Bu içerikler Bekir Akkaya tarafından oluşturulmaktadır .İçeriklerin izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur.

30 Nisan 2022

İsmim olmasa da Gönderdiğim fotoğraf DERGİDE yer aldı...Canları sağolsun!



.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

İsmim olmasa da Gönderdiğim fotoğraf DERGİDE yer aldı...Canları sağolsun!



.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

Fark Etmez (Şiir) /Bekir Akkaya

Şu dünya bir handır gelir gidilir.

Doğulsa ne olur, ölününce ne.

Bütün çaba hepsi bir kefen için

Birikse ne olur birikmese ne.

********

İlk doğuş nedir ki sonu nolacak

Dünya götürülmez almaz ki kucak.

Bu toprak gününde bizi alacak.

Yüz yaşasak nolur yaşamasak ne.

 ******

Ölüm bu hakikat gerçek ve gerçek.

Zalimde mazlumda burdan geçecek.

Güzelim çiçekler bir bir solacak.

Bizim olsa nolur olunmasa ne.

 ******

Gelmek hakikatse gitmekte öyle.

Hakikatın özü çok derinlerde.

Yaratılış neyse ölümde öyle.

Bilinse ne olur bilinmese ne.

 ******

Kimi fetva verir kimi söz söyler.

Bazen hakikate yanaşır özler.

Yaratan aslını gizlerde gizler.

Açık olsa nolur gizli olsa ne.

 ******

Yazılır çizilir öğrenmek için.

İcatlar en iyi yaşamak için.

İhtişam ve renkler göz zevki için.

Olunsa ne olur olunmasa ne.

 ******

Özün var olması mutlak hakikat.

Ölümden sonrası açılır kanat.

Ne bu dünya gerçek ne biz hakikat.

Yaratan biliyor, biz bilmesek ne.

 ******

Bekirim ben kirin pasın içinde.

Nefsim çok kudurmuş otun içinde.

Ansızın gideriz günün birinde.

Çok bilinsek nolur bilinmesek ne.

***Bekir AKKAYA/Kasım-2008/KUMRU



.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

Fark Etmez (Şiir) /Bekir Akkaya

Şu dünya bir handır gelir gidilir.

Doğulsa ne olur, ölününce ne.

Bütün çaba hepsi bir kefen için

Birikse ne olur birikmese ne.

********

İlk doğuş nedir ki sonu nolacak

Dünya götürülmez almaz ki kucak.

Bu toprak gününde bizi alacak.

Yüz yaşasak nolur yaşamasak ne.

 ******

Can Dostlarım Namık ve Zülkarneyn Kısık'a Fatihalar Gönderiyorum...



.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

Can Dostlarım Namık ve Zülkarneyn Kısık'a Fatihalar Gönderiyorum...



.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

Fizme'nin İlk Öğretmenlerinden Lale Saygı (Türkoğlu) ve "Kominiz Mekdepleri" Yazısı

LALE SAYGI (TÜRKOĞLU) KİMDİR?

1951 Ordu ili Kumru ilçesi Aşağıdamlalı Köyü /Karapınar Mahallesi’nde doğdum. İlkokulu üç değişik ilçe ve köy okulunda bitirdim.

İlkokul dördüncü sınıfta dayımın kızı Fatma ablamın ”sana öğretmenlik çok yakışır” sözleri ile öğretmen olma hayallerim başladı.

1965 yılında başladığım Beşikdüzü Yatılı Kız İlköğretmen Okulu’nu bitirdim.

1971 yılında

başladığım ilkokul öğretmenliğine, ORDU-Korgan-Yenipınar, Fatsa- Beyceli, Kumru- Akçadere, köylerinde devam ettim.

Evlendikten sonra eş durumundan ADANA, Fatsa- Evkaf, TUNCELİ, SAMSUN-Alaçam, URFA- Birecik, KIRŞEHİR il, ilçe ve köylerinde çalıştım.

1990 yılında Eskişehir Anadolu Üniversitesi Eğitim Ön Lisans Proğramı’nı bitirdim.

1996 yılında Ankara Keçiören “Gazi Ahmet Muhtarpaşa” İlköğretimOkulu’ndan emekli oldum.

Halen Gebze’de oturmaktayım. GEBZE HABER gazetesinde köşe yazarlığı yapmaya çalışıyorum.

“Uluçayır’dan Gebzeye” Adında yayımlanmış bir kitabım bulunmaktadır.

İletişim Adresim

Osman Yılmaz Mah.

