30 Aralık 2007

EY RIZA-ŞİİR-İsmet KAYMAK'tan


Bir çift söz bende söylemek istedim.
Oradan buradan çok şey duydum.
Duyduklarım bende saklıdır.
Figüranların senaryosu hayali bir yalandır.

Kimileri tuzu fazla yiyince çok susar
Suyu fazla içince karnı şişer.
Onu sağa sola boşaltmak için biraz kusar
Göle bir taş da ben attım.Bakalım ne çıkar

Topraklar,Taşlar birbirine karışmış
Yazarlar,çizerler birbirine laf etmiş
Çok güzel şiir ve yazılar ortaya çıkmış
Yazılanlar İsmet’in hoşuna gitmiş

29 Aralık 2007

KARADENİZ GÖRME ENGELLİLER DERNEĞİ GENEL KURULU YAPILDI

Geçtiğimiz aylarda Kumru İlçesinde kurulan Karadeniz Görme engelliler derneğinin Genel kurulu yapıldı.İlk defa bir ilçede kurulan genel Merkez ünvanlı Karadeniz görme engelliler derneği Kumru İlçesinde Başkan Faruk Teber'in başkanlığında oluşturulmuş ve kurulduktan sonrada Başta kaymakamlık ve belediye başkanlığı olmak üzere resmi daire amirlerini ziyaret ederek özürlüler adına destek istemişti.
Bu konuda ilk desteği Kumru Belediye Başkanı Ticabi Civelek ve Fatsa Belediye Başkanı Hüseyin anlayan verdi.Kumru Belediyesinin alt katında işyerlerinden bir tanesini derneğe tahsis eden Ticabi Civelek'ten Sonrada Fatsa Belediye Başkanı konuya

28 Aralık 2007

Ölümden Sonrasına Yolculuk-Cennet ve Cehennem-8 /Bekir AKKAYA

Bu satırları yazdığım sırada bir televizyon kanalında “Türkiye’nin korkuları” tartışılıyordu. İlginç, aslında bu kadar yazdıktan sonra bazı kelimeleri kullanmak ya da kalıp dışı bir cümle ne anlam ifade edebilir? Mesela biri çıksa “Herkes cennete gidecek!” dese kime ne zararı olur?
Hayatımızın her alanında olduğu gibi din konusunda da korkularımız çok fazla. Korkudan maksadım günah işleme korkusu. Din aslında günahları akla getirmemeli ve dinin öğretilerinde günaha çok yer olmamalı. Bunun da ötesinde kimse günah bekçiliğine soyunmamalıdır. Din konusunda görüş ve düşüncesinden dolayı her ülkede bırak mahalle baskısını ruh ve beden ayrılmasına bile neden olan bir dünyada yaşıyoruz. “Din Bu” adında iki farklı inananın yazdığı iki kitabı okumuş biri olarak, hangi inanç ve düşünceden olursa olsun, asıl yaratanın bile reva görmediği yaşam hakkını ortadan kaldırma durumları ister istemez bizim de kendi düşüncelerimizi istediğimiz gibi paylaşma imkanı vermemektedir. Söz konusu kitaplar nedeniyle bildiğim kadarıyla her iki yazar da istemedikleri durumlarla karşı karşıya gelmişlerdir. Oysa korku olan yerde dinden de, başka şeyden de söz edilemez. Sağlıklı bir kabul ve teslimiyet ancak korkulardan arınmakla mümkün olur.
Korkunun akılla bir ilişkisi vardır. “En çok Allah’tan Alimler korkar” ifadesi, aslında bilgiyle ilgilidir. İslam’daki takvanın karşılığı akıl ve bilgidir. Akıl ve bilginin yetersizliğinde ise devreye ruhu arındıran uygulamalar girer. İşte buradaki öğretiler İslam’da tasavvuf olur, başka dinlerde başka şey. Ne olursa olsun ruhsal bir durum söz konusu ise ve bedende

27 Aralık 2007

Fiskomar Kumru Şubesi Kapanıyor

Kumru Belediye Hizmet Binasında Eski Kumru Halk Bankası’nın bulunduğu yerde hizmet veren Fikobirliğe bağlı Kumru Fiskomar Şubesi Alış-veriş merkezi kapanıyor.

26 Aralık 2007

Fizme'nin Belediyeleri Birleşiyor/ Bekir AKKAYA

Düşüncenin kimden ve hangi amaçla ortaya atıldığını bilmiyorum. Hangi amaç gözetilirse gözetilsin şahsen benim için bir Fizmeli olarak son derece olumlu bir durumdur.Neden mi söz ediyorum? İki Fizme Belde Belediyesi’nin birleştirilme düşüncesinden.
Neden şimdiye kadar düşünülmedi bunu da bilmiyorum. Bundan sonra bu düşünce hayata geçer mi, geçmez mi bunu da bilmiyorum. Bana göre düşüncesi bile Fizme açısından son derece güzel bir durum.
Bilmeyenlere ufak bir bilgi.
Kumru’nun iki köyü olan Aşağıdamlalı ve Yukarıdamlalı Köyleri belde belediyesi haline getirildi. İlk belediyelik olan Yukarıdamlalı Köyünden bir dönem sonra ise Aşağıdamlalı Köyü Fizme adını alarak ikinci bir belediye Fizme topraklarında ortaya çıktı. Fizme toprakları ifadesini sakın yadırgamayın. Çünkü bu iki köy 300 yıldan bu yana Fizme olarak bilinir. Hatta Fizme-i Ula ve Fizme-i Süfla bu iki köyün önceki isimleri. Aşağısı da olsa yukarısı da olsa bu iki topraklar hep Fizme olarak bilinir. Yüz yıllardır “Fizme”, olarak bilinen köy, belediye olduktan sonra benim bile kafamı karıştırdı. Mesela bugün Abdi Hoca’nın kabrinin bulunduğu Avdullu şimdiki iki belediyeden ayrılarak Avdullu Köyü olarak iki Fizme’den de ayrıldı. Şimdi size bir soru : Abdurrahman Hilmi Bilici yani Abdi Hoca size köre nereli. Bugün için Fizmeli değil. Neden mi? Avdullu Köyünden de ondan.
Fizmenin bayramlarını bilirsiniz. Yüz yıllardır yapılan ve tüm Fizmelileri bir araya getiren bu bayram etkinlikleri bugün amacına uygun olarak

Fatsa'da Katlı Otupark'a İmzalar Atıldı

Fatsa Belediyesince Projelendirilen,Fatsa ya yeni bir vizyon kazandıracak "Katlı Otoparkın" imzaları atıldı.Bilindiği üzere yap işlet devret modeli ile yapılacak olan ihaleye Erçal A.Ş ve Fatsa Yatırım A.Ş firmaları girmiş ,Erçal A.Ş ihaleyi almıştı.
Katlı Otoparkın imzaları Fatsa Belediyesinde basın huzurunda ilgili taraflarca atıldı.İmza Törenine Fatsa Belediye Başkanı Hüseyin Anlayan,Erçal A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Nurhan Erçal,yönetim kurulu üyeleri Sait Erçal,İsmet Erçal ve Erçal A.Ş genel koordinatörü Burhan Erçal ve yerel basın katıldı.
İmza töreninden önce basına "Katlı Otoparkın" sinevizyon eşliğinde sunumu yapıldı.İmza töreninden önce konuşma yapan Fatsa Belediye Başkanı Hüseyin Anlayan; "Bazı kesimlerce hayal olarak gözüken bu projenin bu aşamaya gelmesinden dolayı çok mutluyum.7000 mkare alana yapılacak olan projemizde

PADİŞAH VE ANNELERİ-İŞTE OSMANLI

I.Murat'ın annesi Bizanslı Horofira yani Nilüfer hatun.....
Yıldırım Bayezıd'in annesi Bulgar Marya yani Gülçiçek hatun.....
Çelebi Mehmet'in annesi Bulgar Olga hatun...
II.Murat'ın annesi Veronika,
Fatih Sultan'ın annesi Sırp Despina yani Huma hatun,
II.Bayezid'in annesi Kornelya,
Yavuz Selim'in annesi; Ayşe takma adlı Pontuslu bir Rum.
Kanuninin annesi; Polonya yahudisi Helga yani Hafza sultan,
II. Selim 'in annesi Yahudi kızı Roksalan yani Hürrem sultan;
III.Murat 'in annesi Yahudi Rasel yani Nurbanu sultan,
III.Mehmet'in annesi Venedikli Bafo yani Safiye sultan;
I.Ahmet'in annesi Yunan Helen yani Handan sultan;

23 Aralık 2007

ANNE ÖLDÜ, BABA ÖLDÜ; KIZ KAYIP, BEBEK SATILDI!!!

