15 Mart 2008

BU BİR İKTİDAR SAVAŞIDIR!-İlhan TİNCİ

Evet, Ak Parti’nin “Laiklik Karşıtı Unsurların Odak noktası” olduğu iddiasıyla hakkında kapatma davası açılması bu yurdum insanı için hiç yabancı gelmedi.
Bu ülkede ne zaman bir başarı yakalanırsa, ne zaman ekonomik unsurlar ve dengeler değişmeye başlarsa birileri düğmeye basardı. Birileri, kendilerine dönemin iktidarları tarafından biçilmiş kaftanları kaybetmemek adına, diğerleri de kendi kaftanlarını giymek-giydirmek adına kılıçlarını kuşanmışlardır.

Bu savaşın ana unsurları; Cumhuriyet’in kuruluş yıllarında, Mustafa Kemal’in Cumhurbaşkanlığı seçilmesinde, İsmet İnönü’nün Atütürk’ün yerine seçilmesi ve Atatürk’ün resimlerinin duvarlardan kaldırılması ve Türk Parasından resminin
silinmesinde, 27 Mayıs’ta, 12 Eylül’de, Sincan’da tankların yürümesinde de, PKK’nın devlet tarafından oluşturulmasındaki payında da aynı gerekçelerle olmuştur.

Bu ülkenin, 1923’ten bu yana Çağdaş Uygarlık düzeyini yakalamak(!) adına kanını emen- emdiren, inançlarını ve ahlak değerlerini ayaklar altına alan, bu yurdum insanının sağlığından, giyimine, yediği ekmekten, içtiği suya kadar söz sahibi olup, gücünü de, adına “Elit” tabaka dedirtilen Masonik Enformasyonlardan alan kesimler yine sahnedeler.
Çünkü artık ellerindeki son kaleler de düşmek üzere.

Yıllardan beri, “kutsal”, “ulusal”, “anayasal” değerler olarak benimsetilen tüm değerler bizzat kendileri tarafından peşkeş çektirilirken sesleri çıkmadı! Neden? Çünkü Ekonomik güç vardı. Para vardı.



TBMM’de başörtüsü yasağına karşı 411 el kalktı. AK Parti, MHP ve DTP “evet” dedi. Bu ülkede başörtüsü yasağına karşıyız dediler. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne gözünü kırpmadan evlatlarını teslim eden anne ve babalar “biz başörtülüyüz” dediler. 411 el için mi dava açıldı. MHP bu işin neresinde? PKK’nın TBMM’deki temsilcisi DTP’de bu işin ortağı! Neden 71 kişi?

Noldu? Birileri geldi; “başörtüsü, bu ülkenin anayasal temelini yıkacak”, “Türkiye, İran’a dönecek” diyerek, aba altından sopa gösterdi. Aslında maksat, ne başörtüsü yasağı ne de İran korkusu. Maksat ellerinden bir sabun gibi kayan ekonomik dengeleri, paraları, televizyonları, iletişim araçları, petrolleri. İlaç fabrikaları. Tek-tek düşen kaleleri.

Asla ve asla bu milleti bir daha sömüremeyeceklerini biliyorlar. Asla ve asla artık hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağını gördüler.
Bu; ne bir, Anayasa kaygısı, ne bir Cumhuriyetçilik düşü. Bu düpedüz bir iktidar ve “para” mücadelesidir.

Çünkü, 1938’den bu yana, bu ülkede ihtilaller yapan, partiler kapatan “elit”ler, bana bir vatandaş olarak bu ülkeyi benden daha çok sevdiklerini ispat edemediler.
İlhan TİNCİ/HABERNEWS
Not: Bu yazı; http://www.habernews.com/ sitesinde yazarın kendi köşesinden alıntıdır.
NOT : http://www.kumru.tv/yazar.asp?yazarid=77&yaziid=95

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...