Yıldız Cad. 2-5  No:37 Gebze-İZMİT

Tel: 0535 872 16 03

Ev:0 262 644 90 39-

KOMİNİZ MEKDEPLERİ

         İlçede de evimiz vardı ama köy işlerini bitirip bir türlü ilçeye taşınamıyorduk. Köyle ilçe arasındaki mesafe yürüyerek gidip gelmek için çok uzaktı. Sanırım, maddi imkânsızlıklar da ilçede oturmamıza engel oluyordu.  Babam, ilçedeki evi kiraya verip bizlerin uzak köydeki ilkokula gitmemizi istiyordu. Annem, köyde okumamızı istemiyordu.

         1958–1959 yıllarında köyümüzde ilkokul yoktu. Önce annemin dediği oldu. İlçemizdeki okula yazıldık. Bir evden dört tane çocuk okula gidip gelmeye başladık. İlk aylarda köyden gidip gelmemiz çok zor oldu. Köyümüz, ilçemize yürüme iki saat uzaktaydı.

Sonra, babamın dediği oldu. Uzak köydeki ilkokula gitmeye başladık. O yıllarda köylerimizde yol, su, elektrik… yoktu.

Köyümüzde ilkokula giden tek kız bendim ve en küçükleriydim.  Kimisi okulun uzak olduğunu bahane ederek, kimisi “kızların okuması günahtır” diyerek kız çocuklarını okula göndermiyordu. Bazen okulda tek kız oluşumdan dolayı utanıyor, komplekse giriyordum. O yıllarda okula verilen oğlan sayısı bile çok sınırlıydı. Çocuklar okula giderse evin hayvanlarını kim otlatacaktı…

Birkaç ay köyün oğlanları, ağabeylerim, yeğenlerimle tepeleri, dağları aşarak oynaya oynaya okula gittim geldim.

Bizim köylerimiz Karadeniz Bölgesi’nin yüksek kesimleri olduğu için kış erken geliyordu. Havalar iyice soğumuştu. Bir gün okuldan gelirken tipiye yakalandık. Sadece fenalaştığımı hatırlıyorum. Bin bir zorlukla eve gelmişim.

Bunun üzerine annem babama iyice kızarak ve söylenerek Adnan Ağabeyimle beni kendi köyüne gönderdi. Okula annemin köyünde, dayımların evinde kalarak devam edecektik.

Dayımların köyü, bizim köy gibi değildi. Tek sınıfta kızlı-oğlanlı bir sürü çocuk öğrenim görüyorduk. Önceki mezunlardan birçoğu Lâdik İlköğretmen Okulu’na ve ebe okuluna gitmişlerdi.

Ben bir yılda üç okul değiştirmiştim. Derslerde bildiğimi bile söylemeye çekiniyordum. Başarılı bir öğrenci değildim. Belki de bu çekingenliğimde babama karşı olan korkumuzun ve onun yanında susmaya alıştırılmamızın etkisi vardı.

Adnan Ağabeyim İlkokulu bitirince, Fatsa’da velilerin desteği ile yeni açılan ortaokula verildi. Fatsa Ortaokulu ilk yıllarda özeldi. Yani paralıydı. Annem ağabeyimin okul taksitlerini ödeyebilmek için babamdan gizli kolundaki bileziklerini bozdurmuştu.

Bir de beni ortaokulda okutamazlardı. Hem de Adnan Ağabeyim: “Lale’yi ortaokula verirseniz ben aynı okulda okumam” diyordu. Oğlanlar bana laf atarmış, ağabeyimin başı belaya girermiş.

İlkokuldan mezun olduktan birkaç yıl sonra annem tarafından akrabalarımın da desteği ile Beşikdüzü Kız İlköğretmen Okulu’nu kazandım. Bu sefer de babamın köyündeki bazı hacılar-hocalar: “Sizin mekdepleriz gominiz mekdepleri” demeye başladılar. Ama yine de beni oğullarına istemekten geri kalmadılar. İstemeye gelenlerin içinde “gafasını kapatsın, mesleğini yapmasın  ” gibi şart koşanlar da vardı.

Öğretmen okulunun son yıllarında dünürlerim hayli çoğaldı, şart koşanlar azaldı. Annem beni istemek için eve gelenlerden iyice bıkmış olacak ki “Ben kızımı namazlı- apdesli birine vereceğim.” demiş. Bu sefer de hacılar-hocalar tekrar istemeye başladı.

Öğretmen oldum. Anadolu’nun birçok köy, ilçe ve illerinde yirmi beş yıl çalışarak emekli oldum.

Köyümüzde benden epey bir zaman sonra kız çocuklarını ilkokula vermeye başladılar. Şimdi köylerimizde ilkokullar var. Çoğu kızlar bile, liseyi bitirdiler. Ama kâh okullarımızdaki eğitim eksikliklerinden kâh maddi durumların elverişsizliklerinden üniversitelere giremediler. Benim ilkokulu bitirdiğim yıllardan sonra köyümüzden birçok erkek öğretmenler, imamlar, müftüler, doktorlar, avukatlar, hakim ve savcılar var. 

