29 Kasım 2007

İnsanlığımdan Utandım! /Bekir AKKAYA

Yapılanlar insanın yanına “kar” olarak kalmalı mıdır? Ya da kalır mı?



Bizim inancımızda kesinlikle kalmaz! Bazı olumsuzluklar “ değişik nedenlerle” sır olarak kalsa da, gün olur kabak gibi ortaya çıkar. Ya da kabak gibi siz ortadasınızdır. Söylemleriniz ya da eylemlerinizin bir de şahidi ortada ise sizin varlığınızın adından bile söz etmek mümkün değildir. Böylelerinin bırak kişiliklerini, kendi varlıkları bile tartışma konusudur.



“Dün dündür, bugün bugündür.”





Siz bu cümleye inana durun, durum hiçte böyle değildir. Nasıl bir güzelliğe başladığınızda bütün kainat size yardımcı oluyorsa, bir fitne ve fasatın içinde yer almanız, ya da bir kötü fiil işlemenizde de bütün kainatın laneti sizinle beraber olur.



Söz konusu insanlıksa, hayvanlarda bile garipsenen davranışlar ve her günkü gidip gelmeler sizleri çukurunda aşağısında olmanızın bir göstergesidir.



Yıllar öncesinde “sinli-Keflı” necasetle gıdalananlar, şimdilerde küfrettiklerinin ayaklarını ……yalıyorlarmış. İnsan denen varlığın bu kadar aşağıda duruş sergilemesini benim gibiler anlamakta güçlük çekiyor. Ya bizim gibiler bu hayat şekline alışık değiller ya da hayatın kendisi böyle.



Bizim gibiler bir şeyin farkındadır. Doğduğundan bu yana leşle beslenen yaratıkların ve leşten ve pislikten beslenenlerin giydikleri gömlekler onların ağızlarının pisliklerini gidermez. Dişlerindeki kanları gizleyerek ulaştıkları nimetlerin sahiplerini kemirmeleri bir gün gelir onlarında gebermelerine neden olur. Kara bir gömleğin içindeki boynuzlunun gebermesi bütün kainatın da bayram yapmasına vesile olur.



Duyarlı insanların çevresinden beklediği aktif olarak iyilik içersinde kalmaktır. Pasif iyilik ya da merhametle yaklaşılarak hep olumlu düşünme en çok kan emicilerinin ve kanla beslenenlerin işine yarıyor. İlişki içersinde bulunduklarımızdan biraz feraset beklemek ve yaptıklarını ya da bundan sonra yapacaklarını daha bir gözden geçirmelerini talep etmek hakkımızdır diye düşünüyoruz. Kimseden kendi tarafımızdan yana değil, hakkın tarafında yer almasını, iyi veya kötü her yapılandan bütün kâinattaki varlıkların, ya üzüntü ya da sevinç duyduklarına inananlardanız. Duyarlı insanların hayal kırıklıkları işin çabası.



Araziye uyma ve arazide görünme işimiz olmasa da “bizim için bundan böyle en kurtuluş yolu bu olsa gerek.” Kendimle bir iddiaya girdim. Eğer kazanırsam ne ala ne güzel. Eğer kazanamazsam bu satırların yazarını tanıyanlar, bir dahaki sefere tanıma imkânları hiçbir zaman olmayacaktır.



Yani Araziye çıkıyorum…



Bekir AKKAYA/Kumru

12 Ağustos 2007

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...