Bu yazı 2000 yılında Ordu Haber Gazetesi’nin Temmuz sayısında yayımlandı. Yazıda isimleri geçen o günün Kumru Kaymakamı Mehmet Sarıcan ve Kumru Belediye Başkanı Adil Karaoğlanoğlu’na Allah’tan rahmet diliyorum. Mekanları cennet olsun. Yine yazıda isimleri geçen ve evladımı sünnet ederek beni onurlandıran değerli ağabeyim Doktorum Cemaletin Yaktı’ya, o günlerde Kumru Kaymakamlık Vekaletini yürüten ve sünnet düğünüme iştirak ederek beni mutlu eden Değerli komutanımız Hüseyin Topuz’a, o gün olduğu gibi bugünde hep yanımda olan kıymetli dostum İsmet Erçal’a, İstanbul’da çalışmaları ile hep takdir ettiğim Harun Topalcı’ya ve tüm 2000 yılında o güzel günleri yaşayanlara ve yaşatanlara selam olsun. İşte 22 yıl önce ilçemiz Kumru ile ilgili yazdıklarım…
Zaman zaman bazı uyarılarımızla dalga geçenler
veya bizimle alay edenler, yaşadıkları olumsuz olaylar karşısında neredeyse
bizleri evliya ilan edecekler. Şu meşhur sözü birlikte okuyalım.
“ZARARLARINDAN
EMİN OLDUKLARI İÇİN DOSTLARINI UZAK TUTTULAR. KENDİLERİNE BAĞLAMAK İÇİN VE
YAKINLAŞMAK İÇİN DÜŞMANLARINI YAKINLAŞTIRDILAR. YAKIN OLDUKLARI DÜŞMANLARI DOST
OLMADI, UZAKLAŞAN DOSTLAR DÜŞMAN OLDU. HERKES DÜŞMAN SAFINDA BİRLEŞİNCE..”
Bu cümleler “Vicdanül Kumru, Cüzdanül Kumru ve
Zoraki Kumrulu” olarak düşünülürse demek istediğim çok daha iyi anlaşılır. Kumruluyu
aldatan ve Kumruluların tüm değerlerini ayaklar altına alanlar üstelik
Kumrulular da değil. Yakınlarınızla helallaşmanız mümkün ama dışımızdaki
çapsızlarla görüşmelerimiz hiç mümkün olmayacak!
Zaman
zaman insanın kendi kendini sikaya çekmesi gerekir. Bireysel olarak her birimiz
bunu sık sık yaparız. Ancak, insan ilişkileri açısından bu son derece zor bir
durumdur. Toplumda yeriniz nedir? Ne kadar insanlara güven veriyorsunuz? Ne
kadar dostunuz veya seveniniz var? Bulunduğunuz mevki ve makamları elinizden
aldıklarında çevrenizde kimler kalır? Aslında hastalık, düğün, davet ve ölüm
durumu bunun en iyi göstergeleri. Yukarıda da vurguladığımız gibi,
servetinizin, mevkiinizin ve makamınızın dışında insan olarak ne konumdasınız?
Her
birimiz öyle veya böyle üç beş kişi ile cenazelerin kalktığını, düğün veya
davetlerin yapıldığına şahit olmuşuzdur. İşte ben de oğlum Mehmet Akif’in
sünnet davetini yapmam sebebiyle böyle bir sınavdan geçtim. Son derece mutlu
oldum. Bu vesileyle başta oğlumu sünnet eden ve bizleri hiç yalnız bırakmayan Dr.
Cemalettin YAKTI Beyefendi olmak üzere, davetime gelen ve uzaktan-yakından
tebrik eden tüm dostlarıma teşekkür ediyor, böyle mutlu günlerin herkese nasip
olmasını diliyorum.
Hakikaten
Kumruda yaşamak son zamanlarda insana çok mutluluk ve keyif veriyor. 25 Haziran
Pazar günü büyük bir coşkuyla gerçekleştirilen toplu sünnet şöleni kelimenin
tam manasıyla mükemmeldi. 7 saat gibi kısa bir sürede 511 çocuğun sünneti
tamamlandı. Bu arada 200 kişiye yemek verilirken Sanatcı Aydın Alaybeyoğlu’da
konser verdi. İstanbul Ensar Hastanesi’nde aktif görevde olan Kumrunun değerlerinden
Harun Topalcı ve ekibi Kumru sağlık personeline büyük destek sağladı.