Eğer ben yatılı öğretmen okulunda okumasaydım şimdi birçok kadın gibi kocamın eline bakacaktım. Ekmeğimi kazanıyorum. Hiç kimseye mihnet etmiyorum. Öğretmen olmama vesile olan, başta annem, babam, öğretmenlerim, akrabalarım olmak üzere, herkese teşekkür ediyorum. 

Lale Saygı Türkoğlu /25 Ocak 2009 /  GEBZE            

.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

Fizme'nin İlk Öğretmenlerinden Lale Saygı (Türkoğlu) ve "Kominiz Mekdepleri" Yazısı

LALE SAYGI (TÜRKOĞLU) KİMDİR?

1951 Ordu ili Kumru ilçesi Aşağıdamlalı Köyü /Karapınar Mahallesi’nde doğdum. İlkokulu üç değişik ilçe ve köy okulunda bitirdim.

İlkokul dördüncü sınıfta dayımın kızı Fatma ablamın ”sana öğretmenlik çok yakışır” sözleri ile öğretmen olma hayallerim başladı.

1965 yılında başladığım Beşikdüzü Yatılı Kız İlköğretmen Okulu’nu bitirdim.

1971 yılında

Ordu'da Bu Bahar Başka Olacak (2009) /Harun TOPALCI

Şimdi Birlik Zamanı !

Ordu’da bu Bahar başka olacak!

Değerli Ordulu hemşehrilerim ve Ordumuzun güzide basın mensupları; 

2009 Mart yerel seçimlerinde Ordumuza daha iyi hizmet getirebilmek kısacası Ordumuza, Yavuz Sultan Selim’in tabiriyle hakim değil hâdim olmak anlayışıyla hizmet edebilmek için Ak Partiden Ordu belediye başkan adaylığı sürecinde diğer dört aday adayı arkadaşımla

bu siyaset yarışı içerisinde yer aldım. Oldukça keyifli bir yarışın sonunda Sayın Başbakanımız, değerli büyüğüm ve siyaset noktasında hocam olan Recep Tayyip Erdoğan beş aday adayı olan bizden sayın Ayşe Bahar Çebi Hanımı belediye başkanı olması için bizlere emanet etmiş bulunmaktadır. Artık aday adaylık süreci geride kalmıştır. Bu süreçten itibaren kazananın Ordu olması için, kazananın Ordulular olması için adeta bir nefer gibi çalışmak mecburiyetindeyiz.

Bu siyasi süreç içerisinde vaadlerim arasında siyasette sevgi dilini hakim kılmak olacağını defalarca yinelemiştim. Bu söylemimiz değişmedi ve 30 Mart sabahı Ordu’da kazananın Ak Parti olması için partimin değerli il teşkilatı ile Sayın Ayşe Bahar Çebi Hanımı bu yolda yalnız bırakmayacağımı vurgulamak istiyorum. 

Siyaset bir çocuk gibi küskünlüğün yeri değildir. Siyaset teşkilatçılığın, birlikteliğin hakim olduğu bir alandır. Aday adaylık sürecinde de açıklamıştım. Sayın başbakanımız İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken çöp sorununu halletmek için teşkilatlar olarak yollara dökülüp sokak sokak çöp toplamıştık. Bu kültürle yetiştirilmem hasebiyle bu yolda ne partimizi ne de Sayın Başbakanımızın gösterdiği aday olan Ayşe Bahar Çebi Hanımefendiyi yalnız bırakmayacağım. Bu birlikteliği sağlamak bizlerin görevidir. Bundan sonra kazananın Ordu ve Ordu’lular olması için tüm hemşehrilerimden 30 Mart sabahında Ordu’da Ak bir bahar gününe Bahar Hanım ile uyanacakları şekilde oy kullanmalarını ümit ediyorum.

Son olarak aday adaylık süreci bitmiştir ama bizim Ordu sevdamız dün olduğu gibi bugün de devam etmektedir. Ak günlerde Ak Partili günleri hep birlikte yaşamamız ve bundan sonraki süreçte de dün olduğu gibi bundan sonra da birlikte olacağımızı ifade etmek istiyorum. Aday adaylığım sürecinde teveccühlerini esirgemeyen değerli Ordulu hemşehrilerime, parti teşkilatıma, ilimizin güzide basın temsilcilerine ve keyifli bir aday adaylık süreci yaşadığımız diğer değerli aday adayı arkadaşlarıma teşekkürü bir borç bilirim.

İstanbul’da bir evladınız bir kardeşiniz olduğunu unutmamanız temennisiyle, Ayşe Bahar Çebi hanımefendinin adaylığını tekrar tebrik ediyorum.

