8 Aralık 2007

Fatsa Öğretmen Evi Fatsa'ya Yakışmış/ Bekir AKKAYA

1992 yılında Kumru'nun Demircili Mahallesinde görev yaparken daha önceden tanıştığım ve o yıllar Kumru Öğretmen evi Müdürü olarak görev yapan Hacı Hüseyin Sana bana bir teklif getirdi. Dedi ki " Kumru Öğretmen Evinde bir müdür yardımcısı ihtiyacı bulunmaktadır. Benimle birlikte öğretmen evinde çalışmak ister misin? Enine boyuna düşündükten sonra ben bu teklife "evet" dedim. Uzun süre Müdür Yardımcısı olarak görev yaptığım Kumru Öğretmen evinde, Hacı Hüseyin Sana'nın görevden ayrılmasının ardından 1999 yılına kadar Kumru Öğretmen evinde müdür olar görev yaptım. 1999 yılında kendi isteğimle öğretmen evinden ayrılarak okuluma geri döndüm. Şu anda ise İki yıldan bu yana tekrar Kumru Öğretmen evi Müdürü olarak görevimi sürdürmekteyim.
Kumru Öğretmen evi, Kumru Belediyesi ikinci katında 240 metre kare bir alanda hizmet vermekte olup bu haliyle 2 odada 10 yatağı bulunmaktadır. Zaman zaman bu 10 yatak ihtiyacı karşılayamamakta çok kez yarın Kumru'ya

Bıktık Vallahi/Bekir AKKAYA


Çok bilmek, çok düşünmek çok önemli değildir. Çok okumak çok yazmak ve çok konuşmakta çok önemli değildir. Çok yorum yapmak çok isabetli kararlar vermekte çok önemli değildir. Bir şeyin çokluğu, o şeyin doğruluğunu ya da isabetli olduğunu göstermez.
Biri bir konu atıyor, diğerleri balıklama dalıyor. Yazılar ve yorumlar birbirlerini takip ediyor. Allah aşkına yaptığınız yazıları ve yorumları arşivden çıkarıp bir yıl sonra bi okusanıza. Ya da her gün değişen istikametlerinize ve günü gününe uymayan değerlendirmelerinize bir baksanıza. Eğer söz konusu bu yoldan geçim temin etme ise bir diyeceğimiz olamaz. Neticede bir alışveriştir ve alanda verende kazanç sağlar.
Benim anlayamadığım alanın ve verenin dışında üçüncü kişi ve kişilerin dert ve sıkıntıları. Kendilerine hiçbir yararı olmayan gündem belirleyenlerin ağlarına düşme hadisesi.
"Kadın erkeklerle ya da başı açık namaz kılabilir mi? Kılamaz

Bu Kader Başka Kader /ARŞİV


Zaman zaman yazılmayan ya da söylenmeyen bir şey kaldı mı acaba diye düşünüyorum. Benim şahsi inancım kalmamıştır. Neden tekrar edilir sorusuna ise kişinin kendi söylemesinin önemindendir diye aklımdan geçer.
Sayısız öğüt ve nasihatleri her gün dinlediğimiz ya da başkalarına aktarmamıza rağmen hiç kimse kendine yönelik olarak bir atasözünü bile okumaz. Ne hikmetse farklı uygulama ve davranışları eleştirir ve doğrusunu dillendirsek te kendi yaptıklarımız karşı tarafta aynı olumsuz bir yaklaşıma neden olacağını aklımızdan bile geçirmeyiz.
Toplumda farklı görünme ve kendinin farklı olduğunu ima etmeye yönelik uğraş veren bir çok bilmişe kendi kategorisine göre bir üst sınıfa koyduğu biri tarafından aşağılamaya yönelik en ufak bir davranış çok büyük bir yanlış olarak tarif edilebilir. Oysa aynı yanlış kendi yaşam şekline

Masum Bir Canavar Haberi İdi (ARŞİV)

Canavarın Üç Yavrusu Yakalandı!
Her şey, koyun güden çobanın “koyunlarımı canavar parçaladı, canavarı gözlerimle gördüm” demesi ile başladı. 2 koyunun parçalanmış olması bile belde halkını inandıramadı. Birkaç gün sonra ise beldenin tam ortasında geçen derenin hemen yakınındaki ormanda homurtu sesleri belde halkını ayağa kaldırdı. Durum Belediye Başkanı Hüseyin Yanar’a bildirilerek başkanla birlikte meraklı köylüler kazma ve küreklerle ormana yürüdüler. Ormana yakınlaştıkça çoğalan homurtu sesleri bir parça köylüleri korkutmuş olsa da dalga geçenlerde yok değildi. Bir anda gördüklerinden şaşkına dönen Belde halkı sağa sola kaçmaya başladı. Büyük bir gürültüyle ormandan uzaklaşmaya

