Bu içerikler Bekir Akkaya tarafından oluşturulmaktadır .İçeriklerin izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur.

29 Kasım 2007

Kumru'yu Sevmek /Bekir Akkaya

Erıch Fromm ; sevmek vermektir; diyor. Karşılık beklemeden vermek, verebilmek. Almayı herkes gerçekleştirebilir. Vermek öylemi? Sevmek; hissetmek, paylaşmak, dert edinmektir. Verme eylemini gerçekleştiremeyen hiç kimse sevemez de.
Hakikaten sizler Kumrulu idiniz değil mi? Zannedersem Kumru;yu da çok seviyorsunuzdur. Kumru;da devlet görevlerini yerine getiren ve Kumru;yu çiftlik görenler de Kumru;yu çok seviyorlarmış. Verme, dert edinme eylemi olmayınca sevenlerimiz de çok fazla oluyor.
Üç beş kuruş para kazanmak için zorunlu olarak gurbet ellere düşmüşlere Allah yardımcı olsun. Bu durumda olanlarımıza tek söz söylemek mümkün değil. Ancak, Bulundukları yerlerde krallar gibi yaşayıp, Kumru veya Ordulular hayrına hiçbir faydalı işte görünmeyen beylere,
beyefendilere çok sözümüz var. Bir menfaat gördüklerinde hemşehriliği de kimselere kaptırmayan Kumru severlere bizim sözümüz.
Bir dostum ; Kumruyu sevenler üç kısma ayrılır; diyordu. Bunlar, RUHUL KUMRU, VİJDANÜL KUMRU VE CÜZDANÜL KUMRU. 1. Ruhul Kumru; gönülden severek, gerçek manada, hiçbir menfaat gözetmeden Kumrulu olmak. 2. Vijdanül Kumru, Sevmediği halde zorunlu olarak Kumrulu olmak. 3. Cüzdanül Kumru, kendisinin bir çıkarı veya geliri varsa o anda Kumrulu olmak. Normal şartlarda her birimiz bu üç kısımdan biri ile memleketliyiz.
Ordulu, Fatsalı veya Ünyeliyiz.
Asıl olan gönülden Kumrulu olmak. Asıl olan yapma gücü olup ta bir şeyler yapa bilmek. Yoksa lafla peynir gemisi yürümüyor.
Nihayet yaz ayları geldi. Yolların çamursuz olduğunu bildiğiniz için hiç arayıp sormadığınız hısım akrabalarınızı anmaya başladınız bile. Hiç olmazsa boyalı iskarpinlerinizle ve mercedeslerinizle mahallemize uğrarsanız, arabamın altı yere değdi diye akıl vermeye kalkışmayın. Bizde biliyoruz bazı işleri. Sizlere karşı suskunluklarımız, bizim nezaketimizdendir.
Bulundukları yerlerde hiçbir menfaat gözetmeden dernek ve vakıf çalışmalarında fedakarca hizmet edenleri kutluyorum. Gücü yettiğince bir Orduluya kucak açarak yardımcı olanları kutluyorum. Gurbet ellerde, kimsesizlik çekenleri sık sık ziyaret edenleri, onların gönüllerini alanları kutluyorum.
Sevmek vermektir. Gelin hep birlikte, derneklerimizi kuralım. Kurultaylar düzenleyelim. Memleketimizin problemlerini tartışalım, çözüm bulalım. Çıkarını hesap etmeden yapılan faaliyetlere katkıda bulunalım.
Ben aslında memleketten havadisler yazayım istiyordum. Kumru – Fatsa arasının köstebek yuvasına döndüğünü, göçmelerle yolun sürekli daraldığını haber olarak yazmak iyi haber değil diye yazmak istemedim. Köy yollarında hiçbir değişikliğin olmadığını, çamurlarla mücadeleye devam ettiğimizi yazamazdım. Sudan bahanelerle komşular ve akrabalar arasında sürekli kavgalar çıktığını öğrenmek kime fayda sağlar.
Gazetemizin önceki sayısında çıkan yazımız ciddiye alınmış. Oysa o yazı da sadece ünlem eksikti. Kumru’ya gelmeden önce yazıyı bir daha gözden geçirip, yazılanların tersini düşünün. Yoksa hayal kırıklığına uğrarsınız. Bizden söylemesi.

02.05.2000
bekir akkaya

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...