15 Mart 2008

Nefretle Şekillenmiş Bir Adamım!-Bekir AKKAYA

Sizi bilmem ama ben herkesi sevemiyorum. Sevmenin de ötesinde nefret ediyorum. Herkesin acıdığı ve herkesin “vah” dediği bir yerde açıktan söylemesem de “iyi olmuş” ya da “bir de hoşuma gitti ki” diyorum.
İşinin dört dörtlük gittiğini düşünerek kendileri keyif yaparak başkalarının acı ve sıkıntılarından kaçan ve görmeyenlere bir olumsuz hal geldiğinde sonsuz bir mutluluk duyuyorum. Benim bu durumum bir anormallik olabilir. Bu tür söylemlerin bana söylenilmesinden de hiç rahatsız olmam. Beni kim nasıl değerlendirirse değerlendirsin durumum bu.
Göz göre göre haksızlığın yanında yer alacak, insanlara konumlarından dolayı farklı muamele edecek birine bir olumsuz hal geldiğinde cidden ben mutlu oluyorum…

Şu yaşa geldim çok sayıda insanın başına gelen olumsuz durumlardan hep mutlu oldum. Ve ömrüm olursa bu mutlu durumu çok çok yaşayacağım. Yeri ve zamanında küçücük hesaplar uğruna en ufak bir olumsuzluğa suskun kalanlar ya da hiçbir zararın
kendine gelmediği halde bir söz söylemeyenlerin başına gelen bir olumsuz durum beni heyecanlandırıyor ve mutlu ediyor. Sonuç ölüm bile olsa bendeki bu keyif hiç değişmez.

Hayatlarını hiç hasta olmayacak gibi yaşayanlar ya da ölüm bize gelmez düşüncesinde olanların başına gelenler,

Başkalarının acılarını ya da olumsuz durumlarında yapmaları gerekenleri yapmayanlar,

Adamına göre davranış özelliği gösterip, sessiz sedasız acınacak duruma düşenler,

Cepleri para görünce kimseyi görmeyip, fakir ve yoksul hale düşüp bir dilim ekmeğin yolunu gözleyenler, benim sevmediklerimin arasındadır.

Elini açıp benden ekmek parası isteyen bir dilenciye ilk sorduğum soru “oğlun – uşağın var mı?” sorusudur. Eğer “var” dediği an benden alacağı ekmek parası değil, iyi bir geçmişi ile yüzelşme olur.

Bana “sen de düşersin!” diyenleriniz olabilir.
Ben de “düşmem” demiyorum.
Eğer her durum ve şartta üzerime düşeni yerine getirmemişsem birileri benim için de aynı duyguları yaşayabilir, bulundukları yerlerde benim için” oh” da çalabilir.

Yok efendim ayıp olurmuş, insanlığa sığmazmış, bilmem neymiş.
Bundan rahatsızlık duyanlar zamanında duymalılar. Benim gibilere bu öğüdü verenler, acıdıklarını ya da koruyup kolladıklarını zamanında uyarmalı idiler. Yoksa ben kesinlikle güçlü ve kuvvetliyken zalimce davrananlara, düştükten sonra mazlumlaşanlara acıma ve merhamet olmaz.

Benim için doğumla ölüm arasında hiçbir fark yoktur. Doğumunda kutladığımın, ölümünde de cenazesine giderim. Ulu orta her davete gitmediğim gibi, her cenazeye de iştirak etmem. Duanın önemime ve değerine inandığımdan kimseye de kolay kolay dua etmem. En ufak bir çıkarı için hayatında bütün insanlık değerlerini hiç yere koyanların cenazelerine giderek yalandan yere “iyi adamdı” gibisinden yalan yere şahitlik etmediğim gibi, yalan yere de duada bulunmam…

Hayatımda kimseye eğilmem, bana karşı da kimsenin eğilip büzülmesine fırsat vermem. Gördüğün ya da en ufak riyakarlığı reddeder ya da o mıntıkada yer almam…

Bana kimse dinden, tasavvuftan söz etmesin. Bir yüzüne tokat yiyenin, ikinci yüzüne de vurulması için çevirenin ben dininden ve imanından da şüphe ederim. Bu kadar basit kişilikler oluşturan hangi din ise ben bu tür inançtan da şüphe ederim.

Benimkisi doğru yanlış bir kişilik oluşumu. İnsanın değerini her gün aşağılara çeken insanlar yadırganmıyor ve baş tacı ediliyor ise benim de yadırganmamam gerekir. Yadırgansa da başkalarına gösterilen itina bizim gibi yamuklara da gösterilmesi gerekir…
Buluşmak ümidiyle…
Bekir AKKAYA/KUMRU HABERCİ GAZETESİ/KUMRU

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...