Necdet SUNMA'DAN (ARŞİV)

Günler vardır ki düşündüğün gibi,düşündürmek istediğin gibi
geçmemiştir.Acabalarla başbaşa kalışın, yapmak
istediklerin,yapamadıklarınla,planlarınla,düşlerinle dalgalanan hayatın bir
parçası oluvermişsindir.
Benim gelecek günlerle ilgili hiç bir planım olmaz .Yaşadığım gün;
planlarımı uygulmuya koyar öyle yaşamaya çalışırım.Gelecek kaygısı olanlar
önceden planlar yaparak!...yaşamaya alışmaya çalışırlar.Benim
gibi düşünenlerin serseri! yapraklar gibi rüzgarın esintisinde savrulduğunu
zannetmiyorum;çünkü ben yaşamı,yaşamayı ve yaşatmayı seviyor,böyle
düşünenleri de çok ama çok seviyor ve saygı duyuyorum.
Dellenmeyen! deliliğe dokunmayan hayatı sevemez.Abdal olanlarla dostluk
kurmak kadar güzel bir şey yoktur hayatta.Onların abdallıkları ile
feyizlenmek kadar güzel bir

Adem UYSAL'dan Tolstoy Yazısına Açıklama(ARŞİV)

Bekir Bey;
Yazınızın Tolstoy ile ilgili kısmına bir eklemede bulunmak istiyorum. Eserleri Dünya Edebiyatının en önemlilerinden kabul edilen Tolstoyun yaşamı boyunca çeşitli buhranlar yaşadığı ve sürekli bir arayış içerisinde olduğu doğrudur. Ankak arayışının sadece hiristiyanlıkla sınırlı kalmadığı, hiristiyanlıkla tatmin olamayınca İslamiyetle de ilgilenmeye başladığı, önemli müslüman alimlerinin eserlerini okuduğu ve eserlerini okuduğu alimlerden

Sedat Bütün'den

Sayın Akkaya,
Öncelikle yeni yıl mesajınızı cok etkileyici buldugumu söylemeliyim. Tesekkür ederim.
Basta siz ve degerli ailenize mutlu bir yıl diliyorum, aracılıgınızla da tüm Kumrulu hemsehrilerime gectigimiz gunlerden daha güzel bir yıl diliyorum.

Son iki yıldır bazen Antalya'da yerde,bazen de bulutların üzerinde yasayan ( havacıyım ) bir Kumrulu olarak, Kumru hakkında duymaktan okumaktan buyuk bir keyif alıyorum. Üstelik bunu odamda kahvemi içerek yapıyorum... Bu sizin takdire deger calısmaların ürünü... Tesekkürlerimi yinelemek istiyorum.. Forum sayfanız ise ayrı bir basarı..

kücük bir öneri: maillerinize lütfen baglantı linki ekleyin.. Kumru haber'e yada forum sayfasına ulastıracak..

Saygılar..
Sedat Bütün
kimden sedat butun ayrıntıları gizle 03.01.2006
kime kumruhaber@gmail.com
tarih 03.Oca.2006 20:07
konu Sn. Akkaya
gönderen alan yahoo.com

MUTLU YILLAR DEMİŞTİK

Sayın Bekir AKKAYA,

Kenthaber.com sitesinde aşağıda detay bilgileri bulanan yorumunuzun yayın durumu değişmiştir.

Haberin Konusu : En güzel yeni yıl mesajları...
Açıklama : Yaşamın kaynağı sevgi ise sevgi bir tutku, tutku bir amaç, amaç bir şeyleri birileriyle paylaşmaksa, paylaşmak dostluk, dostluk hatırlamaksa eğer hep aklımızdasınız! Yeni yılda da dostluğumuzun daha da pekişmesi ve ebedi olması dileklerimizle daha nice mutlu yıllara! Bekir AKKAYA
Tarih : 01.01.2006 00:56:39
IP : 85.103.79.118
Yayın Durumu : Yayınlanıyor