KUMRU’DA BİR ANNE DOĞUM SIRASINDA HAYATINI KAYBETTİ, ANNENİN ÖLÜMÜNDEN DOĞAN BEBEĞİ SORUMLU TUTAN AİLE YAKINLARI ADI BİLE KONMAMIŞ BEBEĞİ ORDU BİR AİLEYE VERDİLER… DRAM BUNUNLA DA BİTMEDİ:.. BÜTÜN BU OLUP BİTENLERE KAHIRLANAN BABA DA ARDINDAN HAYATA GÖZLERİNİ YUMDU:..Aslında olayların gelişimi yaklaşık 3 ay öncesine dayanıyor…Geçtiğimiz Ramazan Bayramından 6 gün sonra Ekim ayının 18’inde dogum sancısı tutan 40 yaşındaki Ayşe Yılmaz Fatsa Devlet Hastanesinde sırasında hayatını kaybetti.. Bebek ise kurtarıldı. Yılmaz ailesinin dramı ise buradan itibaren başladı.
Cenazenin kumruya getirilmesinden sonra, anneye düşkün olan

Kurban Bayramı Vesilesi İle Dostlar Uygur Evinde Çiğ Köfte Merasiminde Birara ya Geldi

Kurban Bayramı Sebebi ile Ordu ve ilçelerine gelen eski dostlar Kumru Uygur Evinde çiğ köfte merasiminde bir araya gelerek bayramlaştılar.Organizesini Kumrulular Derneği eski başkanı Harun Topalcı ve Murat Yüreklinin yaptığı proğramın sponsoru ise Erçal kardeşlerdi.
Proğrama AKP Ordu Milletvekili Mustafa Hamarat,Kumru Kaymakamı Özgür Körükçü,Azdavay Kaymakamı Salih Ayhan,Kumru Belediye Başkanı Ticabi Civelek,eski Korgan Belediye Başkanı M.Ali Akkiraz,Gümrükler eski Genel Müdürü Sezai Uçarmak,Efit Genel Müdürü Murat Hatipoğlu,Ordu Yağ Sanayii Genel Müdürü İ.Hakkı Kütük,Fiskobirlik Yönetim Kurulu Üyesi Sıtkı Şarman,AKP Eski Ordu İl Başkanı Engin Tekintaş,Erçal A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Nurhan Erçal,Yönetim Kurulu Üyeleri Sait Erçal,Mustafa Erçal,İsmet Erçal,Burhan Erçal,Ünye esnaflarından Fahri Şahin ve diğer konuklar katıldı.
Kumru İmam Hatip Lisesi Müdür yardımcısı Mustafa Bilginin yoğurduğu çiğ Köfteye genç sanatçılar Kadir Başar ve Sefa Saygı sazları ile,Milli Eğitim Şube Müdürü Erol Başar da sözleri ile katkı yaptılar.
Erçal A.Ş Yönetim Kurulu Üyesi,AKP Ordu İl Genel Meclis Üyesi İsmet Erçal; "Katılımlarınızdan dolayı Erçal A.Ş olarak onure olduk..Organizemizi yapan Murat Yürekliye ve çiğ köftemizi yoğuran Mustafa Bikgin e ve sizlere teşekkür ediyorum"dedi.

Gurbetçiler Kurbanlarını Kumrulu Kız Öğrencilere Bağışladılar

Almanya Milli Görüş Teşkilatında görevli Kumrulular,Samsun Kumrulular Derneği ve öğrencilerin manevi babası iş adamı Ali Peru kurbanlarını Kumrunun yüksek köylerinden olupta ,Kumruda okuyan kız öğrencilere bağışladılar.
Kumru Belediye Mezbahanesinde kesilen büyükbaş hayvanlar belediye et taşıma aracı ile öğrenci evlerine dağıtıldı.
Konu ile alakalı olarak açıklama yapan iş adamı Ali Peru; "Ben ve çocuklarım kurbanlarımızı bu yıl Kumruda okuyan öğrencilere vermeyi uygun bulduk.Ben ve Yüksel yaylak kardeşim sözümüzdeyiz Kumru Belediyesi bize yer tahsisi yaparsa Kumruya bir kız öğrenci yurdu kazandıracağız.Bu konuda Kumru Belediyesinin ve Kumruluların gayretlerini bekliyoruz" dedi.*Bekir Akkaya-Murat Yürekli

Deniz Fenerinden Öğrencilere Bayram Hediyesi

100 Yılın iyilik hareketi ,Deniz Feneri Derneği Kurban Bayramında Kumru İmam-Hatip Lisesi öğrencilerine giysi yardımında bulundu.
Daha önceden okul idaresince belirlenmiş öğrencilere isimleri yazılı paketler Deniz Feneri Kumru Gönüllüsü Murat Yürekli ve Okul Müdürü İbrahim Tatlıgül tarafından içlerinde kaban,ayakkabı ve diğer eşyalar olan giysi paketleri dağıtıldı.
Konu ile alakalı açıklama yapan Kumru İmam-Hatip ve Anadolu İmam-Hatip Lisesi Müdürü İbrahim Tatlıgül; "Öğrencilerimizi bu bayram gününde unutmayan,Deniz Feneri Derneğinin Samsum Sorumluları Yusuf Bey,Mürüvvet Hanım ve Kumru Gönüllüsü Murat Yürekli ye Okul idaresi olarak teşekkür ediyorum" dedi. *Murat Yürekli*Bekir Akkaya

22 Aralık 2007

KUMRU UYGUREVİ'NDE BAYRAMLAŞMA VE KUMRU GECELERİ

Kumru Erçallar Uygur Evinde Seçkin davetlilerin bir araya gelmesi ile Çiğ köfte yenildi, tanışıldı ve bayramlaşıldı. Çiğ köfteyi Kumru İmam Hatip Lisesi Müdür Yardımcısı Mustafa Bilgin hazırlarken, Organizeyi ise Murat Yürekli ve Harun Topalcı Gerçekleştirdi. Sponsorluğunu Erçalların yaptığı geceye yeni Fiskobirlik' yönetiminin yanı sıra Kumru Kaymakamı, Çatalğınar Eski Kaymakamı, Akparti Ordu Millet Vekili Mustafa Hamarat Kumru Belediye Başkanı, Eski Korgan Belediye Başkanı, Ordu Eski Ak Parti İl Başkanı Engin Tekintaş

