Kişisel gelişim uzmanlarınca önerilen bazı kitap isimlerini sizlerle paylaşmak istiyorum. “Anlaşarak Mutlu Yaşayın, Bilgece Yaşamak, Hayata Gülümse, Her İnsan Hükümdardır, Kocanızın Başarısı Sizin Elinizde, Mutluluk ve Başarı Yolları, Yaşam Coşkusu, Yürek Bilekten Güçlüdür, Babalık Coşkusu, Çocuk Kalbi, Ev İşlerini Savaşa Dönüştürmeyin, Sinirlerinize Hakim Olun, İnsan Denen Meçhul, Olumlu Yaşama Sanatı, Etkili Dinleme, Başarılı İnsanın Karar Anı, Cesaret ve Fazilet Mücadelesi, vs…”
Öğrendiklerimizle ilişkilerimiz arasında yüzde yüz bir çelişkiyi her gün yaşıyoruz. Ya bu kitaplar yalan ya bizde bir terslik
var. Okudukça saldırıyor, öğrendikçe batıyoruz. Fiskos içersinde debelenen bir iş yeri. Dedikodu üreten bir fabrika ya da sokak. Kimin eli kimin cebinde belli değil. Öğrendikçe kibirleniyor, bilgilendikçe hırsa biniyoruz.Özden söz edenlerin aksine, söze cila çekiyoruz. Görüntü ve hatiplik mükemmel. Pozitif düşüncenin yöntemleri ve hayata gülümse. Ahlak ve fazilet ama illa da imaj. Gülümsedikçe riyakarlık fazlalaşıyor. Bir yığın bilimsel ve ilimsel bilgi. Kurallar ve kaideler. Bir o yana bir bu yana her gün yalpalıyoruz. İlişkiler menfaate endeksli. Kazanmak zorunlu, kaybetmek yıkılış. Ruhtan uzaklaştıkça cilalar kalınlaşıyor.
Mutlu olmanın bir yolu var ama pek raflarda gözükmüyor. Önerenler en çok sefil.
Aşağıdaki ilişki bir kapı aralıyor ama kişisel gelişim uzmanları bu kapıdan çok uzakta gözüküyor. Söz özden gelmeyince, hayata pek yansımıyor. Özü fark eden kişisel gelişim uzmanlarından ufak bir yansıma.
“Bir adam kötü yoldan para kazanıp bununla kendisine bir inek alır. Neden sonra, yaptıklarından pişman olur ve hiç olmazsa iyi bir şey yapmış olmak için bunu Hacı Bektaş Veli'nin dergâhına kurban olarak bağışlamak ister.
O zamanlar dergâhlar ayni zamanda aşevi işlevi görüyordu.
Durumu Hacı Bektas Veli'ye anlatır ve Hacı Bektas Veli - “'Helal değildir “ diye bu kurbanı geri çevirir.
Bunun üzerine adam Mevlevi dergâhına gider ve ayni durumu Mevlana'ya anlatır. Mevlana ise ; bu hediyeyi kabul eder. Adam ayni şeyi Hacı Bektas Veli'ye de anlattığını ama onun bunu kabul etmemiş olduğunu söyler ve Mevlana'ya bunun sebebini sorar. Mevlana söyle der: - “Biz bir karga isek Hacı Bektas Veli bir şahin gibidir. Öyle her leşe konmaz. O yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz ama o kabul etmeyebilir.” Der.
Adam üşenmez kalkar Hacı Bektas Dergâhı'na gider ve Hacı Bektas Veli'ye, Mevlana'nın kurbanı kabul ettiğini söyleyip bunun sebebini bir de Hacı Bektas Veli'ye sorar. Hacı Bektas da söyle der: - “Bizim gönlümüz bir su birikintisi ise Mevlana'nın gönlü okyanus gibidir. Bu yüzden, bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir ama onun engin gönlü kirlenmez. Bu sebepten dolayı o senin hediyeni kabul etmiştir"der.
Böylesi tevazu ve incelikle, birbirlerini yermek yerine yüceltebilmeyi becerebilen bir insan olmamız dileğiyle.
BEKİR AKKAYA/30 Ekim 2017/KUMRU
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...