Saygılarımızla,

Kenthaber.com

Mehmet Beniz'den

Sevgili Bekir hocam Kumru.org sayfanızda sadece eğitim amaçlı yazı, makale, döküman kısmı bulundurup buraya direk bağlantı oluşturulursa daha yararlı olacağı kanaatindeyim. Sizlere bu dosya altında şimdiye kadar hazırlamış olduğum dökümanlarımı daha rahat göndermiş olurum. Ayrıca kumru foruöumda yazılara ulaşmak biraz caba gerektiriyor. Onu da dikkate almanız gerekiyor diye düşünüyorum. Çalışmalarınızda başarılar diliyorum.
Mehmet BENİZ
coğrafya öğretmeni
MAlatya FAtih Lisesi
kimden Mehmet Beniz ayrıntıları gizle 30.12.2005
kime bekir akkaya
tarih 30.Ara.2005 23:36
konu Re: sELAM BEN BEKİR
gönderen alan gmail.com

Yavuz Bor'dan Selam (Arşiv)


selam bekir hocam öncelikle kumru sitesinin biz ve tümm gurbetçilerimiz için
yapmış olduğunuz etkinliklerden dolayı teşekkür ederim.sayın hocam bizim bi
kaç arkadaşımla birlikte çekmiş olduğumuz resimler var ve bunları
yayınlarsanız çok memnun kalırız.başarılar diler şimdiden teşekkürleimi
sunarım... dilek ve şikayetler için
bozo018@hotmail.com/kumral_16@mynet.com

İmece Usulü Seferberlik!(arşiv)

Aşağıdamlalı İlköğretim Okulu ek binanın yapımı için kadın – erkek tüm köylüler seferberlik başlattı. Okul Gelişim Başkanı Öğretmen Ali Fuat Karaman’ın ve Okul Müdürü İlhan Uğur’un yoğun çabaları ile 2001 yılında Aşağıdamlalı (Fizme) İlköğretim Okulu Yaptırma ve Yaşatma Derneği kurularak okul idarecilerinin ve öğretmenlerin gece gündüz koşuşturmaları sonucu 12 sınıf ve idare bölümlerinin oluşturduğu üç katlık binanın karkas bölümü okul derneği aracılığı vatandaşlardan 12 milyar toplanarak bitirildi. Kumru’da köylerde 1949 yılında ilk, okul olma özelliği bulunan Aşağıdamlalı İlköğretim Okulunun son şekline getirilmesi amacıyla 30 milyar Özel İdare tarafından ve

Yalandan Şenlik : 200 Milyar/ARŞİV

Bundan tam iki yıl önce Kumru-Ericek Şenliğine para ile davet edilen güya sanatçı efendi " CD'mi Ankara'da Unuttum" diye sahneye çıkmamıştı. Bizde bunun üzerine "Yayla şenliklerinin kime ne yararı var?" konulu bir yazı kaleme almıştık. Orhan Özdil görüşlerimize katılarak "ben yaylaya kuşların, böceklerin, rüzgarda ağaçların seslerini, onların çıkardığı notaları dinlemek, ruhumu dinlendirmek için çıkıyorum, böceği börteği ürkütmek için değil" diye tepkisini ortaya koymuştu. Şimdi 2006 ve o günden bugüne tam iki yıl geçti.
Gazetemizde ve internet haber kanallarında yayınlanan haberi özet olarak birlikte okuyalım. "Kumru Belediye Başkanı Ticabi Civelek "Kumru'da düzenlenen Ericek ve Düzoba Yaylası Şenlikleri, yaz döneminde çalışma imkanı bulan belediyenin çalışmalarını aksattığı gerekçesiyle iptal edildiğini belirterek , "ilçemizde iki yıldır düzenlediğimiz Ericek ve Düzoba Şenlikleri'nin bir artısını göremedik. Belediyemize maddi külfetin yanında, manevi külfet de getirdiğini önceki yıllardan biliyoruz.

Kumrulular İstanbul’da Çoştu!/ Bekir AKKAYA

Geçen hafta, Merkezi İstanbul-Bağcılar’da 1998 yılında kurulan Kumrulular Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Derneğinin Geleneksel Kumrulular Piknik Şölenine katıldım. Kurulduğundan bu yana çok güzel hizmetlere imza atan Kumrulular Derneği şöleninde 20.000’in üzerinde Kumruluların piknik şöleni kelimenin tam anlamıyla muhteşemdi.
Dernek yönetiminde bulunan Mali Müşavir Mustafa Çaya ile birlikte Maltepe-Başıbüyük Köyünde bulunan çamlık alanına, sabah namazı gittiğimizde alan çoktan dolmuş, kadın-erkek çolçocuk sabah kahvaltısı için tüplerini yakmaya çoktan başlamışlardı. Dernek Başkanı Celalettin Dervişoğlu ve yönetim ilgili alanı bir günlüğüne 1.800YTL’ye kiralamışlar. İstanbul’da ikamet eden Kumrulu dostum Metin Dinç bizlere “Başıbüyük Köyünde Kumrulu 180 hane bulunduğunu, kendisinin de burada oturduğunu” söyleyince hayretimi gizleyemedim.
Sağlam kaynaklara göre İstanbul’da yaşayan Ordulular nüfus