Ölümden Sonrasına Yolculuk ve Köken Atomu (Şifre ) -7 /Bekir AKKAYA

Soru şu ", Ruh ayrılınca bedenin bir hükmü yoksa, kabir ziyaretlerinin anlamı olur mu?
Geçenlerde bu konulara vakıf ve ilmine güvendiğim Samsun'daki büyük üstadım H.B'e yıllarca ilgili merak ettiğim bir soru sordum. "Beden bana göre ruhun bedenden ayrılmasından sonra pek bir anlam ifade etmiyor. Bu durumda kabirleri ziyaret etmenin bir anlamının da olmaması gerekir." Deyince , H.B. bana şu bilgiyi verdi." Hayır öyle değil. İnsan bedeninde uyluk kemiğinin yakınlarında gözle görülemeyecek kadar bir parça vardır. Ruh bedenden ayrılınca, ve ceset toprakla temas edince her şey dağılır ve parçalanır, toprak olur. Ancak cesetteki bu parça ne çürür, ne de yanar. İşte bu parça insan bedeninin şifresini ve planını içersinde barındıran özdür." İnsanlarda daha sonra bu özden tekrar haşrolonacaktır." Açıklamasında bulundu. O günden sonra bana anlamsız gelen kabir ziyaretleri, anlamlı hale geldi. Buradan itiraf etmek gerekirse o güne kadar ziyaret etmediğim kabir ziyaretlerini çok ziyaret etmeye başladım.
Çok sonra Okuduğum Dıon Fortune'nin "Ölüm Kapısından Geçiş" kitabının 48 ve 49 sayfalarında çok ilginç bir açıklama var ki, H.B.'ün bilgileri ile sanki aynı. Üstelik Dıon Fortune bu bilgileri aktarırken İslami bir bilgi olarak vermemektedir. Hatta ilgili bölümün ilerleyen satırlarında İslami düşünceyle yüzde yüz uyuşmayan bilgiler de mevcut. Bilgiyi kitaptan okuyalım " Ruh, asıl ölüm yaklaşırken kendi düzleminde uyanır, son bir gayret göstererek bedene konsetre olur ve gizemli bilgilere sahip olanların "Köken Atomuna Kayıt Yapma" işlemi dedikleri görevi tamamlar."
"Köken Atomu'nun fiziksel benzeri atom

19 Aralık 2007

KUMRU MERKEZ CAMİİNDE BAYRAMLAŞMA





















Kumru Merkez
Camiinde Kumruban Bayramı namazı sonrası Kumrulular birbirleri ile bayramlaştı. İşte namazdan hemen sonra çekilen görüntüler.

17 Aralık 2007

En İyi Fotoğraflar (2004)

YARDIMA DAVET!

YARDIMA DAVET! Kumrunun yüksek köylerinden olup,maddi sebeblerden dolayı okuyamayan kız öğrencileri 4 yıldır Kumrulu hayırseverler tarafından okutulmaktadır. Bu çocukların barınma,gıda,yakıt v.s giderleri hayırseverler tarafından karşılanmaktadır. Bu çocuklarımıza yardım yapmak isterseniz Aşağıdaki telefondan bilgi alabilirsiniz.Yine bu çocuklar adına kurban keseceğiz.Sizler adına vekaletle geçen yıl olduğu gibi kurban keseceğiz.Kurbanlarınızı ve nakti yardımlarınız bekliyoruz.
Herşey gönlünüzce olsun. BİLGİ İÇİN :
GSM=0-536-4941366
Ziraat Bank Kumru Şubesi
Hesap No=6836161-5001
Şube Kodu=644
İlginize şimdiden teşekkürler.

Kumru da Muharrem Ayı ve Aşure Günü Kutlandı

İslam aleminde kutsal sayılan Muharrem ayının 10 gününde Kumrululara aşure dağıtıldı.Kumruluların gayretleri ile 150 kız çocuğunun okumaları için oluşturulan Kız yurdunda misafirler ağırlandı.Organizesini Kumru temsilcimiz Murat Yüreklinin yaptığı gecede Kumru Belediye Başkanı Ticabi Civelek,Kumru Müftüsü Abdullah Pamuklu,İlçe Milli Eğitim Müdürü Abdülkadir Hocaoğlu,Çarşamba Tekstil Fabrikası sahibi İzzet Kılıç,Kumru esnafı,okul müdürleri ve basın mensupları katıldı.Yenen yemek ve aşure ikramından sonra Kumru Müftüsü Abdullah Pamuklu dua ve selamlama konuşması yaptı.
Kumru temsilcimiz Murat Yürekli de gece

Deniz Feneri Kurbanlarinizi Kimlere Ulastiriyor, Bilmek Ister Misiniz?

Muğla’nın dağlarında bir köy… 8 mahalleli Otmanlar Köyü…Çoğu mahallesi yolsuz, elektriksiz, susuz. Halen ağaçtan barınaklarda yaşam sürenler var. Tarım, hayvancılık yok denecek kadar az. Bebek ölümleri diğer köylere göre fazla. Hastalar, ağaç dallarından yapılan ilkel sedyelerle 22 km. taşınarak köy merkezine getirilip ordan da sağlık ocağına götürülüyor.İşte, Otmanlılar, tüm bu zor şartlar altında hayatta kalma mücadelesi veriyor.
***********
85 yılın yükünü omzunda taşıyan Gülsün Nine, Otmanlar’ın belki de en yaşlısı.Evlendikten sonra gelmiş, Otmanlar'a. Bir zaman sonra eşini, evladını kaybetmiş. Torunuyla birlikte yapayalnız kalmış. Şimdilerde tek başına zorluklarla büyütüp evlendirdiği torununun yanında, hayatının son demlerini yaşıyor.


*********
DENİZ FENERİ GÜLSÜN NİNE’Yİ BU BAYRAM DA UNUTMUYOR.SİZDEN GELENLERİ ONA VE ONUN GİBİ BİNLERCESİNE ULAŞTIRIYOR.
<<>>

AYRINTILAR İÇİN TIKLA : http://www.denizfeneri.org.tr/kurban.aspx

Avrupadaki Gurbetçiler Kurbanlarını Kumru da Okuyan Öğrencilere Bağışladılar! GEÇEN YIL BU ZAMANLAR

Avrupa da bulunan Kumrulu gurbetçiler kurbanlarını Kumru da okuyan öğrencilere bağışladılar.Kumru Belediyesi mezbahanesinde kesilen kurbanlar öğrencilerin bulunduğu kurs ve yurtlara itina ile dağıtıldı.Almanyadan bizzat Kurban organizesini görmek için Kumru ya gelen Okan Üçüncü; " Biz Avrupada ki Müslümanlar kurbanları alıyor,başta Afrika ülkeleri olmak üzere değişik yerlerdeki ihtiyaç sahiplerine dağıtıyoruz..Ben kendim Kumruluyum, öğrencilere yönelik

16 Aralık 2007

DOST SOFRASI!!!--Ekrem Saygı Yazdı-www.kumru.tv

“Ruhumun daraldığı zamanlar da” … diye, başlıyor yazısına Haşmet UZAR. Uzun bir cümle ile, nefes almadan, son derece mükemmel.
Yorumladığında her insanın farklı yorumlar getirebileceği bir yazı. Devamla; “Bayram Dağı’nın ardında kalmaya başlayan güneşin, ayaklarını elekçi sularında yıkayarak başlattığı akşam saatleri, Pösküden’e ince bir soğuğa sarılmış çiğ taneleri ile iner…”
Sonra o çiğ taneleri yavaş, yavaş kaybolur. Gölgeler koyulaşmaya başlar, Bayram Dağı’nın eteklerinde. Aydınlık, karanlığın koynuna saklanır. Pürüzsüz, pırıl, pırıl bir gökyüzü. Yıldızlar göz kırpar size semanın derinliklerinden…
Dolunay.. Gittikçe yükselir Bayram Dağının üzerinden. Ağaçlar soyut görüntülere dönüşür, gölgeler yeniden belirir. “İnce bir soğukla inen

14 Aralık 2007

--- BU ŞEHİRİN SESİ VAR---İsmet KAYMAK'TAN

Bu şehrin sesi var demişsem varsa vardır.Bu şehirde ne insanlar doğdu ve gelip gitti.Hepsinin sesi çıkıyordu.Ta doğarken bile dünyaya insanlar sesli geldiler.Şehirde insanlar varsa,şehrinde sesi vardır.
Aslında tüm canlıların sesi vardır.İnsanlar,Kuşlar ,böcekler,hayvanlar,ağaçlar ve bitkiler,ama onları duyacak kişi ve kişiler önemlidir.Bütün bunlar başka yerde olduğu gibi bu şehirde de vardır ve yaşıyordur.Yaşıyorsa da sesi de vardır.
Bu şehirde kimi mal sahibi kimi mülk sahibidir.Bu şehirde kimi oynuyor kimisi oyalanıyor.Kimi paralı kimi vefalıdır.Bu şehre kimileri çamurlu yollardan yaya geliyor.Çamurlarını da elbisesinden bu şehre bırakıp gidiyor.Alın başınıza çalın dercesine…Bana ne senin arabandan , bakkalından ,dükkanından ve Bilgisayarından deyip alıp başını gidiyor bu şehirden.Bu şehrin çok okumuşlarının ayrı bir havası,az okumuşlarının çok bilmişlikleri ve çok konuşup az iş yapmaları inan insanları kahrediyor.