Kazanan Ordumuz olsun!

http://www.haruntopalci.com

  Harun TOPALCI

                                                              Ak Parti Ordu Belediye Başkan

                                                                              Aday Adayı

.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

Ordu'da Bu Bahar Başka Olacak (2009) /Harun TOPALCI

Şimdi Birlik Zamanı !

Ordu’da bu Bahar başka olacak!

Değerli Ordulu hemşehrilerim ve Ordumuzun güzide basın mensupları; 

2009 Mart yerel seçimlerinde Ordumuza daha iyi hizmet getirebilmek kısacası Ordumuza, Yavuz Sultan Selim’in tabiriyle hakim değil hâdim olmak anlayışıyla hizmet edebilmek için Ak Partiden Ordu belediye başkan adaylığı sürecinde diğer dört aday adayı arkadaşımla

Kumru Müftülüğü Eğitim Kursu Hatırası (2009)

  • KUMRU MÜFTÜLÜĞÜ’NÜN HİZMET İÇİ EĞİTİM KURSU TAMAMLANDI
  •                 Kumru Müftülüğü tarafından organize edilen Din Görevlilerine yönelik  Kur’an-ı Kerim Hizmet İçi  Eğitim Kursu tamamlandı.
  •               Kumru Müftülüğü’ne bağlı olarak görev yapan 20 din görevlisinin katıldığı kurs, Ordu Atik İbrahim Paşa Camii İmam Hatibi Osman Gezgiç hocanın rehberliğinde gerçekleşti.
  •                 Toplam 120 saat süren kursta 20 din görevlisine Kurs Katılım Belgesi verildi. 
  • Haber : Bekir AKKAYA

.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

Kumru Müftülüğü Eğitim Kursu Hatırası (2009)

  • KUMRU MÜFTÜLÜĞÜ’NÜN HİZMET İÇİ EĞİTİM KURSU TAMAMLANDI
  •                 Kumru Müftülüğü tarafından organize edilen Din Görevlilerine yönelik  Kur’an-ı Kerim Hizmet İçi  Eğitim Kursu tamamlandı.
  •               Kumru Müftülüğü’ne bağlı olarak görev yapan 20 din görevlisinin katıldığı kurs, Ordu Atik İbrahim Paşa Camii İmam Hatibi Osman Gezgiç hocanın rehberliğinde gerçekleşti.
  •                 Toplam 120 saat süren kursta 20 din görevlisine Kurs Katılım Belgesi verildi. 
  • Haber : Bekir AKKAYA

.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

Kumrulu Matematikci'den Mektup Var! (2008)

Sayın hocam, Bekir AKKAYA

Ben Selçuk Hamzaoğlu.Sizinle en son Samsunda Zali restoranda  Samsundaki Kumrulular gecesinde yanyana oturmuştuk.Size uzun zamandan beri yazmayı düşünüyordum,kısmet bugüne imiş.

Bu arada Nevzat Bellici hocamın vefatınıda üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz.Kendisine Allah tan rahmet diliyor,kederli ailesine  ve Kumru eğitim camiasına başsağlığı diliyoruz buradaki Hamzaoğlu'lar olarak.Babam Seyfullah Hamzaoğlu da yanımda şu anda. onunda size selamlarını iletiyorum.

Evet değerli hocam ,yanyana iken görüştüğümüz bir proje vardı.Şimdi  bu projeyi Samsun Milli Eğitim Müdürlüğü vasıtası ile Ulusal bazda Tübitak yarışma projesi olarak hazırlamaktayım.Bilmem başarabilirmiyiz ama başaramasak bile karınca misali bu ülkeye ,bu ülkenin insanlarına birşeyler  katmak adına yol almış oluruz.

Tübitak ın açmış olduğu Proje Yarışmasına  geçen yıl Türkiyenin muhtelif okullarından tam 1925 tane proje katılmış, içlerinden 98 tanesi finale kalmış.Ancak kayda değer bir konu çarptı gözüme.Samsun merkez olmak üzere Amasya Ordu Samsun Sinop Tokat  Giresun illleri içinden sadece Tokat proje yarışmalarına katılıyor.Samsundan ya da diğer illilerden katılımm yok maalesef.inşallah projemiz kabul görür de finale bile kalırsa- ki bu da başarıdır- hem Samsun adına hem de Ordu adına yeni projelerle gündeme gelmeyi planlıyoruz.