Bilgilerden Kendinizi Koruyun! /Bekir AKKAYA


Felsefe Tarihinin ünlü düşünürü Sokrates, insanın kendini tanıması için yöntemler geliştirirken “kişilere göre değişmeyen, herkes için geçerli olan değerleri çıkarmak ve temellendirmek için yoğun çaba sarf etmiştir. Sokrates herhangi bir konuda tartışmaya, konuşmaya başladığı zaman, önce o konudaki temel kavramları araştırmaya ve tanımlayamaya çalışmıştır. Ve ünlü sözü “Kendini bil!” diyerek , bireyin önemine vurgu yapmıştır.
Bir konuda bir sonuca gidilebilmek ve o konuda kalıcı bir fikir beyan etmek için o konu ile ilgili temel kavramları ortaya koymak gerekir. “Dün dündür ve bugün bugündür.” Mantığı kelime ve kavramlardan bile habersizlerin günlük dedikodularından öte hiçbir anlam ifade etmez ve etmemelidir de. Düşüncelerini temellendirmeyenlerin her gün değişken söz ve davranışları, bilinçli insanların dikkate aldığı bir durum değildir. Bir günü bir günü tutmayanların ve gündelik hesaplara göre kelimelere anlam verenlerin sözlerinin her gün yorumlanarak güya gündem oluşturulması temel düşüncesizlerin ne kadar çok olduğunun bir göstergesidir.
Sosyal, siyasal ve ekonomik düşüncelerimizden tutunda bütün insani ilişkilerimizin temelini, temel kavramlar yerine gizli çıkarlar oluşturmakta, hedefe varmak için de kitleler yanıltılmakta, her gün insanlar yalan yanlış bilgilerle güya bilgilendirilerek dolmuşa

Kumrulu İmam_Hatipler İftarda Bir Araya Geldi (ARŞİV)

Erçallar Kültür Sarayında Kumru Müftülüğü, Kumru’da görev yapan Din Görevlilerine ve tüm imam_Hatiplere iftar yemeği verdi. Camiler Haftası nedeniyle verilen iftar yemeğine Kumru Belediye Başkanı Ticabi Civelek ve Kumru’da Camilere yardımları ile bilinen hayırseverlerde katıldı. Tüm imamların katıldığı iftar yemeğinde Kumru’nun Camileri ile ilgili bir belgesel gösterildi. Ayrıca Emekli olan imamlarla ilgili slay gösterisinin yer aldığı proğramda slayt eşliğinde tüm Kumruda görevli İmam-Hatipler de tanıtıldı.
Müftülük personelinin de katıldığı programda yemekten sonra Kumru Müftüsü Abdullah Pamuklu bir konuşma yaptı. Müftü Abdullah Pamuklu “ Camiler haftası nedeniyle yapılması gereken bu programın daha önce yapılması gerektiğini ifade

7 Aralık 2007

Erçalları Alkışlıyorum! /Bekir AKKAYA

Doğduğumuz yer olmasına rağmen, 1986 yılından bu yana görevim nedeniyle geldiğimiz ilçem Kumru doyduğumuz yerde oldu. Bizim meslekte çevre araştırması bir zorunluluktur. Nerede görev yapıyorsanız oranın tüm yönlerini araştırarak dosyanıza koyma zorunluluğu da vardır. Bundan 20 yıl önce başlangıçta bu nedenle İlçemiz Kumru’yu her yönüyle ve geniş bir şekilde araştırma niyetimiz zaman zaman Kumru ile ilgili araştırma yazılarını da ortaya çıkardı. Bugün de aynı çalışmaları dünden bugüne yapmaktan hala işin doğrusu büyük bir keyif alıyorum.
Erçalları özellikle de İsmet Erçal’ı tanımam yirmi yıl öncesine dayanır. “Derviş dervişi tekkede” misali, İsmet Erçal’la buluşmalarımız ve ilk tanışmamız ya Kuş Kayası tepesi ya da Düz Oba’nın çayırıdır. İsmet Erçalla ilgili 1987 yılında Ordu Haber Gazetesi’nde “Televizyoncuları Peşinden Koşturan