13 Aralık 2007

DELİ midir? VELİ midir?-İsmet KAYMAK-YENİ

Bazı köşelerde yazılan yazıları gördüğümüzde heyecanla okuruz .Bazen de okuduklarımızdan çok etkilenirken,çok da güzel yazmış diye övgü ile,o yazarı göklere çıkarırız.
Memleketimizde her şeyin çok olduğunu düşünürsek,bunlardan başta insanlar,hayvanlar,böcekler,bitkiler ve diğerleri diye gruplandırmak mümkündür.Bu gruplardan da kendi aralarında kısımlara ayrılanlar vardır.İnsanlar kendi aralarında zenginler ,fakirleri de vardır.Herkes kendi üzerine düşen vazifeleri yapmaya çalışırlar.Bunların arasından birileri çıkar ki onlara zamanla tahammül edemezsiniz.Kim bunlar ? diyecek olursanız:Çok akıllılar,Az akıllı olanlar ve yarım akıllı olanlar.Bunlar arasından faydalı olanlar ile zararlı olanları ayırmak gerekir mi? Bilemiyorum.Bazen düşünürüm de Hem akıllı hem yalancı,hem de yalakadır.Laf getirip götürürler.Yağcıdırlar.Bunları hem seversiniz,hem de nefret edesiniz gelir.Az akıllı olanlar ise etliye sütlüye pek karışmazlar.Bilmiyorum,görmedim,duymadım.Felsefesinden yola çıkarak yaşamlarını sürdürürler.Memlekette terör varmış yokmuş,haksızlık ve hukuksuzluk oluyormuş umurlarında bile olmaz.Birde

ABDULKADİR BELLİCİ 6. YAŞ GÜNÜNÜ ANA OKULUNDA KUTLADI

Ken-Pa Ticaretin sahibi Kenan Bellici'nin oğlu Abdulkadir 6.Yaş Gününü Mehmet Akif Ersoy İlköğretim Okulu Ana Sınıfında kutladı
Annesi Penbe Bellici ve Babasi Kenan Bellici ve ablasi Nidagül, arkadaslari ve Ana Sinifi Ögretmeni birlikte yas günü pastasini kesen Abdulkadir Bellici kendisine verilen hediyeleri kabul ettikten sonra herkese pasta ikram etti.
Baba Kenan Bellici ise bu günleri görmekten dolayi Allah'a sükür ettigini belirterek, "Allah nasip ederse ikinci Ken-Pa'yi abdulkadir Bellici'nin kuracagini belirtti. Bellici, Allah'in izniyle seneye Abdulkadir Bellici'ye dillere destan bir sünnet merasimi düzenleyeceklerini ifade ederek, davetlilerin simdiden hazirlikli olmalarini istirham! etti. Bu arada Abdulkadir için bir dünür aradigini da belirten Kenan Bellici, taliplilerin kisa özgeçmisi ile birlikte Ken-Pa'ya basvurmalarini aile içi seçici kurulun karar vermesinden sonra seçim yapilacagini da sözlerine ekledi AYRINTI VE GÜNCEL HABER : www.kumru.tv

12 Aralık 2007

Nihat'tan Bekir AKKAYA'ya Şiir / Haşmet Uzar


Gitti Bekir geldi Nihat
Ne belam varmış heyhat
Daha kolay bu yoldan sırat
Zannetmeyin geçilmez Fırat
Bir geçen bulunur a dostlar

Sus demeye dilin varmaz
Dost dilidir adam yormaz
Avcı olmayan ceylan vurmaz
Dil kemiksiz karar olmaz
Bir konuşan olur a dostlar

Bekir’in uslanmaz dili

11 Aralık 2007

İMAM’IN YARDIMINA ÜSTEĞMEN YETİŞTİ, HATİPLİ İMAMI MEHMET AĞIRBAŞLI ÖLÜMDEN DÖNDÜ

Geçirdiği rahatsızlık nedeniyle yolda baygınlık geçiren Hatipli Camii İmamı Mehmet Ağırbaşlı, karakoldaki askerlerin farketmesi sonucu hastaneye kaldırıldı.
Olay Samur Mahallesinde İlçe Jandarma Karakolu’nun hemen bitişiğinde bulunan Hatipli Camiinde maydana geldi.
Alınan bilgilere göre, namaz çıkışı evine gitmek isteyen Mehmet Ağırbaşlı birden fenalaşarak halsizleşti.. Bunun üzerine Ağırbaşlı’nın halsizleşme durumunu Jandarma Karakolunda nöbetçi askerim farketmesi üzerine hemen üst’üne haber verildi.
Daha sonra İlçe Jandarma Komutanı Üsteğmen Murat Ayyarkın ve Nöbetçi Astsubay Nizamettin Ustacı baygın olan imama ilk müdahaleyi yaptı. durmunu Karakol Komutanı hızır acil servisi de arayarak Ambulansın gelmesini sağladı.

İLK MÜDAHALE ÖNEMLİ

Ambulansla Kumru Devlet Hastanesine kaldırılan Mehmet Ağırbaşlı burada yapılan ilk tedavisinden sonra Fatsa Devlet Hastanesi Noroloji Servisine sevkedildi. Burada bir süre müşahade altında tutulan Ağırbaşlı daha sonra taburcu edildi.
Hastane yetkilileri, Ağırbaşlı’ya yapılan ilk müdahalenin olumlu etkisi olduğunu belirtti.Şu anda İmam Ağırbaşlının sağlık durumu son derce iyi.

Fatsa'da Erçallar Otopark Yapacak


Fatsa Belediyesi'nin aylık 13.5 milyar YTL'ye ihaleye açtığı Otopark ihalesini ERÇAL AŞ 38 milyara aldı.Erçal AŞ'nin karşısında ihaleye giren Fatsa Grubu ise verilen fiyat karşısında geri çekildi.
Fatsa'nın en gözde yeri olan Orta Camii Mevkiindeki otopark 2008 yılına kadar hizmete girecek.

10 Aralık 2007

Sizler Ben ve Onlar /Han ZEMHERİ


Sizler, bizler ve ötekiler…

Herkesin ne çok öyküleri vardır. Her öykünün de alıp götürdüğü yıllar. Ama her birimiz kendi iç dünyasındaki “ben”lerle birlikte gider olduk o güzelim yıllarla…

Ardımızdan sövenlerin yine ardımızdan sesleri çınladı; “ya bir türlü çözemedik şu adamı” cümlelerinin altında, yüz yüze gelememenin ezikliğinin yattığını sadece “anlayabilenler” görebilecek.

Bu yazıları öldük de ardımızdan böyle söyleniyor teorileri olarak değil de, yitip giden ve hiçbir artı koyamadığımız kayıp zamanlar üzerine söyledim



Birileri dışında, birileri; birilerini şöyle karşısına alıp

A BEYLER!!!(ŞİİR)-Nihat SEBASTİYAN

Gaipten sesler duyarsınız.
Soyadınızla uzadıkaça uzarsınız.
Durmadan haşhaş yer kusarsınız.
Hasat mevsimi gitti gidiyor beyler.
Nihat size ne söylerse az söyler.


