağlık gibi durumlarda yardımlarını ve desteklerini her gün artırmaktadır. Bizim köklü bir aile yapımız vardır. Aile bizim için kutsaldır. Ve ailenin güç yetiremediği durumlarda şükrolsun devletimiz elini uzatmakta yediden yetmişe tüm bireylere maddi ve manevi yardım elini uzatmaktadır. İşte Kumru’muzda 20.06.2009 tarihinde Valilik oluru ile özel eğitime muhtaç olan tüm bireylere yönelik bir eğitim kurumu hizmete girdi. Bu kurum Kumru’da bir ilk. Emeği geçenleri yürekten tebrik ediyorum. Kumru Hoşgörü Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nin kurulma düşüncesini Emekli Öğretmenlerimizden Necdet Sunma bugüne kadar yoğun bir gayretle çalışarak hayata geçirdi. Birkaç yıldır çalışmalarından haberdar olduğum meslektaşım Necdet Sunmayı Kumru Hoşgörü Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nde ziyaret ettim. Kendimin de bir özürlü olması nedeniyle bu eğitim yuvasının Kumru’da açılması beni son derece mutlu etti. Son derece modern bir binanın dört katında hizmet verecek olan Kumru Hoşgörü Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi üç ortak tarafından hayata geçirilmiş. Ortaklardan birisi Kurucu Temsilci Müdür Eğitimci Nectet Sunma, İnşaat Mühendisi Şakir Karaoğlanoğlu ve İş Adamı Kadir Dervişoğlu. Kurucu Müdür Necdet Sunma bütün birimleri hem bana gezdirdi ve hem de geniş bilgi verdi. " Kurumlarında şimdilik 12 personel bulunduğunu ve bir servis aracının olduğunu” söyledi. Nilgün Uçgül’ün Müdür olduğu Kumru Hoşgörü Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nde İşitme Engelliler Öğretmeni, Zihinsel Engelliler Öğretmeni, Otistik Bireyler Eğitim Öğretmeni ve bir psikolog bulunduğunu ifade eden Necdet Sunma iki de Okul Öncesi Eğitimi için öğretmenleri olduğunu söyledi. Kurumlarının 0-3, 6-12 ve 18 yaş ve üstü her özürlüye yönelik eğitim verildiğini ifade eden Necdet Sunma “240 özürlü öğrenciye aynı anda eğitim verebildiklerini ve bu eğitimler için ise ailelerden hiçbir ücret alınmadığını” söyledi. Kumru Merkez dahil tüm köylerde bulunan özürlüler için servis aracının hizmete girdiğini ifade eden Müdür Necdet Sunma “ Aileler kurumumuzdan bilgi alabilirler. Özürlü aileler bize geldiklerinde her türlü rehberlik yapılmakta ve hiçbir durum için ücret alınmamaktadır.” Diyerek, Kumru Hoşgörü Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’ne her yaştan özürlü çocuklarını kayıt yaptırmak isteyenler Fatsa’dan alacakları raporla bize müracaat edebilirler.” Dedi. Necdet Sunma :”Kurumumuza geldiklerinde biz onları yönlendiriyoruz. En az %20 oranında özürlü olan herkes eğitim kurumumuza kayıt yaptırabilirler. Bunun için Fatsa RAM’a gidiliyor. Gidiş gelişler ücretsiz olup Fatsa Devlet Hastanesinde alınan en az %20 oranındaki heyet raporunu Fatsa Rehabilitasyon Merkezine götürülüp öğrenci orada tanılama ve performans tespitinin ardından aldıkları evrakı kurumumuza getirip bize kayıt ettirmeleri kâfidir. Ayrıca herkesin Kumru Hoşgörü Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi psikolog’ndan ücretsiz hizmet alabileceğini söyleyen Kurucu Müdür Necdet Sunma açılış töreninin de yakında yapılacağını ifade etti. Kumru Hoşgörü Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nin tüm birimlerini tek tek gezdim. Gerçekten son derece modern. Grup ve bireysel olarak özürlülere verilecek eğitim odalarında her şey düşünülmüş. Başta meslektaşım Necdet Sunma olmak üzere Mühendis Şakir Karaoğlanoğlu ve Kadir Dervişoğlu’na teşekkür ediyor, Kumrumuza, Kumru Hoşgörü Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi hayırlı olsun.” Diyorum. Aman Özürlülerimize sahip çıkalım…Bekir AKKAYA/KUMRU HABER /KUMRU

13 Haziran 2009

BİNLERCE KUMRULU KEMERBURGAZ PİKNİĞİNDE BULUŞTU



- BİNLERCE KUMRULU KEMERBURGAZ PİKNİĞİNDE BULUŞTU
- KEMERBURGAZ'DA DÜZENLENEN GELENEKSEL PİKNİK ŞÖLENİ, KUMRULULARI BİR ARAYA GETİRDİ
İstanbul Kumrulular Kültür ve Dayanışma Derneği'nin Kemerburgaz'da düzenlediği geleneksel piknik şöleni, binlerce Kumrulu'yu bir araya getirdi.

29 Mayıs 2009

Kumrulular Derneği Piknik Afişi /2009


Basınımızın Güzide Mensupları, Derneğimizin her yıl geleneksel olarak düzenlemiş olduğu 'GELENEKSEL KUMRULULAR PİKNİK ŞÖLENİ' 7 Haziran 2009 Pazar Saat:12.00'da FATİH ÇEŞMESİ MESİRE YERİ Bahçeköy yolu üzeri, Kurudere Mevkii KEMERBURGAZ - EYÜP / İSTANBUL adresinde gerçekleştirilecektir. Bu etkinliğimizde siz değerli basın mensuplarını da

24 Mayıs 2009

Ordulular Kuran-ı Kerime Doydu...Cemal Çaya Umre Yolcusu



Çekiliş sonunda biri Fatsadan ve biri Kumru &8211; Fizme Karapınar Mahallesinden Emekli İmam Cemal Çaya çekilişte bedava Umre Ziyareti hakkı kazandı.