İLANEN DUYURULUR (Arşiv)-Ekrem Saygı Yazdı


Asfalt çalışması deyince akla ilk gelen seçimdir. Ağaçlar yaprak dökünce nasıl sonbahar gelirse, asfalt çalışmaları başladığı anda, genel-yerel fark etmez, seçim kapıda demektir.
Yedi yıllık bir çalışma ve işkencenin sonucunda sona doğru yaklaşılırken Kumru- Fatsa arasında yeniden başlayan ve usulüne uygun dökülmeyen asfalt çalışmaları yer- yer kazalara neden olurken sağlam kalan araçlar da katran ve mıcır karışımı arasında renk değiştirmektedir. Yıkama yağlamacıların önü püfür püfür gaz yağı kokuyor. Yıkamacılar bu günlerde iyi hasılat yapmış olabilirler.
Kara yolların da hal böyle iken sokaklarımız ve caddelerimiz ne durumda acaba! Sokaklarımızın falına bakmak için kahveye ve fincana gerek yok. Her şey ortada.. Şatafatlı ışıkların altında ayak basmaya yer yok. Köşe başları çöp yığınları ile dolu. İnsanlarımız bilinçsiz ve bilinçsizce koyulan çöp bidonlarına, bilinçsiz insanlar tarafından atılan çöpler, sokakların müdavimleri (köpekler) tarafından caddelere harmanlanmakta ve insanlar dağılan çöplere basmamak için gün boyu seksek oyunu oynamaktadırlar. Ya İlçemizi ikiye bölen ırmağımıza ne demeli. Yakın tarihte nispeten ıslah edilen ırmağımızı yine bilinçsiz insanlar pislikleri ile doldurmaya başladı. Denetimin olmadığı ilçemizde, uykularımızı, ırmağımıza atılan çöp torbalarından çıkan sesler kaçırmaktadır. Her şeyi Allahülaleme havale eder duruma geldik.

Konuşan Fotoğraflar-Ekrem Saygı




ARŞİV : BEKİR AKKAYA

Ölümden Sonrasına Yolculuk ve Ölüm Anı-6 /Bekir AKKAYA


Daha önceki yazılarımızda da ifade ettiğimiz gibi ölüm anı ve ölümden sonrası bir çoklarımızın düşündüğü türden bilinmez bir durum değildir. Ölüm anı ile doğum anı birbirlerinin aynısıdır. Doğumda ruhun ana rahminde bedenle buluşması gerçekleşirken, ölümde de ruhun bedenden ayrılması söz konusudur. Çocuğun dünyaya gelmesinde göbek gibi fazlalıkları kesilir ve hatta tam benzerlik olmasa da doğum sonrası dünyada yaşamasına engel teşkil edebilecek eksiklikler tıbbi müdahalelerle giderilmeye çalışılır. , Ölümden sonrasında da ruhun fazlalıkları ruhun gittiği hayata uyumu için yol göstericiler tarafından arınmaya ya da bazı alıştırmalarla oraya uyumu için çaba sarfedilir. Dünyaya gelen bir çocukta bir problem , ortopedik ya da bir başka özrü yoksa dünyada yaşamasına pek bir engel yoktur. Ölümden sonrası hayatta bunun gibidir. Dünyada ruh ve beden uyumu içersinde bizim günah dediğimiz fiil ve davranışlardan kendini koruyan ruh için, öbür tarafta hiçbir sorun yoktur. İşin doğrusu orada onlara bir rehberde gereksizdir. Belki de bizim sırat köprüsü dediğimiz yeri bile hiç görmeyeceklerdir. Normal hayatın akışını en yüksek düzeyde sürdüreceklerdir.
Daha önce Süryanice dilinden söz ederek ruhsal dilin Süryanice olduğunu ifade etmiştik. Bir sohbette bir arkadaşımız bunun yanlış olabileceğini ifade etmişti. Bu bilgi doğrudur. Süryanice dünyada en eski dil olan üç dilden biridir. Süryanice’nin tarihi beş

KUMRU YÜKSEKOKUL DERNEĞİ ORDU ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜNÜ MAKAMIDA ZİYARET ETTİ(ARŞİVDEN)

Ordu Üniversitesi rektörlüğüne atanan Prof. Dr. Haluk Kefelioğlu'nu Kumru Yüksek Okul derneği yönetimi makamında ziyaret etti.