Alaylı uslup deyip takılmışsınız
Tuzla unu birbirine karıştırmışsınız.
İnşaatçı olup harca girmişsiniz.
Bu yaşta inşaatcı olunmaz beyler
Nihat size ne söyler se az söyler.


Özünün sırlarına akıl ermeyen
Giriş çıkışları yanlış belleyen
Hoş geldini işin gereği söyleyen
Sizin ortak noktanız bulunmaz mı beyler.
Nihat size ne söylerse az söyler.


Biriniz isim verip ortağız demiş
Biriniz yalan dolan iftira demiş
Anladım ki otaklık birbirini yemekmiş
Yiğin birbirinizi yamyamca beyler.
Nihat size ne söylerse az söyler.


Çabanoğlu soluttukça soluttu.
Haşmet çok uzadı ismini unuttu
Yahu bunları böyle kimler kudurttu.
Sizi birbirinize sarak mı beyler
Nihat size ne söylerse az söyler.

Birinizin akı birinizin yakı var
İkinizin boynun da gümüş takı var.
Ne şairler geldi neler buldular
Meydan size kaldı atışın beyler.
Nihat size ne söylerse az söyler


BEKİR'E CEVAP!/HAŞMET UZAR


Sen bu sesi bir yerden tanırsın

Olmayanı gerçek sanırsın

Uzar soyadı yeni değil Bekir

“(Haş)a takıldım” demişsin”haşmet”

Asıl sen Bekirdeki (kir) e dikkat et



Alaylı olmuş üslubun demişsin

Nokta nokta koyup küfretmişsin

Tuzu kimin yediği belli olmuş böylece

Anlaşılan sen halt etmişsin

9 Aralık 2007

DOKTOR CEMALETTİN YAKTI RESMEN BAŞHEKİM


Kumru Sağlık Grup Başkanı Dr.Cemalettin Yaktı, Kumru Devlet Hastanesi Başhekimliği’ne atandı.
Uzun süredir Kumru Sağlık Gurup Başkanlığı görevini yürüten Dr.Cemalettin Yaktı’nın Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan atamasına ilişkin yazı önceki gün Ordu Valiliği tarafından Kumru Devlet Hastanesine gönderildi

8 Aralık 2007

TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK ÖZEL HABER AJANSI (İHA)HALKA AÇILDI


Türkiye'nin en büyük özel Haber Ajansı olan (İHA) İhlas Haber Ajansı halka açıldı. Anlık haberleri ile internet sitesindeki haberlerdeki şifreyi kaldıran Ajans, görüntülü ve işlenebilir fotoğraf hizmetini ise abonelerine sunmaya devam ediyor
Türkiye'nin En Büyük Özel Haber Ajansı İHA, artık okuyuculara açıldı. Türkiye ve Dünya'nın tüm yazılı ve görüntülü basın yayın organlarında her gün ve her saat İHA logosuyla Türkiye'nin gururu olan Ajans, sonraki yıllarda bir çok özel haber ajanslarına da örnek teşkil etti.
Basın dünyasına yüzlerce eleman kazandıran ve Türkiye'nin tüm ilçe ve beldelerinde muhabir bulunduran ve Yurtdışında tüm merkezleri kontrol altında tutan İHA, habercilik dalında da sayısız ödüller alan bir kuruluş
Bünyesinde barındırdığı onlarca canlı yayın aracı ve binlerce çalışanı ile "Ulaşılamayan Yerlere" ulaşabilen, Dünya tarihine yön veren olaylarda "tek" olma özelliği ile Irak'ın işgalini ve Saddam heykelinin yıkılışını tüm dünyaya canlı aktaran İHA'nın artık okuyuculara yönelik hizmeti çok tartışılacağa benziyor.
Habercilik alanında öncü olma özelliğini son Okuyucu'ya açılma hamlesi ile bir kez daha kanıtlayan İHA, gerek alt yapısı gerekse kazandığı Kurumsal Kimlik'le önümüzdeki günlerde yeni projelere de imza atacağa benziyor.
HABER : İsmail Ballı/İstanbul

ORDU'NUN EN BÜYÜK İHALESİNİ ERÇAL AŞ KAZANDI


Fatsa Belediyesi'nin aylık 13.5 milyar YTL'ye ihaleye açtığı Otopark ihalesini ERÇAL AŞ 38 milyara aldı.Erçal AŞ'nin karşısında ihaleye giren Fatsa Grubu ise verilen fiyat karşısında geri çekildi.
Fatsa'nın en gözde yeri olan Orta Camii Mevkiindeki otopark 2008 yılına kadar hizmete girecek.

Ben Adamın Gözünden Tanırım!/ARŞİV

Süreklilik arz eden ilişkileri kendim kurmaya çalışırım. Biriyle dost ya da arkadaş olmayı ya da tanışmayı arzu edersem kendim ölçüp biçerim. Bu noktada çok fazla seçiciyimdir. Acele ile yapılan ilişkiler birçok nedenden dolayı başarıya ulaştırmıyor. Sonuçta ya hayal kırıklığıyla ya da mahcubiyetle noktalanıyor. Bu konuda çok fazla ne hayal kırıklığı ne de mahcubiyet yaşadım.

Birileri gelerek “ şu adam şöyledir, bu adam böyledir” gibi sözlerle kendi hayal kırıklıklarını ya da kuyruk acısı sonucu oluşan ön yargılarını size dayatmaya çalışsalar da ben bu tür kişilere hiç yüz vermem. Çünkü bu tür insanların ortak özelliği “hiçbir ilişkilerinin sağlam olmadığı” yönünde, bende bir kanaat çoktan oluşmuştur. Bu kanaate ulaşmak ise ya bilgelikten ya da tecrübe denilen kazıklardan oluşmadır…

“Oturduğum yerden kalkmam ve kalktığım yere oturmam” sözünü prensip edinen birinin zaman zaman şok davranışlarla karşılaşması yine dostlarımız sayesinde oluşur. Bazı birliktelikler bazı olumsuz durumları da beraberinde getirir. Bu satırların yazarı bunun bilincindedir ve olabilecek duruma hazırdır. “Hoş geldiniz”i de biliriz ağırlamayı da…Neyin nerede

KUMRULULAR EĞİTİM KÜLTÜR VE YARDIMLAŞMA DERNEĞİNİN 5. OLAĞAN KONGRESİ/ARŞİV

KUMRULULAR EĞİTİM KÜLTÜR VE YARDIMLAŞMA DERNEĞİNİN 5. OLAĞAN KONGRESİ 23
NİSAN 2006 PAZAR GÜNÜ BAĞCILAR'DAKİ DERNEK MERKEZİNDE PROTOKOL DAVETLİLERİ
VE ÜYELERİN KATILIMIYLA GERÇEKLEŞTİRİLMİŞTİR.

DİVAN BAŞKANLIĞINI SITKI DİNLEYİCİ'NİN YAPTIĞI KONGREDE DERNEK BAŞKANLIĞINA
CELALETTİN DERVİŞOĞLU SEÇİLİRKEN, 1. BAŞKAN YRD.LIĞINA ASIM ZOLAN, 2. BAŞKAN
YRD.LIĞINA ŞEREF ÇEK, DERNEK SEKRETERLİĞİNE H. İBRAHİM TOPALCI, MUHASİP
OLARAK MUHAMMED ALİ PERU, MUSTAFA ÇAYA, KEMALETTİN KUMRU, ÖZCAN ÖCEK,
A.KADİR ŞENGÖR, MAHMUT ŞENTÜRK VE NAFIZ SUNAR YÖNETİM KURULU ÜYELİĞİNE
GETİRİLMİŞTİR.