 Benim bu fikrimi milli Eğitim Müdürlüğü Ar-Ge birimi dinlediğinde çok şaşırdı ve kayda değer buldu.size bahsettiğim üzere eğer Kumrumuzda da bu interaktif öğretim modeli olan Eğitimde İnovasyon(yenilikçi yaklaşım) isimli projemin hayata geçirilmesi için gerekli fedakarlığı yapmaya hazır olduğumu bilesiniz.eğer projem onay alırsa öncelilke Samsun ilinden başlamak üzere tüm merkezi ve büyük okullara bu  modeli kurma ve kullanacak öğretmeni yetiiştirme işini bana verecekler.Ben de bu anlamda Kumrulu öğrencilerin bu fırsattan yararlanması adına üzerime düşeni  seve seve yapmak isterim,tabi talep gelirse:) 

Hatta size yine bahsettiğim bir konu vardı.Samsundan Kumruya her zaman gelemesek bile internet üzerinden, ÖSS ye   ve SBS  ye hazırlanan öğrencilere ders anlatabileceğimi söylemiştim.Bu konuda da  Kumrudaki eğitim camiasının idarecilerinden talep gelirse ve imkan verilirse  yine üzerime düşeni yapacağımı belirtirim.
Bu mail adresinden sizinle yazışabiliriz.Çalışmalarınızda kolaylıklar diler ,saygılar sunarım.26.12.2008

Matematikci Selçuk Hamzaoğlu ile ilgili haberimiz: 

.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

Kumrulu Matematikci'den Mektup Var! (2008)

Sayın hocam, Bekir AKKAYA

Ben Selçuk Hamzaoğlu.Sizinle en son Samsunda Zali restoranda  Samsundaki Kumrulular gecesinde yanyana oturmuştuk.Size uzun zamandan beri yazmayı düşünüyordum,kısmet bugüne imiş.

Bu arada Nevzat Bellici hocamın vefatınıda üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz.Kendisine Allah tan rahmet diliyor,kederli ailesine  ve Kumru eğitim camiasına başsağlığı diliyoruz buradaki Hamzaoğlu'lar olarak.Babam Seyfullah Hamzaoğlu da yanımda şu anda. onunda size selamlarını iletiyorum.

Evet değerli hocam ,yanyana iken görüştüğümüz bir proje vardı.Şimdi  bu projeyi Samsun Milli Eğitim Müdürlüğü vasıtası ile Ulusal bazda

Güncel Düşünce /Ahmet Elkin

Sevgili dostlarım, hemşerilerim,     

Her insanın günlük ihtiyacı olan yeme içme gibi, günlük yapması gereken sorumlulukları, ihtiyaçları vardır. Bu sorumluluklar hep aynı kalmaz, zaman sonra güncellenmek, yenilenmek gerekir. Her gün makarna yersek vücüt diğer alması gereken ihtiyaçlarını alamaz. Her gün aynı haberi izlersek, aynı gazeteyi okursak, öbür tarafta ne olduğunu bilemeyiz. İşte bu yüzden gerici, itici tabirleri kullanılır. Bize verilen akıl ve iradeyi

bir noktada kısıtlamak bizim toplumumuza yakışmaz. Bundan yıllar önce araç kullanan bayan sayısı parmakla gösterilecek kadar az iken şimdi trafikte bayanların olması hem değişimin hem de kalitenin simgesi haline gelmiştir. Yine bir erkek sokak ortasında sigara içerken bayana karşı bir tepki vardı, sanki sokakta sigara içen bir kadın kötü kadın idi, ama şimdi kimsenin umrunda değil. Bir imam güneş gözlüğü takınca, kot pantolon giyince bize tuhaf gelirdi. Televizyona sırtını dönen nineler şimdi dizi saatini kaçırmaz oldular. Eskiden bizim çocukluğumuzda tahtaya onlarca çivi çaktıktan sonra bozuk para ile gol atmaca oyununa kumar diyen dedelerimiz, şimdi şans oyunları oynuyorlar.

İşte bu yaşadığımız hızlı değişimleri yıllar önce Avrupa yaşadı ve artık ilk başlanan noktaya geldi. Bizim yıllarca günah, haram,sevap diye içinden çıkmadığımız şeyleri bile sadece bu iyidir yapılmalı,bu kötüdür yapılmamalıdır  diye çözdü ve bizden de iyi yaptı. Ama artık Avrupa kendini güncelleyemiyor.

        Bizim burada yapmamız gereken ihtiyacımız kadar beslenelim, ihtiyacımız kadar kendimizi güncelleyelim, fazlası da azı da zarar.

        Çok yakında yeniyıl girecek ve hemen yeniyılın ardından bir rus kızı yine onlarca gencin arasında kalacak, yerel seçim olacak ve hemen seçimin ardından yol kenarında çuvallar dolusu oy pusulaları bulunacak. Oysa bu olaylar yeni yılda veya seçim dışında yaşansa haber bile olmaz. Bizler çok hızlı değişiyoruz, fakat dönemsel geçişlerde hep aynı şeyler oluyor, toplum olarak bu dönemlerde kendimizi güncelleyemiyoruz. Bazı şeyleri bu dönemlerde çok büyütüyoruz. Cuma hutbesinde iken hoca aynen şunları söyledi. Şu anda binlerce kitapları, resimleri, içine alacak CD ler, Hard diskler, Usb ler varki, bizim aklımız bundan 100 yıl önce günahlarımız ve sevaplarımız yazan meleklere akıl ermez iken şimdi matığımıza sığmaya başladı ve bundan yıllar sonra normal gelecek. Çok hızlı güncelleşiyoruz, bunu güzel kullanalım, toplum olarak hergün yenilelenim dedi.