Ziyarette yönetim kurulu üyeleri Kumru Belediye Başkanı Ticabi Civelek,Ak Parti Kumru İlçe Başkanı Hamza Karar,İl Genel Meclis Üyesi İsmet Erçal,Giresun Sağlık Meslek Yüksekokulu Öğretim görevlisi Osman Onur,Kumru temsilcimiz Murat Yürekli,Esnaf Kefalet Başkanı Namık Evin,Kumru Mal Müdürü Fazıl Arıkan,Ecz Mehmet Bilgü,Ezc Abdullah Bayazıt,Ezc Ersoy Bolun hazır bulundular.

Yönetim kurulu adına bir konuşma yapan Öğretim Görevlisi Osman Onur; "Öncelikli olarak ilimiz Ordu'ya hoş geldiniz .Biz kumrulular olarak yüksek okul kurulması noktasında derneğimizi kurmuştuk.Amacımız ilçemiz Kumru'ya Ordu Üniversitesinin bölümü yada bölümlerini kazandırmak.Bu manada hocamızdan desteklerini bekliyoruz"dedi.

Ordu Üniversitesi Rektörü Prof Dr Haluk Kefelioğlu; "Bu nazik devetten dolayı öncelikli olarak Kumrululara teşekkür ediyorum.Arkadaşlar, Yüksek okul kurulmasıyla ilgili kriterler belli,öncelikli olarak geniş bir alan,hizmet binaları ve öğrencilerin barınacağı yurt ve alt yapı,dernek yöneticileri olarak sizler bu şartları oluşturduğunuz takdirde ben üzerime düşeni yapar ve Yüksek okulunuzu açarız.Ama tekrar ediyorum her yönüyle ilçenizin bir yüksek okul kültürüne hazır olması lazım."dedi.

Dernek yönetim kurulu üyesi Kumru Belediye Başkanı Ticabi Civelek'te ; "Hocam sağolsun çok açık konuştu.Biz Kumru ilçesi olarak,şartları oluşturarak hocamı en kısa zamanda alternatif bir iki yerimizi görmeleri için ilçemize davet edeceğiz.Tekrar hocamızı yeni görevinden dolayı derneğimiz yönetimi adına tebrik ediyorum " dedi.

HABER : MURAT YÜREKLİ

DELİSİYİM-Osman Yılmaz Yazdı (Arşivden)

Adında bir nezaket bir zariflik vardır senin. Kumru kuşundan mı, yoksa kumrulu olmandan mı bilinmez adın? Elbet vardır bir hikmeti, Elekçi Deresi’nin kenarında kurulmanın. Sende nice alimler, nice veliler yetişmiş. Bağrında çıkardığın yiğitler Anadolu’nun dört köşesinde. Fabrikatörlerin var gurbetlerde...
Bakma nüfusunun azaldığına bugünlerde. Ben inanıyorum yakında dönecekler hepsi sana. Dönecekler o sımsıcacık kucağına. Çünkü özleminle yananları gördüm her yerde. Gördüm, Ah memleketim! Diyenleri. İnsanların samimiyetini, saflığını, misafirperverliğini, cana yakınlığını anlatanları...
Ben de uzak kaldım senden. Hem de tam on yıl. On yıl hasretini çektim Leyla ile Mecnun gibi, Ferhat ile Şirin olduk seninle. Hasret giderdik tatillerde, yaşadık düğünleri, bayramları birlikte. Ama dönüş var ya, o dönüş... Burkardı yüreğimi hep... Buğulanırdı gözlerim sürekli... Çünkü her şeyim sendin

KARADENİZ GÖRME ENGELLİLER DERNEGİ ANA TÜZÜCÜ

KARADENİZ GÖRME ENGELLİLER DERNEGİ ANA TÜZÜCÜ

BİRİNCİ KISIM GENEL HÜKÜMLER

MADDE 1- DERNEGİN ADI-MERKEZİ ve AMBLEMİ:

Derneğin Adı : "Karadeniz Görme Engelliler Derneği" dir.
Merkezi : Ordu iline bağlı Kumru ilçesidir.Ordu iline bağlı Fatsa ilçesinde irtibat bürosu bulunmaktadır. İkametgahı: Samur Mahallesi Belediye İş hanı Kat : 1
Amblemi :Daire içinde fındık fındığın içinde göz, dairenin üst çemberinde derneğin ismi alt çemberinde ise Karadeniz görme engelliler derneği 2007 yazısı mevcuttur

MADDE 2- DERNEGİN AMACI ve ÇALIŞMA KONULARI:

Derneğimiz, görme engellilerin her türlü sorunlarına demokratjk, çağdaş, laik ve sosyal hukuk devleti ilkelerine bağlı olarak çözüm getirmeyi amaç edinmiştir. Bu doğrultuda

6 Aralık 2007

Kumru'ya Yüksekokul Yolda


Kumru'da Yüksek okul talebini değerlendirmek amacıyla AK Parti Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa ve Ordu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Haluk Kefelioğlu beraberlerinde Fatsa Belediye Başkanı Hüseyin Anlayanla beraber Kumru'ya gelerek yüksek okul için inceleme yaptılar.