DERNEK BAŞKANLIĞINA SEÇİLEN CELALETTİN DERVİŞOĞLU DERNEĞİN KURULUŞUNDA BU

İST.KUMRULULAR PİKNİKDE BULUŞUYOR/ARŞİV

Hocam iyi akşamlar istanbul kumrulular derneğinin piknik tarihini ve yerini veriyorum kumru org sitesinde duyuru olarak yayınlarsanız seviniriz.
28-05-2006 tarihinde istanbul maltepe başıbüyük mah.kuyular düzü mevki aile piknik yeri olarak girerseniz iyi olur.
ulaşım şeklini yazıyorum E5 den gelenler için; Maltepe Köprüsü üzerinden SSK Süreyyapaşa Hastanesi - Başıbüyük yolundan Kavşak noktalarında bulunan yönlendirme marmara eğitim köyü tabelalarımızı izleyerek ulaşa bilirsiniz.
TEM den gelenler için; Kartal - Samandıra Kavşağından girilerek gişelerden sonra Samandıra istikametine sapılır. Kavşak noktalarında bulunan marmara eğitim köyü

Doktor Bize Bir Çare/Bekir AKKAYA


Bu hafta Mavi Türk Haber grubundan gelen tıp ilminin pek ilgilenmediği hastalıklarımız yazısını sizlerle paylaşmak istiyorum. Biz “kırk bir kere maşallah” denilmesi için kırk birini yazdık. İsterseniz hastalıklarımızın sayısını siz daha da çoğaltabilirsiniz…

1-Kardan adama tekme atma veya bozmaya çalışma hastalığı,
2-Yeni atılmış bir betona basma ve isim yazma hastalığı,
3-Gazete ve dergilerdeki resimlere sakal, bıyık ve gözlük yapma hastalığı,
4-En iyi arabayı ben kullanıyorum zannetme hastalığı,
5-Kar topunun içine buz koyma hastalığı,

6-Cep telefonu kullanımının yasak olduğu ortamlarda ille de görüşme yapma hastalığı,
7-Belediyenin duraklara koyduğu saatlerin yelkovan ve akrebini sökme hastalığı,
8-Kumsalda deve güresi yapma hastalığı,
9-Şahin marka arabayı, Doğan görünümlü yapma hastalığı,
10-Ağaçlara ve parktaki banklara kalp ve isim bas harfi kazıma hastalığı,
11-Derslerini çalışıp sınıfını geçenleri inek sanma hastalığı,
12-Mesleğimizdeki unvanımızı İngilizce olarak söyleme hastalığı,
13-Tik olan insanların

ŞEHİT ADEM ÖĞLÜ/RESİM/ARŞİV



sehidinize allahtan rahmet dilerim.
DELİ KÜRŞAT
kimden kursat deli ayrıntıları gizle 15.04.2006
kime kumruhaber@gmail.com
tarih 15.Nis.2006 01:57
konu sehidinize allahtan rahmet dilerim
gönderen alan hotmail.com

sehidinize allahtan rahmet dilerim.

Kadavrada Ölümü Aramak!/Bekir AKKAYA


Geçenlerde, Can Dündar'a ait olan slayt eşliğinde bir yazı okudum. Yazı ölmeden önce ölmeyi ve öldükten sonra olabilecekleri konu almış. Aynı yazının bir başka türünü ben "Zafer Dergisin'de çok önceleri "Kabus" başlığı altında okumuştum. O yazı ile bu yazı arasında pek bir fark yok. Her ikisi de öldüğünüzü düşünerek kabre girene dek ve kabirde olabilecek ihtimalleri, yaşamanızı bir an için düşünmeye sevk eden bir yazı. Tasavvufta da "rabıta" denilen eylemin bir bölümü "öldüğünü farz etme" eylemi üzerine kuruludur. Yani bizim dilde " ölmeden önce ölme" denilen eylem…

Bu günlerde ben Mary Roach'ın "Kadavra" adlı kitabını okumaya çalışıyorum. Kitap kadavraların yaşantılarını anlatıyor. Bizim dildeki kadavranın karşılığı ölmüş insan bedenleri. Kadavralar doktorların okuduğu okullarda hayatlarını sürdürüyor. Neticede bir ameliyatı öğrenme canlı bedende olamayacağına göre, ölmüş bedenlerde bu kesip biçme işini yapmak tıpta da gelişmeyi sağlıyor.

Ne Can Dündar'ın yeni yazısı ne de Zafer Dergisindeki ilgili yazı öldükten sonra bir insanın kadavra olabileceğini ve kadavra olarak bir tıp öğrencisinin elinde kesilip biçilme durmunu işlememiş. Sadece kadavra olma ihtimali değil, insan nerede ve nasıl öleceğini bilemediğinden cesedinde çürüyene kadar ne gibi bir durumla karşı karşıya kalacağını

Kız Öğrencilerden Sema Gösterisi/ARŞİV




Kumru İmam Hatip Lisesi Müdürlüğü Mesleki Tatbikat Kulübü öğretmen ve öğrencileri tarafından hazırlanan "Kutlu Doğum Haftası Etkinlikleri" çerçevesinde hazırlamış olduğu proğram Kumruluları büyüledi. Çok zengin bir içeriği olan proğram Kumru Erçallar Kültür Sarayında çoğunluğunun Kumrulu bayanların olduğu yüzlerce Kumruluyu üç saat boyu unutulmayacakları bir gece yaşattı. Yüzlerce davetlinin yer kalmadığından dolayı ayakta izlediği proğram saygı duruşu ve İstiklal Marşımızın okunmasından sonra Kur'an-ı Kerim okunması ile başladı. İmam Hatip Lisesi Müdürü İbrahim Tatlıgül'ün açış konuşması ardından bir öğrenci "Kırk Yaşındasın" adındaki şiirle salonu hüzne boğdu. Slayt gösterisi ile Peygamberimizin Şemaili gösterilmesinin ardından "Bizim Aile" adında mini bir tiyatro sergilendi. Ardından Kutsal Emanetler slayt ve müzik eşliğinde gösterilmesinin ardından kızlardan oluşan Okul ilahi korusu birbirinden güzel ilahiler sundu.

Kumru'da ilk kez kız öğrenciler tarafından "sema gösterisi" sunuldu. Yüzlerce insanın bir sürpriz olarak izlediği sema gösterisi büyük takdir topladı,salondakiler gösteriyi ayakta alkışladı. Orotoryo'nun ardından Davetlilere yönelik peygamberimizle ilgili bilgi yarışması gerçekleştirilerek, bol bol hediye ve kitap dağıtıldı. En büyük ödül olan altın ve kitap'ı ise iki bayanın alması bütün salonu mutlu etti. Öğrenciler arasında düzenlenen hadis ezberleme yarışmasında 60 ve üstünde hadislerin meal ve metnini ezberleyerek dereceye giren öğrencilere ödüller verilerek öğrencilerin seçme hadisler sunmaları salonda büyük hoşnutluk yaşattı. İki kız öğrencinin "Veda Hutbesi"ni okumaları ile proğram son buldu.12.04.2006 ***Bekir AKKAYA

Aptallığın İlacı Yok-2/ Bekir AKKAYA


Geçen haftaki yazımda Yeni Şafak'ta Ali Bayramoğlu'nun aptallar konusundaki görüşlerini sizlerle paylaşmış ve aynı yazıda Carlo M. Cipolla'nın "Aptallığın Temel Yasaları" adlı makalesinde belirttiği Aptallığın Altı Temel Yasasından üç tanesini sizlerle paylaşmaya çalışmıştım.

Özetle "Akılsız yaratıkların insan ilişkilerinde kendilerine ve ilişki içersinde bulundukları insanlara zarar verdiği halde yaptıkları işlerin neden yaptığını hiç kimse bilmez, anlamaz ya da açıklayamaz. Bu böyledir ve izahı da mümkün değildir. Yapanlar ise aptal insanlardır deyip insan özelliklerini Carlo M. Cipolla'nın ifadeleri ile aşağıdaki gibi açıklamaya çalışmıştık.