        Bizler üzerlerimize sorumluluk verildikçe büyüyoruz. Memur iken kendimizi müdür, gazeteci iken polis zannediyoruz. Gazeteci bir siyasetçimize: Neden silah taşıyorsunuz? dedi. Siyasetçimiz de: Sanane sen polismisin, senin yargılama sıfatın yok ki dedi. Hemen ardından başka bir gazeteci: Sizce silah taşımanın anlamı nedir? dedi. Siyasetçimiz: Dost ve düşman dedi, öbür gazeteciye bakıp gazetecilik ile polisliği karıştırmayalım dedi.

        Güncel düşünce, kritik ve analitik düşünce bize her zaman doğru şeyleri yaptırır, doğruyu buldurur.

Bu ilkyazımda herhangi bir konuya değinmedim. Umarım bundan sonraki paylaşımlarımda  adını vereceğimiz bir konu olacak ve o konunun içinde kendinizi bulursanız ne mutlu bana….

Ahmet Elkin /24 Aralık 2008/ Ordu Hurdacılar Derneği Başkanı



.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

Güncel Düşünce /Ahmet Elkin

Sevgili dostlarım, hemşerilerim,     

Her insanın günlük ihtiyacı olan yeme içme gibi, günlük yapması gereken sorumlulukları, ihtiyaçları vardır. Bu sorumluluklar hep aynı kalmaz, zaman sonra güncellenmek, yenilenmek gerekir. Her gün makarna yersek vücüt diğer alması gereken ihtiyaçlarını alamaz. Her gün aynı haberi izlersek, aynı gazeteyi okursak, öbür tarafta ne olduğunu bilemeyiz. İşte bu yüzden gerici, itici tabirleri kullanılır. Bize verilen akıl ve iradeyi

SANMA Kİ (Şiir) /Cemalettin YAKTI

         Tutanın eline verdik kalemi sanma ki doğru yazar
         Kalem ne bilsin kelamı kâtip sanma ki doğru yazar
         Kerim adıdır sadece aklının önüne geçmiş hırsı
         Ruhu kerhaneye düşmüş bedbahtın adaleti sanma ki doğru yazar
-----------------------
         Giyimi kuşamı makamı ihtişamı sanma ruhu adildir
         Sahneye çıkar eli kalem tutar azgından salya akar sanma şairdir
         Saygı görse adam olsa ruhunda muhabbet öne geçmezdi arkası
         Aklı lağıma düşmüş bedbahtın yaptıkları sanma ki zahirdir
 -----------------------
         Körle yatan şaşı kalkar edepsize uyan sanma ki kaybetmez
         Adil ol onurlu ol eğilme zalim sanma ki kaybetmez
         Adam sıfatıdır sadece gösterin bakalım hangi kula dokunmuş faydası
         Dili bohçacıya düşmüş bedbahtın fiyakalısı sanma ki kaybetmez

        Cemalettin YAKTI /29 Şubat 2009

.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

SANMA Kİ (Şiir) /Cemalettin YAKTI

         Tutanın eline verdik kalemi sanma ki doğru yazar
         Kalem ne bilsin kelamı kâtip sanma ki doğru yazar
         Kerim adıdır sadece aklının önüne geçmiş hırsı
         Ruhu kerhaneye düşmüş bedbahtın adaleti sanma ki doğru yazar
-----------------------
         Giyimi kuşamı makamı ihtişamı sanma ruhu adildir
         Sahneye çıkar eli kalem tutar azgından salya akar sanma şairdir
         Saygı görse adam olsa ruhunda muhabbet öne geçmezdi arkası
         Aklı lağıma düşmüş bedbahtın yaptıkları sanma ki zahirdir
 -----------------------
         Körle yatan şaşı kalkar edepsize uyan sanma ki kaybetmez
         Adil ol onurlu ol eğilme zalim sanma ki kaybetmez
         Adam sıfatıdır sadece gösterin bakalım hangi kula dokunmuş faydası
         Dili bohçacıya düşmüş bedbahtın fiyakalısı sanma ki kaybetmez

        Cemalettin YAKTI /29 Şubat 2009

.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

29 Nisan 2022

İçinizdeki Öküze OHA Deyin (Kitap Tanıtımı)

Modern İnsan, sabah evinden çıkınca gördüğü her şeye sahip olmak istiyor. Kadın, para, kariyer, güç...