Kendilerini Kumrulular adına tebrik ediyoruz...
Dedik ya Kumruda yaşamak güzel. Sokaklar mis
gibi. İnsanlar da öyle. İşte bu güzel Kumru’ya bir yenisi daha eklendi. Masalar
sıra sıra. Her taraf meyve ve çiçeklerle kaplı. Derenin şırıltısı ve bir yudum
çay. İyi de bir dost. Bu kadar güzelliğe birde havuz olsa. Ya içinde canlı
balıkları seyretmek. Siz böyle bir yerde otururken balık yemek çok keyifli olur
herhalde. Cennet bahçesini tarif etmiyorum tabi ki. Kumrunun değerli insanı
Remzi Kınalı Kumru’nun tam ortasında böyle nefis bir yer hizmete açtı. Hayırlı
olsun.
Son
zamanlarda gerçekten Kumruda güzel şeyler oluyor. Tabi ki bunu birçokları
tesadüflere bağlaya bilir. Ama ben şahsen öyle düşünmüyorum.
Değerli
iş adamımız İsmet Erçal “İstanbul’da tanıştığım yaşlı bir Rum kadınından
dinlediği bir efsane sonucu hayatım değişti” diyor. Merak edenlere hemen
söyleyeyim. “DİLEK TAŞI EFSANESİ”
Bana 15 yıl önce anlatmıştı. Bugüne kadar sır
gibi sakladığım bilgiyi sizlerle paylaşmak istiyorum.
İsmet
Erçal’ın verdiği bilgi cidden işime yaradı. Ben her başım daralsa gider Düzoba
Yaylasındaki taşa otururum. Geçenlerde yaptığım sünnet daveti için yine aynı
şeyi yaptım. Ne ikram edecek yiyecek bitti. Ne de gelen davetli. Ne olsa da
bizim yollarımıza ilgi duymayan yetkililer bu taşa bir otursa da yollar emin
olur kendiliğinden yapılır. Vallahi bir yolunu bulup bu taşa iş görmeyenleri,
işten kaçanları, işi rast gitmeyenleri, oturtmak gerekir. Çocuğu olmayanlar,
çocuk isteyenler zaten oturuyorlar. CAN SIKINTISINI, GEÇİM DERDİNİ, KARI KOCA
KAVGASINI , HER DERDE DEVADIR......GÜÇ TAŞI.....DİLEK TAŞI..........
Bir
Kumrlu olarak ERÇALLARI kutluyorum. Kumrululuk buna denir işte. Kumru
sevdalılığı Kumruya, Kumruluya hizmet etmekten geçer. Yaptıkları her işte örnek
çalışmalar içerisinde olan ERÇALLARI kutluyorum.
Kim
ne derse desin, kim hangi açıdan bakarsa baksın ERİCEK YAYLASINI hizmete
açanları, en ufak bir katkısı olanları başta Sayın İsmet Erçal olmak üzere,
Sayın Kaymakamımız Mehmet Sarıcanı, Sayın Belediye Başkanımız Adil
Karaoğlanoğlu’nu Bölük Komutanımız Sayın Hüseyin Topuz’u Kumrulular olarak
yürekten alkışlıyorum.
Bu
yıl birincisi yapılan Ericek Yaylası Çilek Festivali kalabalık bir kalk
topluluğu ve misafirlerin katılımı ile muhteşemdi. Sanatcı Orhan Hakalmaz ve
Pınar Dilşeker’in konseri halktan büyük ilgi gördü. Bilhassa Harun Topalcı’nın gayretleri
ile İstanbul’dan gelen Mehter takımı gösterisi gerek Kumru’da ve gerekse Ericek
Yaylası’nda büyük takdir topladı. Güç taşına oturan 70’lik ihtiyarların
güreşleri büyük alkış aldı.
Kumru
güzel, Kumruda yaşamak güzel. Bir de şu bozuk yollar ve Kumruyu çiftlik olarak
görenler olmasa. Hepinize güzel günler efendim. Bekir AKKAYA/15 Temmuz 2000/ORDU
HABER GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...