Ordu Üniversitesi Rektörü Prof D.r Haluk Kefelioğlu; " altyapının önemli olduğunu belirterek, "Kriterlere uygun olduğu sürece Kumru'ya Meslek Yüksekokulu'nun açılmasında bir sakınca yoktur. Gerekli incelemeleri yaptık ve ilçenin ileri gelenleri ile bir araya gelerek gereken neyse yapmaya çalışacağız" dedi.
Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa ise; " Kumru'da da bir yüksekokul olmasını canı gönülden istiyoruz.Şartların uygunluğunu araştırarak, eğer varsa eksiklikleri

ÜNYE İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ ŞEFİ CENAYETTİN ÇAĞIR VEFAAT ETTİ.





Kumru- Demircili Mahallesi 1956 Doğumlu 3 çocuk babası Cenayettin ÇAĞIR Fatsa İlçesinden, 2002 yılında, Ünye İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne Şef olarak atanmıştır.
Ünye İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde, göreve devam ederken kalp krızi sonucu vefat eden, Cenayettin ÇAĞIR' ın Cenazesi 06,12,2007 günü öğle namazını mütakib, Kumru Merkez camiinde kılınan namazdan sonra aile kabristanlığına defnedilmiştir.
Canazeye Ünye, Fatsa ve Kumru İlçe Milli Eğitim Müdürleri ile, şube Müdürleri ve milli eğitim çalışanları katılmışlardır. Kendisine Allahtan rahmet diliyor. Ailesine ve yakınlarına Yüce mevladan sabılar ihsan ediyoruz.

Ölümden Sonrasına Yolculuk ve Ölüm Anı-6/Bekir AKKAYA

Ölümden Sonrasına Yolculuk ve Ölüm Anı-6
Daha önceki yazılarımızda da ifade ettiğimiz gibi ölüm anı ve ölümden sonrası bir çoklarımızın düşündüğü türden bilinmez bir durum değildir. Ölüm anı ile doğum anı birbirlerinin tıpa tıp aynısıdır. Doğumda ruhun ana rahminde bedenle buluşması gibi, ölümde de ruhun bedende ayrılması sözkonusudur. Çocuğun dünyaya gelmesinde göbek gibi fazlalıkları kesilir ve hatta tam benzerlik olmasa da doğum sonrası dünyada yaşamasına engel teşkil edebilecek eksiklikler tıpbi etkenlerle giderilmeye çalışıldığı gibi, ölümden sonrasında da ruhun fazlalıkları ruhun gittiği hayata uyumu için yol göstericiler tarafından arınmaya ya da bazı etkenlerle oraya uyumu için çaba sarfedilir. Dünyaya gelen bir çocukta bir problem yoksa, ortobedik ya da bir başka özrü yoksa dünyada yaşamasına pek bir engel yoktur. Ölümden sonrası hayatta bunun gibidir. Dünyada ruh ve beden uyumu içersinde bizim günah dediğimiz fiil

5 Aralık 2007

BURASI ELEKÇİ DERESİ!!! -KUMRU TV


Geçtiğimiz Cumartesi akşamı Kumru Köy Hizmetleri’nin bulunduğu binaya saldırı yapıldı ve saldırı sonucu Köy Hizmetlerinin bekçisi bıçaklanarak yaralandı.

Saldırıyı gerçekleştirenler kısa bir sürede kolluk kuvvetleri tarafından yakalandı ve adli makamlara sevk edildi.

Buraya kadar her şey normal...

Bıçaklanan şahıs davacı oldu ve mahkeme görüldü.