"İnsanlar dört temel gruba ayrılırlar: Saflar, zekiler, haydutlar ve aptallar. İnsanların büyük bir bölümü tutarlı davranmaz. Bazı durumlarda bir insan

Kumru Şehidine Ağladı!/ARŞİV




Şırnak İli Gabar Dağı,Küpeli mevkiinde teröristlerle girdiği çatışmada şehit düşen Jandarma komando er Adem Öğlü memleketi kumru da törenle toprağa verildi.Şırnaktan Uçakla Çarşamba havaalanına getirilen cenaze saat 10 da alınarak memleketi olan Kumru'nun Yukarıdamlalı Beldesi Fatih Mahallesinde bulunan aile mezarlığına getirildi.Aile mezarlığında yapılan Törene Ordu Vali Vekili İ.Hakkı Çınarsoy,AKP Grupbaşkanvekili Eyüp Fatsa,Giresun Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Hüseyin Güney,Ordu Jandarma Bölük Komutanı,J.K Albay Nevzat Yıldız,AKP Ordu İl Başkanı Fatihan Ünal,Kumru Belediye Başkanı Ticabi Civelek,Korgan Belediye Başkanı M.Ali Akkiraz,mülki erkan ve Kumru halkı katıldı.Törende bir konuşma yapan Ordu Vali Vekili İ.Hakkı Çınarsoy; " Tarih boyunca üzerimize oyunlar oynandı.20 yıla yakındır bu mücadeleyi veriyoruz.Mehmetçik gerek işbirlikçilere,gerekse dış mihraklara ödün vermeyecektir.Acımız büyük,şehitlerimizin ruhları şad olsun" dedi. Giresun Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Hüseyin Güney ,Ayakta durmakta zorlanan anne ve babaya; " bu sizin kadar bizimde şehidimiz,lütfen sabırlı olun diyerek teskin etmeye çalıştı".Kumru Müftüsü Abdullah Pamuklunun kıldırdığı cenaze namazından sonra Şehit Jandarma komando er Adem Öğlü son yolculuğuna kalabalık bir cemaat tarafından uğurlandı.06.04.2006*BEKİR AKKAYA

Kumru Şehidine Ağladı!/ARŞİV

Şırnak İli Gabar Dağı,Küpeli mevkiinde teröristlerle girdiği çatışmada şehit düşen Jandarma komando er Adem Öğlü memleketi kumru da törenle toprağa verildi.Şırnaktan Uçakla Çarşamba havaalanına getirilen cenaze saat 10 da alınarak memleketi olan Kumru'nun Yukarıdamlalı Beldesi Fatih Mahallesinde bulunan aile mezarlığına getirildi.Aile mezarlığında yapılan Törene Ordu Vali Vekili İ.Hakkı Çınarsoy,AKP Grupbaşkanvekili Eyüp Fatsa,Giresun Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Hüseyin Güney,Ordu Jandarma Bölük Komutanı,J.K Albay Nevzat Yıldız,AKP Ordu İl Başkanı Fatihan Ünal,Kumru Belediye Başkanı Ticabi Civelek,Korgan Belediye Başkanı M.Ali Akkiraz,mülki erkan ve Kumru halkı katıldı.Törende bir konuşma yapan Ordu Vali Vekili İ.Hakkı Çınarsoy; " Tarih boyunca üzerimize oyunlar oynandı.20 yıla yakındır bu mücadeleyi veriyoruz.Mehmetçik gerek işbirlikçilere,gerekse dış mihraklara ödün vermeyecektir.Acımız büyük,şehitlerimizin ruhları şad olsun" dedi. Giresun Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Hüseyin Güney ,Ayakta durmakta zorlanan anne ve babaya; " bu sizin kadar bizimde şehidimiz,lütfen sabırlı olun diyerek teskin etmeye çalıştı".Kumru Müftüsü Abdullah Pamuklunun kıldırdığı cenaze namazından sonra Şehit Jandarma komando er Adem Öğlü son yolculuğuna kalabalık bir cemaat tarafından uğurlandı.06.04.2006*BEKİR AKKAYA

Aptallığın İlacı Yok-1/Bekir AKKAYA

Konumumuz nedeniyle siyaset ve ticaret gibi yazılar yazma lüksümüz yok. Bizde bu nedenle daha çok insan ve insan ilişkileri üzerine yazmaya çalışıyoruz. Dolayısıyla bizde Beydeba’nın Kelile ve Dimne’si gibi hayvanlar üzerinden anlayanlara ya da anlamak isteyenlerle düşüncelerimizi paylaşmaya çalışıyoruz. Apdallar haricinde her söz ya da cümleden herkes yaşadığı hayat için olumlu ya da olumsuz mesajlar alacak, ya takdir edecek ya da eleştirecektir. Her iki durumda da insan kendisi için bir mesaj çıkaracaktır.

Yeni Şafak Gazetesinde Ali Bayramoğlu Kurban Bayramının ikinci gününde “Abdallığın Temel Altı Yasası” başlıklı siyasetten uzak ve bayramlık bir yazı kaleme aldı. Esas yazının muhatapları bundan da bir şey anlamayacağını bildiğim halde bu yazının bazı bölümlerini sizlerle paylaşmanın güzel olacağını düşünüyorum.

“Hayat dediğimiz şey aslında bir yanıyla etrafınızdaki insanlardan, insan ilişkilerinden oluşur. Kimi insan münzevi karakterlidir. İnsanlarla ilişki

Bağımsız Haberciler Derneği Başkanlığına/İSTANBUL

Bağımsız Haberciler Derneği Başkanlığına

İSTANBUL



Yeni kurulmuş olmasına rağmen çalışmalarınızı takdirle karşılıyorum. Çok arzu etmeme rağmen aranızda bulunamadığımdan dolayı son derece üzgünüm. Başta İlhan Tinci ve Cemal Bilge olmak üzere tüm Dernekte görev alanlara başarılar diliyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum…

Bekir AKKAYA

Kumru Öğretmenevi Müdürü

www.kumru.org Editörü

Karadeniz Haber Postası Gazetesi Köşe Yazarı

28.03.2006

İsmet Erçal'ın Zaman Tüneli Kitabı Takdim Yazısı / Bekir AKKAYA


TAKDİM

"C. Sandburg :- "Şiir, karada yaşayan ve havada uçmak isteyen bir deniz hayvanının günlüğüdür."derken. İlhan Berk ise "Ustalık kazanılır; ama çocuk olmak yitirilirse, şiirin büyük damarlarından biri yok olur." İfadesini kullanır.
İnsan gerçekle hayal arasında gidip gelir. Gerçek gönülden, hayal gönülsüzlükten oluşur. Gönüle yaklaşıldıkça özede yakınlık başlar. Öz ise bakidir.
Herkese ölüm kaçınılmazdır. Özde ise ölüm yoktur. Gerçeğin öz olduğunu kabul edenler ölseler de öze dönüşün başı ve yeni bir doğuş olduğunu bilirler. Özde zaten dünyaya doğmakla var olmamıştır. Öz vardır ve ölümsüzdür.
İlerinin ilerisi olduğu gibi, gerinin de gerisi vardır. Bu iki arada en çok dolaşanlar ise şairler ve şair ruhlulardır.
Öze yaklaşıldıkça sözcükler

İsimsiz Müfessire Son Cevap!/ Bekir AKKAYA

Geçen hafta , uzun bir mesajla ilgili görüşlerimi belirtmiştim. “Hayırdır İnşallah” yazısı üzerine bir müfessir efendi “haset” kelimesine takılmış ve hasetle ilgili ne kadar ayet varsa bir bir sıralamış desteksiz bir şekilde ayetleri tefsire kalkışmıştı. Önceki yazımda ben bu müfessir efendiye göndermelerde bulunmuş, kendilerine yararlı olur düşüncesi ile bazı çelişkililerini ve açık hatalarını belirtmeye çalışmıştım. İlk yazıdaki çelişkileri bu hafta bitirmeye çalışacağımı da yazımın sonunda ifade etmiştim. Yine eynı mantık ve büyük ihtimal resmi bir ip numarası ile müfessir efendi on sayfalık bir yazıyı bir kitaptan aynen alarak, kes-kopyala-yapıştır yöntemiyle göndermeyi sürdürmüştür. Öncekinden farklı bu kez kulağını çeken prof’un adını kaynak olarak belirtmiş, güya ikazımızı yerine getirmiştir. Müfessir Efendi hala uykudan uyanmamış olsa da, bu tür yazıların binlercesinin bir “tık”kadar internet ortamında herkese yakın olduğunun hala farkında değildir. Kim bilir belki de ilerde bana araklayarak gönderdiği yazıları “ben eser yazdım” diyerek