Anadolu Gençlik Derneği Ordu Şubesi tarafından Karadenizde bir ilk olan Ordu Şehir Stadyumunda 23 Mayıs Cumartesi Saat 20’00’de başlayıp gecenin

ORDULULAR HANGİ İLDE YAŞIYOR


HANGİ İLDE NEKADAR ORDU’LU HEMŞEHRİMİZ YAŞIYOR.

Ordu ili nüfusuna kayıtlı 675.950 kişi Ordu da yaşarken 459.359 kişi İstanbul, 48.947 kişi Ankara, 37.371 kişi Samsun ilinde yaşamaktadır. Bu illeri sırası ile Kocaeli, İzmir, Tekirdağ ve Bursa illeri takip etmektedir.
Diğer illerde yaşayan Ordu ili nüfusuna kayıtlı vatandaşlarımız aşağıda tabloda gösterilmiştir. (Bu Araştırma Fatsa Nüfus Müdürü Murat Süsün Tarafından hazırlanmıştır...Bilgiler 2009 yılı resmi kayıtlarıdır...Bekir AKKAYA/KUMRU

19 Mayıs 2009

Kumrulular Derneğinden Geleceğe Yol Çizme


18 Mayıs 2009 Salı akşamı İstanbul Kumrulular Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Derneği’nin Bağcılardaki merkezine Kumru Belediye Başkanı Ticabi CİVELEK bir ziyarette bulunarak kumrulu hemşerileriyle hasret giderdi. Bu toplantıya başta Dernek Başkanı Av.Gökhan TARAN, Yönetim Kurulu üyelerinden Cafer Şengör, Abdullah

11 Mayıs 2009

ALLAH MUHABBETLERİNİ ARTIRSIN


Onlar farkında olmadan bir iki fotoğraf çektim. Daha sonrada kendilerine yönelerek “Bu muhabbetinizi okuyucularımla paylaşmak istiyorum.” Diyerek bu fotoğrafı sizler için çekmiş oldum.

Kumru dışında Kumrulu olmak sizlere ne kadar anlamlı ise Kumru’da da Fizmeli olmak o kadar bana göre anlamlıdır.
Fizme Kumru’nun bundan 15 yıl öncesinde Aşağıdamlalı ve Yukarıdamlalı olarak bilinen en çok nüfusa sahip önemli iki köyü idi. Bugün ise bu iki köy Fizme ve Yukarıdamlalı

6 Mayıs 2009

KUMRU’DA İNŞAAT PATLAMASI YAŞANIYOR (FOTOĞRAF HABER)



Tüm Türkiyede inşaat alanında yaşanan olumsuzluklara rağman İlçemizde inşaat sektörü geçtimiz 2008 ve içinde bulunduğumuz 2009 yılında adeta en güzel günlerini yaşıyor.
Krin olumsuz yanlarının olmasoına rağmen inşaat sektöründeki bu gelişme Kumru ekeonomisini de olumlu etkiliyor.

5 Mayıs 2009

Mustafa Karaoğlanoğlu (Baba Mustafa)'dan Şiirler /Bekir Akkaya




MUSTAFA KARAOĞLANOĞLU (BABA MUSTAFA)NIN ŞİİRLERİNİ YAYINLIYORUZ/BEKİR AKKAYA


BABANIN YERİ LOKANTASININ SAHİBİ BABA MUSTAFANIN ŞİİRLERİ. KENDİSİNE ALLAH RAHMET ETSİN...


Elimde yaprakları solmuş ve bir o kadar özenle korunmuş bir defter var. Defter deri ciltli olup kapağı çevirdiğinizde ilk sayfasında bir asker fotoğrafı. Hemen fotoğrafın altında lale resimleri yapılmış bir yazı “ŞİİR DEFTERİ”

4 Mayıs 2009

Kelebek Filmi Üzerine (Film)/ Bekir Akkaya

Kendim için boş bir zaman ayırır ara sıra ya bir tiyatroya ya da bir sinemaya giderim. 02 Mayıs Cumartesi günü de izlediğim bir haber üzerine Ordu’ya “KELEBEK” filmi için gittim.
Çocuklarımla birlikte yaklaşık iki buçuk saat süren filmi izlediğimde beklediğimin çok ötesinde bir filmle karşılaşmam benim için çok faydalı oldu. Salondan çıktığımda yıllarca kafamda oluşan bir çok soruya da cevap bulmuş oldum.
“Kurtlar Vadisi Irak” filminden de etkilenmiştim. Hatta bu filmi tam dört kez izleme ihtiyacı hissetmiştim. Bu filmi ise işin doğrusu birkaç kez daha izleme niyetindeyim.

ANAFEM VELİLERİNDEN FAKİR ÖĞRENCİLERE KERMES



Kumru ANAFEM DERSANESİ bayan veliler tarafından muhtaç öğrencilere yardım amacıyla KERMES düzenlendi.
Kumrulu bayanların uzun bir zamandır evlerinde hazırlamış olduğu çeyizler, yatak takımları, giyecekler ve yiyecekler Kumru Belediye Binasının altında bulunan salonda satışa sunuldu. Halkın beğenisine sunulan birbirinden güzel çocuk takımları ve oda takımlarının büyük