            21.yüzyıl, kabaran, isteyen şımarık nefislerimizin yüzyılı oldu. Kişisel Gelişim, insanı ürün haline getiriyor.

            “Kişisel Gelişim Dini”nin papazları bütün dünyaya kin ve başarı hırsı aşılıyorlar. Bu dinde  “helal” kelimesi yok.

            Güne insanlar kazanmak ya da kaybetmek için başlıyorlar. Helal veya haram diye bir olguya yer yok.

            Kişisel Gelişimcilere sert ifadeler söyleyen ve kurtuluş reçetesi sunan Bülent Akyürek yazdığı kitabında modern zaman ucubelerine ve içinizde öküz gibi büyüyen nefse “OHA!” diyor . İÇİNİZDEKİ ÖKÜZE “OHA” DEYİN –Kişisel

Gerileyiş Kitabı “NEO-TASAVVUF” kitabı olarak bir ilk olma özelliği gösteriyor.

            Bülent AKYÜREK bu kitabı yazmak için tam 1000 (BİN) Kişisel Gelişim Kitabı okuduğunu ifade ederek bunların sapık olduğunu ve yeni bir din oluşturduklarını ifade ediyor.

            İçinizdeki Öküze “Oha” Deyin Kitabı 317 sayfa olup bir solukta okuyacağınız bir kitap. Kitabın dışındaki öküz resmi sizi yanıltmasın, kitap bir mizah ya da fıkra kitabı değil. Birbirinden önemli konular, sade bir dille ve alışkanlıklarınıza yapılan argo türü ifade ve sözler tam yerine oturuyor. Bilhassa “Müslüman’ım” diye geçinen bay ve bayanları kitap kıpkırmızı hale sokuyor. Karizmalarını çiziyor.

            Yazılan tüm kişisel gelişim kitaplarını ve onları alıp uygulamak isteyenleri Bülent AKYÜREK sokup sokup çıkartıyor. Diyet kitaplarını okuyup uygulamak isteyenlere “sayfa 164’te “ Dünya nimetlerini, bok gibi çiğneyenlerin ayakları cennet topraklarına basamaz. “ derken “Sabaha kadar, malak gibi kocalarına sırtlarını dönüp uyuma numarası çeken kadınlar, güneş doğmadan parkurlarda yürüyerek zayıflayacağını sanıyorlar” diyor.

            Günlük hayatımızda bize ne öneriliyorsa “tersini yapın” diyen Bülent AKYÜREK kurtuluşun İslam, Kuran ve Peygamberimizi örnek almak olduğunu belirtiyor.

            Kişisel gelişim kitaplarının tamamının şeytanın kutsal kitabı olduğunu söyleyen Bülent Akyürek “ Allah için yapılmayan hiçbir şeyin kurtuluş olmadığını, insanın ölümü hiç aklından çıkarmaması gerektiğini, bir Müslüman’ın kesinlikle kişisel gelişim denilen sapık kitaplara ihtiyacı olamayacağını ve günümüzün sapkınlıklarını ayet ve hadislerle açıklıyor.

            Kitap tek kelime ile muhteşem. Kitabı bir solukta okuyacaksınız ve hatta başkalarına da okumalarını söyleyeceksiniz.

            Bu kitabı baştan sona okumadan söylenilmek istenilen pek anlaşılmaz. Özellikle de kitap tasavvufa da farklı bir bakış açısı getiriyor. Ben kitabın On İkinci Baskısını Aydın Hız arkadaşım sayesinde okuma fırsatım oldu. Tabi ki geç kalmışım. Diğer kitaplarını da kütüphaneme alacağım.

            Okumayanlar bu kitabı mutlaka okumalı. Hatta bu yazarın tüm kitaplarını da…

            Bu kısa yazımı “BÜLENT AKYÜREK”in “İÇİNİZDEKİ ÖKÜZE “OHA” DEYİN” – KİŞİSEL GELİŞİMİN ZARARLARI KİTABINDA olan bir hadis’le son vermek istiyorum.

            PEYGAMBERİMİZ BUYURUYOR Kİ, (sayfa: 294-295)

            “BENDEN SONRA ÖYLE İNSANLAR MEYDANA GELİR Kİ,

            ÇEŞİT ÇEŞİT YEMEK YERLER,

            RENKLİ RENKLİ ELBİSELER GİYERLER,

            KADINLARI GÜZELLİKLERİNDEN DOLAYI İSTERLER,

            PAHALI ATLARA SAHİP OLURLAR,

            AZ ŞEYLE DOYMAZ, ÇOĞUNA DA KANAAT ETMEZLER.

            ONLARIN BÜTÜN ARZUSU DÜNYADIR.

            DÜNYAYA TAPMIŞLARDIR.

            HER ŞEYİ DÜNYA İÇİN YAPARLAR.