Hayırdır İnşallah!/ Bekir AKKAYA


Gıpta ettiklerinin geçtiği çemberden kendide geçmiş olmasına rağmen bir türlü istediği sonuca ulaşamadığını düşündü. Zaman zaman çevresinde hem de yüzüne karşı içinden geçenleri yüzüne söyleyenler olsa da onların yanlış düşünce içersinde bulunduğunu, kendinin mükemmelinde ötesinde dört dörtlük bir yapı içersinde bulunduğunu düşünerek koltuğa emin bir şekilde oturdu.

Eğitimse eğitim, kariyerse kariyer, deneyimse deneyim, tecrübeyse tecrübe. Kendinde neler yoktu ki.

Birden kendini rahatsız eden simalar gözünün önünden geçti. Oysa onlardan çok fazlalıkları olmasına rağmen, kendinden söz edilmemesine bayağı içerlendi. Üstelik uzmanlık bir alanı bile mevcuttu. Buna rağmen kendinin dikkate alınmaması çok zoruna gidiyordu.

Kendi kendine " çekemiyorlar beni" dedi.

Kredisiz Bir Hayat Tercihimdir!/ARŞİV


Kredi kartı ile alış verişin tarihi çok yakınlara dayanır. Büyüklerimiz bu kart meselesine zaten kanuni bir çözüm getirecekler. Benim gibiler açısından ne bir sıkıntı ne de bir çözüm gerekli. Selamın bile ücretsiz verilmediği bugünlerde, bunun hala farkında olmayanlara hangi kanuni düzenleme yapılırsa yapılsın bir yararı olacağına ben inanmıyorum. Günlük ve anlık keyfin peşinde olup yarını hiç hesap etmeyenler ya da bir adım öncesini kestiremeyenlere ne yapılabilir ki?
Daha önceden bu kart işi olmasa da kredi kullanma olayı mevcuttu zaten. Ama yerinde ve zamanında kullanılmayan krediler insanlara yarardan çok hep zarar getirmiştir.
Ben kredi kartını zorunlu olmayınca hiç kullanmam. Benim bu alışkanlığım ta çocukluğuma kadar gider. Zorunlu olmadıktan sonra hiçbir kredimi harcamadım şükrolsun. Ve belki de benim en büyük sermayem kullanmadığım kredilerdir.
Kart işi basit iştir. Yasal bir mevzuat koyulur ortaya, belirli kredisi olmayanlara da verilmez ilgili bedava alış-veriş kartı, ne kimse intihar eder,

Acilde, Beş Gün Beş Gece!/ARŞİV

Bir çok kitapta kıyamet sahneleri anlatılırken "Mahşer anında hiç bir kimse, hiç bir kimseye yardım edemeyecek ve her kes kendi başının çaresine bakacak" ifadeleri sık sık tekrarlanır. Bu cümleyi yüzlerce kez okuduğum halde gözlerimi yumar fakat bir türlü canlandıramaz ve yaşadıklarımla ilişkilendirir ne anlama geldiğini anladığımı zannederdim. Ve anlamadığı Samsun Tıp Fakültesi Acil bölümünde beş gün beş gece kaldığımda farkına vardım. Büyük ihtimal büyük hastanelerin bu bölümleri 24 saat aralıksız bu şekildedir. Allah kimseyi düşürmesin ama ölümlü insan için son çare olarak sevenleri tarafından ulaştırılan bir yer hastanelerin acil bölümleri.
Siz bulunduğunuz yerlerde sağlık ve sıhhatiniz olduğu sürece gerek olumlu veya olumsuz durumlardayken buralarda emin olun aralıksız bir can pazarı yaşanıyor. Hastalar sedyelerde taşınırken hasta yakınları bütün yıkılmışlıkları

Görmemişin Bir Oğlu Olmuş!/ARŞİV

Her dönem ve her çağda insan manzaraları aynı. Uzay çağı ya da bilmem ne çağı diye geçmiş yılları tasnife kalkışsak ta kendini aşamamışlık ya da bilinçlenememe her dönem insanları için geçerli bir durum. Mesela 15'inci yüzyıl sonlarında yaşayan Kazak Abdal bugün aramızda yaşasaydı "Ormanda Büyüyen Adam Azgını" şiirini acaba nasıl kaleme alırdı?

Benim tahminim Türk Dil Kurumu Sözlüğüne bakar bazı kelimeleri değiştirse de, Avrupa uyum yasalarını göz önünde bulundurarak düşünce özgürlüğünü de sonuna kadar zorlayarak daha da sert bir üslup kullanırdı. 450 yıl önce yazılan bu şiiri siz çevrelerinize uyarlarsanız enteresan sonuç

Fatsa Öğretmen Evi Fatsa'ya Yakışmış/ Bekir AKKAYA

1992 yılında Kumru'nun Demircili Mahallesinde görev yaparken daha önceden tanıştığım ve o yıllar Kumru Öğretmen evi Müdürü olarak görev yapan Hacı Hüseyin Sana bana bir teklif getirdi. Dedi ki " Kumru Öğretmen Evinde bir müdür yardımcısı ihtiyacı bulunmaktadır. Benimle birlikte öğretmen evinde çalışmak ister misin? Enine boyuna düşündükten sonra ben bu teklife "evet" dedim. Uzun süre Müdür Yardımcısı olarak görev yaptığım Kumru Öğretmen evinde, Hacı Hüseyin Sana'nın görevden ayrılmasının ardından 1999 yılına kadar Kumru Öğretmen evinde müdür olar görev yaptım. 1999 yılında kendi isteğimle öğretmen evinden ayrılarak okuluma geri döndüm. Şu anda ise İki yıldan bu yana tekrar Kumru Öğretmen evi Müdürü olarak görevimi sürdürmekteyim.
Kumru Öğretmen evi, Kumru Belediyesi ikinci katında 240 metre kare bir alanda hizmet vermekte olup bu haliyle 2 odada 10 yatağı bulunmaktadır. Zaman zaman bu 10 yatak ihtiyacı karşılayamamakta çok kez yarın Kumru'ya

Bıktık Vallahi/Bekir AKKAYA


Çok bilmek, çok düşünmek çok önemli değildir. Çok okumak çok yazmak ve çok konuşmakta çok önemli değildir. Çok yorum yapmak çok isabetli kararlar vermekte çok önemli değildir. Bir şeyin çokluğu, o şeyin doğruluğunu ya da isabetli olduğunu göstermez.
Biri bir konu atıyor, diğerleri balıklama dalıyor. Yazılar ve yorumlar birbirlerini takip ediyor. Allah aşkına yaptığınız yazıları ve yorumları arşivden çıkarıp bir yıl sonra bi okusanıza. Ya da her gün değişen istikametlerinize ve günü gününe uymayan değerlendirmelerinize bir baksanıza. Eğer söz konusu bu yoldan geçim temin etme ise bir diyeceğimiz olamaz. Neticede bir alışveriştir ve alanda verende kazanç sağlar.
Benim anlayamadığım alanın ve verenin dışında üçüncü kişi ve kişilerin dert ve sıkıntıları. Kendilerine hiçbir yararı olmayan gündem belirleyenlerin ağlarına düşme hadisesi.
"Kadın erkeklerle ya da başı açık namaz kılabilir mi? Kılamaz