22 Aralık 2007

Ölümden Sonrasına Yolculuk ve Köken Atomu (Şifre ) -7 /Bekir AKKAYA

Soru şu ", Ruh ayrılınca bedenin bir hükmü yoksa, kabir ziyaretlerinin anlamı olur mu?
Geçenlerde bu konulara vakıf ve ilmine güvendiğim Samsun'daki büyük üstadım H.B'e yıllarca ilgili merak ettiğim bir soru sordum. "Beden bana göre ruhun bedenden ayrılmasından sonra pek bir anlam ifade etmiyor. Bu durumda kabirleri ziyaret etmenin bir anlamının da olmaması gerekir." Deyince , H.B. bana şu bilgiyi verdi." Hayır öyle değil. İnsan bedeninde uyluk kemiğinin yakınlarında gözle görülemeyecek kadar bir parça vardır. Ruh bedenden ayrılınca, ve ceset toprakla temas edince her şey dağılır ve parçalanır, toprak olur. Ancak cesetteki bu parça ne çürür, ne de yanar. İşte bu parça insan bedeninin şifresini ve planını içersinde barındıran özdür." İnsanlarda daha sonra bu özden tekrar haşrolonacaktır." Açıklamasında bulundu. O günden sonra bana anlamsız gelen kabir ziyaretleri, anlamlı hale geldi. Buradan itiraf etmek gerekirse o güne kadar ziyaret etmediğim kabir ziyaretlerini çok ziyaret etmeye başladım.
Çok sonra Okuduğum Dıon Fortune'nin "Ölüm Kapısından Geçiş" kitabının 48 ve 49 sayfalarında çok ilginç bir açıklama var ki, H.B.'ün bilgileri ile sanki aynı. Üstelik Dıon Fortune bu bilgileri aktarırken İslami bir bilgi olarak vermemektedir. Hatta ilgili bölümün ilerleyen satırlarında İslami düşünceyle yüzde yüz uyuşmayan bilgiler de mevcut. Bilgiyi kitaptan okuyalım " Ruh, asıl ölüm yaklaşırken kendi düzleminde uyanır, son bir gayret göstererek bedene konsetre olur ve gizemli bilgilere sahip olanların "Köken Atomuna Kayıt Yapma" işlemi dedikleri görevi tamamlar."
"Köken Atomu'nun fiziksel benzeri atom
çekirdeğidir. Kayıt yapma veya işaret koyma işlemi deyimi mecazidir ve bu da çekirdeğin özel bir frekansa uyması ve bazı görüntülerin ve etkilerin kaydı anlamında kullanılır."
Yani ruh son anda hızla bedene geri dönerek köken atomunu oluşturur. H.B.'nin de sözünü etmiş olduğu çürümeyen ve yanmayan bu atom, insanın tüm özelliklerini kendinde saklayan bir atomcuk oluşturur. Ve bu işlem bittikten sonra ruh bedenden hızla ayrılır.
Ruh bedenden ayrılıncaya kadar insan denen varlık yani ruhla beden bir bütünlük arz eder. Ve toprak, hava, ateş ve sudan etkilenmez ve bilinmeyen bir güç tarafından beden korunur. Ruh bedenden ayrıldığı an, ruh için dünya yaşamının varlığı ortadan kalkarak ruh kendi alanına ve beden de kendi mecrasına çekilir. Boş bedenin her bir parçası asıl ait oldukları alanın hükmüne geçer. Toprak, hava, ateş ve su'yun etkisi ile çürüyen beden, çürümüş madde ile hayatlarını sürdüren ve sadece bedenin parçalanmasını sağlamakla görevli tek hücreli yaratıkların hızlı bir şekilde görevlerini tamamlaması ile beden toprak olur. Burada toprak, hava, ateş ve sudan etkilenmeyen tek parça yukarıda sözünü ettiğimiz "Köken Atomu" parçasıdır.
Ruh ise beden denilen bir yükten kurtularak, sonsuz ve sınırsız muhteşem bir hayatın şaşkınlığı ile karşı karşıyadır. Dünyadaki yaşamı tam net olmasa da geçmişe yönelik olarak hatırlar. Bizim şu andaki çocukluk anılarımız gibi. İnanan da, inanmayan da gerçeğin kendisi ile karşı karşıyadır. En mutlu olanlar ve kısa sürede ruhsal ortama ayak uyduranlar, dünyada bu yaşama hazırlıklı olanlar olacaktır. Cennet ve cehennem olgusu bundan sonraki yazımızın konusu olacaktır.
Buluşmak ümidiyle…
Zamana ve mekana sığmayan bir bereketle bereketlenmek ve bağışlanmis olmanın o şerefli makamına erişmiş olmak temennisiyle Bayramınız mübarek olsun. Bekir AKKAYA /Kumru Haberci Gazetesi/KUMRU

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...