30 Kasım 2007

OLMAK YADA OLMAMAK

Bazen bu duygunun içimden geçtiği zamanlar oldu.’’olmak yada olmamak’’neydi beni olmaya yada olmamaya itenler.Baktım ki yazılacak şey çok fazla ben de kısaca anlatayım istedim.

Bazen alıp başını kaçasın gelir, hiç insan denilen canlının olmadığı, ıssız bir yere.Robinson gibi.

Neydi hikaye gemi batar, adam(ROBİNSON)denizde yüzer, bir adaya çıkar.yanında Cuma diye biri ile başlarlar adada yaşamaya.Ne güzel bir hayat savaş yok,televizyon yok,araba yok,benzin derdi yok,tüp

Derdi yok,ütü derdi yok, tıraş derdi yok,odun bitti,para gitti derdi yok,kaşın havada yada gözünün üstünde kaşın var derdi yok,bunlar çok basit şeyler,en önemlisi Cuma ile oturup beni çekiştirecek,benimle oturup Cumay’ı çekiştirip dedikodu yapacak adam yok.Ne güzel devletleri yıkan dedi kodu vebasını hallettin mi geri kalan sadece yaşamını sağlayacak şeyleri halletmek.

Ama şimdi öyle değil.Herkes çok biliyor.Hatta herkes en iyisini biliyor.O yüzden şimdi fikirleri beyan etme zamanı.Durmayalım herkes bir şey söylesin.Haaaaa… unuttum soru sormayı kusura bakmayın benim öyle pek aklım çalışmadığı için soruyorum.Bu
 adada eski hayatlarından esame olmayan bu iki kişiden hangisi ağa olacak,hangisinin dedikleri yapılacak,bu hallolursa orada hayat çok iyi olacak sizce hangisi? Eminim çoğumuzun aklından geçen,Cuma’nın dediklerinin olması çünkü; fırsatı geçirdik ya ele hemen beynimizin bir yerinde bulunan,ve bizi sürekli dürtükleyen intikam,hırsdüşünceleri bilinç altından fırlar.(tabii ki her kes için değil)Hadi sizin dediğiniz olsun köle efendi,efendide köle olsun.Cuma istiyor Robinson yapıyor,Cuma istiyor,Robinson yapıyor. Günler aylar hatta yıllar böyle geçiyor.Bir gün yıllar sonra o adanın yanından geçmekte olan bir köle ticareti yapan gemi adada ateş yandığını fark edip adamları ile adaya çıkıyor.İlk gözlerine utanmaz edası ile sırıtan, gölgede yatan Cuma çarpıyor.Kısa bir süre sonra Robinson’u görüyorlar.Adamların işi köle ticareti ve o zamandaki kölelerin menşei, rengi belli,hemen Robinson’a yaklaşıp kölesi için ne istediğini soruyorlar oda ‘’bu adadan götürme karşılığı size100 altın,bu fırsatçıyıda burada bırakmanız için200 altın veririm’’diyor.Öylede yapıyorlar.Cuma adada bir başına kalıyor.

Cuma adada kalınca gidip çetele tuttukları ağacın kabuğuna bakıyor, sayıyor,aradan tam beş yıl geçmiş.Demek ki diyor ‘’bu adada beş yılda bir devran dönüyor’’Cuma pişman,Cuma öksüz Cuma mahsun.Valla efendisi bırakmış Cuma’yı da ben mi? Bekleyeceğim,bende bıraktım kendi halinde geldim. Nemi oldu Cuma’ya? Onu bir yıl bitti. Dört yıl sonra gelen gemidekiler söyleyecek.


Ya… işte böyle. Elimize fırsat geçti mi,ya beylik istiyoruz,ya da beyi asmaya kalkıyoruz.Ama görüntüde kurtulduk sandığımız kölelikten de kurtulamıyoruz.

Beynimizdeki ve yaşantımızdaki kölelikten kurtulmak dileği ile saygılarımı sunuyorum.



Adem HAKSÖYLER

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...