            SİZE KUVVETLE VASİYET EDERİM Kİ;

            O ZAMAN GELİNCE ÜMMETİM ONLARA SELAM VERMESİNLER,

            HASTALARINI SORMASINLAR,

            CENAZELERİNE KATILMASINLAR,

            ONLARA VE BÜYÜKLERİNE SAYGI GÖSTERMESİNLER.

            ONLARA SAYGI GÖSTERENLER, MÜSLÜMANLIĞI YIKMAYA YARDIM ETMİŞ OLUR.”

            ********

            www.kentkitap.com

           TEL: (312) 433 08 14 -431 27 50

            ADRES: KENT KİTAP-LOTUS YAYIN GRUBU

                          Ziya Gökalp Caddesi Bayındır  2 Sokak NO: 36/2.    Kızılay/ANKARA

.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

İçinizdeki Öküze OHA Deyin (Kitap Tanıtımı)

Modern İnsan, sabah evinden çıkınca gördüğü her şeye sahip olmak istiyor. Kadın, para, kariyer, güç...

            21.yüzyıl, kabaran, isteyen şımarık nefislerimizin yüzyılı oldu. Kişisel Gelişim, insanı ürün haline getiriyor.

            “Kişisel Gelişim Dini”nin papazları bütün dünyaya kin ve başarı hırsı aşılıyorlar. Bu dinde  “helal” kelimesi yok.

            Güne insanlar kazanmak ya da kaybetmek için başlıyorlar. Helal veya haram diye bir olguya yer yok.

            Kişisel Gelişimcilere sert ifadeler söyleyen ve kurtuluş reçetesi sunan Bülent Akyürek yazdığı kitabında modern zaman ucubelerine ve içinizde öküz gibi büyüyen nefse “OHA!” diyor . İÇİNİZDEKİ ÖKÜZE “OHA” DEYİN –Kişisel

Hangi İlde ne kadar Ordulu Var! (2009)



Sayın BEKİR AKKAYA Aşağıdaki yazıyı sizin için düzenledim. Selam ve Saygılar...






HANGİ İLDE NEKADAR ORDU’LU HEMŞEHRİMİZ YAŞIYOR.


Ordu ili nüfusuna kayıtlı 675.950 kişi Ordu da yaşarken 459.359 kişi İstanbul, 48.947 kişi Ankara, 37.371 kişi Samsun ilinde yaşamaktadır. Bu illeri sırası ile Kocaeli, İzmir, Tekirdağ ve Bursa illeri takip etmektedir.

Diğer illerde yaşayan Ordu ili nüfusuna kayıtlı vatandaşlarımız aşağıda tabloda gösterilmiştir.













Nüfusa kayıtlı  olunan il



İkamet edilen il







Ordu






Adana


 1.075






Adıyaman


 142






Afyon


 531






Ağrı


 414






Amasya


 2.275






Ankara


 48.943






Antalya


 8.786






Artvin


 444



Aydın


 1.804






Balıkesir


 2.991






Bilecik


 552






Bingöl


 266






Bitlis


 290






Bolu


 1.073






Burdur


 282






Bursa


 12.930



Çanakkale


 1.821






Çankırı


 250






Çorum


 875






Denizli


 1.484






Diyarbakır


 932






Edirne


 2.843






Elazığ


 444






Erzincan


 444



Erzurum


 1.070






Eskişehir


 1.881






Gaziantep


 501






Giresun


 4.784






Gümüşhane


 260






Hakkari


 484






Hatay


 803






Isparta


 768



İçel


 1.323






İstanbul


 459.359






İzmir


 19.934






Kars


 483






Kastamonu


 741






Kayseri


 1.190






Kırklareli


 2.048






Kırşehir


 203



Kocaeli


 29.793






Konya


 1.976






Kütahya


 643






Malatya


 483






Manisa


 3.642






Kahramanmaraş


 385






Mardin


 408






Muğla


 4.380



Muş


 188






Nevşehir


 533






Niğde


 322






Ordu


 675.950






Rize


 2.171






Sakarya


 6.588






Samsun


 37.371






Siirt


 378



Sinop


 1.006






Sivas


 916






Tekirdağ


 14.920






Tokat


 4.503






Trabzon


 2.931






Tunceli


 371






Şanlıurfa


 413






Uşak


 490



Van


 718






Yozgat


 394






Zonguldak


 4.291






Aksaray


 203






Bayburt


 169






Karaman


 113






Kırıkkale


 476






Batman


 202



Şırnak


 737






Bartın


 380






Ardahan


 180






Iğdır


 202






Yalova


 1.745






Karabük


 667






Kilis


 67






Osmaniye


 148



Düzce


 1.426






24.05.2009

Murat SÜSÜN

Fatsa Nüfus Müdürü


.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............