Bundan sonrasındaki aşama ise Kumru Halkı’na çok olağan geldi. Herkes tarafından da kanıksanmış bir yargı süreci ve olağan sonuç çıkmış; saldırganlar serbest kalmış

YÜZLERCE KÖYLÜ 50 SENELİK TOPRAKLARINDAN ÇIKARTILIYORLAR


Kadastro çalışması çerçevesinde Samsun'da bazı evler orman arazisi olduğu gerekçesiyle mühürlenirken, 50 yıldır oturdukları evlerine giremeyen vatandaşlar kapının önüne kurdukları çadırda yaşamaya başladı. Ordu'nun Ulubey, Çamaş, Akkuş, Gürgentepe, Kumru, Mesudiye, Korgan ilçelerinde ise 'orman işgalcisi olmuş' 500'e yakın çiftçiden arazileri terk etmesi istendi. 50 yıllık baba ocaklarını giremeyen ve havaların soğumasıyla zor günler geçiren köylüler, yetkililerin soruna çözüm bulmasını istedi. Samsun'un Alaçam ilçesine bağlı Akgüney köyünde oturan 87 yaşındaki Ali Gedik kendisine gelen 'evini boşalt' yazısı üzerine şaşkına dönenlerden sadece biri.

Ali Gedik, şu an oturduğu araziye 1950 yılında geldiğini ve boş arazilere ekim yapmak için yerleşmenin o dönemde devlet tarafından teşvik edildiğini söyledi. Ali Gedik, "Beni de buraya o zamanın muhtar getirdi. Boş araziyi işleyip ağaçlandırdım. Burada o dönemde orman yoktu. Ben bu saatten sonra ancak mezarlığa giderim." şeklinde konuştu. Evi 5 ay önce mühürlenerek kapatılan Samsun'un Taşkelik köyünden Elmas Keskin (63) ise çocukları ve gelinleriyle

4 Aralık 2007

Yoksul Bir Aileye Sizin de Katkınız Olabilir


Değerli Dostumuz

“İyi düşünmek lazım bu zamanda, iyilik düşünmek lazım.
Yoksulu, yetimi düşünmek, halden anlamak lazım.
Yetmez, başlarını okşamak lazım.
Değil hakkını yemek fakirin, hakkını vermek lazım.
Çok iyi düşünmek lazım bu zamanda, iyilik yapmak lazım...”

Bugüne kadar derneğimize verdiğiniz tanıtım desteğiyle yüzlerce ailenin evine gıda kolileri ulaştırdık. Yüzlerce çocuk sayenizde bağışlanan bayramlıklarıyla mutlu bir bayram geçirdi.

Yoksul için, yetim için yaptığımız 2007 yılı kurban organizasyonumuzun tanıtımı için de desteğinize ihtiyacımız var. Lütfen aşağıdaki linkteki bannerlardan size en

Haşmet'e Şiirli Cevap (Haşmetname) /Bekir AKKAYA

HAŞMETNAME
Ben bu sesi, bir yerlerden tanıdım.
Uzar soy adınız yeni mi Haşmet?
Haşmetteki “haş”a ben çok takıldım.
“Haş haş” ile bir bağın var mı ki Haşmet?

Alaylı bir üslup “Bekir” demişsin.
Yazıdan çıkardım, çok tuz yemişsin.
Direği es geçmiş, harca girmişsin.
Ortak nokta ordan, görünmez Haşmet?

“Yani” diyor isen, giriş olmamış.
Düşündüm desen de, hiç oturmamış.
Medya ile yazı çok çok karışmış.
Bu yaşlarda böyle olunmaz Haşmet?

3 Aralık 2007

Recep Han'a Cevabımdır /Bekir AKKAYA

Haberin Konusu : Kumru'ya mıcır tesisi
Açıklama : Recephan1’e Bekir Akkaya’dan Cevap! Recephan1@mynet.com adlı şahsın benle ilgili sözlerine cevap -2
Bekir AKKAYA Yasakçıya bir cevap daha…. Eğer niyetimiz üzüm yemek değil de bağcıyı dövmekse uzun söze hiç gerek yok. Önemli olan yasaktan mı yanayız ya da özgürlükten yana mı? Neticede kanunların asıl maksadı düzeni bozacak davranışları ortadan kaldırmak ve kasıtlı yapılan fiilleri cezalandırmaktır. Eğer kasıtlı ve huzuru bozma durumu olmasa cezaya da zaten gerek kalmazdı. Devlet memurları kanunu ya da 657 sayılı kanunu bilmeyen devlet memuru zaten yoktur. Herkeste fiillerini suç olmayacak bir şekilde memuriyetini sürdürür. Memurlar nette bir soru “ SORU: 657'ye tabi devlet memuru olan bir kişi siyasi bir sitede tamamen siyasi yazılar yayınlayabilir mi? ……..org sitesinde mesela ... Bu soruda ben şahsen bir jurnalleme ve ceza verilmesinden yana bir söylem görüyorum. Keşke bu soruyu soran yasakçı tavrın ötesinde yasakçı olmayan yönü ile samimi olarak bu soruyu sorsa idi. Keşke